Geçmişten Günümüze Devşirme İttifakları ve Osmanlı’yı Yönlendirmeleri

Geçmişten Günümüze Devşirme İttifakları ve Osmanlı'yı Yönlendirmeleri - DEVSIRME

Geçmişten Günümüze Devşirme İttifakları ve Osmanlı’yı Yönlendirmeleri

Osmanlı Tarihçilerinin Türklere Bakış Açıları ve Türkmen Meselesi

Arkadaşlar Objektif gözle Türk gözüyle Türk’ün tarihini anlatıyoruz Türk Milleti bir etnik kimlik değildir. Türk milletimizin adıdır.

Hepimiz insanız ancak tarihimizi bilmek yüksek milliyet şuuruna sahip olmak Milletimizi sevmek ve yükseklere taşımak zorundayız.

Devşirme meselesi en önemli sorunlarımızdan birisi “Devşirmelerin İhanetlerini” izliyorsunuz. Bizde her seferinde farklı yönleriyle ele alıyoruz.

DEVŞİRMELER OSMANLININ VE TÜRKLERİN 500 YIL KANINI EMMİŞLER DAHA SONRA OSMANLI CİHAN DEVLETİNİ PARAMPARÇA EDEREK YIKILIŞA GÖTÜRMÜŞLERDİR.

Bu devşirmeler İstiklal harbinde Hürriyet-i itilaf partisi bünyesinde yapılanarak İstiklal savaşına hazırlanan Türklere saldırmışlardır.

Cumhuriyetin kuruluşu ile Atatürk Türk Milletini ayağa kaldırmış Devşirmeler geri plana itilmişler. Türk Milletinin iktidarı gerçekleşmiştir.

Devşirmeler Atatürk’ün ölümüyle birlikte tekrar iktidara taşınmışlar sözde Atatürkçülük adına Atatürk’ün devrimleri aleyhinde olmuşlardır.

DEVŞİRMELER GİZLİ ERMENİLER İLE BİR AŞİRET OLGUSUYLA YAPILANMIŞLAR HÜMANİZM,SİYASİ ÜMMETÇİLİK,LİBERALİZM,Vd MASKELER TAKMIŞLARDIR.

Son dönemde Devşirme Gizli Ermeni ittifakı, Siyasi Kürtçü ve gizli Ermenilerden oluşan ittifak ile işbirliğine geçmiştir.

Devşirme güruhu iktidara geldi mi bırakmaz.

“HAKKIMIZ OLSUN OLMASINDEVLETİN İDARESİ MUTLAKA BİZİM TEŞKİLATIMIZIN ELİNDE KALACAKTIR.” der.


Devşirmeler:

“İKTİDARIMIZI ELDE TUTABİLMEK İÇİN HİLE,FİTNE, YALAN,SUİKAST,İFTİRA, MASUM CANLARA KIYMA,DIŞ DEVLETLERLE İŞBİRLİĞİ YAPACAĞIZ” der.


Fatih Sultan Mehmet Dönemi Devşirmeleri

Devşirmeler 2 Mehmet’in gençliğinden istifade ile onu gaza siyasetine sevk ettiler önce Avrupada güçlenildi sonra Türklere saldırıldı.

Fatih siyasetinin yanlışlığını anlamış Türk vezirlere dönmüştür ancak babası gibi devşirmeler tarafından zehirlenerek öldürülmüştür.

DEVŞİRME KANUNU HİÇBİR İNANCI BULUNMAYAN, TAM MANASIYLA KOZMOPOLİT, VAHŞİ, AHLAKSIZ, EGOİST, BİR SÜRÜNÜN TEŞEKKÜLÜNE SEBEP OLMUŞTUR.

DEVŞİRMELER ŞAHSİ HIRS VE ÇIKARLARI İÇİN HER TÜRLÜ ALÇAKLIĞA TEŞEBBÜS ETMEKTEN ÇEKİNMEYEN HER YALANI SÖYLEYEBİLEN KATİL HIRSIZ SÜRÜSÜDÜR.

DEVŞİRMELER ÖNCE YAHUDİ DÖNMELERİYLE BÜTÜNLEŞECEK, TÜM AZINLIKLARLA İŞBİRLİĞİ YAPACAK, AZINLIKLAR ARACILIĞI İLE AVRUPA İLE BAĞLANTI KURACAKTIR.

Osmanlı’nın Son Dönemindeki Tarihçilerden Osmanlılık

M.F.Köprülü

“OSMANLI KELİMESİ ESKİ VAK’ANÜSVİSLERDE ‘DAİMA DEVLET HİZMETİNDE BULUNAN VE DEVLET BÜTÇESİNDEN GEÇİNEN HAKİM VE MÜDÜR’ SINIFTIR.


Prof. Dr. M.F.Köprülü devamla

“OSMANLI KAVRAMI ETNİK DEĞİL SADECE POLİTİK BİR TABİRDİR” diyor.

(Osmanlı devletinin Kuruluşu” Sayfa 5)

İSTER TÜRK, İSTER RUM, İSTERSE SIRP İSTER ARNAVUT VB. OLSUN, EĞER O KİŞİ, GEÇİMİNİ DEVLETTEN SAĞLIYORSA, YÖNETİCİ SINIFTANSA O OSMANLIDIR.

Osmanlı =Türk demek bir yanılgıdır. Osmanlı, devletinin yöneticilerini çeşitli etnik gruplardan oluşturmuştur.

i.H.Uzunçarşılı

“YÖNETİCİ BİR MİLLET TEŞEKKÜL EDİYOR DENİLMESİ YERİNDE KULLANILMIŞ BİR TEVCİH OLUP HADİSELER DE BU SÖZÜN YANSIMASIDIR”diyor.


OSMANLININ KURULUŞ DÖNEMİNDE DEVLETİN YALNIZ TÜRK ARİSTOKRASİSİNE DAYANDIĞI VE MÜSLÜMANLAŞTIRMA SİYASASI İZLEDİĞİ İDDİALARA GERÇEK DEĞİLDİR.

HALİL İNALCIK; 1431 Tarihli Tımar Defterine Göre Fatih Devrinden Önce Tımar Sistemi; IV. Türk Tarih Kongresi, 1948, TTK, yyn., 1962

GERÇEKTE, OSMANLI DEVLETİ, SINIRLARI İÇİNDE BULUNAN HIRİSTİYAN EGEMENLERİN GÜÇLENMESİNE YARDIM BİLE ETMİŞTİR. (J.P. HAMMER. C.II, S. 382)

Rum ve Lâtinler arasında süregelen din ayrılıkları İslamiyet’in gelişiyle sona ermiş oldu: Artık slogan şuydu:

“Tanrıdan başka tanrı yoktur”.


Devşirme Sistemi Nasıl İlerledi ?

Osmanlı Devleti, Hıristiyan ve devşirmelerle güçlenerek bir Türk devleti olma özelliğini yitirdikten sonra Anadolu Türk beyliklerine saldırdı.

Yeniçerileri de sadece ücretli askerlerden oluşan bir ordu olarak görmek yerine, tüm kapıkulu sisteminin temeli olarak ele almak gerekir.

BİZANSLI ASİLLER, BİZANSLI DİN ADAMLARI YÖNETİCİ OLMUŞLARDIR OSMANLI DEVLETİNİN İLK PAŞALARI, VEZİRLERİ VE LALALARI BUNLAR ARASINDAN ÇIKMIŞTIR.

Osmanlı Devletinde Dönme ve devşirmeler bir “Kul” olmakla birlikte “Saray Aristokrasisi”ni oluşturan zümre olduğunu unutmamakta yarar vardır.

OSMANLI SİSTEMİ TÜRK OLMAYANI MÜKAFATLANDIRAN VE TÜRK’Ü KENDİ DEVLETİNİN İDARESİNDEN DE, KENDİ ORDUSUNUN KOMUTANLIĞINDA GÖRMEK İSTEMİYORDU.

ENDERUN’DAN YETİŞENLERİN ÇOĞU GERÇEK ANLAMDA BİRER MÜSLÜMAN DA OLAMAMIŞ, ANCAK YÜKSELMEK İÇİN MUTAASSIP BİRER MÜSLÜMAN GİBİ GÖZÜKMÜŞLERDİR.

Devşirmelerin Türk’ten ve İslam’dan kopma, hatta Türk’e İslam’a düşman olmaları yoğunlaşarak devam etmiş. Yönetimde söz sahibi olmuşlardır.

Dönmeler Devşirmeler Hıristiyanlar yapılanmışlar 16.asıra gelindiğinde devletin bütünü kudreti sultanın kölelerinin eline geçmiştir.

Türk Milleti’ne karşı öylesine gaddar olan ve Türk Devleti adına da herhangi bir endişeleri bulunmayan devşirmeler yıkıcı olmuşlardır.

Devşirmeler iktidarlarını servet elde etmenin ve Avrupa’daki kendi şehirlerine servet aktarmanın bir vasıtası olarak kullanmışlardır.

DEVLET KADROLARINI RÜŞVET KARŞILIĞI SATMAK, DEVLETİN SIRLARINI RÜŞVET MUKABİLİ DÜŞMAN DEVLET TEMSİLCİLERİNE BİLDİRMEK, ARTIK ALELADE İŞLERDİR.

Devşirmeler için seferleri geciktirmek, açılan seferleri yarıda kesmek, Türk ikta sahiplerinden vergi adında haraç almak olağan işlerdir.

Siyasi bakımdan olduğu kadar mali bakımdan da güçlenen bu Devşirme kapıkulları Osmanlı düzeninin egemen sınıfını oluşturmuşlardır.

Osmanlının üst tabakasını oluşturan Devşirme sistemi yönetenleri Türkleri acımasızca soymuşlar çok büyük servetlerin sahipleri olmuşlardır.

Piri Mehmet Paşa Yavuz Selim devrinde tecrübe sahibi olmuş, olgun, vakur bir insandır. Yavuz’un son, Kanuni’nin ilk sadrazamıdır.

Piri Paşa, Belgrad ve Rodos kalelerinin zaptında hizmeti olmuştur yaşı 58’dir ve devlete tam hizmet edebilecek en olgun yaşındadır.

Piri paşanın ayrılmasıyla Türk asıllı vezirlerle, Türk asıllı olmayan vezirler arasındaki mücadele sona ermiş, devşirmeler kazanmıştır.

Osmanlı Devleti’nin 1284’de cereyan eden Ermenibeli Savaşı ile başlayıp, 1922’de Tevfik Paşa Kabinesi’nin istifasıyla sona erdiği kabul edilir.

Devlet, bir Türk Devleti olduğu halde 638 yıllık dönem içinde hükümet başkanlığına gelen 215 vezir-i âzamın 78’i Türk, 15’i belki Türk’tür.

Osmanlı Türk İmparatorluğu’nda 78 Türk’e karşı 137 dönme-devşirme vezir-i âzam görev almış demektir ki Osmanlı Beyliği’ni önce Osmanlı Devleti, sonra da Osmanlı İmparatorluğu hâline getiren kudret ve zekâ Türk kudreti, Türk zekâsıdır.

1453’ten 1922’ye kadar devam eden 469 yıllık kozmopolit Osmanlılık döneminde Türk ırkından olan vezir-i âzamların görev süreleri 139 senedir sayı üstünlüğünün devşirmelerde olmasına rağmen, Osmanlı İmparatorluğu’nda yetişen büyük denizcilerin tümü de Türk ırkındandır.

Hâlâ dünyanın en büyük Amirali olarak kabul edilen Barbaros Hayreddin Paşa, Kılıç Ali Paşa Türk’tür.

Kaptan-ı Deryalığa getirilmeyen Turgut Paşa, Uluç Hasan Paşa, Deli Hüseyin Paşa, Mezamorta Hüseyin Paşa hep Türk Milleti’nin evlâtlarıdır.

Deniz kuvvetlerimizin imhâsına sebep olan bozgunlara da ise Kaptan-ı Deryalık makamında hep devşirmeler bulunmuşlardır.

Savaş kaybeden devşirmeler Müezzinzâde Ali Paşa gibi ömründe bir sandal bile idare etmeyenler, Kara Davut gibi padişah kâtili câniler, Silâhtar Mustafa Paşa gibi okumasız cahiller, Uzun Piyale Paşa gibi Padişaha gönderilen hediyeleri zimmetine geçiren hırsız devşirmeler vardır.

Çavuşoğlu Mehmet Paşa gibi 100 gemilik filo ile 60 gemilik düşman filosunun muhasarasında tam 40 gün hareketsiz kalan korkaklar vardır.

İslâmcıların savunduğu Yeniçeriler tecavüz, gasp, hırsızlık, içki kumar, yağmacılık, gibi ahlaksızları Türk toplumuna sokmuş bir güruhtur.


Yeniçeri Devşirmeleri

Bir Yeniçeri’nin ırz ehli bir kadını zorlarken tebdili kıyafet dolaşan III. Selim tarafından kılıç belinden ikiye bölündüğü bir gerçektir.

1817-1818 yılında, İstanbul’da altı ay içinde 73 yangın çıktığı; bu âfetlerin para almak amacıyla kasten çıkarıldığı iddialar arasındadır.

Kendisi de Bosnalı bir devşirme olan Mehmet Halife, Tarih-i Gılmanî’de Yeniçeri seviyesizliğinden acı acı şikâyet ederken demektedir ki:

Yeniçeri Devşirmeleri

1-O zamanlar kulun (askerin) azgınlığı o dereceye varmış idi ki, gündüz hamamdan peştamalla avrat çıkartmak,
2- Gulamiye aldıkları günde Sultan Mehmet Camii’nde (Fatih Camii) duhan (sigara) içmek, Müslümanların ırzına tasallut etmek,
3- (Yeniçeri devşirmeleri)köşelerde açıkça ayak üzerine ve livat etmek, evler ve saraylar basmak, kan dökmek, yaptıkları işlerdedir
4- Bayram günlerinde salıncak kurupbizzat Padişah ve validesini, vezirleri ve devlet erkânını mumlar ile salıncağa bindirmeye çalışmak.

Mehmet Halife Yeniçeriler’in düşmanla karşılaşınca kaçtıklarını, din-i İslâm’a hıyanet ettiklerini yazmaktadır.

Yanlış bilinen şey bütün Türk zaferlerini Yeniçerilerin kazandığı şeklindedir. Halbuki Kanuni dönemine kadar Yeniçeriler 15.000 civarındadır.

O Büyük zaferleri kazananlar Türktür ve Kanunî devrinde bile Türk ırkına mensup akıncılar müstesna, yalnız Tımarlı Sipahi’nin sayısı 200.00’dir.

Büyük Türk zaferleri olan Kosova Meydan Muharebesi’nde, Niğbolu Meydan Muharebesi’nde, Mercidâbık Meydan Muharebesi’nde TÜRKLER vardır.

RİDANİYE MEYDAN MUHAREBESİ’NDE VE MOHAÇ MEYDAN MUHAREBESİ’NDE DEVŞİRME YENİÇERİLER SEMBOLİK BİR UNSUR OLARAK BULUNMUŞTUR.

OSMANLININ BÜYÜK TÜRK ZAFERLERİNDE, SAVAŞIN TALİHİNİ TAYİN EDEN SÜRATLİ ÇEVİRME HAREKETLERİ HEP TÜRK TİMARLI SİPAHİLER GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR.

Yeniçeriler Hakkında

Büyük Türk devlet adamı Ünlü Tarihçi Cevdet Paşa, kendi adı ile anılan tarihinde, yeniçerilerin yaptıkları ihanetleri ve kötülükleri anlatır.

Yeniçeriler’in sapıklıkları hakkında aynı ırktan Rahip Kemahlı Vardabet Grigor’un vekâyinâmesi de bize önemli bilgiler vermektedir.

Vardabet:

“Yeniçeriler şen’i arzularına mukavemet eden kadınları öldürüyorlardı. O kadar kudurmuşlardı ki, kimseden korkmuyorlardı” diyor.


Vardabet:

“Bütün ekâbir korku içinde gizlenmiş olup, hak ve adalet ortadan kalkmış ve şehir figan ve feryatla dolmuştu” diyor.


Türklere karşı gerektiğinde Padişahı savunmak için oluşturulan Yeniçeri ordusu zamanla Padişahları katlediyor esir tutuyordu.

Devşirme Katliamları Türkmenlerde Üzerinde Ne kadar Etkiliydi ?

Cevap: Türkmen katliamları sırasında bir devşirme tarihçi olan Peçevî İbrahim Efendi, asıl katliamların savaş sonrası yapıldığını yazar.

Peçevî İbrahim Efendi, savaştan sonra yakalanarak öldürülenlerin sayısının, savaşta öldürülenlerden fazla olduğunu söyler.

Peçevî

“Her gün bir iki kuyunun doldurulduğunu, dolanların yerine yenilerinin kazıldığını, görülen Türkmenin bu kuyuları atıldığını” söyler.


Peçevî İbrahim Efendi:

“isyan edenlerin yanında onları yediren, içiren ve onların yakınları olanların da kuyulara doldurulduğunu” yazmaktadır.

Nasuh Paşa Kuyu açmak zahmetine katlanmamak için başka bir soykırım modeli uygulamış on binlerce Türk’ü yakarak katletmiştir.

Nasuh Paşa celâli olması ihtimâli var diyerek Türkmenleri 3000-4000 erkek ve kadını bir damın içine koyup ateşte yakmış veya dumanda boğmuştur.

Naima’ya göre

“Nasuh Paşa için adam öldürmek tavuk kesmekten veya cam kırmaktan daha kolay ve daha güzeldir.”


Her devşirme paşası en az yüz bin Türkmen katletmeden dönmemekte bunun için:

“muhtemel celali olması kabildir”

denilerek cinayet işlenmektedir.

Bu arada İstanbul

“muhtemel Celâliler’in herhangi bir suçları tespit edilemezse,bir münasip suç bulunup, haklarından gelinmesi” istenmektedir.


Amasya Beyi’ne gönderilen 22 Rebiyülevvel 976 (1568) tarihli buyrukta şöyle denmektedir:

“AHAR VECİH VE MÜNASİPGÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE HIRSIZLIK VE HARAMÎLİK EYLEDÜLER DEYÛ İDDİA EYLEYÜP HAKLARINDAN GELESÜN”

Türkler işte böyle katledildi.

Köprülü Mehmet Paşa’nın Vezir-i Âzamlığı öncesi Türkmenler biraz hak almak üzereyken Köprülü döneminde kesin olarak imha edileceklerdir.

Evliya Çelebi, Köprülü’nün vahşetini şöyle anlatmaktadır:

“Birkaç gün içinde Üsküdardan insan kanı laleliye kadar sürdü boğaz kana doydu”

Evliye Çelebi:

“Kanlar üzerine konan sinekler, çadırlarda rahatça oturanların üzerlerine koşup herkesin elbise ve destarını kana bulardı”diyor.

Evliya Çelebi’nin yazdıklarından, İsmail Paşa katliamında birçok masum Türkmen’in bir ay süreyle her gün binlercesinin katledildiği yazıyor

Okumaya devam et  TÜRKİYE’DE NEDEN HAİN ÇOK

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir