Rusya’dan Gece Yarısı Müdahalesi

Dünyadaki gelişmelerin ışığında, tek kutuplu dünya düzeninden çok kutuplu dünya düzenine geçerken, Karabağ’da ki savaşın bitiş şekli ve içeriği, ABD, Fransa ve Ermenistan ittifakını boşa çıkardı ve bu ABD antentli tek kutuplu dünya düzeninin bitişininde ispatı oldu.AGİT’in Karabağ sorunu İçin 1994 yılında kurduğu Minsk Grubu’nun bitişinede bu şekilde noktayı koydu. ABD ve Fransa’nın varlığını bir hiç etti. - macronputin
Azerbaycan Ermenistanı Savaşta Yendi ve Topraklarını Tekrar Kurtardı. Rusya Bir Gece Yarısı Müdahalesi ve Ateşkes Anlaşmasını İki Ülkeye İmzalatmasıyla, Ermenistan’da olduğu gibi Azerbaycan Toprağında Tekrar Asker konuşlandırdı. Sorun Çok Kutuplu Dünya Düzeni Ekseninde Bir Anlamda Yön Aldı!

Dünyadaki gelişmelerin ışığında, tek kutuplu dünya düzeninden çok kutuplu dünya düzenine geçerken, Karabağ’da ki savaşın bitiş şekli ve içeriği, ABD, Fransa ve Ermenistan ittifakını boşa çıkardı ve bu ABD antentli tek kutuplu dünya düzeninin bitişininde ispatı oldu.
AGİT’in Karabağ sorunu İçin 1994 yılında kurduğu Minsk Grubu’nun bitişinede bu şekilde noktayı koydu. ABD ve Fransa’nın varlığını bir hiç etti.

Dünyadaki gelişmelerin ışığında, tek kutuplu dünya düzeninden çok kutuplu dünya düzenine geçerken, Karabağ’da ki savaşın bitiş şekli ve içeriği, ABD, Fransa ve Ermenistan ittifakını boşa çıkardı ve bu ABD antentli tek kutuplu dünya düzeninin bitişininde ispatı oldu.AGİT’in Karabağ sorunu İçin 1994 yılında kurduğu Minsk Grubu’nun bitişinede bu şekilde noktayı koydu. ABD ve Fransa’nın varlığını bir hiç etti. - macronputin

Minsk grubunda üç eş başkan: Rusya, ABD ve Fransa varken, Rusya Devlet Başkanı Putin insiyatif alarak, bir gece yarısı operasyonu ile, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nicol Paşinyan ile bir video konferans düzenleyerek, öncedende hazırlandığı öngörülen bir ateşkes anlaşmasına ( esasında kendi zorladığı) ortak imzayı attırdı. Bu metinde yer alan maddeler göz önüne alındığında, Azerbaycan’ın savaşı kazandığı tescil edilirken, Rusya’da Ermenistan’ı nihai bir yenilgiden kurtardı ve anlaşmaya garantör “ sulhcü” bir devlet olarak imzasını koydu. Anlaşmaya hukuki olarak taraf oldu.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, Rusya’nın müdahalesinin esas amacının Ermenistan’ın savaşta tamamen yenilmesini önlemek olduğu ve Rusya’nın bu kozu kullanarak Ermenistan üzerindeki ağırlığını ve korumasınıda hissettiren bir konumu olduğunu gösterdi. Aynı zamanda bu anlaşma vasıtasıyla, Karabağ sorununda, meselenin çözümü adı altında, statü olarak, Rusya’nın müdahalesi ile 1988 öncesi şartlar bir bakıma bölgeye tekrar geri döndü. Azerbaycan toprağına Rus askeri ‘barış gücü ‘ adı altında ve anlaşma yolu ilede olsa tekrar konuşlandı. Rusya bu anlamda bölgedeki sorunlarda ‘kararlar’ alınırken, ‘barış ve istikrar’ korunurken, esas rolü ben oynarım rolünü tekrar üstlendi.
44 günlük savaştan sonra bir gece yarısı imzalanan ateşkes anlaşması, gerçektende Rusya’nın bölgedeki rolünü ve gücünü tekrar kanıtladı. Ve Rusya bunuda konu ile ilgili Minsk Grubu eşbaşkanları olan ABD ve Fransa’yı dışarda bırakarak yaptı.

Rusya merkezli bu anlaşmada, Aliyev ne kadar söylemde Türkiye’de barış gücünde ve gözlem gücünde yer alacak desede, Türkiye anlaşma metninde yer almadı. Bir anlamda Türkiye’nin de ‘resmi olarak’ bu anlaşmanın ‘tarafı’ olması engellendi. Ama, Türkiye yönetimi Azerbaycan tarafının savaşı kazanması, savaş sırasında Azerbaycan’ın yanında yer alması nedeniyle, kendini Azerbaycan ‘ın başarısının ortağı olarak göstersede, maalesef uluslararası ilişkiler bu şekilde işlememektedir. Uluslararası ilişkilerde esas olan var olan mutabakat metinleri ve bunların işleyişidir. Rusya burada bu anlaşma vasıtasıyla ABD ve Fransa’ya olduğu gibi Türkiye’yeye de bir diplomatik ve usturuplu bir çelme taktı ve Türkiye ‘yi sahada yapamasada tamamen anlaşmadan dışarıda bıraktı.

Şu anda Karabağ’da ki durumu son ateşkes anlaşmasınıda katarak özetlersek, Ermenistan işgalindeki Karabağ’ın kurtarılan bölgeleri dışında, Ağdam, Kelbecer ve Laçin Rayonları ve Kazak bölgesindeki 7 köy arazisi 1 Aralık tarihine kadar Azerbaycan’a verilecek, Zengilan ile Nahcivan arasında koridor açılacaktır. Azerbaycan açısından bu durum değerlendirilirse, Azerbaycan gerçekten bu 44 gün süren Karabağ’ı işgalden kurtarma savaşından büyük bir kazanç elde etmiştir. Fakat burada işgal altındaki bir diğer Azerbaycan bölgesi olan Nahcivan’a bağlı Kelki bölgesi yer almamaktadır. Bu anlaşma metnindeki en büyük eksikliklerden ve soru işaretlerinden bir tanesinide bu oluşturmaktadır.
Metinde diğer soru işaretlerinden bahsetmek gerekirse, metinde Rusya, Ermenistan askerlerinin çekildiği tüm temas hatlarında ve Dağlık Karabağ’da hala Ermenistan işgali altındaki Hankendi, Askeran, Hocali, Ağdere ve Hocavend bölgesini kapsayan yerlerde, Rus Barış Gücü adı altında, ilk evrede 5 yıllığına ve sonradanda süresi uzatılması mümkün olarak 2000 Rus Barış Gücü askeri konuşlandırmaktadır. Bu konuşlanan yerlerin statülerinin ne olacağı ise anlaşma metninde geçmemektedir. Anlaşmada yer alan bu çok önemli konular, esasında bir anlamda belirsiz muğlak ve puslu olarak yer almakta ve buda anlaşmayla ilgili soru işaretlerini çoğaltmaktadır. Anlaşmadaki maddeler, Rusya’ya kendi konumu açısından geniş bir manevra alanı sağlarken, anlaşmanın diğer tarafları olan Ermenistan ve Azerbaycan’ı ‘barış’ için Rusya’ya da muhtaç hale getirmiştir. Yani burada Rusya, diğer iki muhattabınında anlaşmadaki belirsizliklerle ve fili olarakta, Karabağ’da elde ettiği alan ‘işgali’ ile elini kolunu bağlamıştır.

Okumaya devam et  Dünyanın qəbul etdiyi reallıq

Bunun dışında sorunlardan bir başkası ise, ateşkes anlaşmasının uygulamasını denetleyecek olan gözlem noktaları ve gözlem heyetlerinin kimlerden oluşacağıda metinde yer almamıştır. Buda büyük bir soru işaretini oluşturmaktadır. Ayrıca burada acaba Rusya gelecektede sürekli müdahil olmak için, muğlaklıklardan yararlanıp gerginliği bir nebze koruyan tuzaklarla dolu böyle bir metni zorla Azerbaycan ve Ermenistan’a bilerek imzalattırdımı gibi soru işaretleride oluşturmaktadır.
Gerçi Aliyev bu anlaşma imzalandıktan sonraki günde, yaptığı resmi açıklamasında, gözlem noktalarında sadece Rus Askerleri değil Türk Askerleride olacak ve Karabağ’ın özerklik diye statüsü olmayacaktır demiştir ama bu Rusya ve Ermenistan tarafının bunu kabul edeceği anlamı taşımamaktadır. Çünkü onlarda müzakerelerde kendi ajendalarını Azerbaycan’a mutlaka dayatacaklardır.Anlaşmanın çeşitli muğlaklıklar taşımasından dolayı, taraflar kendilerine göre anlaşmayı değişik şekillerde yorumlamaktadır. Buda barışın oluşması için nihai müzakerelere gidileceği anlamını taşımaktadır. Yani bu anlaşma bir ateşkes sürecini ve birazda ötesini kapsamaktadır. Ama savaşı tamamen bitirmek için daha çok çalışılması gerektiğini ve bunun için müzakereler yapılacağınıda göstermektedir.

Bu anlaşmada değinilmesi gereken bir başka husus ise Ermenistan ise, bu anlaşma metinine göre, Nahcivan’dan Zengilan’a bir geçiş koridorunun Rus Gizli Servisi Gümrük görevlileri tarafından kontrol edilmesi ve koridorun güvenliğinin sağlanmasını kabul etmiştir. Azerbaycan ise Hankendi ile Ermenistan arasındaki yol ve 5 kilometre eninde olacak Laçin koridorunun Rus askerlerinin denetiminde olmasını kabul etmiştir. Buda Rusya’ya anlaşmaya göre önemli bir konum bahşetmektedir. Rusya, Ermenistan ve Azerbaycan için bu çok önemli, hayati ve stratejik olan konudada anahtar ve kontrol rolünü kendisine vermiş ve bunu diğer iki tarafada kabul ettirmiştir. Bu Rusya’nın ileriye dönük olarak hegemonik emellerinide göstermektedir. Bu güç gösterisi, sadece Azerbaycan ve Ermenistan’a karşı değil, Azerbaycan’ı destekleyen ve stratejik olarak doğrudan muhattap olan bölge ülkeleri Türkiye ve Ermenistan’ı destekleyen İran’a karşı da yapmaktadır. Aynı zamanda bu uluslararası alandada, Minsk Grubundaki Batılı muhattaplarına karşıda burası benim bölgem ve burada esas patron benim adlı bir güç gösterisinide kapsamaktadır.

Burada esas olan konulardan bir diğeri ise, kabul etmek gerekirki, savaşın bu şekilde bitirilmesinde Rusya’nın gerçekten merkezi rol oynadığıdır. Bunun Rusya açısından sebebi irdelendiğinde görülecektirki, Rusya’nın güney kıyılarında bu tür bir çatışmayı ve bundan kendi açısından zarar görmeyi istememesidir. Ve bir diğer neden ise bu sorunu kullanarak bölgeye gelmeye ve yerleşmeye çalışan başka ülkelerin nüfuz sahibi olmasını istememesidir.

Peki Rusya neden Karabağ savaşı’nın bitmesi için 44 gün beklemiştir ve şimdi bu müdahaleyi gerekli görmüştür? sorusunu sormak olayı anlamak için yerinde bir soru olacaktır. Buna cevap ise var olan uluslararası konjektürde saklıdır. Burada Rusya, ABD seçimlerini ve görecede sonuçlarını beklemiştir. ABD içindeki karışıklıktan ve ABD’nin uluslararası sorunlarda ki ‘çözümlerde’ güç kullanmadan yana olan Biden-Harris ikilisinin seçimleri kazanmasının kesinleşmesiyle birlikte, bu ikilinin ABD’de iktidarı tam devir almaları ve ABD’nin Karabağ sorununun ‘barış yoluyla’ halledilmesi için kurulan Minsk Grubunu ve kendi üyeliğini bahane ederek Karabağ sorununa aktif müdahil olmalasını engellemek ve muhtemelen bir ABD hamlesiyle güneyden çevrilmemek için ve bu sorunu bahane ederek ABD’nin desteklediği ve Rusya’nın istemediği Paşinyan yönetimininde imdadına aktif olarak yetişmesini engellemek için, savaşın başlamasından 44 gün sonra bu hamleyi, ABD ve diğer güçlere karşı bir ön alma hareketi olarak yapmıştır.
Yani Rusya ABD’de ki seçim karışıklığını, uluslararası konjektürü burada iyi değerlendirmiştir.

Okumaya devam et  “Ermənilərə nə qədər yaxşılıq etsən, anlayan deyillər” – Moskvanın səbri tükənir

Rusya,bu anlamda şimdiye kadar kendi stratejisini başarı ile gerçekleştirmiş , Ermenistan’ı ve Azerbaycan ‘ı kendine en azından 5 yıllığına Karabağ’da bağlamıştır. Burada herkese patron benim demiştir. Bunu iki devletede kabul ettirmiştir.

Fakat Rusya’nın bu süreçteki işide kolay olmayacaktır. Ve mutlaka bölgede bundan sonraki varlığı sorular ve sorunlarada neden olacaktır.

Karabağ konusunda bugün Rusya, önemli ve karar verici bir güç gibi gözüksede, Karabağ Rusyan’ın zaman içinde tek başına kaldırabileceği bir konu değildir. Dünya sadece ABD için değil Rusya içinde değişmektedir. Rusya’nın bölgeye vereceği güvenlik konusundaki İstikrar, ekonomik konuları kapsamamaktadır. Çünkü Rus ekonomisi zayıf ve zenginliği barındıran güçlü ve cazip bir ekonomi değildir. Ekonomik olarak başarılı olmayan ve cazibe merkezi olmayan bir Rusya’nın eski yöntemlerle alana sürekli hakim olması bu çağda mümkün değildir. Bu anlamda Rusya, kendine bölgede ve uluslararası alanda yeni müttefikler bulması gerekecektir ve ittifaklara girmek zorunda kalacaktır. Çünkü bugünkü konjektürel durum önümüzdeki yılda her an değişebilir.

Ayrıca Rusya’nın Ermenistan ve şimdide Azerbaycan’da ki varlığı, yeni nesil Azerbaycan ve Ermenistanlılar için cazip gelmeyebilir. Bu konudaki emareler iki ülkedede çoğalmaktadır.
Bugünlerde Karabağ’a yerleştirilecek olan Rus Barış Gücü yani Rus varlığı, her zaman bir barış aracısı veya gücü olarak görülmeyecektir. Bir işgal gücü olarakta görülebilecektir. Bu konunun Azerbaycan ve Ermenistan iç siyasetinde önümüzdeki aylarda yoğun tartışma ve iç çekişmelere sahne olacağı şimdiden gözlemlenmektedir . Bu konuda Ermenistan’da ve Azerbaycan’da bu tartışmanın şimdiden başladığınıda söyleyebiliriz .

Bu konuda Ermenistan ve Azerbaycan’da, halk içerisindeki yeni gelişmeleri ve söylemleri özetlersek, Savaş ve sonuçları konusunda Ermenistanlılar arasında, Rusların kendilerine savaşta esasında yardım etmediği, kendi çıkarını düşündüğü, müdahaleyide kendi çıkarına göre yaptığı, Ermenistan’ı sattığı ve Rusya’nın bir işgalci olduğu dillendirilmektedir. Azerbaycan’da ise aynı konu Azerbaycanlılar arasında, Rusya karışmasa Azerbaycan ‘nın tüm Karabağ’ı bu ay sonuna kadar zaten teslim alacağı, Rusya’ın bu atağıyla Ermenistanı kurtardığı ve Karabağ’ı Ermenistan lehine bir şekilde vekaleten işgal ettiği belirtilmekte ve ayrıca Türkiye’nin anlaşma metninde olmamasıda Azerbaycanlılar içindeki tartışmada olumsuz bir faktör olarak görülmektedir. Bu konuda iki ülkedede sosyal medyadaki tartışmalar ve eleştiriler yoğunlaşmaktadır. İki taraftada Rusya konusunda ki fikirler olumsuz bir yönde yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır. İki ülkede ki iktidarların bu soruya nasıl cevap vereceklerini ve Rusya’nın önümüzdeki aylarda bu eleştirilere karşı nasıl bir imaj çizeceğini, ilerleyen aylarda daha berrak bir şekilde tabiki göreceğiz.

Karabağ konusunda bütün bu gelişmeleri değerlendirdiğimizde, Azerbaycan topraklarını BM kararları doğrultusunda kurtararak, Ermenistan ‘a karşı büyük bir askeri, stratejik, psikolojik ve siyasi bir başarı ve üstünlük elde etmiştir. Bu anlamda savaşın birinci kazananı Azerbaycan’dır. İkinci kazananı ise Rusya’dır. Rusya anlaşma metninin imzalatılması ve Karabağ’da Ermenistan ve Azerbaycan’ı sorunun çözümünde ateşkes anlaşmasına zorlayıp, anlaşmayı imzalattırarak ve anlaşmada ateşkesinde ötesinde maddeleri, ültimatif olarak Ermenistan ve Azerbaycan’a kabul ettiirerek, kendinide hakem ve fiziki varlık olarak Karabağ’da kabul ettirerek, Rus Barış Gücü altında Ermenistan’dan sonra Azerbaycan toprağınada yıllar sonra tekrar konuşlandırarak ve ABD ve Fransa’yı ve Türkiye’yi de çözümden’ anlaşmada ki haliyle dışlayarak kendi açısından büyük bir başarı elde etmiştir.
Üçüncü kazanan ise Türkiye ‘dir, Türkiye sahada ve görecede diplomatik ve askeri ağırlığıyla Azerbaycan ‘ın yanında yer alan ve bunu dünyayada açıkça ilan eden bölgesel bir güç olduğunu savaş sürecinde kanıtlamıştır. Türkiye uluslararası alanda çok bilinen olarak, Azerbaycan’ın Karabağ’da ki kazanımının arkasındaki esas güç olarak gözükmektedir. Zaten bu açıkça söylenmesede saklanmamaktadırda. Bu anlamda uluslararası arenada Türkiye, Kafkasya’da bölgesel ağırlığı olan bir güç olduğunu, hem bölgeye ve hemde uluslararası arenaya, Azerbaycan’ın başarısına her yönüyle dahil olduğunu göstermiş ve çeşitli müdahaleleri ile bunu hem alandada ve hemde diplomasidede tescil ettirmiştir. Türkiye bu anlamda Azerbaycan ile birlikte Ermenistan ve O’nu destekleyen diğer güçlere karşı psikolojik ve stratejik bir üstünlük sağlamıştır. Azerbaycan ile stratejik ilişkileri dahada sağlamlaştırmıştır.

Okumaya devam et  Ermənilərin yeni təxribatlarına cavabımız nə olacaq?

Kaybedenler ise Ermenistan’ın işgalini destekleyen, ABD ve Fransa, çeşitli Arap ülkeleri, Yunanistan gibi ülkelerdir. Tüm bu kaybedenler kulübü, Rusya’nın hakem ve taraf olduğu ve Barış Gücü adı altında Ermenistan’dan sonra Azerbaycan topraklarına konuşlandığı ve Rusyanın etkin olduğu son ateşkes anlaşması ile Kafkasya’dan bir şekilde dışlanmış olmaktadır. Yani Batı ve müttefikleri şu anda bölgede etkisiz kılınmıştır ve lafın tam deyişiyle şu an itibariyle Batı kaybetmiştir. Ama Batının yeni İpek yolunun ve enerji hatlarının geçeceği bu bölgeyi zorlamayacakları ve her türlü ihtimali değerlendirmeyecekleri anlamınada gelmemektedir. Bunu önümüzdeki yıllarda tekrar yaşayarak göreceğiz.

Karabağ savaşının son merhalede bu şekilde bir mecraya girmesi, konun üzerindeki Rusya denetimi ve hegemonyası, Akdeniz, Çin İpek yolu projesi, Kuzey Afrika ve Afrika, Ortadoğu denklemindeki yeni saflaşmalardada, bölgedeki ülkelere, bundan sonra kimlerle ittifak yaparlarsa ve müttefik olurlarsa kazanabilirler konusundada yeni bir soru işareti bırakmaktadır ve fikir vermektedir.

Karabağ konusu ve çözüm şekli bölge ülkelerine veya aynı türden sorunla boğuşan ülkelerede göstermektedirki, ABD’siz bir çözüm mümkündür ve Karabağ bunun bir sağlaması olarak bir örnek teşkil etmektedir.

Karabağ ile ilgili son anlaşma ile birlikte işaret edilmesi gereken bir başka husus ise, ABD’nin olmadığı yerde bölgesel ülkelerin girişimi ile sorunun daha çabuk çözüleceği, Karabağ’da bunun ABD dışlanarak daha kolay yapıldığı ve bu diğer yerlerdede böyle yapılırsa barışın daha çabuk inşa edilebileceği, sadece bölge ülkelerine değil uluslararası siyasi arenayada bir şekilde gösterilmiştir.
Yani Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra kurulan bugüne kadarki tek kutuplu dünyanın patronunun artık herşeye kadir olmadığı ve heryerde kabul görmediği ve dışlandığı gerçeği ile birlikte, bunun testi olan Karabağ denkleminde bu tür bir çözümün , uluslararası siyasi arenada çok kutuplu dünyanın başarısı olduğu olgusunu yerleştirecektir.
Bu görüş ülkelerin gündemlerinede değişik örneklerlede bir anlamdada yerleşecektir.

Yukarıdada belirtildiği gibi Karabağ sorunu, son anlaşmayla çok bilinmeyen bir denklemden çıkmış ve bölgesel aktörlerle ve çok kutuplu dünyanın sağladığı konjektürle bir şekilde çözüme doğru gitmektedir.
Nihai barış sürecine sokulan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Karabağ sorunu, bu anlamdada uluslararası ve bölgesel sorunların nasıl aşılacağınında bir anlamdada örneği olacaktır.
Bu anlaşma ile başlayan, barış, istikrar ve sorun çözme süreci, önümüzdeki yıllar için geçerliliğini koruyan, eksisi ve artısıyla yeni bir deney de olacaktır. Konuyla ilgilenenlerin konuya bu şekildede bakmaları yerinde olacaktır.

Sosyal Antropolog ve Etnograf
Soykırımlar ve terörizm araştırmacısı


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir