Ne Demokrasi Kaldı Ne Adalet, Hukuk Guguk Oldu…

Haksızlıklar, hukuksuzluklar gırla gidiyor. - IMG 20170622 111622 1
Haksızlıklar, hukuksuzluklar gırla gidiyor. - IMG 20170622 111622 2

Haksızlıklar, hukuksuzluklar gırla gidiyor.

Demokrasi de bitti. Özgürlükler de bitti.

Hukuk guguk oldu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi görev yapamaz hale geldi. İşlevini yitirdi. Adı var kendi yok.

 Baskıyla, korkuyla, yönlendirmeyle yasa geçirmeye çalışıyorlar.

Sadece adı kaldı TBMM’nin. Onca milletvekili gidip geliyor meclise, ama işlevi yok… Bir bölümü verilen emirleri yerine getiriyor, bir bölümü oylamaya katılıyor ama istediği sonuca ulaşamıyor.

Kararlar, yasalar tek elden, tek ağızdan çıkıyor…  Her şeye tek adam karar veriyor.

Geçmişte beğenmediğimiz, istemediğimiz yönetimleri arar olduk.

Cumhuriyetin kazanımları birer birer yok edildi.

Türkiye bir korku imparatorluğuna dönüştü. İnsanlar konuşmaya, düşüncelerini söylemeye, haksızlıklara itiraz etmeye çekiniyorlar

Çünkü hemen ya teröristlikle ya hainlikle ya devlet düşmanı olmakla suçlanıyorlar. Parti başkanlarını, milletvekillerini bile içeriye atmakla tehdit ediyorlar.

Politikaya küfür getirdiler. Bağırıyorlar, çağırıyorlar, sövüp sayıyorlar…

Ayrıştırma, parçalama, insanları karşı kaşıya getirme, grupları birbirlerine düşman etme çabalarını yoğunlaştırdılar. Dostluk, kardeşlik, yardımlaşma hayal oldu. Yönetenler öfkeli, tedirgin…

Çünkü sandık AKP için artık çantada keklik değil… Geçmiş yıllar mazi, tatlı birer anıya dönüştü…

Bu kez seçimleri tehlikede görüyorlar. Telaştalar. Hile hurda dönemi de bitti. İstanbul seçimleri güzel bir örnek oldu. Korku dağları bekliyor şimdi…

Ekonomi, tarım, sanayi sıfır. Üretim yok. Fabrikalar satıldı. Gelir kaynakları, hazine kurudu, İhracat durdu. İşsizlik hızla yayılıyor… İşsizlik korkunç boyutlarda.

Ülke artık soğan bile üretemiyor. Soğan bile dışarıdan geliyor.

Suç ve suçlular giderek artıyor. Hapishanelerde yer kalmadı.

Halk isyanlarda… “AKP’ye oy veren ellerim kırılsın” diyenler hızla artmaya başladı…

Sözün özü: Türkiye’yi de bitirdiler, kendilerini de…

Bu durumda açlık, yokluk, yoksulluk ve çaresizlik din sömürüsünü sollamaya, onun önüne geçmeye başladı.

Perişan ve gariban toplumun din sömürüsüne karnı tok şimdi… Onlar Aş, ekmek, geçim peşinde… İş istiyorlar.

AKP’yi takmıyorlar…

Onu körü körüne ve bilinçsizce takip etmiyorlar.

AKP eridikçe yobazlara, tarikatçılara, şeyhlere – şıhlara, imamlara sarılıyor. Onlar ülkenin en değerli kesimi. Bir elleri yağda bir elleri balda. Hiç işsiz yok aralarında… Mutlu bir yaşam sürüyorlar.

Büyüyorlar. Genişliyorlar…

Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esergül Balcı ve ekibinin 4 ay süren saha çalışması sonucu hazırlanan raporda şu bilgilere yer veriliyor. Dikkatlice okuyun.

“Türkiye’de belli başlı 30 tarikat silsilesi ve bunların 400 kolu bulunuyor.

Sadece İstanbul’da 445 tekke faaliyetlerini açıktan sürdürüyor.

Çoğunluğu İstanbul, Siirt, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Batman, Van, Hakkâri, Şırnak, Ağrı, Muş, Bitlis, Gaziantep ve Şanlıurfa olmak üzere 800’ün üzerinde faal medrese bulunuyor.

Büyük şehirlerde kaç apartman medresesinin faaliyette olduğu ise tam olarak bilinmiyor.

Rapora göre, tarikat okullarındaki öğrenci sayısı 210 bin dolayında.

4 binin üzerindeki özel yurdun 2 bin 480’i bir tarikatla bağlantılı. Tarikatlara bağlı yurtların kapasitesi 380 bin olduğu ileri sürülüyor. Bu yurtlarda kalan öğrenci sayısı 225 bini buluyor.

Devlet, eğitimden kademe kademe çekiliyor. 4+4+4 uygulamasının başlatıldığı 2012 yılından bugüne kadar devlete ait 4 bin 22 ilkokul kapatıldı…” (Bu araştırma 2 yıl önce yapılmıştı, ülkemiz şimdi ne durumda varın siz hesap edin…)

Ve biz, bütün bu gerçeklere, engellere, tehditlere, şantajlara rağmen yolumuza devam edeceğiz. Mücadelemize devam edeceğiz. Boyun eğmeyeceğiz. Atatürk’ün güneşi yeniden doğuncaya dek…

Particilik oynamayı, makam, mevki peşinde koşmayı, bölücülük yapmayı bırakacağız. Ülkemizin kurtuluşunda halka öncü olacağız. Yol göstereceğiz. Asla bölücülük, nifakçılık yapmayacağız.

ATATÜRK OLACAĞIZ… BİRLEŞECEĞİZ…

Ne diyordu Attila İlhan:

“En büyük kötülük şu; Batı son 50 sene içinde Türkiye’de küçük küçük siyasi guruplar yaratarak bizi birbirimize düşürdü. Hâlbuki her şeyden önce bunların birleşmesi lazım ki vatan dokusu oluşsun. Gazi’nin Ankara’da oluşunu bir düşünün. Gazi’nin bir tarafında Ziya GÖKALP vardı. Bir tarafında Yusuf AKÇURA, arkasında Mehmet Akif vardı ve Mustafa Suphi’yi de çağırmıştı. İslamcı, Türkçü, Kemalist ve Komünist hepsi beraber olmasaydı bu savaşı kazanamazdı. Şimdi de aynı espri içine girmemiz lazım.”

([email protected])


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir