KAZANACAĞIZ

Daha önce de büyük savaşlar ve salgınların yıkımları ve mağduriyetlerinde;
Hayatta kalmak için mücadele eden işkence dünyasının insanları,
Her defasında nisbeten istikrarlı bir dünyayı ortaya çıkardılar.
Devrim yaptılar.</p>
<p>*
Firavun, Karun ve  Haman'ın,
Ya da elitlerin ve liderlerin egoizmi ve iktidarlarını sınırsız sanmalarına karşı,
İnsanlar her defasında korku ve nefretin üstesinden gelme yeteneği kazandılar.</p>
<p>*
Ya yeryüzünde kudret sahibi kılınan Doğu'nun ve Batının sahibi Zülkarneyn duruma el koydu.
"Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu."
"Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, onu kara balçıklı bir su gözesinde batıyor buldu."
Sonra üçüncü bir yol tuttu, doğu ve batıya paralel, kuzeyden güneye doğru gitti.
Ateşi topraktan, toprağı ateşten ayırdı...
Yaratan "Onların gözleri, benim zikrimden bir örtü içindeydi "dedi...</p>
<p>*
Ya da, Prof.Joseph A. Schumpeter'in  "Yaratıcı Yıkım Gelişimi " tezi işledi.
Her devrin toplum mekanizması, teşebbüsün oluşturduğu muazzam bir dinamikle;
Devamlı olarak eski faktörleri yok etti ve yeniyi oluşturdu.
İster istemez her teşebbüs er geç bu gelişime ayak uydurmak zorunda kaldı.
Süreçlerin her birinde insanların yaşam ve çalışma biçimleri değişti.</p>
<p>*
Bu iki tez tarih boyunca birleşti;
Milyonlarca insanın ölümüne neden olan veba, kolera, Rus Gribi ve İspanyol Gribi gibi “pandemi salgınlar”,
Ya da Otuz Yıl Savaşı ve  Seksen Yıl Savaşı ardından Vestfalya Barışı veya Napolyon Savaşları ardından Viyana Kongresi,
Ya da II.Dünya Savaşı'ndan sonra Yalta Anlaşması;
Yeniden düzenlenen bir dünyayı ortaya çıkardı.</p>
<p>*
Sovyet sisteminin yıkılmasından sonra mutlu bir yeni dünya düzeni ile ilgili çeşitli düşünceler oluştu.
Ne yazık ki, insanlığın eşi görülmemiş refahına rağmen,
Son birkaç yıl endişe verici;
Kasvetli tahminlere boğulmuş eski dünya düzeninin yıkımı, yeni bir şeyin ortaya çıkması hakkında konuşuldu.</p>
<p>*
Şimdi tüm korkular, tüm olumsuz rüyalar gerçekleşti.
Yeni Koronovirüs her yerde!
"Onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir" ayeti görülecek midir?
Yeni düzenlenmiş bir dünyanın ortaya çıkması için gerekli olan yaratıcı yıkım rolünü oynayabilecek midir?
Gelecek günler, haftalar ve aylar;
İinsan kararlılığının bir testi, bilime olan güven ile insani bir dayanışmanın testi olacaktır...</p>
<p>*
Birkaç ay içinde artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir dönüşüm başlayacaktır.
Öncelikle "Özgürlük"; toplumların açıklığını belirleyen insanların, malların ve sermayenin serbest dolaşımı anlamında,
Sınırların tanımlanmadan kullanılacağı bir anlayışa dönüşecektir.
Ama "sorumluluk olmadan özgürlüğün olmayacağı"  ilkesi de kabul edilirken,
Tümüyle açık bir toplum ve sınırsız girişim özgürlüğü olmayacaktır.</p>
<p>*
Bu ilkeden hareketle küresel bir uluslarüstü hükümetin yararına;
Bugünden sınırların ve dolayısıyla devletlerin ortadan kaybolacağı, yerini şirketlere bırakacağı düşünülüyor.</p>
<p>*
Bugün bile Dünya, fiziksel ve dijital arasındaki çizgileri bulanıklaştıran teknolojilerin bir araya gelmesiyle karakterize ediliyor.
Bunlar tamamen otomatik olan geleceğin fabrikaları ile birleşirken, üretim tüketiciler için daha yerel hale gelmektedir ve yeni tedarik zincirleri oluşturuluyor.
Şimdi bir işçi olmanın ötesinde insan olmanın tarihi anlayışı bir meydan okuma ile karşı karşıyadır.
İyi olmak için değişimin pozitiflerine odaklanmada sürekli "çevik-çevik-çevik" olmak gerekiyor...</p>
<p>*
Artık politikacının, yatırımcının ve yöneticinin;
Teknolojilerin tüketicilerin tükettikleri ile olan ilişkilerini temelden değiştirmesini:
Bitmek bilmeyen krizler, kemer sıkmalar, güvenceli ve tam zamanlı işlerin sürekli azalmasını:
Devletlerin güçlerinin azalması ve onların yerini pazar ekonomisi güçlerinin almasını:
Bireylerin tüketimi amaç olarak görmelerine tepkiyi:
Dünyanın doğal kaynaklarının tüketimi ve yok edilişinin sürdürülemez olduğunun kesinleşmesi nedeniyle ortaya çıkan "Paydaş Kapitalizmi":
Bir Geçici İşler Ekonomisine (Gig Economy) dönüşmeyi:
İnsanı "Überleşme- Çağdaş Kölelik" ötesinde düşünmeleri, öngörmeleri ve uygulamaya geçmeleri gerekiyor.</p>
<p>*
Çünkü insanlığa her devrim aşamasında teknoloji ile olan ilişkisinde toplumsal tabiatı aracılık ediyor.
Her devrim kibirliyi, cehaleti, yolsuzu ve zalimi tarihin çöplüğüne gönderir.
Hızlı teknolojik değişimin yaşandığı bir dünyada durum böyle olmaya devam edecektir...</p>
<p>*
Sonu olmayan bir dayanıklılık testine yeni başlıyoruz.
Siz elinizi iyi yıkayın.
Bu defa da kazanacağız.</p>
<p>18. 3. 2020 - ahmet kilicaslan aytar
,
Daha önce de büyük savaşlar ve salgınların yıkımları ve mağduriyetlerinde;
Hayatta kalmak için mücadele eden işkence dünyasının insanları,
Her defasında nisbeten istikrarlı bir dünyayı ortaya çıkardılar.
Devrim yaptılar.

*
Firavun, Karun ve  Haman’ın,
Ya da elitlerin ve liderlerin egoizmi ve iktidarlarını sınırsız sanmalarına karşı,
İnsanlar her defasında korku ve nefretin üstesinden gelme yeteneği kazandılar.

*
Ya yeryüzünde kudret sahibi kılınan Doğu’nun ve Batının sahibi Zülkarneyn duruma el koydu.
“Güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız bir halk üzerine doğar buldu.”
“Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman, onu kara balçıklı bir su gözesinde batıyor buldu.”
Sonra üçüncü bir yol tuttu, doğu ve batıya paralel, kuzeyden güneye doğru gitti.
Ateşi topraktan, toprağı ateşten ayırdı…
Yaratan “Onların gözleri, benim zikrimden bir örtü içindeydi “dedi…

*
Ya da, Prof.Joseph A. Schumpeter’in  “Yaratıcı Yıkım Gelişimi ” tezi işledi.
Her devrin toplum mekanizması, teşebbüsün oluşturduğu muazzam bir dinamikle;
Devamlı olarak eski faktörleri yok etti ve yeniyi oluşturdu.
İster istemez her teşebbüs er geç bu gelişime ayak uydurmak zorunda kaldı.
Süreçlerin her birinde insanların yaşam ve çalışma biçimleri değişti.

*
Bu iki tez tarih boyunca birleşti;
Milyonlarca insanın ölümüne neden olan veba, kolera, Rus Gribi ve İspanyol Gribi gibi “pandemi salgınlar”,
Ya da Otuz Yıl Savaşı ve  Seksen Yıl Savaşı ardından Vestfalya Barışı veya Napolyon Savaşları ardından Viyana Kongresi,
Ya da II.Dünya Savaşı’ndan sonra Yalta Anlaşması;
Yeniden düzenlenen bir dünyayı ortaya çıkardı.

*
Sovyet sisteminin yıkılmasından sonra mutlu bir yeni dünya düzeni ile ilgili çeşitli düşünceler oluştu.
Ne yazık ki, insanlığın eşi görülmemiş refahına rağmen,
Son birkaç yıl endişe verici;
Kasvetli tahminlere boğulmuş eski dünya düzeninin yıkımı, yeni bir şeyin ortaya çıkması hakkında konuşuldu.

Okumaya devam et  Linux “service” kullanımı

*
Şimdi tüm korkular, tüm olumsuz rüyalar gerçekleşti.
Yeni Koronovirüs her yerde!
“Onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir” ayeti görülecek midir?
Yeni düzenlenmiş bir dünyanın ortaya çıkması için gerekli olan yaratıcı yıkım rolünü oynayabilecek midir?
Gelecek günler, haftalar ve aylar;
İinsan kararlılığının bir testi, bilime olan güven ile insani bir dayanışmanın testi olacaktır…

*
Birkaç ay içinde artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir dönüşüm başlayacaktır.
Öncelikle “Özgürlük”; toplumların açıklığını belirleyen insanların, malların ve sermayenin serbest dolaşımı anlamında,
Sınırların tanımlanmadan kullanılacağı bir anlayışa dönüşecektir.
Ama “sorumluluk olmadan özgürlüğün olmayacağı”  ilkesi de kabul edilirken,
Tümüyle açık bir toplum ve sınırsız girişim özgürlüğü olmayacaktır.

*
Bu ilkeden hareketle küresel bir uluslarüstü hükümetin yararına;
Bugünden sınırların ve dolayısıyla devletlerin ortadan kaybolacağı, yerini şirketlere bırakacağı düşünülüyor.

*
Bugün bile Dünya, fiziksel ve dijital arasındaki çizgileri bulanıklaştıran teknolojilerin bir araya gelmesiyle karakterize ediliyor.
Bunlar tamamen otomatik olan geleceğin fabrikaları ile birleşirken, üretim tüketiciler için daha yerel hale gelmektedir ve yeni tedarik zincirleri oluşturuluyor.
Şimdi bir işçi olmanın ötesinde insan olmanın tarihi anlayışı bir meydan okuma ile karşı karşıyadır.
İyi olmak için değişimin pozitiflerine odaklanmada sürekli “çevik-çevik-çevik” olmak gerekiyor…

*
Artık politikacının, yatırımcının ve yöneticinin;
Teknolojilerin tüketicilerin tükettikleri ile olan ilişkilerini temelden değiştirmesini:
Bitmek bilmeyen krizler, kemer sıkmalar, güvenceli ve tam zamanlı işlerin sürekli azalmasını:
Devletlerin güçlerinin azalması ve onların yerini pazar ekonomisi güçlerinin almasını:
Bireylerin tüketimi amaç olarak görmelerine tepkiyi:
Dünyanın doğal kaynaklarının tüketimi ve yok edilişinin sürdürülemez olduğunun kesinleşmesi nedeniyle ortaya çıkan “Paydaş Kapitalizmi”:
Bir Geçici İşler Ekonomisine (Gig Economy) dönüşmeyi:
İnsanı “Überleşme- Çağdaş Kölelik” ötesinde düşünmeleri, öngörmeleri ve uygulamaya geçmeleri gerekiyor.

Okumaya devam et  Sağlıklı ve uzun yaşamanın altın kuralları…

*
Çünkü insanlığa her devrim aşamasında teknoloji ile olan ilişkisinde toplumsal tabiatı aracılık ediyor.
Her devrim kibirliyi, cehaleti, yolsuzu ve zalimi tarihin çöplüğüne gönderir.
Hızlı teknolojik değişimin yaşandığı bir dünyada durum böyle olmaya devam edecektir…

*
Sonu olmayan bir dayanıklılık testine yeni başlıyoruz.
Siz elinizi iyi yıkayın.
Bu defa da kazanacağız.

18. 3. 2020

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir