AKP’de Çözülme, Dağılma, İtirafçılık Başladı…

İktidarı kaybetmemek için AKP’nin elini çabuk tutması gerekiyor. - IMG 20170622 111622
İktidarı kaybetmemek için AKP’nin elini çabuk tutması gerekiyor. - IMG 20170622 111622

İktidarı kaybetmemek için AKP’nin elini çabuk tutması gerekiyor.

Çözülme, dağılma, itirafçılık başladı çünkü.

Zaman daralıyor.

İşin ucunda yüce divanlarda yargılanmak da var…

Bu nedenle şeriatçı yapılanma hızlandırıldı… Hedef, tüm ülkeyi eksizsiz şeriat hukukuna dayalı bir ülke haline getirmek ve bazı çevreleri susturarak diledikleri gibi hareket etmek…

Gerçi AKP bu düzen değişikliğinde epey yol aldı.

19 yılda, başta adalet sistemi olmak üzere, MEB, ordu, Meclis, sendikalar ve önüne çıkan çeşitli devlet kurumlarını kendine uygun duruma getirmek için elinden gelen çabayı gösterdi.

Hedef, onları dinci kurallara göre dilediği gibi kullanmak, kullanabilmek; bu sayede her çeşit eylemi, yaptırımı gerçekleştirmek, gerçekleştirebilmek.

Hedef, bu siyasal İslamcı yürüyüşte kendisine köstek olabilecek, tekerine taş koyabilecek ya da hesap soracak tüm makamları etkisiz duruma getirmek…

Düzen değişikliğinin yanında, bu İslamcı yürüyüşte de epey yol aldı.

Şimdi ne yasa dinliyor ne hukuk…

Her açılışta, her kutlamada, her törende artık diyanet işleri ile Cumhurbaşkanı yan yana çıkıyor.

Eller gökyüzüne açılıyor, kuran ve dualar okunuyor.

Cübbe, sarık her yerde var. Simge haline geldi. Ülkemiz İslam devleti olma yolunda hızla yol alıyor.

Yetkililer, savcılar, hâkimler, Meclis, ordu, Milli eğitim dut yemiş bülbüller gibi susuyorlar. Sadece seyrediyorlar.

 Yarın bir gün, bir iktidar değişikliğinde, kendilerine “Niye müdahale etmedin, bu şeriatçı değişime niçin karşı çıkmadın” diye sorulduğu zaman acaba ne yanıt verecekler?

Merak ediyorum.

Hangi gerekçeye dayanarak kendilerini savunacaklar? Çünkü bu gidiş, gidiş değil. Türkiye’mizi çok karanlık bir gelecek bekliyor.

Oysa Anayasamızın 2. maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, LAİK VE SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİDİR.” Der.

Okumaya devam et  Gazamız Mübarek Olsun

Der, demesine de ama dinleyen, yasaya uyan kim?

Göz göre göre, gözümüzün içine baka baka, Anayasanın bu laiklik ilkesini paspas gibi çiğnediler. Tüm güçleri ile çiğnemeye de devam ediyorlar…

Cumhurbaşkanı, Yargıtay Başkanı ve diyanet İşleri Başkanı adli yılın ve yeni Yargıtay binasının açılısını dualarla yaptılar.

Ve bu uygulamayı gerçekleştirirken, Yargıtay başkanının cübbesi üzerindeydi. Böyle bir açılış ilk kez oluyor.

Yanında diyanet İşleri Başkanı ve Cumhurbaşkanı vardı. Hep beraber Fatiha okudular.

Daha doğrusu insan haklarının, hakkın, hukukun, adaletin, Anayasanın ruhuna Fatiha okudular…

Ve tümünü de gömdüler.

Bir adalet kurumunun açılışında Diyanet işleri Başkanının ne işi olabilir?

Diyanet işleri Başkanının devlet protokolündeki yeri geçenlerde yeniden düzenlendi. Kendisinden önce gelen 40 makamı arkada bırakıp öne geçti.

Diyanet işleri Başkanı artık 12.ci sırada ve arkasında Genel Kurmay Başkanı, kuvvet komutanları var.

Bütün bu değişiklikler niçin yapılıyor?

Çünkü son zamanlarda sadaka ekonomisinin ve din sömürüsün etkisi azaldı. Yokluk, yoksulluk, işsizlik, pahalılık AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın denetimini zayıflattı, sihrini bozdu.

Anketler hem AKP’nin hem de Reisin oylarında çok ciddi kayıplar yaşandığını gösteriyor. İşte bu nedenlerle tüm devlet kurumlarının tümüne eksiksiz egemen olup ellerini güçlendirmek istiyorlar…

Ama boşuna çaba.

Şimdiye dek bu tür girişimlerle, planlamalarla, mücadelelerle ülke yönetimini şeriatçı yasalara, kurallara ve düzene uydurmak isteyenlerin tümünün sonu acı, hüsran ve umutsuzluk ile sonuçlandı.

Eğer ülke yönetiminde güçlü, dirayetli, yön verici olmak istiyorsan önce Cumhuriyete, laik düzene ve demokrasiye sahip çıkacaksın.

Tarımı, sanayiyi geliştireceksin. Fabrikalar açacaksın. Üretim yapacaksın. Dış alıma, ithalata, krediye bağımlı olmaktan ülkeyi kurtarıp, boş gezen genç ve uzman kitlenin emeğini değerlendireceksin…

Hepsinden önemlisi emperyalizmi ülkeden kovup, “Tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir ülke” yaratacaksın.

Okumaya devam et  Yolcudur Abbas, Bağlasan Durmaz…

Kesinlikle dinle devlet işlerini birbirinden ayıracaksın. Dini ve inancı vicdanlara bırakacaksın. Laiklik ilkesine sadık kalacaksın… Ülke ATA’mızın istediği gibi laik, özgür bir ülke olacak.

([email protected])


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir