HEMİNGWAY, KEMAL TAHİR VE YÜZBAŞI FARUK (ESKİ DEFTERLER-16)

HEMİNGWAY, KEMAL TAHİR VE YÜZBAŞI FARUK - istanbul un isgali istiklal caddesi 1024x576 1

HEMİNGWAY, KEMAL TAHİR VE YÜZBAŞI FARUK

(ESKİ DEFTERLER-16)

HÜSEYİN MÜMTAZ

                “Ne alâka?” demeyin…

                Hepsinin buluştuğu yer, “İşgal İstanbulu”dur…

                13 Kasım 1918’de önemli stratejik noktaları yabancı birliklerce kontrol altına alınan İstanbul’da 1920’nin 16 Mart’ında idareye de el konulur. Beyoğlu ve Rumeli yakası İngilizlerin, İstanbul yakası Fransızların ve Anadolu yakası da İtalyanların kontrolü altındadır artık.

                Hemingway, 30 Eylül 1922’de gazetesi “The Toronto Daily Star” gönderdiği yazıda İstanbul’u şöyle anlatır;[i]

“Sabah uyanıp da Haliç üzerine çökmüş sisten incecik ve tertemiz başlarını uzatan minareleri görüp bir Rus operasındaki aryayı hatırlatan müezzinin, dokunaklı sesiyle müminleri yalvarırcasına duaya çağırdığını duyduğunuzda Doğu’nun sihrine eriyorsunuz. Pencere camında yansıyan görüntünüze bakınca, sizi dün gece keşfeden sineklerin ısırıp kızarttığı yerleri görüyor ve kendinizi tam tamına Doğu’da buluyorsunuz…

Pierre Loti’nin hikâyelerindeki Doğuyla, günlük yaşantının Doğu’su arasında gerçekten mutlu bir orta yol bulunabilir. Ama bunu ancak göz kapakları yarı aralıkla bakan biri görebilir. Ayrıca yediklerine aldırmaması, sinek sokmalarına dayanıklı olması şartıyla, tabii…

Yağmur yağmadığı zaman İstanbul’da o kadar çok toz oluyor ki, Pera’ya paralel tepelerin üzerindeki sokaklardan geçen köpeklerin ayaklarından havaya sanki bir toz bulutu yükseliyor. İnsanlar da ayak bileklerine kadar toza batıyorlar ve rüzgâr esti mi, arada tam ve yoğun bir bulut oluşuyor.

Yağmur yağınca da, her taraf çamur içinde. Kaldırımlar öylesine dar ki, herkes sokakta yürüyor; sokaklar da dereden farksız. Geliş-gidiş kuralı diye birşey yok. Motorlu araçlar, atlı arabalar, tramvaylar, sırtlarında ağır yükleri taşıyan hamallar hep birlikte gidip geliyorlar. Sadece iki ana cadde var. Geri kalanların hepsi ara sokak. Ana caddeler de ara sokaklardan daha ahım şahım değil…

Limandan yukarı çıkan yokuşun orta yerindeki Galata semti, Barbary Coast’un en dehşetli eski günlerine taş çıkartacak kadar düşük bir yer. Her milletin ve bütün Müttefiklerin askerleri burada kurulu tuzağa düşürülüyor…

Türkler günün her saatinde dar yolların kenarlarındaki kahvelerde oturup nargilelerini fokurdatı­yor, bir yandan da insanın midesini yakıp kavuran rakılarını yudum yudum demleniyorlar. Bu içki o kadar sert ki, yanında meze olmadan içmek imkânsız gibi birşey…

Güneş doğmadan kara ve yumuşak topraklı İstanbul sokaklarında yürüyecek olursanız, fareler önünüzden kaçışır; sıska sokak köpekleri çöp tenekelerini karıştırır. Bir barın kapısından sızan ışık sokağa düşerken, içerden patlayan sarhoş kahkahaları duyarsınız…

Sarhoşun kahkahası, müezzinin güzel, dokunaklı, içli çağrısına tam bir celisidir. Ve İstanbul’un kara yüzlü, çarpık, pis pis kokan sokaklarında sabahın ilk saatlerinde göreceğiniz şeyler, sihirli Doğu’nun tam anlamıyla gerçek yüzüdür…”

 Kemal Tahir ise, aynı günlerin İstanbul’unu önce şöyle anlatır;[ii]

“Rüzgâr dinmiş, kar, mütareke İstanbul’unun eskiliğini, paramparça karışıklığını, pisliğini geçici olarak örtüyor”.

                Ve sonra “Esir Şehrin İnsanları”ında devam eder;[iii]

             “Dürbünün içindeki denizle gökyüzü koyu koyu kurşûnî, adalar, Kayışdağı’na kadar Kadıköy, beride İstanbul, kirli bir camdan bakılıyor gibi, silikti.

             Küçük Ayasofya’dan Etyemez’e kadar bütün mahalleleri yangınlar silip süpürmüş, yanmayan ahşap ev yığınlarını da, uzun savaş yılları, onarımsızlıktan kağşatıp çökertmişti. Büyük camilerin kubbeleriyle minareleri bile sanki artık kâgir katılıklarını taşımıyor, pamuk balyası yığınları gibi insana yumuşaklık duygusu veriyorlardı…

                Aksaray tramvayıyla Eminönü’ne giden istihkâm talim ve tecrübe subaylarından üstteğmen Kadri Efendi, yazıyor: 667 numaralı vatman Kâzım bir Türk kadınına hakaret ediyordu. ‘Kadınlara karşı böyle şeyler söylemek doğru değildir. İnsan hiç kızkardeşine hakaret eder mi’ diyecek oldum. ‘Subaylığın modası geçti. Artık kimseye söz geçiremezsiniz. Çalım da satamazsınız diye başladı. Arkadaşı 613 numaralı Ahmet de ona arka çıktı.”

                Demek “İşgal İstanbul”unda durum ve vaziyet öyleymiş.

                Subaylığın modası geçmiş.      

                Kimseye söz geçiremez, çalım da satamazlarmış.

                Bunu bir vatman, Üstteğmen’e söylüyor…

                O zaman “ÇILGIN TÜRKLER”e bir bakalım;[iv]

“Son Osmanlı Hükümetinin Harbiye Nazırı Ziya Paşa her zaman ki yumuşaklığı ile; – ‘Beyler..’ dedi.. İngilizlere kafa tutamayız. Adamların hiç şakası yok. Daha geçen gün, bir bahane icat ederek İzmit’i tekrar işgal ediverdiler.

Sarı Atlas döşeli büyük oda, nezaretin ileri gelen subayları ile doluydu. Hürriyet ve İtilaf Partisi yanlısı olan ‘birkaç gerici subay’ dışında hepsi, Anadolu’ya geçmeye çoktan hazır, Ankara’nın İstanbul’da kalmalarını gerekli gördüğü namuslu askerlerdi.

Kapı açıldı, Ziya Paşa’nın Yaveri göründü: – Emrettiğiniz yüzbaşı geldi efendim.

– ‘İçeri al’

Harbiye Nazırı subaylara bilgi verdi: – Az önce sözünü ettiğim talihsiz olayın faili.

Yüzbaşı bekletmeden içeri girdi, kaygılı bakışlarla kendisini izleyen subayların arasından hızla ilerleyerek Nazır’ın masası önünde durdu, selam verdi:

– Yüzbaşı Faruk, İstanbul. Beni emretmişsiniz.

Uzun boylu, kumral, yakışıklı biraz bıçkın havalı bir subaydı. Nazır önündeki yazıya bakarak yumuşak sesle ‘Oğlum..’ dedi, dün akşam Beyoğlu’nda, İngiliz İnzibat Subayı Teğmen Miller’i emre rağmen selamlamamışsın. Doğru mu?

– Evet efendim, doğru.

Nazır, dürüst subaya babacanca yol gösterdi: – Herhalde görmediğin için selamlamadın, değil mi çocuğum?

– Hayır efendim, gördüm.

Nazırın canı sıkıldı: – Niye selamlamadın öyleyse? Selamlamanız için emir verilmişti.

– Rütbesi benden küçük olduğu için selamlamadım Paşam. Askerlik töresince, önce onun beni selamlaması gerekmez miydi?

Ziya Paşa derin bir kederle ellerini açtı: – Askerlik töresi mi kaldı a yavrum? Adamlar galibiyet haklarını kullanıyorlar. İngiliz Komutanlığı olayı bu sabah protesto etti. Mesele çıkarılacak zaman değil. Hemen şu müzevir Teğmeni bul da özür dile. Olayı kapatalım.

Paşa başıyla çıkması için izin verdi. Ama Yüzbaşı Faruk yerinden kıpırdamadı:

– Paşam bir de beni dinlemenizi rica ediyorum.

Nazır bıkkınlıkla, ‘söyle bakalım’ dedi.

-‘Balkan Savaşında Teğmendim. Çanakkale’de Üsteğmen, Suriye cephesinde Yüzbaşı oldum. Ben bu rütbeleri tek başıma savaşarak almadım. Her rütbemde binlerce şehidin ve gazinin hakkı var. Onların hakkını korumak borcumdur. Beni affedin, özür dileyemem.’

Harbiye Nazırı bozuldu: – Anlamadın galiba. Harbiye Nazırı olarak emrediyorum.

Yüzbaşı sükunetle: – ‘Anladım efendim’ dedi ve apoletlerini bir hamlede söküp Nazır’ın masasına bıraktı: – ‘Artık emrinizi dinlemek zorunda değilim!..’

Selam vermeden dönüp kapıya yürüdü. Oturan subayların, İstanbul Hükümetini tutan bir kaçı dışında, hepsi saygıyla ayağa fırladı. Hepsinin rütbesi Yüzbaşıdan büyüktü.

Gözleri dolarak Yüzbaşı’ya selam durdular…”

Yüzbaşı’nın, kendi rütbelerini sökmediğini düşündüm.

                Ben de selam durdum… 28 Eylül 2021


[i] “İŞGAL İSTANBULU”. Milliyet Yayınları. Ağustos 1970. Sayfa. 17-20

[ii] “YORGUN SAVAŞÇI”. Bilgi yayınevi. Eylül 1968. Sayfa 52.

[iii] “ESİR ŞEHRİN İNSANLAR”. Sander Yayınları. 1969. Sayfa 25 ve devamı.

[iv] “ŞU ÇILGIN TÜRKLER”. Turgut Özakman. Bilgi Yay. Sayfa 58

HEMİNGWAY, KEMAL TAHİR VE YÜZBAŞI FARUK - Ernest Hemingway
Ernest Hemingway, Havana
Haberi paylaşın
HEMİNGWAY, KEMAL TAHİR VE YÜZBAŞI FARUK - istanbul un isgali istiklal caddesi 1024x576 1

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. Siyasi Partillesme ve Milli bir Örgütlenme ile siyasi ve ekonomik isgale karsi savasmaktan baskacaremiz hic bir yok.

  2. Şimdi de Çiftçilerin önü kesiliyor. Her çiftçi her istedini ekemeyecek, ekime sınır getiriliyor, hayvancılığa sınır getiriliyor. Enflasyon düzelirim dersiniz.

  3. brics ilk kurulduğunda ekonomik mucize gerçekleştiren ülkeler olarak masum bir örgüttü ve Türkiye’de o zamanlar nispeten iyi giden ekonmisi ile…

  • “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    “Kıbrıs’ta 2 ayrı devlet var…”

    Kıbrıs’ta sular durulmuyor. Kıbrıslı Rumlar AB’nin desteği ile iyice şımardı. Önemli haklar elde etmeye çalışıyor. Ancak karşılarında KKTC’nin Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı buluyorlar. Tatar, hiç taviz […]


  • Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    Dünya Siyasetinde Değişim Başlıyor

    New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 78’inci Genel Kurulu görüşmeleri bu yıl geçmişlerden farklı ve yeni bir dönemin başlayacağının habercisi konumunda zira 2023 yılında dünya […]


  • Altın Koza’ya Altın Program

    Altın Koza’ya Altın Program

    30. yılını kutlayan Adana Altın Koza Film Festivali’nin 18-24 Eylül tarihleri arasında Esas 01 Burda AVM, Cinema Pink salonlarında gösterime sunulacak uluslararası programı; Berlin, Cannes, […]


  • Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Ruslar Türkiye’den ayrılıyor

    Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile başlayan, Rus göçü, Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşa daha fazla vatandaşın katılmasını gerektiren kısmi seferberlik kararından sonra […]


  • BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    BRiCS DUVARI EMPERYALİZME KARŞI

    Son aylarda birbiri ardı sıra gündeme gelen uluslararası kongreler ve toplantılar sürüp giderken ,bugünkü dünya siyaseti normal koşulların ötesinde gelişmeler göstermektedir .Ülkeler ve devletler arası […]


  • SADAKA

    SADAKA

    Bir dakika durup düşünün, ne kadar aşağılayıcı bir durum içindeyiz bu günlerde. Emekli vatandaşların emekli maaşlarına 3 liramı verelim yoksa 5 liramı verelim konusu, bütün […]


  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB İle Yolları Ayırabiliriz”

    Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu görüşmelerine  katılmak için  New York’a  gitmeden  önce Cumhurbaşkanı Erdoğan: ”AB ile yolları ayırabiliriz” diyerek önemli bir açıklamada bulunmuştur: ”Avrupa Birliği, […]


  • BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    BİRİ YER, BİRİ BAKAR…

    Enflasyon altında ezilen yurttaş bütçeyi de finanse etti. Merkezi yönetim bütçe sonuçlarına göre yılın ilk sekiz ayında başta ÖTV ve KDV’de olmak üzere vergi gelirlerinde […]


  • O YILLAR

    O YILLAR

    O YILLAR                 HÜSEYİN MÜMTAZ                 Biz eskidik ama yazılar hiç eskimiyor galiba…                 Tam on yıl önce, Falih Rıfkı Atay’dan şu kısa alıntıyı yapmışız; […]


  • Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Sivil giyimli ÍŞGĂL ORDUSU

    Halkımız aptal değil, tehlikenin farkında. Yıllardır „sivil işgal kuvvetleri“ ülkemize dolduruluyor. „Barış süreci“ diye, binlerce PKK askeri, davul-zurna eşliğinde silâhları ile birlikte ülkemize sokuldu. Onları […]


  • Siyasette “aptal sözcüğü”

    Siyasette “aptal sözcüğü”

    Sosyal medyada aptal sözcüğünün çok sık kullanıldığını görmüşünüzdür. Siyasi ya da ideolojik tartışmayı aptalsın, akıllısın gibi yere indirgemek, aslında “entelektüel yeteneğin” sınırlı olduğuna işaret eder, […]


  • ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ŞEYHÜLİSLAMLIK KURULUYOR

    ÇEDES PROJESİ İLE AKP KARŞI DEVRİM’İNİN ŞEYHÜLİSLAMLIK AYAĞI DA KURULMUŞ OLUYOR Çağdaş bir devlet yurttaşlarına din dayatmaz. DİB bütçeden aldığı bakanlıklar üstü ödenek ile toplumun […]


  • Dünya ülkeleri Türkiye’den neler almak istiyor?..

    Dünya ülkeleri Türkiye’den neler almak istiyor?..

    Üretimde artışlar yüz güldürüyor. Türkiye’den dünya ülkelerinin neler istediği belli oldu. Burada önemli olan şu: Yapılan üretimin ithalat olmadan oluşmasıdır. Yoksa ithalata dayalı üretim sadece […]


  • FEYM GRUBU BÜLTENİ

    FEYM GRUBU BÜLTENİ

    ERMENİ Faaliyetleri (22 Eylül 2023) 1.  Artsakh (“sözde” Dağlık Karabağ Ermeni devleti) ve Azerbaycan temsilcileri arasında, Azeri askeri saldırısının ardından askerlerin geri çekilmesi ve tahliye edilen […]


  • İngilizler, kesenin ağzını açtı…

    İngilizler, kesenin ağzını açtı…

    Kartla harcamalar çoğaldı. Yapılan araştırmada yurt dışına tatile çıkan İngilizlerin kesenin ağzını açtığı ifade ediliyor. Türkiye’yi ziyaret eden yabancı turistlerin yaptığı fiziksel harcamalar, bir önceki […]


  • Şirketler birer birer kapanıyor…

    Şirketler birer birer kapanıyor…

    İyimserlik devam ediyor ama ekonomik kriz karşısında da şirketler birer birer kapanıyor. Yeni şirketler de kuruluyor. Ancak, bu çok sınırlı. Kapanan bazı şirketlerin yetkilileri ”Ekonomik […]


  • ATATÜRK’E, TÜRK’E VE GERÇEK TC DEVLETİNE SALDIRILAR KARŞI DEVRİMİN ANAYASA DEĞİŞTİRMESİNE YÖNELİK ALIŞTIRMALARDIR. Sefa Yürükel

    ATATÜRK’E, TÜRK’E VE GERÇEK TC DEVLETİNE SALDIRILAR KARŞI DEVRİMİN ANAYASA DEĞİŞTİRMESİNE YÖNELİK ALIŞTIRMALARDIR.       Sefa Yürükel

    Atatürk’ün kurtardığı milletin bazı bireyleri ve Atatürkün kurduğu devletin bazı bürokratları, kurtarılmayı ve Türk Milletinin mensubu ve TC devletinin vatandaşı olmayı hak etmiyorlar. Son bir […]


  • FEYM GRUBU BÜLTENİ

    FEYM GRUBU BÜLTENİ

    ERMENİ Faaliyetleri (21 Eylül 2023) 1.  ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 21 Eylül Bağımsızlık Günü’nde Ermenistan halkına en iyi dileklerini göndererek, ABD’nin Ermenistan’ın egemenliğine, bağımsızlığına ve […]


  • 8 ayda Türkiye’ye 36 milyon turist geldi…

    8 ayda Türkiye’ye 36 milyon turist geldi…

    Yaz aylarında beklenen turist 50 milyondu 36 milyon turistle sezonu kapattık. Turizm Bakanlığı yetkilileri geçen yılın Ağustos ayına göre yüzde 5.65 artış yaşandığını söylüyor. Kış […]


  • NASIL İNSANLAR OLDUK BİZ

    NASIL İNSANLAR OLDUK BİZ

    Tv de anlatılıyordu.Antalya da Rus’un biri Site den 80 daire satın almış. Sadece Ruslara kiralıyormuş.Doğrumu yanlış mı bilmiyorum. Ama sektörüm olan Tarımdan biliyorumBaşta Muz seraları […]



Posted

in

by