Bir Türk imparatorluğu olan Osmanlı sadece Ermenistan’ı kurmadı. İsrail’i kuranda yine Osmanlı’dır. Cemal paşanın hatıratını okuyanlar hatırlayacaklardır. Cemal paşa; Osmanlının ekonomik olarak harap olduğu bir zamanda Halep’ten Kudüs’e “Allee” düzeninde yol inşaatını Osmanlı’nın maddi kaynaklarıyla yaptırmış idi. Hatıratta; mühendisler verilen sürede kendilerine verilen uzunluktaki yolların tamamlanmaması halinde yolların kalan bölümünün başında idam edileceğini Cemal paşa emretmiş.
Geçtiğim günlerde Odatv’de köşe yazıları yazan Rafael Sadi bey Filistin’e yahudi göçünün 1900’de başladığını belirtmişti. Filistine yahudi göçünün birinci seferi 1876-1904 yılları arasında, değişik kaynaklara göre 25 ila 40 bin yahudinin, ikinci seferini ise Rotschild ailesi organizasyonuyla 1904-1914 yılları arasında 33.000 yahudinin göç ettiği yazılanlar arasında bulunuyor. Ekte 28/31 Ağustos 1897 tarihinde Basel’de yapılan siyonist kongresinin tutanağının ilk üç sahifesini bilgi için gönderiyorum. 202 sahifelik tutanağın tamamını gönderemeyişimin sebebi 78 MB’lik oluşundan. Kongre’nin açılış konuşmasını en yaşlı başkan Dr. Karl Lippe (Jassy) yapmış. Başkan Dr. Karl Lippe konuşmasında; Filistin’de 27 şehirde 27 Koloni komitesinin oluştuğunu ve merkezinin GALATA olduğunu belirtmiş. Galata, Osmanlı hanedanının sarayından yürüyerek 20-25 dakikada ulaşılacak bir komşu. Osmanlı’dan zerre kadar haber olmayan çevreler, yarattıkları boş “ütopya” marifetiyle hameset tiyatrosunun figüranları. Basel siyonist toplantısına ABD’den Rosa Sonnenschein, Adam Rosenberg ve aynı zamanda din adamı olan Schepsel Schaffer ile birlikte katılan Davis Trietsch unutulmamalı. Zira ABD’de hazırladığı memorandum Basel toplantısının tetikleyicisi olmuştur.
O dönemde Avrupa’da zulme uğrayan yahudilerin göçü ve yerleşimiyle ilgili tek kaynak şüphesiz bu tutanak değil. Ekte 1917 Kasım’ın da kamu maliyesiyle alakalı bir dergide Nathan ben Nathan’ın Anadolu topraklarına yahudilerin göçü hakkında yazdığı almanca makaleyi bilgi için sunuyorum. Makalenin 156. sahifesinde yer alan şu bilgiler dikkat çekici:
s. 156
Auch die für die Kolonisation dieser Muster Kolonisten notwendigen Summen werden nicht unerheblich sein. Da aber die Türkei noch andere grosse Aufgaben harren, so wäre vielleicht auch hier die Hinzuziehung privater Gesellschaften und privaten Kapitals nicht zu werfen.
Bu örnek kolonistlerin kolonizasyonu için gerekli meblağlarda önemsiz olmayacaktır. Ancak Türkiye’yi hala başka büyük görevler beklediğinden, özel şirketlerin ve özel sermayenin katılımı burada bir seçenek oluşturabilir.
Als Bespiel für solche Geschallschaft und ihre Tätigkeit soll hier die Kolonisationsgesellschaft “Ica” (Yewisch colonisation Association) betrachtet werden. Nur einige Bemerkungen seien über das jüdische Element in der Türkei vorausgeschickt.
Dass die türkische Regierung sich auf die treuer ihrer jüdischen Untertanen verlassen kann, ist eine von allen Leitenden Männern der Türkei längst anerkannte Tatsache .1)
Kolonileştirme birliği “Ica” (Yahudi koloni birliği) burada, bu tür bir toplumun ve faaliyetlerinin bir örneği olarak düşünülmelidir. Türkiye’deki Yahudi unsuru üzerine birkaç yorumla başlamak istiyorum. Türk hükümetinin Yahudi tebasının sadakatine güvenebileceği, Türkiye’deki tüm önde gelen kişiler tarafından uzun zamandır tanınmıştır.
Die jüdischen Kolonisten in Anatolien lassen sich auch kurzer Zeit naturalisieren und tragen damit zur Stärkung und Vergrößerung des jüdischen Elements in der Türkei bei.
Anadoludaki Yahudi kolonileri kısa bir süre içinde vatandaşlığa alınabilir ve böylece Türkiye’deki Yahudi unsurunun güçlenmesine ve yayılmasına katkıda bulunabilir.
_______________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Dipnot
(1) S. M. der Sultan hat sich dem Vertreter des deutschen Judentums gegenüber folgendermassen geäussert: Die Israiliten haben sich in der Türkei als die treuesten und zuverlässigsten Untertanen bewährt im Gegensatze zu manschen anderen Elementen. Meine Allerhöchste kaiserliche Huld wird daher allen Israeliten, die zu meinen Untertanen gehören werden, stets gesichert bleiben.
(1) S. M. Sultan kendisini Alman Yahudilerinin temsilcisine şu şekilde tanıttı: İsrailoğulları, Türkiye’deki Osmanlı tebası olan diğer bazı ögelerin aksine en sadık ve en güvenilir olduklarını gösterdiler. Bu nedenle en yüksek hükümran lütfum, tebaalarım arasında olacak tüm İsrail’lilerin güvenliğini garanti edilecektir.
_____________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________________
Makaleden, özellikle dipnotunda padişahın düşünceleriyle alakalı bilgilerden çok net şekilde anlaşıldığı gibi, avrupada zulme uğrağan yahudilerin Osmanlı’ya göçüne hem yahudiler ve hemde Osmanlı tarafından son derece sıcak karşılanmıştır. Siyonist kongrelerinin tutanakları dikkatlice incelendiğinde yahudilerin ilk öncelikleri güvenlik. Filistin’e kolonilerin gelmeye başladığı dönemde Filistin topraklarında 800 bin arap yaşamaktadır. Bu olgu kişi güvenliği için büyük risk. Bundan dolayı balkan harbinde balkanlardan sürülen Türk’lerin (ki Nathan ben Nathan’da makalesinde balkanlardan göç eden Türk’lere değinmiş) ikameti için hazırlanan ve maddi imkansızlıklar yüzünden tamamlanamayan Der Zor’a Ermeniler sevk edilmiştir. Der Zor bugünkü İsrail devletinin kuş uçuşusu 120km. uzağındadır. TSK’lerinin yayımladı “Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri 1914-1918” çalışması 8 cilt ve bir dizinden olmak üzere toplam 5286 sahife. Bu ciltler tamamen okunduğunda (ki isteyen olursa gönderebilirim), Filistin topraklarına yerleşen yahudilerin güvenliği ve imarı için Ermeni’lerin Filistin’e kaydırıldığı anlaşılıyor. Bir diğer ifadeyle Ermeni’lerin yine Osmanlı topraklarını tehciri salt askeri gerekçelerden kaynaklanmamaktadır. Tehcir, Osmanlı’nın dışında planlanmış bir faaliyetin sonucu olduğu gözardı edilmemelidir.
Nathan ben Nathan’ın makalesinin tarihi Kasım 1917 ve Ermenilerin tehcirinden iki yıl sonra. Eğer çoğunluğu yahudi olan propagandacıların “soykırım iftiralarının” gerçeklik payı bulunuyor ise neden yahudiler oluşturdukları koloni birlikleri marifetiyle 1915 Ermeni tehciri sonucunda anadoludan giden Ermenilerin yerine yahudi kolonilerinin Anadoluya göçünü planlanmıştır? 1. Dünya harbinde Türklerin milliyetçi olduğu için hıristiyan azınlığı tehcir ettiği gibi bir savsatanın arkasına hiçkimse sığınmasın, zira gerçekler çok farklı. Ermeniler gitmiş, yahudiler gelmiştir. Osmanlı 1492 senesinde giyotinle doğranan yahudilerin tamamen ortadan kaldırılmasını engellemek için hatrı sayılır sayıda yahudiyi Selanik ve Galata’ya yerleştirmiştir. Aynı ahlaksız iftira ve saldırılar Cumhuriyetimizi kuranlara da yapılmaktadır. Ekte Yahudilerin hayatlarını korumaya yönelik teşkilatın başkanı Prof. Albert Einstein’in 17.09.1933 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti devletine yazmış olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yardımcı olmasını talep ettiği yazıyı bilgi için gönderiyorum. Yazıda talep olan hususları Türkiye Cumhuriyeti yerine getirmiştir. Keza 2. Dünya Harbinde Hitler’in Türkiye’yi işgal etme tehdit ve hışmına rağmen, binlerce yahudi çeşitli marifetlerle kurtarılmasını yine Türkler sağlamıştır. Propagandanın en ahlaksız ve domuzcasını yapanlar, kendilerini kurtaran Türkleri arkasından hançerlemektedirler.
Basel kongresinden bir ay sonra kongreye katılmış olan Dr. Johannes Lepsius’un kurduğu aylık derginin adı “Der Orient”. Derginin alt başlığı “Şarkın Yenidoğan Devletleri için Aylıkdergi- Monatschrift für die Wiedergeburt der Länder des Ostens”
Herhalde Osmanlı’nın ipinin hangi tarihte, nerede çekildiği anlaşılıyordur.
Dr. Mehemed Emin Efendi takma ad ile kitaplar yazan Siegfried Lichtenstaedter adlı Alman yahudisi kongreden bir yıl sonra (1898) yazdığı “Die Zukunft der Türkei” adlı eserinin başlangıcında Osmanlı’nın hasta olduğunu, klasik “milliyetçi” söylemlerini dile getirdikten sonra kitabın 23. Sahifesinde (ekte) Osmanlı’nın kurtuluşu için hıristiyan azınlıkların (yahudiler hariç) sürgün edilmesini, geriye kalanların şehirlerde tecrit edilmesini önermiş. Bazı ifadeleri Dr. Lepsius’tan aldığını belirtmiş. Almanca kitabın tamamını okumak isteyenlere iletebilirim.
Ve nihayet tehcir kararı Osmanlı’yı yöneten üst kurul tarafından hayata geçirilmişti. Kararı verenler kimlerdi?
Bayden’siz 24 Nisan’da yapmış olduğu açıklamasında “Constantinopol” den bahsedince, yaşlılığı sebebiyle bunadığına yorumlandı. Halbuki ABD başkanının söylemi; yüz yıllık planlarını halen yürütmeye devam ettiklerini alenen deklare etmekti. Bir diğer ifadeyle artık müttefik değil, Türkiye’yi parçalamak isteyen bir düşman olduklarını beyan ettiler. Eğer açıklama dikkatli tahlil edilmez ise 32. Paralel hatasında olduğu gibi Türkiye’yi salam dilimi gibi dilimleyecekler….
Konu ile alakalı The King-Crane raporunu bilgi için ekte gönderiyorum. 82. Sahifeden sonra “THE PROBLEM OF A SEPARATE CONSTANTINOPOLITAN STATE” hakkında. Bilvesile sağlıklı uzun ömür ve çalışmalarınızda kolaylık dileklerimle birlikte,
kalın sağlıcakla.
Rehan Gündoğmuş
Not: 1 saat 51 dakikalık bir vidyo. Birçok bilgi verilmiş.
Emeği geçenlere teşekkür ederim.
Bir yanıt yazın