Suçlamalar devam ederse…

Necdet Buluz - buluz

Necdet Buluz

Davutoğlu partisini kurdu, ilk genel kurulda da Genel Başkan oldu. Davutoğlu’nun “Gelecek Partisi” ne getirecek, ne götürecek, ne kadar başarılı olacak bunu ileriki tarihlerde hep birlikte göreceğiz.
Şunu söyleyebiliriz:
Demokrasimiz açısından çok seslilik ve çok partili sitem her zaman iyidir.
Ancak, Erdoğan ve AK Partililer Davutoğlu ve yeni kuruluş hazırlığındaki Babacan’ın partisinden pek hoşlanmıyor. “Ümmeti bölecekler” endişesi yaşanıyor. Bu nedenle de geçenlerde Davutoğlu Şehir Üniversitesi üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından “dolandırıcılıkla” suçlandı.
Davutoğlu, kendisine yönelik suçlamalar karşısında susmayacağının mesajını veriyor. Dolandırıcılıkla suçlanması sonrası yaptığı açıklama geçmişte yan yana çalışan iki arkadaşın ipliklerini pazara dökeceği yönündeydi:
“Bu yolda giderken Sayın Cumhurbaşkanı ile herhangi bir polemiğe girmemeye önem göstereceğim. Ancak gerek şahsiyetime gerekse temsil ettiğim arkadaşlarıma yönelik ağır suçlama olunca cevap vermek hakkımızdır. Sayın Cumhurbaşkanı düşen bir yaprak görmüş, biz doğan baharı görürüz. Bütün acımı yüreğime gömerek o konuşmayı (Başbakanlıktan istifa konuşmasını) yaptım. Türkiye’de cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık arasında bir çatışma doğmasın, bir kriz çıkmasın diye yaptım. Cumhurbaşkanı benim kadim dostumdur bu hukuk bozulmasın diye yaptım. Aramızdaki mutabakatın gereği bunu yaptım. Cumhurbaşkanı elini vicdanına koysun, üç buçuk yıl bu mutabakata sadık kalmak adına her türlü hakarete trol çetelerinin saldırılarına sabırla tahammül ettim. Konferanslarım engellendi. Eğer bu kötü gidişatla ilgili yaptığım manifesto sonrasında oturup konuşma imkânı olsaydı yine susabilirdik. Üç buçuk yılda ayrı ayrı 5 tane rapor sundum. Bunların gereği yapılsaydı yine sesimiz çıkmazdı. Biz ayrılmadık o bizi ayırdı. Milletimiz bunu görmeli. Biz ihraç talebiyle sevk edildik. Tarihte ilk defa. Bunu yapanlar vefadan bahsedebilirler mi? En önemlisi en yakın arkadaşım dediği arkadaşına dolandırıcılık suçlaması yapılmasından sonra halen vefadan bahsedilmesi mümkün mü? Her şeye hazırım hazır olmadığım şey iftiralara maruz kalmaktır. Neden hukuki süreç başlatılamıyor biliyor musunuz? Çünkü benim başbakanlığım döneminde Halkbank’tan Şehir Üniversitesi’ne bir gram kredi verilmedi. Anlaşılan o ki Sayın Cumhurbaşkanı yine birileri tarafından yanlış bilgilendiriliyor. Lütfen kenara çekilip muhasebe yapsın. Bir Genel Başkan seçimi yapıldı, arkadaşlarımız, teveccühü ile bu görevi inşallah en büyük idealim olan önümüzdeki dönemde çok daha ehil birine devretmekle bu görevi bize tevdi ettiler. Genel Başkanlık bir sorumluluktur, bir ağır yüktür. Demokratik kültüre sahip bir genel başkanın en önemli hedefi de kurumsallaşmayı sağladıktan ve belli başarıları elde ettikten sonra belli düzeyde kurumsallaşmayı sağladıktan sonra bu emaneti alıp daha iyi, ehil nesillere tevdi etmektir. Biz de bu görevi üstlendik.”
Şunu düşünebiliriz:
Eğer Davutoğlu, parti kurmasaydı acaba böyle bir suçlama ile karşı karşıya kalabilir miydi?
Şimdi ikili karşı karşıya geldi. Karşılıklı suçlamalar havalarda uçuşuyor. Eğer suçlamalar devam ederse kamuoyu daha çok bilinmeyenleri öğrenme fırsatını da elde edebilir.
Devleti dolandırmak suçlaması ciddi bir şeydir. Eğer, Davutoğlu ve beraber hareket ettiği arkadaşları böyle bir suçlama içindeyseler gereği de yapılmalıdır. Nitekim Davutoğlu suçlamalar karşısında “Neden hukuki süreç başlatılamıyor biliyor musunuz? Çünkü benim başbakanlığım döneminde Halkbank’tan Şehir Üniversitesi’ne bir gram kredi verilmedi” diyor.
O halde böyle bir suçlama neden yapılabiliyor? Kaldı ki bundan sonra yapılabilecek böylesine suçlamalara kamuoyunu inandırmak da zor olabilir.
Şimdi Babacan’ın partisi geliyor. Bu satırlar yazılırken Babacan’ın partisinin kuruluş tarihinin 2020 yılına sarktığı yönündeydi. Babacan cephesinden yapılan açıklamalarda partinin kuruluş çalışmalarının tamamlandığı yönündeydi.
Babacan’ın partisi de siyasi hayata “merhaba” dediğinde benzer suçlamalar Babacan ve ekibine de yapılacak mı? Kamuyu şimdi bunu merak ediyor. Arkasında eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bulunduğu Babacan’ın partisinin çok daha fazla ses getirmesi bekleniyor.
Hemen vurgulayalım:
Karşılıklı suçlamalar birçok bilinmeyeni ve gerçekleri su yüzüne çıkarması bakımından yararlı olacaktır.
Örneğin, Cumhurbaşkanı’nın Şehir Üniversiteleri konusunu gündeme getirmese, bu konuda nelerin olup bittiğini öğrenebilecek miydik?
Kaldı ki Şehir Üniversiteleri gibi daha ne kadar çok bilinmeyenin olabileceği de bazı çevrelerce iddia ediliyor. Bu tür suçlamalar devam ederse diğer bazı bilinmeyen konuları da öğrenmiş olabileceğiz.
Ancak şu gerçeğin de altını çizmek gerekiyor:
Kamuoyu artık siyasilerin birbirini suçlamasından, ağız kavgasından bıkmış durumda. Tepki gösteriyor. Ülkenin ve insanların çözüm bekleyen yığınla sorunu var. Bu sorunların bir kenara itilmesi ve gündem değiştirmek için birbiri ile ağız kavgasına giren siyasilere karşı tepki gösteriliyor. Sokaktaki insanların seslerine kulak verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir