1.. Rusya Savunma Bakanlığı, Rus ordusunun Stepanakert’te (bizim Hankendi o,t) bir sahra hastanesi kurduğunu bildirdi. Hafta sonu özel bir sağlık biriminin Erivan üzerinden Stepanakert’e hareket ettiği belirtildi. (Not; Sahra Hastanesi resimde görüldüğü gibi eğitimli askerlerin bir günde açabildikleri bir tesistir.., o.tan)
2. Rus Askeri Tabipleri, sivil halka yardım etmek için Dağlık Karabağ’ a geldi. Doğu Askeri Bölgesinin özel amaçlı tıbbi biriminin ilk grupları, yerel halka tıbbi yardım sağlamak için Stepanakert’e geldi. TASS’ın haberine göre, Grupta cerrahlar, yoğun bakım uzmanları ve epidemiyologlar dahil olmak üzere 60’tan fazla uzman var.
3. Ermenistan Cumhurbaşkanı’ndan erken seçim çağrısı. Ermenistan Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan, Rusya’da bulunan Ermeni toplumu temsilcileri ile yaptığı toplantıda, “Paşinyan hükümetinin istifa etmesi ve geçici teknokrat bir hükümet ile en geç bir yıl içinde ülkede yeni seçimlere gidilmesi gerektiğini” söyledi.
4. Fransa ve BAE, üçlü ittifakla MEDUSA tatbikatlarına ilk kez katılacak. The Greek City Times’ın haberine göre, tarihte ilk kez Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri, Yunanistan, Kıbrıs ve Mısır’ın yanı sıra MEDUSA tatbikatlarına katılacak. Tatbikat 30 Kasım – 6 Aralık 2020 tarihleri arasında planlanan gerçekleştirilecektir. (Not; Bir süredir Ermeni Faaliyetleri mesajımıza “3’ lü Şer Odağı” diye isimlendirdiğimiz Yunan ve Süryani toplumlarının aleyhimize yaptıkları faaliyetler ve söylemleri de dahil etmiş bulunuyoruz…, o.tan)
5. Karabağ Ermeni Yönetimi (KEY) , savaş nedeniyle tahliye edilen 55.000’den fazla Karabağ sakininin 30 Kasım itibarıyla, evlerine döndüğünü bildirdi. Bugün erken saatlerde Rus ordusu, Goris-Berdzor-Stepanakert yolu üzerinden 23.000’den fazla insanın Karabağ’a geri döndüğünü söyledi. KEY, bu 23.000 kişinin barış güçlerinin kaydettiği mahalle sakinleri olduğunu ve bu sayının 55.000’in içinde yer aldığını söyledi.
6. “Paşinyan, eski Ermenilerle başarısız Moskova zirvesinin ‘hesabını veriyor’ başlıklı haberde şu bilgi yer alıyor; “ Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, eski Ermeni liderlerinin katılımıyla Moskova’da bir zirvenin düzenlenememesinin nedenini Pazartesi sabahı Facebook’ta açıklığa kavuşturdu. Dağlık Karabağ liderleri 20 Ekim’de, eski ve şimdiki Ermeni ve Karabağ liderlerinin ‘ulusal dayanışmanın bir ifadesi olarak bir toplantı düzenlenmesini önerdiler. Paşinyan, şunları ifade etti; “ Bazı tartışmalardan sonra, sonunda razı oldum. Ermenistan’ın emekli cumhurbaşkanlarının hazır olduğuna dair bir işaret verir vermez zirveyi ayarlayacağıma karar verdik. Ancak bir sonraki görüşmemizde] Levon Ter-Petrosyan ve Robert Kocharyan üst düzey görüşmeler için Moskova’ya gitmek istediler. Bu yüzden görüşmemiz sonunda bu bilgiyi de birleştirerek toplantı ayarlanacaktı” diyen başbakan, “teklife kişisel olarak itiraz etmediğini de” sözlerine ekledi.
7. Tarihçi Karen Khachatryan’a göre, “Türkiye 100 yıl önce Ermenistan’ı silmek istiyordu”. Tam yüz yıl önce Ermeniler, Kemalist Türkiye’nin başlattığı savaşı kaybetti. Sonuçları Ermenistan halkı için çok ağır oldu ve Ermenistan Sovyetleşmeseydi çok daha da kötü olacak bir dönemde yaşıyor olacaklardı. Khachatryan’a göre, “100 yıl önce Kemalist Türkiye, Ermenistan’ı yok etmek ve Azerbaycan ile toprak bağlantısı kurmak istiyordu.
8. Fransa, Karabağ mütarekesinin bazı noktalarının tartışılması gerektiğini söylüyor. Fransa’ nın Avrupa ve Dışişleri Bakanı Jean-Baptiste Lemoyne, Erivan’da düzenlediği basın toplantısında, “ Fransız hükümetinin, Ermenistan, Rusya ve Azerbaycan arasında imzalanan Dağlık Karabağ ateşkesini incelediğini ve anlaşmalardaki bazı noktaların daha fazla tartışılması gerektiğine inandığını” bildirdi. Lemoyne, açıklamasında şunları da belirtti, “Ateşkes anlaşmasını inceledik ve doğal olarak üzerinde durulması gereken, dikkate alınmayan noktalar var. Bu zaten işin politik tarafı ve muhtemelen AGİT Minsk Grubu Eş Başkanlığı çerçevesinde yapılmalıdır. Dün Ermenistan Dışişleri Bakanı Ayvazyan ilet, bugün de Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile tüm bu konuları görüşerek tartıştık” dedi.
9. Massis Post’ ta yer alan “Harut der-Tavitian’ dan Karabağ Sorunu ve Ermenistan Devleti” başlıklı yazıdan özet alıntılar şöyle; “Karabağ sorununun çözümü ile ilgili programlanmış, aşamalı ve diğer seçenekler üzerine görünen tartışma, eminim, çözüm sürecini uzatmak ve mevcut durumu, statükoyu mümkün olduğu kadar uzun süre korumak için sadece bir perde. Hem Karabağ’ın hem de Ermenistan’ın varlığına ne kadar büyük bir tehdit oluşturacağını acıyla bekliyorum. Bugün, Batum ve Aleksandropol Antlaşmalarından önceki zamanlara benzer şekilde, Karabağ sorununa olumlu bir çözüm ve Ermenistan’ın gelişmesi için muhtemelen son şansı kaçırıyoruz. Başkan Levon Ter-Petrosyan’ın, 8 Ocak 1998’ de Ermenistan Güvenlik Konseyi’nin Genişletilmiş Oturumunda yaptığı konuşmada söylediği gibi, bunun için hepimiz halkımıza cevap vereceğiz…. Sardarapat’ın görkemli zaferinden bir hafta sonra, 4 Haziran 1918’de, Ermenistan topraklarını sadece 4.400 mil kare ile sınırlayan aşağılayıcı Batum Antlaşması’nı imzaladık… 28 Mayıs 1918’deki bağımsızlık ilanından iki buçuk yıl sonra, 2 Aralık 1920’de rezil Alexandropol (Gümrü kastediliyor, o.t) Antlaşması’nı imzaladık…. Maalesef Kaçaznuni’nin anlattığı atmosfer bugün hakim. Devlet / ulusal çıkarlar parti / mezhep çıkarları için feda edilir ve millet olarak hepimiz acı çekeriz. Yazılarımızda hep vurguladığımız fedakâr ve tarafsız bir yaklaşıma duyulan ihtiyaç, mafya zihniyetinin hüküm sürdüğü kamusal tartışmalarda yok…..”
10. KEY lideri eski basın sekreteri Davit Babayan, “ Karabağ’ ın kaybı, Ani Kiliselerinin kaybına benzer” diyor. Babayan, “Son savaşın en büyük kaybı halkımız, vatanı savunurken ölen çocuklarımız oldu…Hristiyan Ermeni, mirasının kaybının yasını tutuyor. Kültürel miras geçmişimiz, mevcut kimliğimiz ve geleceğimiz için çok önemlidir” dedi. Azerbaycanlıların Ermeni anıtlarını ve mezar taşlarını yok etmeye başladığını iddia etti.
11. Aina.org’ da yer alan yazıya göre, “Amerika Orta Doğu’da Hristiyanları korumada hala başarısız oluyor.” Yazıda özetle, “ Bu küçük Hıristiyan ulusun, Amerikan’ ın iki müttefiki olan Azerbaycan ve Türkiye’nin elinde aşağılanması, ABD’nin gücünün sınırlarını ve Ortadoğu Hıristiyanlarına yardım etmek için yeni bir stratejiye duyulan ihtiyacı ortaya koymaktadır. Çoğunluk olduktan sonra, Hıristiyanlar, Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde kendilerini koruyamayan ve bazen demografik adalarda sıkışıp kalmış durumda bulurlar. Eski savunuculuk modeli, Batı haçlı seferi, modası geçmiş ve zaten hiçbir zaman çok etkili olmamıştır. Yeni modelimiz – insan hakları lobiciliği – daha da az başarılı….Başkan Trump’ın dini azınlıklar için tarihteki herhangi bir başkandan daha fazlasını yaptığını belirtmek gerekir. Yine de altı haftalık savaşın hiçbir noktasında, bırakın Ermenilerin yardımına koşmak bir yana, Azerbaycan’ı ve Türkiye’yi durdurmaya çalışmadı.
Bir yanıt yazın