Orta sınıf mı çalışan sınıf mı?

Orta sınıf mı çalışan sınıf mı? - bulent esinoglu 1

Orta sınıf mı çalışan sınıf mı?

Ne gerek var, ha orta sınıf demişiz, ha çalışan sınıf demişiz, bunu tartışmanın bir anlamı yok diyebilirsiniz.

Ama kazın ayağı öyle değil. Servet sınıfı sizin kültürünüzle de savaşıyor. Servet sınıfının düşündüğü gibi düşünmek için, servet sınıfının önünüze koyduğu, kavramlar ile düşünmek durumundasınız.

Kavramlar ve terimler çok önemli; Çalışan sınıf ifadesinden korkanlar Orta Sınıf terimini kullanıyorlar.

Oysa yeni hayaletimiz orta sınıftır.  Orta sınıf deyince, çalışanlar kendilerini orta sınıf sanacaklar ve şükredecekler. Çünkü orta sınıfında aşağısında, bir sınıf daha var ki, evlere şenlik. İşsizler, güvencesiler, hiçbir geliri olmayanlar…

Orada ki felaketi gizleyecek henüz bir kavram geliştiremedikleri için oradan hiç söz etmiyorlar. Ama çalışan sınıfları, bu adı konmamış sınıfla, çok güzel korkutuyorlar. Aslında o sınıfın bir adı var;güvencesizler.

Servet sınıfı, sosyal devleti ortadan kaldırdığından bu yana, işler böyle ilerliyor. Sermayenin devlet ile olan savaşı bir yere kadar geldi, ama insan ile savaşı henüz bitmedi.

Çalışan sınıf ya da işçi sınıfı demekten korkuyoruz. İşçi sınıfı artık tabu oldu. Sanki işçi sınıfı yer yarıldı yerin altına girdi. Her şeyi ve her canlıyı sermaye sınıfının gözünden görme mecburiyetimiz var.

Asgari ücret tartışmalarının yapıldığı şu ortamda, dikkat edin tanımlamaya çalıştığım bu kültürel saldırının işaretlerini göreceksiniz. Çünkü bu saldırı öyle bir saldırıdır ki, hiç durmaz. Kesintisizdir.

Sanırsınız ki, bilgisayarlar çıktıktan sonra, el emeği yok oldu. Fabrikalarda, maden ocaklarında, tarlalarda sadece bilgisayarlar çalışıyor!  Sadece aklıyla ve bilgisi ile çalışanlar var!

Servet sınıfının, şimdilik, yapay zekâ ve teknolojiden yana olmasının nedeni; o bilgiyi kim üretirse üretsin, sermaye o bilginin mülkiyetine sahip olduğu için, şimdilik bilgiden ve teknolojiden yana görüş ortaya koyuyor.

Emeği bile tanımlarken sermayenin kavramları ile kavrıyoruz. Entelektüel sermaye, beşerî sermaye, insan sermayesi…

İnsanın sermayesi olmadan önce emeği vardı. İnsanı emekle tanımlamak yerine sermaye ile tanımlamak niye.

İnsan haklarının, yani emeğin sistematik aşındırılması, sadece ekonomik araçlar ile gerçekleştirilmiyor. Finans Kapital durmuyor. Kültürel olarak da saldırısını sürdürüyor.

Sermayenin kültürel saldırısının, ilk hedefi emek olduğu için, ilk önce emeğin tanımı üzerinde savaşımını başlatmıştı. Beyin emeği mi, el emeği mi, diye başlayan bu “sınıf kavramı” ortadan kaldırma işi, yaklaşık yüz, yüz elli senelik bir meseledir.

Diyebilirsiniz ki, sermaye emeği ve sınıfı kendi istediği gibi tanımlasın, onların o tanımlamasıyla işçi sınıfı yok mu olacak?

Sermayenin çalışan sınıf ile savaşı, tek yönlü bir savaş değildir. Yaşamın tüm alanlarını kapsar.

Sanmayın ki, kelimelere veya kavramlara takılıyorum. Savaşın görünmeyen yönlerini görmeye çalışıyorum. 28 Aralık 2020


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir