Sadaka veya düşük faizli borç

Sadaka veya düşük faizli borç - bulent esinoglu 1

Sadaka veya düşük faizli borç

Sistem(kapitalizm) işsizlik sorununu çözemediği için ya sadaka ya da düşük faizli borç vererek, ortaya çıkabilecek sorunları erteler.

İnsanlara yeterli geçim sağlayamayan sistem düşük faizli borç vererek varlığını sürdürmektedir.

Düzgün ücret vermek yerine borç vermek!

Kapitalizmin doğduğu toprak olan İngiltere’de, Speenhamland adı altında, halka iş vermek yerine, Yaşam Hakkı olarak, para yardımında bulunulmuştur.

1785-1834 Yılları arasında uygulanan bu yardım sitemi, elli yıl sürmüştür. Kapitalizmin yapısında, sorunları çözmek yerine, o günün kültürü içinde, sözde çare olarak, sadaka verme alışkanlığı vardır.

Kapitalizm, finans kapital haline dönüşünce, sosyal devlet ortadan kalktı.  Ancak açlık ve sefalet orta-çağı aratmayacak şekle gelince, finans kapital, bolca para basıp fakirlere düşük faizli borç vermeye başladı. İş vermek yerine borç vermek!

Kredi verilmesi, yani borç verilmesi, ekonomik büyüme anlamında taktim edilir oldu. Oysa kredi büyümesi, yani tüketimin büyümesi, ekonomik büyümesi demek değildi. Gerçek büyüme olmayınca, işsizlik büyüdü.

Finans kapital, kapitalizmin yenisiydi. Her yenilik, sosyal yapı içerisinde çözülmelere neden olur. Sosyal doku bozulur. Sadaka ya da düşük faizli borç vererek sosyal çözülmeyi durdurmak artık mümkün olamamaktadır.

Finans kapitalin, hem hemen her ülkede, tıkandığına şahit oluyoruz. Gerek devletlerin gerek şirketlerin ödenemez borçlarının oluştuğu bir vakıadır. Borçların ödenebilmesi için tutulan yolun yeniden borçlanılarak devamı, artık mümkün olamamaktadır.

Çöken ödeme sistemi ve para düzeninin yenilenmesi mecburidir. Altın standardına dönmek veya Şifreli Para sistemine geçme konusunun gündemde olması boşuna değildir.

Öte yandan dediğimiz gibi, sosyal doku bozulmuş ve kaos kendisini göstermeye başlamıştır.

Protestolar neden artı sorusunun cevabı çok açıktır.

-Yükselen kamu borçları,

-Bütçe krizleri,

-Şirket ve banka borçlarının halk tarafından ödenmesi,

-Kemer sıkma programları,

-Finans piyasalarına ve yöneticilere olan güvenin tükenmesi,

-iflaslar,

-Jeopolitik belirsizlikler,

-Merkez bankalarının uyguladığı para politikalarının artık bir işe yaramaması,

  • Ve işsizlik, sistemin yenilenmesini zorunlu kılıyor.

Kuralsızlaştırma, finans piyasalarını, spekülatörlerin insafına terk etmek demek olduğunu, insanlık elbet bir gün anlayacaktır.

17 Aralık 2019


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir