Müritlik, Kulluk Bitmeden Bu Ülke Huzura Kavuşamaz…

17 yıllık AKP döneminde müritlik, kulluk çok yaygınlaştı ve geçim kaynağı oldu. - ali 5 2

17 yıllık AKP döneminde müritlik, kulluk çok yaygınlaştı ve geçim kaynağı oldu. - ali 5

17 yıllık AKP döneminde müritlik, kulluk çok yaygınlaştı ve geçim kaynağı oldu.

Müritler, yani kula kulluk edenler artık her toplumda, her grupta, her meslekte var…

Müritlik ve kulluk derken, sadece şeyhlere – şıhlara kayıtsız koşulsuz boyun eğenleri, bağlananları kastetmiyorum.

Bunların yanında bir de patronlarına, efendilerine, liderlerine sorgusuz sualsiz hizmet edenler var.

Bu adamlar, sağda da var solda da var…

Hâkimlerin, savcıların, avukatların, doktorların, politikacıların, milletvekillerinin içinde de var…

Örneğin, adam yıllarca devrimci görüşü savunmuş, solculuk yapmış; sonra ne olduysa olmuş, birden hidayete erip, yandaşlığa soyunmuş ve Atatürk, Cumhuriyet, laiklik karşıtlarının, ümmetçilerin safına geçmiş…

Onların peşine takılmış…

Saray muhafızlığına başlamış. Emri altındaki kişiler de ona tabi olmuş, mürit olmuş…

Gidiş o gidiş…

Kurşun asker gibi şimdi yollarına kararlılıkla, devam ediyorlar…

Kendisini eleştirenleri ise hemen ya Amerikancılıkla ya da PKK’lı olmakla suçluyorlar.

Müritlik, şu son yıllarda zirveye ulaştı. Gazetelerin, gazetecilerin büyük bir çoğunluğu artık gerçek görevlerini yerine getirmiyorlar.

Gazetecilik yapmıyorlar. Emir erliği yapıyorlar.

Kula kulluk yapıyorlar. Televizyonlar da egemen güçlerin bekçisi şimdi…

Otur otur, kalk kalk…

“Ben ne dersem onu yazacaksın, ben ne söylersem onu haber yapacaksın… Sakın ha kendi başına hareket etme, sonra başını belaya sokarsın…”

“Ben, nasıl düşünürsem, sen de öyle düşüneceksin. Çizmeden yukarı çıkmak yok…”

Valilerin, iş adamlarının, rektörlerin, müdürlerin çoğu “Mürit” konumunda bugün.

Yukarıdan gelen emirlere aynen uyuyorlar.

Uymayanlar ise cezalandırılıyor…

Devlet memuru ise ya açığa alınıyor, ya başka bir kente sürgün ediliyor. İş adamı ise işini yapamaz oluyor. İflasa kadar götürülüyor.

Bu uygulamanın bir örneğini daha birkaç gün önce yaşadık.

Eski vekil ve Devlet Bakanı Gürcan Dağdaş ile Melih Gökçek arasında devam eden davada “Gökçek’in mal varlığı araştırılsın” kararını veren hâkim davadan alındı.

Konuya ilişkin Gürcan Dağdaş Twitter hesabından açıklama yaptı:

“Vicdanlı insanlara duyurumdur!

“Melih Gökçek’in; bana açtığı hakaret davasında, mal varlığının araştırılması kararını veren hâkim, bu gün davadan alındı. Dava Başka hâkime verildi! Ayrıca avukatı benden istenen 10 bin lira tazminat miktarının 50 bin liraya yükseltilmesini talep etti!”

Gördünüz mü direnen, doğru karar veren hâkimin başına gelenleri… İşte yukarıdan beri bu tehlikeyi anlatmaya çalışıyorum.

Yeri gelmişken bir örnek daha verelim:

Suriyelilere ilişkin yayımladığı mesaj nedeniyle partisinden ihraç edilen eski AKP Kayseri Milletvekili Pelin Gündeş Bakır, “AK Parti, ‘Türk’üm’ dedim diye ‘Suriyeliler vatanlarına dönsün’ dedim diye beni ihraç etti…” dedi.

Peki, ne olmuştu? Olay neydi?

İstanbul Bakırköy’de bir evde 3 kişilik bir ailenin cansız bedeninin bulunmasının ardından Pelin Gündeş Bakır, şunlar söylemişti:

“Bu sabah Bakırköy’de 3 kişilik aile hayatına son verdi. Evde yapılan incelemede siyanüre rastlandı. Bu son 10 günde yaşanan 3. toplu intihar vakası. Milletimiz ölüyor. Suriyelileri Türklerin sırtından indirin artık. Vatanlarına dönsünler. Hiçbirine vatandaşlık verilmesin!” demişti.

“Türk’üm” dediği için partisinden atılan AKP Kayseri milletvekili için Milliyetçi, Türkçü MHP hâlâ tek söz söylemedi… Gördünüz mü AKP müritliğini?

Birileri ise hâlâ “AKP, emperyalizm mücadelesi veriyor…” masallarıyla halkı aldatmaya devam ediyor.

Ama yurtta uygulanan haksızlıkları, hukuksuzlukları, din sömürüsünü, Atatürk, Türk, Cumhuriyet düşmanlığını, talanı, yağmayı görmüyor.

Sol müritler de onun ardından kuzu kuzu gidiyorlar. Öteki dinci kullar gibi sormuyorlar, sorgulamıyorlar.

Çünkü aklı, mantığı kapı dışına atmışlar…

“O ne yaparsa doğru yapar, ne söylerse doğru söyler” diyorlar ve ona buna sataşmaya, ağız kavgasına devam ediyorlar.

Sonuçta kendileri de körü körüne arkasından gittikleri çevreler de bir arpa boyu yol alamadılar bu güne değin.

Uzun sözün kısası: Müritlik, kulluk ve kölelik dönemi bitmeden bu ülke huzura kavuşmaz… Kavuşamaz.

([email protected])


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir