Rusya ile dans etmenin bedeli…

Necdet Buluz - buluz

Necdet Buluz

Haftalardır Suriye’de stratejik önem sahip olan İdlip bombalanıyor. Rejim karadan, Rusya havadan ateş yağdırıyor. Özellikle sivil halkın zarar gördüğüne dair haberler geliyor. İdlib’den sınırımıza doğru da bir göç başladı. Sayıları neredeyse 100 bini bulan sığınmacılar kapımıza dayandı.
Şimdi ne olacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamada “80 binin üzerinde İdlibli kardeşimiz ülkemiz sınırlarına doğru göç etmeye başladı. İdlib halkına yönelik vahşet son bulmazsa bu sayı daha da artacaktır. Böyle bir durumda Türkiye bu göç yükünü tek başına taşımayacaktır” dedi. Akın akın gelen sığınmacıların sınırdaki Suriye içlerindeki kamplara yerleştirilmeye çalışıldığı söyleniyor. Sıkıntı giderek büyüyor.
İşin aslı şu:
Rusya Esad’a sınırsız destek veriyor. İdlip konusunda daha önce Rusya tarafından yapılan açıklamalar var. Burada birçok terörist grup barınıyor. Bunların temizlenmesi gerekiyor. Rusya “Türkiye bunları temizlemezse, bu işi biz bitireceğiz” açıklamasında bulunmuştu.
Şimdi Rusya ve Esad, İdlip’te teröristlerden temizlenen yerlere yerleşiyor. Türkiye’nin endişe ve kaygılarını görmezden geliyor. Rusya’nın izni ve Türkiye’nin mutabakatı olmadan Esat İdlib operasyonunu başlatamaz. Şu anda böyle bir operasyonun Rusya olmadan yapılması mümkün mü?
Daha önce yazmış ve uyarmıştık:
Suriye’de Rusya kendi çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapıyor. Türkiye ile olan ilişkilerini de koparmamaya özen gösteriyor.
Aynı Rusya PYD/ PKK’lılara da kucak açmıyor mu? O kadar baskımıza rağmen bu teröristlerin Moskova’daki büroları halen kapatılmadı. Kaldı ki Rusya’nın Suriye’deki bu gruplarla da birlikte hareket ettiği haberleri geliyor.
Şimdi sormazlar mı?
Rusya’nın Amerika’dan ne farkı var?
Nitekim geçenlerde Fehmi Koru da köşesinde bu konuyu gündeme taşıyan bir yazı yazdı. “İdlib’ten kaçan kaçana.. ABD ile arayı açtık, şimdi de Rusya bize yan bakıyor. Ne oluyor” sorusuna cevap arıyorum…” başlıklı yazıdan kısa bir alıntı:
“Türkiye’nin stratejik açıdan güvenliğini ve ekonomisini ciddi biçimde etkilemiş olan en önemli sorun Suriye’de devam eden iç-savaştır. Oradaki iç-savaş yüzünden 4 milyona yakın Suriyeli Türkiye’ye sığındı. İç-savaş ülkenin Türkiye ile sınır teşkil eden bölgelerinde etnik dengeleri bozarak ülkemize karşı yeni bir güvenlik sorununa yol da açtı. Rusya ile yakınlaşma girişimi biraz da bu yüzden. Washington Türkiye’nin ‘terörist’ olduğunu özellikle belirttiği PYD/YPG örgütü ile işbirliği yapıyor diye ABD ile aramıza mesafe girmişti; bu yüzden kendimize yeni müttefik ararken Rusya ile işbirliğini uygun görmüştük. İyi de Rusya Suriye’de Türkiye’nin çıkarlarını baştan beri gözetmediği gibi son zamanlarda tam tersini yapmaya başladı. Suriye rejimi ile birlikte hareket eden Rusya Türkiye’nin kendi güvenlik gerekçeleriyle kurduğu dengeyi bombardıman ediyor. İdlib’e yönelik Suriye-Rusya ortak saldırıları birkaç gün içerisinde Türkiye sınırına 100 binin üzerinde yeni sığınmacı gelmesi sonucunu doğurdu.”
İdlip, Türkiye, Suriye, Rusya ve İran için ayrı bir önem taşıyor. Bölgede terörist grupları da İdlip’in geleceği yakından ilgilendiriyor.
Mithat Işık, daha önce yazdığı bir yazıda İdlip’in kimler için ne kadar önem taşıdığını anlatmıştı. Biz, Işık’ın bu yazısında İdlip’in Türkiye için önemi kısmından bir alıntı yapıp sizlerle paylaşıyoruz:
“İdlib Türkiye için öncelikle coğrafi konum nedeni ile önemli. Hatay’a bağlı Yayladağ ilçemizin en güneyinde yer alan sınır noktasından başlayarak Reyhanlı ilçemizin sınırına kadar uzanıyor. Suriye ile olan sınırımızın yaklaşık 100 km’lik kısmını oluşturuyor. Diğer bir önemli özelliği de ASTANA görüşmelerinde kararlaştırdığı gibi bu bölgede İdlib’i çevreleyecek şekilde on iki gözlem noktası oluşturmuş durumdayız. TSK unsurları bu gözlem noktalarında gerginliği azaltma gücü olarak görev yapıyorlar. Ayrıca İdlib, Zeytin Dalı Harekâtı ile TSK tarafından PKK/PYD ‘den temizlenen Afrin bölgesini güneyden emniyete alınıyor. Suriye’nin kuzeyinde sınırımız boyunca oluşturulmaya çalışılan PKK/PYD terör koridorunun Akdeniz’e ulaşmasını engelliyor. İdlib’te çatışmaların başlaması ve yoğunlaşması nedeni ile bu bölgeden Türkiye’ye önemli bir göç dalgasının başlama ihtimali İdlib’te yaklaşık üç milyon insan yaşıyor. Buradan Türkiye’ye 700-800 bin mültecinin geçme olasılığı var. Türkiye bütün zorluklarına rağmen İdlib’teki sorunun silahlı bir çatışmaya gerek kalmadan çözülmesi yönünde büyük çaba harcıyor. İdlib’te değişik gruplara mensup yaklaşık yüzbin silahlı terörist bulunuyor. Şuanda İdlib Suriye’nin en kalabalık şehirlerinden birisi. İdlib bölgesine düzenlenecek kapsamlı bir operasyon büyük felaketlere sebep olabilir. Silahlı rejim güçleri ile teröristler arasında kalacak olan halkın kayıpları çok büyük rakamlara ulaşabilir.”
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir