“Ekim-Kasım aylarına dikkat…”

Koronavirüste bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de vaka sayılarındaki artış endişe yaratıyor. Bu konuda yapılan uyarılar var. Bu uyarılara ve yeni yaşam koşullarına yak uyduramazsak, yeni yasaklarla karşı karşıya kalabiliriz. - buluz

Koronavirüste bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de vaka sayılarındaki artış endişe yaratıyor. Bu konuda yapılan uyarılar var. Bu uyarılara ve yeni yaşam koşullarına yak uyduramazsak, yeni yasaklarla karşı karşıya kalabiliriz.

Bunlar konuşulurken, önümüzdeki kış aylarına girdiğimizde yeni salgınların da olabileceği görüşü ağırlık kazanıyor. Bilim insanları “Özellikle Ekim-Kasım aylarına dikkat edilmesi gerektiğini unutmayalım ”diyor.

Bu uyarılar ister istemez şu konuyu da gündeme taşıyor:

Eylül’de okullar açılacak. Bu durumda öğretim nasıl ve hangi koşullarda yapılacak? Ya da eğitime yeniden ara mı verilecek? Yarınların ne getireceğini tahmin etmek bile zorlaşmaya başladı.

Günlük vaka sayılarının artması her ne kadar endişe yaratsa da artık yaşam biçimimiz eskisi gibi olmayacak. Bunun bilinci içinde hareket etmemiz gerekirken, birden gevşeyip, eskiye dönüş yapmamız da hastalıkla mücadeleye darbe vurmuş oluyor.

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Öğretim Üyesi ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan, normalleşme sürecinin 2’nci haftasında günlük vaka sayılarında yaşanan artışı değerlendirdi.

Günlük vaka sayılarının bir süre 800-900’lerde gittiğini hatırlatan Prof. Dr. Özkan, “Salgını kontrol altına almıştık, sağlık personelimiz, hastanelerimiz çok iyi çalışıyordu, işler yolundaydı, vaka sayılarımız azalmıştı, ölümlerimiz azalmıştı ve yeni normal döneme geçiş kriterlerini sağlamıştık. Ancak toplum olarak şunu yapmalıydık; ‘bu, yeni bir normal dönem, eski dönem değil, eskisi gibi olmayacağız, üç tane kuralımız var’ demeliydik” dedi.

Prof. Dr. Özkan’ın açıklamaları yaşanmakta olan sıkıntıların nelere gebe olduğunu da gösteriyor

“Öbek öbek özellikle bazı illerde vaka artışları oldu. Dikkat ederseniz buralarda taziye ziyaretleri, nişan gibi küçük toplanma aktiviteleri yapıldı. 10 kişinin üzerinde kalabalık ortamlar oluşturmak, bu tür organizasyonlar yapmak uygun değil. Bunları yapmamak lazım. Aslında bizim kendimizi, çevremizi ve dostlarımızı korumak için bu kurallara uymamız gerekiyor. Sosyal mesafe, maske takmak ve el hijyeni çok önemli. Eğer böyle yapmazsak, önemsemezsek, ‘bana bir şey olmaz, oğlumun düğününü yapayım, gün sırası bendeydi günümü de yapayım’ gibi düşüncelere kapılırsak, şu anda rakamlarda bir artış var, tekrar ikinci bir pik noktası yaşayabiliriz. Yöneticilerimizin de kararıyla yeniden bazı önlemleri almamıza neden olabilir. Toplum olarak biz sorumluluk taşımalıyız. Artık kendi sağlığımızın öz sorumluluğunu taşımalıyız. Bilim adamları mevsim itibarıyla gribal enfeksiyonların da arttığı için “Ekim-Kasım gibi ikinci bir dalga olabilir” görüşünü paylaşıyor. O yüzden ‘Ekim-Kasım’da da dikkatli olmalıyız, kurallara devam etmeliyiz’ diyorduk. Bu süreçte salgın eğrimiz aşağı doğru gidiyordu; ama son günlerde tekrar bir yükselme var. Böyle önemsiz bir hastalık algısıyla, riskimizin algısını hissedemezsek, maske, mesafe ve el hijyeni kuralına uymazsak, yukarıya doğru yeni bir pik noktasına doğru ilerleyebiliriz. Ama olursa da bize yeniden bir mücadele ortamı çıkacaktır. Maskeyi takmaktan bunalıyoruz; ama şunu düşünelim; hastaneye yattığımızda solunum cihazında olmaktan katbekat iyidir.“Bu rakamlardan ‘korkalım’ demiyorum; ama önlem almalıyız. ‘Evde kal’, ‘maske tak’, ‘mesafeye uy’ derken toplum yoruldu. Biz Türk toplumu olarak çok seviyoruz sarılalım, tokalaşalım, temas edelim; ama bir süre daha buna ara verelim, önlem alalım. Önlem alırsak hiçbir şeyden korkmamıza gerek yok. Toplum olarak sağlık personeli, sağlık sistemi, yöneticilerimiz sağlığımızı korumaya bizi daha refah içinde yaşatmaya çalışıyorlar; ama bize düşen bireysel sorumluluklar da var. Kendi sağlığımızı korumamız, önlem almamız, sonra da alınan imkanları da iyi değerlendirerek daha sağlıklı olmak için çaba göstermemiz gerekiyor. ‘Sağlıklıyım, hastalığım yok, gencim, istediğim gibi gezerim bu hastalık bana bir şey yapmıyor’ gibi düşünceler doğru olmayabilir. Çünkü herkesin nasıl bir bağışıklık sistemi olduğunu bilmiyoruz. İkincisi öyle bile olsa başkasına zarar verebileceğimiz için kul hakkına girmiş oluyoruz.”

Şurası gündem damga vuruyor:

Eğer vaka sayılarını sıfırlayamazsak, hem sosyal, hem ekonomik açıdan çok daha sıkıntılı günler yaşayabiliriz. Bugün yaşanmakta olan sıkıntıların katlanarak devam edebileceği de görülüyor.

Her zaman söylediklerimizi yineleyelim:

Bilim Kurulu üyelerinin uyarılarına dikkat edelim. Kural dışı hareket etmeyelim. Maske, sosyal mesafe ve hijyen konusu bizi covid-19’dan koruyabilecektir.

Hepinizi sağlıklı günler diliyoruz.

[email protected]

www.facebook.com/necdet.buluz


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir