SOYKIRIMI İDDİASIYLA MALTA’DA YARGILANANLARIN HEPSİ SERBEST BIRAKILMIŞLARDIR

Malta Adası belleklerimize bir sürgün öyküsü olarak kazınmıştır. Ancak bu doğru değildir. Malta’da yaşanan olay bir yargılamadır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngilizler tutukladıkları ve çoğunluğu İttihatçı olan 145 Osmanlı yöneticisini Malta Adası’na göndermiştir. Amaç “Türklerin yargılanıp cezalandırılmalarıdır”. - Maltasurgunleri

“SÖZDE ERMENİ” SOYKIRIMI İDDİASIYLA İTTİHAT TERAKKİ YÖNETİCİLERİ MALTA’DA YARGILANMIŞ AMA KANIT BULUNAMADIĞI İÇİN HEPSİ SERBEST BIRAKILMIŞLARDIR.

Malta Adası belleklerimize bir sürgün öyküsü olarak kazınmıştır. Ancak bu doğru değildir. Malta’da yaşanan olay bir yargılamadır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngilizler tutukladıkları ve çoğunluğu İttihatçı olan 145 Osmanlı yöneticisini Malta Adası’na göndermiştir. Amaç “Türklerin yargılanıp cezalandırılmalarıdır”. - Maltasurgunleri

Malta Adası belleklerimize bir sürgün öyküsü olarak kazınmıştır. Ancak bu doğru değildir. Malta’da yaşanan olay bir yargılamadır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngilizler tutukladıkları ve çoğunluğu İttihatçı olan 145 Osmanlı yöneticisini Malta Adası’na göndermiştir. Amaç “Türklerin yargılanıp cezalandırılmalarıdır”.

Malta Adası’nda iki yılı aşkın süre tutulan İttihatçılar hakkında “Ermenileri toplu olarak katletmek” suçlamasıyla adli soruşturma açılmıştır. Soruşturmayı Londra’daki İngiliz Kraliyet Başsavcılığı yürütmüştür. Başsavcılığın soruşturması, Sevr Antlaşması’nın “Ermeni katliamı” iddialarıyla ilgili 230 ve 231. Maddeleri’ne dayandırılmıştır. İşgal sürecinde el konulan ve Londra’ya taşınan Osmanlı arşivinin yanında, Amerika’da olduğu varsayılan tüm belgeler taranmış, ötesinde Mısır‘da, Irak’ta, Kafkasya‘da “Ermeni katliamı” kanıtı aranmıştır. Bütün çabalara karşın, bir İngiliz hukuk mahkemesinde geçerli sayılabilecek hiçbir kanıt bulunamamıştır.

Bunun üzerine İngiliz Dışişleri Bakanlığı, Kraliyet Başsavcılığı’ndan Malta’daki Türkler aleyhine “hukuki bir dava açılamıyorsa siyasi bir dava açılmasını” istemiş, ancak Başsavcılığı ikna edememiştir. İngiliz Kraliyet Başsavcılığı, 29 Temmuz 1921 tarihli bir yazıyla, “eldeki kanıtlarla” Malta’daki Türklerden hiç birinin “Ermeni katliamı” gerekçesiyle cezalandırılamayacağını İngiliz Hükümeti’ne kesin bir dille bildirmiştir. Bunu üzerine İngiliz Hükümeti, Malta’daki tutuklu Türkleri serbest bırakmak zorunda kalmıştır.

Bu yargılamalar sırasında Ermenilerin en büyük dayanağı olan Mavi Kitap (Blue Book) İngilizlerin elindeydi çünkü bu kitap İngiliz İstihbaratanın bir organı olan Wellington House’un Propaganda Dairesinde görev yapan ünlü tarihçi(!) Arnold Toynbee tarafından hazırlanmıştı. Gerçi iki ciltlik bu kitabın altında Toynbee ile birlikte diplomat Lord J. Bryce’in da imzası vardır ama kitap temel olarak ünlü tarihçi tarafından yazılmıştır. Bu nedenle, kitabın antipropaganda ürünü bir paçavra olduğu bilindiğinden asla ona başvuru yapılamamıştır. Nitekim, Toynbee de, daha sonra yayınladığı bir başka kitapta Mavi Kitap’ın “savaş propagandası” olduğunu açıkça kabul etmiştir. Kitapta canlı şahit olarak gösterilen insanların hepsinin Ermeni Taşnaksutyun Partisi üyeleri oldukları ortaya çıkmıştır.

Okumaya devam et  Newsweek: Osmanlı canlanabilir

Şimdi kalkmışlar meclislerinde aldıkları kararlarla ya da açıklamalarla Türkleri soykırımcı ilan etmeye, haksız biçimde alnımıza kara çalmaya kalkıyorlar. Alçaklık, namussuzluk emperyalistlerin karakteridir. Bu kara soylu Türk ulusunun alnına sürülemeyecektir! Çünkü alçakça bir yalan olduğu tarihte kanıtlanmıştır!

Yararlanılan temel kaynak: Uluç Gürkan, “Ermeni Katliamı Suçlaması Yargılama ve Karar”, 1. Baskı 2015, Kaynak Yayınları, Istanbul.


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir