Köküne kadar çürümüşlüğün sonu kontrolsüzlük

Köküne kadar çürümüşlüğün sonu kontrolsüzlük - bulent esinoglu 1

Köküne kadar çürümüşlüğün sonu kontrolsüzlük

Çürüme, finans kapitali kabul ettiğimiz günde başladı. “Benim memurun işini bilir” deyip, devletteki çürümeyi başlattılar. Bu cümle söylenirken aslında şunu söylemiş oldular.

Devlet, büyük sermaye sınıfı tarafından araçsallaştırılacak.

Sosyal devletten çıkmış, neo liberal devlete girmiştik.

Devlet egemenliği yerine, piyasa egemenliğine girdik. Bir ekonomik iktidarımız, bir de siyasi iktidarımız oldu.

Devlet, serbest piyasaların siyasi bilinci haline geldi. Devlet küçüldü. Servet sınıfları büyüdü.

Bir devlet içinde, iki devlet oluştu. Ekonomik iktidar ve siyasi iktidar. Bu iş gittikçe abartıldı. Abartıldıkça devlet kontrolü kaybetti.

Özelleştirmelerle, ulusal pazarlar, servet sınıfı ve onun yabacı ortaklarının eline geçtiği için, ulusal para piyasalardan kovuldu. Ulusal paraların yerine Dolar geldi.

Ulusal piyasalarda, %70 Dolar, %30 Türk parası kullanılır oldu. Yabancılarla ortak büyük şirketler, sadece dolar kullanır oldu. Gariban halkımıza da değersiz para haline gelen, Türk Lirası kaldı.

Merkez Bankamızın, bağımsız olması veya bağımlı olmasının da bir hükmü kalmadı. Çünkü elindeki araçlar artık bir işe yaramaz hale geldi. Değersiz para ile değerli paranın savaşını, değerli para kazanmıştı. Merkez Bankası da kontrolü kaybetmiş oldu.

Türkiye’deki mülklerin hemen tamamına sahip olan TÜSİAT diyor ki; istikrar yok. İşsizlik çok. Tasarruf yok.

Devletin içinde ki devlet böyle buyurmuş.

Tercüme edersek; bu iktidarla gidecek yolumuz kalmadı. Demek istiyorlar. TÜSİAD’ın iktidarı sattığı anlaşılıyor.

Özelleştirme şampiyonu, mevcut siyasi iktidar oturup düşünmelidir. “Milletin malını mülkünü, bu servet sınıfına sattık. Şimdi onlar da bizi satacak konuma geldiler.”

Evet, TÜSİAD demektedir ki, “bu siyasi iktidarla artık yolumuza devam edemeyiz.”

Vaz geçilmez cümlemi tekrar etmek istiyorum. Karlar özelleştirildi, sıra geldi, maddi ve manevi zararların halk tarafından bölüşülmesine…

Yirmi yıllık icraatlarında, finans kapitalin kurallarına ve talimatlarına harfi harfine uyan iktidar hem halk nezdinde hem de sermaye nezdinde kaybetmiş oldu.

Kontrolden çıkan ekonomi ve siyaset, TÜSİAD’ı da endişelendirmiş. “Ben piyasada işimi gördüm. Yoluma devam için bana yeni iktidar gerek.” Diyor.

TÜSİAD’ın gönlündeki iktidar; elbette, gene piyasa egemenliğini kabul eden bir iktidar olacaktır. Servet sınıfından yana bir iktidar olacaktır. Lakin halka, halk için iktidar gereklidir. Büyük bir çıkmaz görünüyor.

Bu TÜSİAD, Ecevit iktidarına, tam sayfa reklam saldırıları ile işini görmüştü.

Bakalım ekranlardaki bezirgân takımı durumu nasıl yorumlayacak. Güvenlik ve ayırımcı siyasetlerle, bu işi nasıl halledecek. Yoksa gücü görünce pıs mı diyecek?

30 Mart 2021


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir