ABD’ NİN ZOR GÜNLERİ

Minneapolis'te, beyaz polis memuru Derek Chauvin,Dizi altında nefes nefese bıraktığı siyah adam George Floyd'u diziyle boğarak öldürdü.Birçok ABD şehrinde şiddet patladı.Ayaklanmaya dönüşen protestolar nedeniyle Ulusal Muhafız Birlikleri  göreve başladı. - ahmet kilicaslan aytar


Minneapolis’te, beyaz polis memuru Derek Chauvin,
Dizi altında nefes nefese bıraktığı siyah adam George Floyd’u diziyle boğarak öldürdü.
Birçok ABD şehrinde şiddet patladı.
Ayaklanmaya dönüşen protestolar nedeniyle Ulusal Muhafız Birlikleri  göreve başladı.

*
Eylemcilerden biri “Bizi daha önce de öldürdüler ama bu kez başka,”
Bir diğeri “Bu ülkede siyah erkekseniz, polisten kasiyere kadar herkes sizi suçlu sayar,”
Bir başkası “Burada vatandaş-polis çatışması yaşanıyor ama siyahlar bu çatışmayı daha ağır yaşıyor,”
Bir insan hakları savunucusu “Minneapolis olayları, ABD’deki ırk ayrımcılığının sistematik özelliğinin yeni bir illüstrasyonudur” dedi.

*
20. yüzyılda Martinikli Frantz Fanon: Sömürgecilik, politik tahakküm ve ırkçılık psikopatolojisi konusunda yetkin bir düşünürdü.Batının psikoloji anlayışını, köle-efendi diyalektiğini ve tahakkümünün psikolojik arka planını sorguladı.
Kolonileşme karşıtı kurtuluş hareketlerine ilham verdi.

*
1500’lerde Afrika’da 12 yaş ve üzerindeki her insan köle olarak satılıyordu.
Toprak ve emek hırsı kıtaların işgal edilmesine,
Milyonlarca insanın köleleştirilmesine,
Her yerde şiddete kurbanlar verilmesine neden oldu.
Yahudi-Hıristiyan geleneğinde siyah adam kötülüğün simgesiydi.
Günahı, lânetlenmişliği, ölümü, savaşı, kıtlığı simgeliyordu.
Dünya Efendiler-Köleler olarak ikiye bölündüToprak işgalleri siyah derililerin ruhlarının işgaline dönüştü.

*
Alman filozofu F.Hegel, “Efendi-Köle” diyalektiğinde öz farkındalığa değindi.
“İnsan kendi bilincini ancak bir başkası tarafından tanınırsa fark eder.
Karşısındakini tanımak ihtiyacı duymaksızın tanınan Efendi,
Muhatabı tarafından tanınmadan onu tanıyan Köle olur” dedi.

*
F.Fanon’a göre karşılıklı tanıma insan hayatı ve ilişki  için şarttı.
“Karşılıklı tanıma olmaksızın, bir kimlik özdeğerli ve saygın olamaz.
Bu imkândan mahrum bırakılan kişiler lânetli bir hizmetkârlığın ve nesneliğin zindanına  hapsolurlar” dedi.

*
F. Fanon sömürge deneyimi içinde Batı tıbbının da nasıl bir tahakküm aracına dönüştüğünü farketti.
“Eğer psikiyatri insanın çevresine yabancı olmamasını mümkün kılan bir tıp tekniği ise,
Sömürgeleştirilen insan ya da hasta,
Kendi gerçeklik duygusunun geçici olarak yitirilmesiyle ilgili kendilik algısını kaybetmiştir.
Halbuki bir sosyal yapının işlevi insanın ihtiyaçlarını karşılayacak kurumlar inşa etmektir.
Üyelerini ümitsiz çözümlere iten bir toplum yaşamayan, değiştirilmesi gereken bir toplumdur” dedi.

*
Sayesinde beyazların kendi içlerindeki kötülüğü siyahlara yansıttığı,
Böylece beyazın kendisinde kabul edemediği kötü ve aşağılık bulduğu herşeyi;Siyaha yansıtarak rahatladığı anlaşıldı…

*
Dünkü kölelerin tahrip edilen dilleri, dinleri, kültürleri, kimlik ve özdeğerleri;
Şüphesiz onların hem bugününe, hem yarın ki nesillerine yansıyor.
Ama yüzlerce yıl travmaya uğratılan özbenlikte saklı isyanın birden açığa çıkma korkusu;
Dünyaya demokrasi getirmeyi üzerine vazife sayan ABD’yi korkudan perişan etmeye yetiyor!

*
İşte Minneapolis’ten patlayan huzursuzluk, 3 Kasım seçimleri için kampanyalarını sürdüren,
Başkan D. Trump ve  eski Başkan Yardımcısı Joe Biden’a ciddi zorluklar doğurdu…

*
Eğer koronavirüs ABD’de sivil söylem için bir tehdit oluşturmadıysa,
Amerikan ırksal politikasındaki bu son parlama,
Başkanlık kampanyasını tarihin en kışkırtıcılarından biri haline getirmiş bulunuyor.

*
Şüphesiz koronavirüs salgını ve Minneapolis olaylarının, 2020 kampanyasıyla bağlantısı kurulacaktır.
Şimdi Trump’ın eleştirmenleri iki konuyu da ele alıyor;
Kriz anında Trump’ın ülkeyi etkili bir şekilde yönetip yönetemediği sorgulanıyor.

*
Trump, görevi boyunca  en büyuk zorlukla karşı karşıyadır.
Çünkü başkanlık  koronavirüs salgını ve Minneapolis protestolarına tepki verme kapasitesiyle de değerlendiriliyor.
Şu anda salgında 100 bini aşan ölümlere, Trump’ın hâlâ yükselen serveti kaçınılmaz olarak bağlanacak,  
Daha kötüsü, Minneapolis protestolarının;Zaten güvencesiz bir sosyal yapıda koronavirüs kilitlenmelerini nasıl yıprattığı çok konuşulacaktır.
*
Ancak Trump yine de seçime girerken savunmasız  değildir!
D. Trump koronavirüs krizinde kendisi dışında herkesi suçluyor.
Acaba seçmenler de aynı fikirde olacak mıdır?

*
Amerikalılar virüsle savaşmak için bir araya gelmediler.
Daha çok bir halk sağlığı felaketinin;
Irksal, ekonomik, sınıfsal ve ideolojik çizgilerdeki bölünmeleri derinleştirmeye izin verdiler.
Trump ise bu tür bölünmelerden kazanmaya çalıştı.
Ancak şimdi karşı karşıya olduğu ikiz krizin  büyüklüğü ve şiddeti bunu çok zorlaştıracaktır…

*
Ama Trump sıkı bir kampanyacıdır.
Her iki trajediyi de kendi yararına kullanmanın yollarını bulmaya çalışacak,
Bu gayret rakibinin işlerini kötüleştirecektir…

*
Trump koronavirüse neden olmadı.
Ama koronavirüs salgını ile ilgili olarak jeostratejik rakibi Çin Komünist Partisi’ni suçlamaya devam edecektir.
Üstelik ABD şehirlerindeki protestolardan dolayı damgalanan ilk başkan da o değildir.
Minneapolis; Detroit (1967), Los Angeles (1992) ve Ferguson (2014) sonrasında,
Hâlâ süren ırksal gerginlikler üzerine öfkeli protesto ve ayaklanmaların sahnesidir.

*
Trump, başkanlığında  ABD’de ırksal gerginliklerini iyileştirmemiş olabilir.
Ancak koronavirüs gibi bu gerginliklere de  neden olmadı!

*
Minneapolis büyük ölçüde Demokratik Partilidir.
Trump’la ilgili büyük şikayetleri de yoktur.
Trump, şimdi Demokrat devlet liderlerinin Minneapolis’te siyah seçmenlerin ihtiyaçlarını neden karşılamadığını,
Demokrat Obama yönetiminin sekiz yılı da dahil olmak üzere onlarca yıllık Demokratik politikaların;
Neden Minneapolis’i ABD’nin en ırksal, eşit olmayan şehirlerden biri olarak bıraktığını soruyor…

*
Aslında ırk sorunu, J.Biden’in Demokratik Partisi için her zaman bir bölünme kaynağıydı.
Mesela,  19 yüzyılda Güney’deki Demokratlar köleliği savundular, 20. yüzyılda ayrımcıydılar.
1960’lardan sonra Demokratlar kendilerini Afro-Amerikalıların koruyucusu durumuna getirdiler.
Şimdi Biden,  Minneapolis gibi şehirlerde Demokratik politikaların sosyo-ekonomik başarısızlıklarından kaçınırken,
Afro-Amerikalıların sadakatlerini  nasıl koruyacakları sorusuyla birliktedir.

*
Biden, ırksal meselelerde Trump’tan çok daha iyidir.
Bu noktada mevcut krizleri doğal bir  teselli şefi olarak sunmak için kullanabilmelidir!

*
Üç aydan biraz fazla bir süre önce, Cumhuriyetçiler 2020’deki şansları için kendilerine güveniyorlardı.
Demokratlar başkanlık için kendini sosyalist olarak tanımlayan bir aday göstermeye hazırdılar.
Borsa rekor seviyeye yakındı.
Ekonomi kükrüyordu.
Başkan Donald Trump ikinci bir dönem kazanmak için iyi konumlanmış görünüyordu.

*
Şimdi koronavirüs ve Minneapolis huzursuzluğu, kampanyaları zorluyor..
Amerika, 2020 kampanyasının son aylarına umutsuzluk ve terkedilmişlik durumunda giriyor.

1. 6. 2020


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir