ASIL BÜYÜK SAVAŞ EKONOMİ ALANINDA VERİLMİŞTİR

Bakınız 1800 lerin sonunda Ülkemizde bulunan demiryolları, madenler, bankalar, belediye hizmetleri (su, havagazı, elektrik, telefon, tramvay, tünel vb.) sanayi kurumları, limanlar, tütün, hatta en temel vergileri, imtiyazlı yabancı şirketlere teslim edilmişti.Osmanlı'da Ergani Bakır ile Bolkandağ madenleri dışındaki tüm madenlerin işletmesi Fransız, İngiliz, Alman, İtalyan, Rus sermayeli yabancı şirketlere verildi. II. Abdülhamit, simli kurşun madenlerini 1892'de Fransız sermayeli Balya-Karaaydın Şirketi'ne, maden kömürünü 1896'da Fransız sermayeli Ereğli Maden Şirketi'ne, kurşun ve çinko madenlerini, 1900'de Fransız sermayeli Karasu Maden Şirketi'ne, borasit (bor) madenini 1887'de İngiliz sermayeli Boraks Şirketi'ne, krom madenini, 1885'te İngiliz sermayeli Peterson ve Ortakları Şirketi'ne verdi. Osmanlı, II. Abdülhamit sonrasında, 1910, 1911 ve 1913'te de maden kömürü ve krom madenleri imtiyazlarını Alman, İtalyan ve Rus şirketlerine verdi. - Silah taciri osman hamdi bey

Bakınız 1800 lerin sonunda Ülkemizde bulunan demiryolları, madenler, bankalar, belediye hizmetleri (su, havagazı, elektrik, telefon, tramvay, tünel vb.) sanayi kurumları, limanlar, tütün, hatta en temel vergileri, imtiyazlı yabancı şirketlere teslim edilmişti.
Osmanlı’da Ergani Bakır ile Bolkandağ madenleri dışındaki tüm madenlerin işletmesi Fransız, İngiliz, Alman, İtalyan, Rus sermayeli yabancı şirketlere verildi. II. Abdülhamit, simli kurşun madenlerini 1892’de Fransız sermayeli Balya-Karaaydın Şirketi’ne, maden kömürünü 1896’da Fransız sermayeli Ereğli Maden Şirketi’ne, kurşun ve çinko madenlerini, 1900’de Fransız sermayeli Karasu Maden Şirketi’ne, borasit (bor) madenini 1887’de İngiliz sermayeli Boraks Şirketi’ne, krom madenini, 1885’te İngiliz sermayeli Peterson ve Ortakları Şirketi’ne verdi. Osmanlı, II. Abdülhamit sonrasında, 1910, 1911 ve 1913’te de maden kömürü ve krom madenleri imtiyazlarını Alman, İtalyan ve Rus şirketlerine verdi.

Meşrutiyet yıllarında Türk Yurdu dergisine yazılar yazan Parvus Efendi’nin ifadesiyle, “Mali tutsaklık Kırım Savaşı’ndan başlamıştır.” Devlet Kırım Savaşı’nda, 1854’te ağır dış borç aldı.
Osmanlı’nın borç sözleşmeleri, öteki devletlerin borç sözleşmelerine göre çok ağırdı. Öyle ki Osmanlı’nın Galata Bankerlerine ve Avrupa bankalarına ödediği faiz oranı yüzde 15-20’den aşağı değildi.

Durum böyle olunca borcu borçla kapatmak gerekti. Zamanla iş, para verenin ileri süreceği her koşulu kabullenmeye kadar vardı. Batılı sermayedarlar, tehdit ve rüşvetle Osmanlı devlet adamlarını borçlanmaya zorladılar. Borçlanmaya karşı çıkan maliye nazırları Batı’nın baskısıyla görevden alındı.

1865-1875 arasında sadece Osmanlı’ya borç vermek amacıyla İstanbul’da çok sayıda yabancı kredi kurumu kuruldu.

Osmanlı 1854-1914 arasında tam 42 dış borç anlaşması yaptı. Bu anlaşmaların 13’ü II. Abdülhamit döneminde yapıldı.

Üstelik alınan borçlar üretime yönelik olarak kullanılamadı. Devlet, 1854-1874 arasında Avrupa’dan 5.297.676.500 frank dış borç aldı, ancak bu paradan banka ve komisyon ücretleri düşülünce devletin elinde ancak 3.012.884.714 frank geçti.

Okumaya devam et  İslam fobisi ve aşırı sağ Almanya’daki sosyal barışı tehdit ediyor!

Dolayısıyla Osmanlı Devleti’ne yaklaşık 2.500.000.000 frank havadan borç yüklendi.
Osmanlı, Galata Bankerlerine, bazı bankalara ve Avrupalı ülkelere borçlanmıştı. Devlet, 1875’te, bir süre borç faizlerinin ancak yarısını ödeyebileceğini açıkladı.

II. Abdülhamit, İstanbul, İzmir, Selanik, Beyrut gibi önemli limanların işletmesini yabancı şirketlere sattı. II. Abdülhamit, Selanik Limanı imtiyazını 1896’da Edmond Bartissol’a verdi.

  1. yüzyılda Osmanlı ekonomisi, Avrupalı sanayileşmiş ülkelerin hammadde ve pazar gereksinimlerini karşılamaya yönelik bir hale geldi. Kapitülasyonlar, yabancılara kazandırdığı avantajlarla yerli üreticileri baltaladı. Bu nedenle yerli milli burjuvazi oluşamadı. 19. yüzyılda Osmanlı ekonomisi, borç-faiz batağına saplanıp kaldı.
    II Abdülhamit, bu bağımlı ekonomik düzeni daha da bağımlı hale getirmekten başka bir şey yapamadı. II. Abdülhamit, demiryolları, madenler, bankalar, belediye hizmetleri (su, havagazı, elektrik, telefon, tramvay, tünel vb.) sanayi kurumları, limanlar, tütün, hatta en temel vergiler (Duyun-u Umumiye’ye devredildi) dâhil her şeyi, imtiyazlı yabancı şirketlere teslim etti.
    II. Abdülhamit döneminde yabancı şirketlerin Osmanlı’da en fazla yatırım yaptıkları alan demiryollarıydı. Çünkü çok kârlıydı. Osmanlı, kilometre garantisi denilen sistemle demiryolu yapan yabancı şirketlerin gelirlerini garanti ediyordu. Garanti kapsamındaki vergiler, Duyun-u Umumiye tarafından toplanıp demiryolu yapan şirkete veriliyordu..
    Her şeyin yabancılara teslim edildiği bu ortamda sanayileşmiş Avrupa ülkeleri, II. Abdülhamit’ten yağlı birer imtiyaz koparabilmek için birbiriyle yarıştı. Bu imtiyaz savaşı, rüşvet çarkının dönmesine neden oldu. Yabancı şirketler konumlarını güçlendirmek için II. Abdülhamit’in adamlarını şirketlerin yönetim kurullarına aldı. Örneğin, Osmanlı Bankası Direktörü Pangris, II. Abdülhamit’in mali müşaviriydi. Duyun-u Umumiye Meclisi’nde bulunan Sir Vincent Caillard, yıllarca II. Abdülhamit’in İngiltere başbakanı ile ilişkilerini yürütmüştü. II. Abdülhamit’in yakını Hasan Fehmi Paşa bir Osmanlı- Fransız şirketinin başkanıydı. II. Abdülhamit’in kâtibi Nuri Bey, yabancılara verilen tütün tekelini yürüten rejinin idare meclisi üyelerinden biriydi. II. Abdülhamit’in başka bir kâtibi Süreyya Paşa da kurşun madeni işleten yabancı bir şirketin başkan yardımcısıydı. Bu bilgileri aktaran Doğan Avcıoğlu şöyle diyor: “Saray erkânı demiryolu, tramvay, elektrik ve gaz tesisleri imtiyazlarını yabancı şirketlere peşkeş çekerek büyük kârlar sağlamışlardır.
    Sonuç itibarıyla 1913 yılına kadar Osmanlı’da kurulan milli şirketlerin toplam sermeyesi 110 milyon kuruş iken, yabancı şirketlerin toplam sermayesi 1 milyar kuruşu buluyordu.
    1915 sanayi sayımına göre Osmanlı’da 10 işçiden fazla çalıştıran toplam 282 sanayi kuruluşundan yüzde 85’i yabancıların, sadece yüzde 15’i Türklerindi.
    Atatürk Ne yaptı ?
    Önce kapitulasyon ve reji belasini çöpe attı.
    Yabanci şirketlerin ayricaliklarini kaldirdi. Türk mahkemelerinin denetimine açtı.
    II. Abdülhamit’in yabancılara teslim ettiği demiryolları, madenler, bankalar, belediye hizmetleri (su, havagazı, elektrik, telefon, tramvay, tünel vb.) sanayi kurumları, limanlar, tütün… vb. milli varlıkları Atatürk yabancılardan geri aldı.
    1931-1939 arasında Mudanya-Bursa Demiryolu Türk A.Ş., İstanbul Türk Anonim Su Şirketi, İzmir Rıhtım Şirketi, İstanbul Rıhtım, Dok ve Antrepo Türk A.Ş., İzmir-Afyon-Bandırma-Manisa hattı, Aydın Demiryolu Şirketi, İstanbul Telefon Türk Anonim Şirketi, Ereğli Şirketi, İzmir Telefon Türk A.Ş., İstanbul Elektrik Türk A.Ş., Üsküdar ve Kadıköy Elektrik Türk A.Ş., İstanbul Tramvay Şirketi, İstanbul Türk Anonim Tünel Şirketi, Ankara Elektrik, Ankara Havagazı ve Adana Elektrik Türk AŞ… vb. yabancılardan satın alınıp millileştirildi.
    Devleti borç faiz tefeci sarmalindan kurtardı.
    Yerli ve milli imkanlarla hızlı bir sanayilesme hamlesi başlatti.
    Atatürk ölene kadar Dünyanin en hizli kalkinan ulkelerinin başında gelir Türkiye.
    Kaynaklar:
    Orhan Koloğlu, Abdülhamit Gerçeği,
    Doğan Avcıoğlu, Türkiye’nin Düzeni,
    Parvus Efendi, Türkiye’nin Mali Tutsaklığı
    Sinan Meydan Osmanli Duzeni
Okumaya devam et  TÜRKİYE CUMHURİYETİ OSMANLI’NIN DEVAMI DEĞİLDİR!

Comments

“ASIL BÜYÜK SAVAŞ EKONOMİ ALANINDA VERİLMİŞTİR” için bir yanıt

  1. Sonra CHP geldi….

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir