Yüzde 1’lik, 2’lik Mini Partiler Kurarak Vatanı Kurtaramayız…

Boğazlarına kadar pisliğe batmışlar… - IMG 20170622 111622 1
Boğazlarına kadar pisliğe batmışlar… - IMG 20170622 111622 3

Boğazlarına kadar pisliğe batmışlar…

Yolsuzluk, arsızlık, utanmazlık bataklığına saplanmışlar…

Utanma, sıkılma, haya kalmamış… Yüzlerine tükürsen “Yağmur yağıyor” diyorlar…

“Devlet malı deniz, yemeyen domuz” önerisini kendilerine ilke yaparak yola çıkmışlar.

Ormanları, akarsuları, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini talan ediyorlar… Köstebek gibi oyuyorlar topraklarımızı…

Maden çıkarmak uğruna Kaz dağlarını, havalimanı yapmak uğruna İstanbul’un gözbebeği Kuzey Ormanlarını talan ettiler. Milyonlarca ağacın canına okudular. Tamı tamamına 3,5 milyon ağaç kestiler…

Gözü doymaz bir avuç şirket gözümüzün içine baka baka, göster göstere ülkemizin canını alıyor…

Belediyeleri bile talan etmişler… Belediye yöneticilerinin altında son model, lüks otomobiller… Hem de ikişer adet…

Bu araçların bir kısmı da kayıp üstelik…

Belediyelerin gelirlerini yandaş vakıflara, derneklere, kuruluşlara babalarının malı gibi saçmışlar…

Sosyal medyada her gün çarşaf çarşaf, rakamlarla sergileniyor bu gerçekler. İşin saklanacak, gizlenecek yanı da kalmadı.

Üstelik bu konuda ağızlarını açıp da tek söz söylemiyorlar.

Zengin belediye bütçesini yandaşlara peşkeş çekmeye, har vurup harman savurmaya, tarumar etmeye alışmışlar…

“Alışmış kudurmuştan beterdir” derler.

Onun için İstanbul Belediyesini kaybetmeyi bir türlü hazmedemiyorlar… Altın yumurtlayan tavuk yok artık…

Mazide kalan bereketli, tatlı mı tatlı, bal mı bal günleri bir türlü unutamıyorlar. Yalan söylüyorlar. İftira atıyorlar. Tertipler düzenliyorlar.

Kul hakkı yiyorlar. Vatandaş hakkı yiyorlar.

Türk insanı aç, biilaç gezerken, kapı kapı dolaşıp iş ararken, Suriyeli göçmenlere milyarlar akıtılıp, onların geçimlerini, yaşamlarını kurtarıyorlar. Geleceklerini garanti altına alıyorlar. İş buluyorlar.

Üniversitelere sınavsız kabul ediyorlar… Hedef Türkiye’nin sosyal yapısını değiştirmek… Araplaştırmak… Oy deposunu zenginleştirmek, güçlendirmek… Ama TC vatandaşı perişan.

Suç işliyorlar… Yasaları çiğniyorlar.

Ordunun, yargının, milli eğitimin yapısıyla oynuyorlar. Türk toplumunun, Türk insanının ahlak ve kültürüyle, geleneksel yapısıyla oynuyorlar.

Nereye baksak, hangi yana dönsek suç ve suçlularla karşılaşıyoruz… Küçücük çocuklara musallat olan sapıklar her geçen gün biraz daha çoğalıyor, bir çığ gibi büyüyor.

Taciz, tecavüz, fuhuş yaşantımızda günlük olaylardan oldu. Sokaklar, caddeler, mahalleler manyaklarla doldu. Manyaklık ve manyaklar gazetelerin, TV’lerin baş konusu haline geldi.

Her gün kadın cinayetleri işleniyor. Yetkililer sadece izliyorlar. Çözüm bulan yok. Kadınlar sapır sapır dökülüyorlar…

Yargı, egemenlerin isteklerini yerine getiren kurumlar haline dönüştü… Bağımlı hale geldi. Bağımlı olmayan mahkemelere de yandaş atamalar yaparak onları da emir kulları yapıyorlar.

Herkes kendi yasasını uyguluyor şimdi. Herkes kendi yasasına göre hareket ediyor ve sözüm ona ülke yönetiyor…

Çocuk istismarcılarına, kadın dövenlere, işkencecilere en alt sınırdan cezalar kesiliyor.

Ülkemizi yönetenlerin suçu o kadar çoğaldı, o kadar arttı ki, yere göğe sığmıyor artık.  Bu yüzden tedirginlik içindeler. Yüce Divanlardan korkuyorlar.

Bu nedenle, taraftarlarını, kendilerini destekleyenleri yitirmemek için sabah akşam, peynir ekmek yer gibi yalan söylüyorlar. Gerçekleri çarpıtıyorlar. Muhalefet hakkında hikâyeler, masallar uyduruyorlar. Tertipler düzenliyorlar.

İşin özeti, koltuklarını pek öyle kolay terk edecek gibi görünmüyorlar…

Muhalefet sadece bağırarak, çağırarak, ağız dalaşı yaparak bu işin üstesinden gelemez. Bu gidişle ne orman kalır, ne dere ne toprak ne para kalır…

Yöntem değiştirelim. 18 yıldır nerelerde hata yaptık, ona bakalım, onu araştıralım.

Hepsinden önemlisi parçalanmayalım. Birleşip, bütünleşelim. Herkes ağzına geleni söylemesin…

Türkiye’miz, vatanımız elden çıkmak üzeredir. Geç kalmayalım…

Hele hele, makam, mevki sevdasına kapılıp, dangalakça hayaller peşinde koşarak, yüzde 1’lik, 2’lik mini partiler kurmayalım. Yüzde 1’lik, 2’lik partilerle vatan kurtulmaz.

Var olan parti içinde kalıp, onun hatalarını, yanlışlarını eleştirerek, güçlendirmeye çalışalım.

Ortalık aydınlanıncaya kadar, şafaklar yeniden doğuncaya kadar yılmadan, gerilemeden, dimdik mücadelemize devam edelim…

 ([email protected])


Comments

“Yüzde 1’lik, 2’lik Mini Partiler Kurarak Vatanı Kurtaramayız…” için 3 yanıt

  1. aylin avatarı

    tüm seçmenin ülkeyi bu durumdan kurtarmak için ana muhalefette birleşmesi gerekiyor. CHP her kesimin sesi olmayı başaracak demokratik düzenlemeleri yapmalı kendi içinde.

  2. mmahmut konur avatarı
    mmahmut konur

    ali efendi.söylediklerin çoğu yalan saptırma iftira.. daha iyi parti varsa söyle..bunu kötülerin iyisi kabul etmek zorundayız..sende muhalefeti bırak güçlendirelim devleti .fazla gönül bnağlama muhalefete. muhalefet abd ab sevmiyorsa hükumeti.demekki doğru yoldalar.sende anlayabilseydin.

  3. Erdoğan Özgenç avatarı
    Erdoğan Özgenç

    mmahmut konur
    Ülkede bunlardan iyileri olmayacak kadar aptal salak mı dolu…
    ABD ve AB’nin getirdiklerini sevmemesi mümkün mü?
    AKP yi kim besledi kim seçtirdi…
    ***
    Bunca yolsuzluk hırsızlık rüşvet ve peşkeş olaylar;
    Sayıştay raporlarında ve MİT kayıtlarında varken, bir vatandaş olarak bunları savunmaya utanmıyor musunuz?
    ***
    Yaşınız kaç bilmiyorum ama emperyalist ülkeler solcu partileri sevmezler onun için 65 yıldır CHP’nin tek başına iktidar olmasına izin vermiyorlar…
    ***
    Bunların gidici olduklarını anladılar şimdi beş parti daha kurdular.
    Niye sizce?
    ***
    Allah peygamberlerine bile alternatif insanlar göndermiş,
    Bunların alternatifi yok demek neyin nesidir…
    Bırakın bu çağdışı kafaları, ülke elden gidiyor…
    Bölündük, ekonomimiz borç batağında; siz hangi dünyadasınız…
    ***
    Bu ülkede mi Tazmanya da mısınız?
    ***
    Aklınızı başınıza alın; yandaşlık edeceğim derken herkesi kendiniz gibi sanıyorsunuz…
    Muhalefeti olmayan ülkede dikta vardır, hala anlayamadınız mı?
    ***
    İyi düşünün siz vatandaşsınız köle ya da “mal” değil…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir