Site icon Turkish Forum

KANAL İSTANBUL İÇİN DEVLET GARANTİSİ

1- Bugüne kadar YİD modeli ile yaptırılan yollar, hastaneler, geçitler, hava alanları v.s. için verilen devlet garantileri, yatırım maliyetlerini katlamıştır. Örneğin, Zafer Havaalanı için verilen yıllık yolcu garantisi yaklaşık 1 milyon 200 bin kişi iken gerçekleşen yolcu sayısı sadece 7 bin civarında kalmıştır. Kalanı Hazine’den çıkmakta yani halkın cebinden ödenmektedir, ödenecektir, hem de yıllarca. - kanal istanbul gemi gecisi

1- Bugüne kadar YİD modeli ile yaptırılan yollar, hastaneler, geçitler, hava alanları v.s. için verilen devlet garantileri, yatırım maliyetlerini katlamıştır. Örneğin, Zafer Havaalanı için verilen yıllık yolcu garantisi yaklaşık 1 milyon 200 bin kişi iken gerçekleşen yolcu sayısı sadece 7 bin civarında kalmıştır. Kalanı Hazine’den çıkmakta yani halkın cebinden ödenmektedir, ödenecektir, hem de yıllarca.

2- Hatalar, ders alınırsa tekrarlanmaz. Kişinin hatada ısrarı aptallıktır. Devlet aptal olmayacağına göre YİD’in bu şekli, devleti temsil edenlerin bilinçli olarak uyguladıkları bir modeldir. Kamu çıkarlarına aykırı olan bu modelin uygulanmasındaki ısrar, kişisel çıkarlara öncelik verildiğine karine teşkil etmektedir.

3- Kanal İstanbul’u işletecek şirkete verilecek garantiler arasında olan “Geçiş Garantisi” kanaldan geçecek gemi adedini göstermekte olup, 2026 yılında 55 bin olan gemi adedi her yıl artarak 1939’dan itibaren 68 bin olarak tespit edilmiştir.

4- Kanal İstanbul, olmayan bir su yolunun açılması değildir. Mevcut İstanbul Boğazı’ndan uluslararası antlaşmalar gereğince serbest geçiş hakkı olan gemiler neden para verip üstelik daha dar ve sığ bir kanaldan geçmeyi kabul etsinler ki? Yani her yıl belirtilen sayıda geminin üstelik ücret ödeyerek kanaldan geçmesi hayadir.

5- İktidarın, dünyanın en büyük yatırım projelerinden biri olan GAP’ı tamamlamak yerine stratejistlerin, diplomatların, askerlerin, bilim adamlarının, çevrecilerin, kamuoyunun ve İstanbul Belediyesi’nin karşı olmalarına rağmen İstanbul Boğazı’na paralel bir kanal açma inadının akıl ve mantıkla açıklanabilir bir yanı yoktur.

6- Kaldı ki Kanal İstanbul, Türkiye’yi taşıyan ana kolonlardan biri olan Montrö’yü de tartışılır hale getirmiştir. Montrö’yü tartışmaya açmak, Türkiye’nin kendi ayağına kurşun sıkması demektir. Bu olayın, “Uluslararası ilişkiler” derslerinde bir ülkenin kendi ulusal çıkarlarına nasıl ihanet ettiğinin somut örneği olarak okutulacağından kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

7- İktidarın Kanal İstanbul inadının perde arkası elbette bir gün açıklık kazanacaktır. Ama verilen devlet garantisi nedeniyle Hazine’nin yani halkın cebinden çıkacak milyarların yıllarca ödenmesine devam edilecektir.

8- Ödenecek devlet garantileri, Montrö’nün uygulanmasındaki yalpalama nedeniyle Türkiye’nin yaklaşmakta olan bir savaşa bulaştırılma riski karşısında devede kulak bile değildir.

Exit mobile version