Nedir Bu Katar Sevdası?

AKP ve MHP kol kola… Yan yana… Dirsek dirseğe… Yedikleri, içtikleri ayrı gitmiyor… - IMG 20170622 111622 1
AKP ve MHP kol kola… Yan yana… Dirsek dirseğe… Yedikleri, içtikleri ayrı gitmiyor… - IMG 20170622 111622

AKP ve MHP kol kola… Yan yana… Dirsek dirseğe… Yedikleri, içtikleri ayrı gitmiyor…

Canciğer kuzu sarması oldular. Birbirlerini canla, başla koruyorlar, kolluyorlar.

Doğru olsun eğri olsun, gerçek olsun yalan olsun; tüm yapılanları, tüm konuşulanları savunuyorlar.

Fabrikalar, arsalar, kuruluşlar, yeraltı – yerüstü zenginlikleri Katar tarafından yok pahasına talan ediliyor, dönüp bakan yok.

Dut yemiş bülbüle döndüler…

Ortada ne milliyetçilik kaldı ne ulusalcılık…

Ordunun tank fabrikası Katar’a satıldı.  Bahçeli çıktı, gözümüzün içine baka baka, “Hayır satmadık, 25 yıllığına idaresini Katar’a verdik, Kılıçdaroğlu yalan söylüyor” dedi.

Hadi diyelim ki satmadınız, sadece “idaresini” verdiniz…

Her yerde “Milliyetçiyim” diye bas bas bağıran bir politikacı, ordusunun fabrikasını 2 milyonluk bir devlete, bir ülkeye teslim eder mi?

82 milyonluk vatanımızda bu fabrikayı yönetecek adam mı kalmadı? Bizim teknik elemanlarımıza, personelimize, askerlerimize, yöneticilerimize ne oldu?

Biz bu kadar aciz ve beceriksiz miyiz?

Türk-İş’e bağlı Türk Harb-İş sendikası, o zamanlar, bu özelleştirmeyi protesto etmek için bir miting yapmak istemişti. Ankara Valiliği, “Güvenliği sağlayamayız” gerekçesiyle buna da izin vermemişti…

Türkiye tarihinde bu, bir ilkti.

Şimdiye dek grevlerin emniyetini kim ve nasıl sağlıyordu ki böyle yasal ve doğal bir mitinge izin verilmemişti?

Ülkesinin fabrikalarını, doğal kaynaklarını korumak TC vatandaşının en doğal, en demokratik bir hakkı değil midir?

AKP, har vurup harman savuran bir mirasyedi gibi, vatan mallarını satıp satıp, Katar’a olan borcunu ödüyor. Ülkenin altından girip üstünden çıkıyor. MHP de ona destek veriyor, düştüğü yerde kolundan tutup ayağa kaldırıyor.

Bu gidişi ve düzeni savunmak için şimdi onlara bir tek yol –  yöntem kaldı: Kendilerini eleştirenleri, önlerine çıkanları vatana ihanetle suçlamak, böylece onları AKP – MHP yandaşlarıyla karşı karşıya getirip, vatandaşları birbirlerine düşman etmek…

Okumaya devam et  Arap Baharında devrim/karşı-devrim ve Katar kuşatması

Dayandıkları taban ise Arabesk düşünceyi ve yaşam biçimini örnek seçmiş; araştırmayan, incelemeyen bilgisiz bir halk kesimi. Bunlar “Öl de ölelim” diyen ve her an saldırıya, kavgaya, dövüşe hazır bekleyen militan gruplar… 

Şimdi bunlara bir de Suriyeli mülteciler katıldı.

Yani işin özeti AKP ve yandaşı MHP, vatanımızda kışkırtıcı, suçlayıcı bir “Gerilim politikası” izliyor. Çevreye zehir saçan bir dil kullanıyor. Yalanlar havada uçuşuyor.

Bunun yanında bir de ülkemiz, “Yağma Hasan’ın böreği” gibi haraç mezat Katar’a satılıyor… Katar Şeyhi, daha önce, değeri 600 milyon doları aşan, son model bir uçağı Cumhurbaşkanımıza hediye etmişti.

Bu dostça alışverişin ardından sıcak ilişkiler başladı. Gerçi bu alışverişlerin ve kardeşliklerin başlangıcı ta 2002’lere dek uzanır. Bunu da söylemeden geçmeyelim.

Bölgede tek dostumuz şimdilik Katar kaldı.

Katar dediğiniz ise, 11 bin 586 km karelik alanı olan bir küçük ülke. Yani Ankara, İzmir büyüklüğünde bir Arap ülkesi.

Emir’in annesi Şeyha Moza’nın Kanal İstanbul bölgesinde sadece 44 dönüm arazi aldığı söylenmektedir. Varın gerisini siz hesap edin.

Katar’da para çok. Petrol gani… Yerin altı deniz. Sat sat, bitmiyor. Katar kesenin ağzını açmış.

Bu yüzden İktidarda bir “Katar sevdası var…”

Ülkemiz ekonomik sıkıntıya, kriz batağına saplandıkça bu sevda daha da güçleniyor. Dara, sıkıntıya düşer düşmez hemen ona koşuyor. Maddi destek alıyor.

Ama alınan paranın bir de geri ödenmesi var. İktidar, faizini bile verirken bazen zorlanıyor. Böyle durumlarda Emir hemen ülkemize geliyor. Beğendiği malları, mülkleri, zenginlikleri seçip seçip alıyor…

Hava limanı, Borsa İstanbul, banka, arazi, fabrika, su yönetimi… Aklınıza ne gelirse… İçme suyumuza bile göz koymuş gibiler…

Bütün bu “Alım, satım” işlerine tek kişi karar veriyor. Ne meclis karışıyor ne milletvekilleri ne bakanlar ne de belediye başkanları…

Okumaya devam et  Arnavutluk ve Katar’a da vize kalktı

Alan memnun satan memnun.  Karışan yok, görüşen yok. Bu konularda bilgisi olan da yok…

Örneğin, İstanbul menkul kıymetler borsasının yüzde 10’ununu Katar kaça aldı?

Borsanın satış değerini uzmanlar mı tespit etti?

Bu satışlar yapılırken ihale niçin açılmıyor? İhale açılsaydı daha yüksek fiyat veren çıkmaz mıydı?

Bu nasıl bir ülke yönetimidir? Yasa, anayasa yok mudur? Sendikalar, dernekler, iş ve işveren kuruluşları yok mudur? Yargı yok mudur?

Hiçbir şey denetlenemiyor, soru sorulamıyor, hesap alınamıyor… Ama yeri gelmişken bir kez daha vurgulayalım:

Türkiye kimsenin babasının çiftliği, tapulu malı değildir. Onun üzerinde doğmamış çocukların hakkı vardır ve biz bu hakkı korumaya devam edeceğiz…

([email protected])


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir