Çin mucizesi…

Geçenlerde Chine Today’da ilgimizi çeken bir yazı yayınlandı. Yazıda Çin’in yoksulluğu nasıl yendiği ve Çin genelinde sürdürülen yeşillendirme çalışmalarına ilişkin görüşlere yer veriliyordu. - buluz

Geçenlerde Chine Today’da ilgimizi çeken bir yazı yayınlandı. Yazıda Çin’in yoksulluğu nasıl yendiği ve Çin genelinde sürdürülen yeşillendirme çalışmalarına ilişkin görüşlere yer veriliyordu.

Kısa alıntılar:

“Ülkede kişi başına net gelir 2015’te 2,982 Yuan’dan 2020’de 10,740 Yuan’a çıktı. Yüzde 29,2’lik bir artışla yoksulluktan kurtulma yeteneği istikrarlı bir şekilde gelişti. 7,9 milyon hanenin ve 25,68 milyon yoksul insanın harap olan evleri yenilendi. 1,1 milyon kilometre köy yolu yeniden inşa edildi ve 35 bin kilometre demir yolu eklendi. Mevcut standartlara göre kırsal kesimde yaşayan yaklaşık 100 milyon yoksul insan yoksulluk şapkasını çıkardı.”

Son 5 yılda ülkede 35 milyon hektarlık ormanın nasıl yapıldığı da şu anlatımla dile getirilmiş:

“Çin Ulusal Orman ve Otlak İdaresi’nden yapılan açıklamaya göre, 13. Beş Yıllık Plan döneminde (2016-20) Çin genelinde yürütülen yeşillendirme seferberliğinde büyük ilerleme sağlandı. Gönüllülük esasına göre yürütülen çalışmalar neticesinde 35 milyon hektar genişliğinde ormanlık alan yaratıldı ve 11,6 milyar ağaç dikildi. İdare, halkın sürece katılımını teşvik etmek için 2016’dan bu yana internetten faydalanıyor. Ayrıca son beş yılda yoksul bölgelerde yaşayan halkın ağaçlandırma çalışmalarına etkin bir şekilde katıldığı görüldü. 1.6 milyon dar gelirli insan, ekolojik koruma işlerinde çalışarak kendine ek gelir kaynağı yarattı. Dokuzuncu ulusal orman kaynakları araştırmasına (2014-18) göre, Çin’de 220 milyon hektar genişliğinde ormanlık alan bulunuyor.”

Şimdi gelelim Türkiye ile Çin arasındaki ekonomik ilişkilere.

Akademisyen Altay Atlı, Türkiye ile Çin arasındaki ilişkilerin başlamasının 50. yılında iki ülke arasındaki ekonomik faaliyetleri değerlendiren açıklamalarda bulundu.

Sorun şu:

Çin’den çok ithalat yapıyoruz. Ancak, çok az ihraç ürünü gönderiyoruz. İthalatımız ile ihracatımız arasındaki makas giderek açılıyor. Çinli yetkililer de “Bu açığı kapatmak için daha çok çalışmanız gerekiyor” uyarısı yapıyor.

Akademisyen Altay Atlı bu konudaki çözüm önerilerini de şöyle sıralıyor:

“Çin’den daha fazla yatırım çekerek ithalat ve ihracatı dengeleme anlayışının hâkim olduğunu söyleyebiliriz. 2013’te Ekonomi Bakanlığının hazırladığı bir rapor vardı. Çin raporundan şu satırları sizle paylaşmak isterim; ‘İki ülke arasında giderek artan dış ticaret açığının belirli ölçüde telafi edilmesi çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla, Çin’in Türkiye’ye yönelik olarak yatırım, müteahhitlik hizmetleri, ulaştırma, turizm ve enerji sektörlerinde daha geniş açılımlar yapması beklenmektedir. Yatırım alanındaki ilişkilerimizin derinleştirilmesi, istikrarlı ve kalıcı iş birliğinin oluşturulması açısından önemli bir süreci oluşturmaktadır.’ Geldiğimiz noktada açığımız var, ihracatımızı mümkün olduğunda artıralım ama bu açığı kapatmamız çok da mümkün değil. Bu açığın ne olduğuna da bakmamız lazım. Çin’den yaptığımız ithalat sadece Çin ürünleri değil, bunun içinde uluslararası markaların Çin’de yaptıkları üretimler de var. Asıl önemli olan daha fazla yatırım çekerek daha fazla ortak projeler geliştirmek. 2013, Kuşak ve Yol girişiminin Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping tarafından ilk kez dile getirildiği yıl olarak da önemli. Türkiye bunun içinde nerede diye bakacak olursak ben şu anda daha sürecin başında olduğumuzu düşünüyorum. Henüz sürecin başındayız. 2015 yılında Türkiye’nin G20 Zirvesi’ne ev sahipliği yaptığı yıl, iki anlaşma imzalandı. Antalya’da imzalanan anlaşmalardan biri Türkiye’nin orta koridor projesinin Çin’in Kuşak ve Yol girişimiyle uyumlandırılmasıydı. Bir de demir yolu iş birliği anlaşması vardı. Şu anda baktığımızda Türkiye’nin de Çin’de yatırımları var. Örneğin, Çin’deki çok büyük bir uluslararası hamburger zincirini aslında bir Türk firması işletiyor. Yaklaşık 1500 restoran açmış durumda ve Çin’e dondurulmuş patates ihraç ediyor. Bu rakamların artması önemli Çin’den buraya gelecek yatırımlar önemli. Kuşak ve Yol’un önemi bundan sonra sadece sermaye tarafında değil, bununla birlikte gelecek olan teknoloji, istihdam artımı, ihracat artımı olacak. Çin’in ekonomik bir ortak olarak önemi bu noktalarda ortaya çıkıyor. Kuşak ve Yol buna önemli bir fırsat sağlıyor.”

[email protected]

www.facebook.com/necdet.buluz


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir