ALİ BİZDEN KİM?

ALİ BİZDEN KİM? - images
ALİ BİZDEN KİM? - images

ALİ BİZDEN KİM?

HÜSEYİN MÜMTAZ

                Ali Bizden’i hiç tanımam.

                Hangi bizdenlerdendir, değil midir, kimlerdendir hiç bilmem, hiç duymadım.

                Birden gündem oldu, ortalığı salladı.

                Hâlbuki son üç gün içinde şunlar olmuştu;

                Rum Savunma Bakanı Haralambos Petridis, “İşgal altındaki ata topraklarına geri döneceğiz” dedi.

AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, Güney Kıbrıs ziyareti kapsamında düzenlediği basın toplantısında, AB’nin asla “iki devletli çözüm” modelini kabul etmeyeceğini yineledi. Leyen’in, iki devletli çözümle ilgili “never, ever” ifadesini kullanması ise ayrıca dikkat çekti. AB’nin, Kıbrıs sorununa ilişkin tek sesle konuştuğunu ifade eden Leyen, “İki devletli bir çözümü asla kabul etmeyeceğimizi tekrarlamak istiyorum. Bu konuda kararlıyız… Komşularımızın bilmesini isterim ki; Kıbrıs gibi AB üyesi devletlerimizden biriyle konuşuyorlarsa, hangi tonda olursa olsun, Avrupa Birliği ile konuşuyorlar demektir” ifadelerini kullandı.

İngiltere’nin Avrupa Komşuluktan Sorumlu Dışişleri Müsteşarı Wendy Morton, “İngiltere’nin ‘KKTC’yi tanıma gibi bir pozisyonu yoktur dedi.

                Daha ne desinler, hangi kelimeleri kullansınlar, söylemedikleri ne kaldı?

                Ve işte bunlar olurken biz Ali Bizden’le uğraşıyoruz.

Geçmişte Akıncı’nın basın danışmanlığını yapmış olduğunu bu vesileyle öğrendiğimiz Ali Bizden Facebook hesabında şunları paylaşmış:

“İstanbul Sabiha Gökçen’e geldim. 8 Eylül 2020’de 5 yıllık giriş yasağı konmuş. Milli güvenliğe aykırı diye bir ifade kullanıldı gerekçe olarak. G82 dendi. Telefon ve param alınıyor. Sabah 6.20’de KKTC’ye geri gönderileceğim söylendi”.

Söylediğim gibi, kimdir, nedir, ne yapmış tanımam, bilmem.

Ama devlet görevlileri, “milli güvenliğe aykırı” olduğu için “5 yıllık giriş yasağı konulduğunu” söylemişler.

                Kongo, Katanga, Somali, Sri, Lanka’lılar değil, Türkiye Cumhuriyeti görevlileri söylemiş.

                Vay sen misin söyleyen?

Nasıl söylerlermiş.         

                KKTC’de, Tatar’ın televizyonunda sabah bozuk bir Türkçeyle konuşan, akşam da aynı bozuk Türkçe ile yazılar yazan, aynı zamanda Rum pasaportu da olan “akademisyen” bir İngiliz vatandaşının şöyle yazdığını iletti dostlar;

                “Dün dedim ki, ‘TC – KKTC ilişkileri yalama olmuştur……. şu andaki görüntü; ne ‘ana – yavru’ ne de ‘iki eşit kardeş’ görüntüsüdür! Birileri talimat veriyor; yol gösteriyor; empoze ediyor ve ötekiler de harfiyen uyguluyor! ….

Bu yazıyı yazdım akşama ne oldu? Akşama Ali Bizden, Türkiye’ye sokulmadı! Neden?

‘Milli güvenlik meselesi’…..

KKTC, ‘eşit ve egemen’ bir devlet midir?

Eğer eşit ve egemen bir devletseydi; Ali Bizden’in Türkiye’deki havaalanında alıkonulduğu anda, KKTC’nin Dışişleri Bakanı, bu ülkenin Ada’daki Büyükelçisi’ni makamına çağırır ve izahat isterdi…

Bunu yapabilecek bir dışişleri bakanımız var mı? Yoktur!

İşte bu yüzden TC – KKTC ilişkilerinin yalama olduğunu yazıyorum!

Bu ilişkiler yalamadır!…

Bugün Ali Bizden’e yarın, hepimize!

Ali Bizden ile kısa süre de olsa, hem bir gazetede hem de bir üniversitede birlikte çalıştım, çeşitli sohbetlerim oldu.

……Ali Bizden’in bence alıkonulması ya da Türkiye’ye sokulmamasının tek sebebi olabilir o da, zekasıdır……Başka hiçbir gerekçe söz konusu dahi olamaz!

Siz, Dr. İhsan Ali’yi bu nedenle öldürmek istemiştiniz!

Siz, Ayhan Hikmet ve Muzaffer Gürkan’ı, bu sebeple öldürdünüz!

Siz, Ahmet Sadi Erkurt’u bu nedenle vurdunuz!

Siz, Fazıl Önder’i de bu yüzden katlettiniz; Kutlu Adalı’yı da!

Siz, Derviş Ali Kavazoğlu’nu da bu yüzden ortadan kaldırdınız!

Sizin, kan kokan, kan edebiyatına dayanan çirkin ve de düşmanca siyasetlerinize; zekayla ve barışla karşı çıktıkları için bu insanları yok ettiniz!

Ve siz, Ali Bizden’i de bu yüzden Türkiye’ye sokmadınız!

Ve siz,…… Kıbrıs Türk toplumu ile Anadolu ve Trakya halklarını bir birine düşürmek için özel çaba harcamaktasınız!…..

Siz, size sürekli ‘evet efendim, sağ olun, var olun’ diyecek; ebediyen borçlu olduğunu hissedip, sabah akşam ‘şükran’ çekecek zavallılardan başka hiç kimseyi istemiyorsunuz!”

Bu nasıl bir hınçtır, kindir, nefrettir?

Daha ne desin?

“Kıbrıs Türk toplumu” ve “Anadolu ve Trakya halkları”…

Gelecek ders yılında bu “akademisyen”in ders verdiği “üniversiteye” kaç öğrencinin, para yatırıp kayıt yaptıracağını;

Türkiye’ye, “Askerini, memurunu, paranı, suyunu istemiyoruz” deme noktasındaki bu “akademik” kafanın da bugünden sonra Ali Bizden gibi “Milli Güvenlik gerekçesiyle” Türkiye’ye sokulup sokulmayacağını merak ediyorum.

Nasıl olur?

Tatar’ın televizyonunda, gazetesinde halâ nasıl yer bulur? 8 Temmuz 2021


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir