BUGÜN GÜNLERDEN YARIN

9. 12. 2019 - ahmet kilicaslan aytar
1487’de Portekizli Bartelmi Dias, Afrika’nın güney ucunda  Ümit Burnu’na ulaştı.
1498’de vatandaşı  Vasko da Gama, Ümit Burnu’nu dolaşarak Hindistan’a vardı.
Portekizlilerin Hint Deniz yolunu bulmasıyla eski ticaret yolları ve Akdeniz limanları önem kaybetti.
1869’da Hint deniz yolunu kontrol altına almak ve Akdeniz ticaretini tekrar canlandırmak için Süveyş kanalı açıldı.
Bu kısayol Avrupa ile Hindistan arasındaki deniz yolunu 7 bin kilometre azalttı.

*
Uluslararası ticaret hareketlendi.
İngiltere bir asırlık  tahakküm kurdu.
Kanal açıldığında Çin dünyanın en büyük ekonomisiydi.
1890’da ABD liste başına geçti.
O zaman bir İngiliz kolonisi olan Hindistan ikinci,
Dünyanın en zengin ülkeleri arasında sayılmayan Mısır üçüncü oldu.

*
Kasım’da China Railway Express şirketine ait bir yük treni, Çin’in Xi şehrinden yola çıktı.
Uzunluğu 820 metre, 42 konteyner yüklü vagonla 65 ülkeyi ziyaret edecekti.
Marmaray’ı kullanarak İstanbul Boğazını geçen ilk tren oldu.
Çekya’nın Prag şehrine devam etti…

*
Türkiye-Azerbaycan ve Gürcistan’ın işbirliğiyle Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı üzerinde ilk seferini yaptı.
Çin ile Türkiye arasında yük taşıma süresini 1 aydan 12 güne,
Marmaray’ın bu hatta entegre olmasıyla Uzak Asya ile Batı Avrupa arasındaki süreyi 18 güne düşürdü.

*
“Demir İpek Yolu Hattı” yaklaşık 5 milyar nüfusa,
Asya ve Avrupa arasındaki 21 trilyon dolarlık ticaret hacımlı küresel ticaret ağlarında yeni ve çok önemli bir alternatif oluşturdu.
Güvenli, hızlı ve kolay ulaşımın yolu açıldı.

*
Herşey 2006’da ABD’nin Kabil’de, Afganistan’ı merkez alan ve bölgede bütün ülkeleri kapsayan “Büyük Orta Asya’da İşbirliği Konferansı”yla başladı.
Konferans bölgede ekonomi, kalkınma, güvenlik, eğitim gibi alanlarda çok boyutlu işbirliğinin sağlanmasını amaçlıyordu.

*
ABD’nin “Yeni İpek Yolu” projesiyle Afganistan sorunu çözülerek istikrar sağlamlaştırılacak,
Orta Asya’dan Hint Okyanusu’na, Güney Asya ve ötesine doğru temel ulaşım yollarının açılmasıyla,
Bölgenin Batı’ya entegrasyonu güçlendirilecekti.

*
Proje, denize doğrudan açılamayan Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini olduğu gibi Çin, Hindistan, Rusya dahil tüm ülkelerin kalkınma vizyonunu etkiledi.
İpek yolu güzergâhında bulunan Güney Kore, Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Afganistan, Pakistan, İran, Irak, Suriye, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye;
Küresel piyasaların demokrasi ve ekonomik kriterleri başlığında ortaklaşmak, aralarındaki psikolojik duvarları yıkmak,
Piyasaları canlandırmak ve güvenliği sağlamak adına ivme kazandı.

*
Türkiye, Doğu-Batı güzergâhında İpek Yolu’nun yeniden canlandırılmasında transit ülke oldu.
Yeni İpek Yolu projesine katılım için Gürcistan ile ortak gümrük kapılarında basitleştirme sağlandı.
İstanbul’un Finans Merkezi yapılması, Galataport, Kanal İstanbul projesi, Marmaray , Yavuz Selim Boğaz köprüsü, 3.Hava Limanı;
Yeni İpek Yolu Projesi kapsamındaydı.
Kalkınma Ajansları ve Serbest Ticaret Bölgeleri de…
Proje “Büyük Usta Erdoğan” a değil bütünüyle ABD’ye aitti.

*
O günlerde ABD kapitalizmi aldığı önlemlerle Çin’in ebedi bir büyüme makinesi olmadığının propagandasını yapıyordu.
Çin ise ABD’nin bölgeyi jeopolitik kontrolü altına alması, etkisini doğrudan kendi sınırlarına yakınlaştırmasından endişeliydi.

*
Bu hengâme sürerken Çin, Kabil’de karar altına alınan İpek Yolu-Kıtalararası Mega Proje’yi sahiplendi.
O gün ABD’nin, bugün Çin’in önderliğindeki proje;
Şimdi Çin’den başlayıp Orta Asya ve Rusya üzerinden geçerek Avrupa’ya ulaşan İpek Yolu’nu yeniden canlandırıyor.

*
İşler hâle gelmesi halinde Çin’in, Pasifik’ten İngiltere’ye kadar etkisini genişleteceği düşünülüyor.
Çin, “Bir Kuşak Bir Yol Girişimi ve Asya Ortak Kader Topluluğu” felsefesiyle her geçen gün Asya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirirken,
Avrupa ülkeleriyle de ilişkilerini güçlendirmeyi ihmal etmiyor…

*
Çünkü küreselleşme büyük bir hızla oyun kurallarını değiştirmiştir.
Uluslararası tröstler dünyayı paylaşmış  tüm topraklar en büyük kapitalist güçler arasında bölüşülmüştür.
Ancak bu durum, dünyadaki milliyetçi ve korumacı tepkilerle birleşince, küresel rekabetin negatif canlanmasına yol açmıştır.
Uluslararası dengeler ABD, Rusya ve Çin’in gerek ekonomik, gerekse siyasi alanda hem bölgelerinde hem de küresel bazda artan güçleri beraberinde,
Yeni askeri ve ekonomik birliktelikler ortaya çıkarıyor…
Tek kutuplu  siyasi sistemin var olduğu yapı çok kutuplu bir yapı ile tehdit ediliyor…

*
Bu yüzden Başkan Trump’la birlikte ABD, küresel güvenlik ve refah için eski  düşünceyi radikal bir değişime tabi tutuyor.
Şimdilerde ABD’nin ulusal üretici kapitalizmi, ulusötesi mali kapitalizm ile çatışıyor.
ABD, kapitalizm öncesi devlete dönüyor ve küresel liberal ekonomiye yeni bir yön veriyor…
Yeni bir olgu olarak dünyayı Ticaret Savaşı’na sürüklemiş bulunuyor…

*
Çin’in “İpek Yolu- Kıtalararası Mega Proje” yi canlandırması;
Çin ve Orta Asyalı ulusların  Batı ticaret sisteminin kapattığı bu yol boyunca ortaya çıkan dönüşümünü yansıtıyor.
Türkiye’yi; Çin’i Orta Avrupa’ya ve Londra’ya bağlayan bu koridorda merkezi bir terminal haline getiriyor.

*
Ama Türkiye’de İslamcılığın demokrasiye aykırı olmadığı iddiasıyla iktidar edilen,
AKP Genel Başkanı Erdoğan, Müslüman Kardeşler Hareketi’nin Türkiye’deki  siyasi ayağıdır..
Oluşturdukları paralel devlet yapısında F.Gülen’in 15 Temmuz 2016’da tasfiye edilme endişesi ile darbeye yeltenmesini bir punduna getirdi.
İstihbarat, Emniyet, TSK ile paramiliter güçlerin desteğiyle darbeyi  kırdı.
Devletin tüm kadrolarına kendi kadrolarını yerleştirdi, devlete patron oldu.

*
Türkiye’yi müslümanların haklarını savunan dini bir çekirdek haline getirme siyasetini şekillendiriyor.
Şeriatın tesisiyle  oluşacak ve onunla başarı şansı bulacak bir İslami ideolojiyle Ümmet oluşturmayı hedefliyor.
Uluslararası Devletler Hukuku tarafından tanınmayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sularında,
Aslında Kıbrıs Cumhuriyeti  Özel Ekonomik Bölgesi’nde, aylardır sondaj çalışmaları sürdüren Türkiye;
Geçen hafta  Libya’nın sahte hükümeti ile bir anlaşma imzaladıktan sonra Doğu Akdeniz’in yarısına sahip olduğunu açıklamış bulunuyor!

*
Halbuki Çin Halk Cumhuriyeti dünyanın en büyük, en güçlü ve en uzun süre dayanan otokrasisidir.
Küreselleşmenin etkilerden kendisini izole etmeye çalışırken, küreselleştikçe de öngörülemeyen siyasi şoklara karşı savunmasız kalıyor…
Komünist Parti Çin’in sınırlarını uluslararası sulara genişletmenin ve ülkeyi dijital totaliter bir devlet haline getirirken,
Müslüman, Tibet ve Moğol kimliklerini sistematik olarak demografik değişime uğratıyor.

*
Sincan, Çin’in Orta Asya’ya ve Avrupa’ya açılan ticaret kapısı, Kemer ve Yol ya da İpek Yolu Girişiminin başlangıç noktasıdır.
Komünist Parti, Türkiye’nin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne pan-Turkçülük ve İslamcılık kompleksi ile yaklaşmasından rahatsız oluyor.

*
Bu yüzden Sincan ve Orta Asya’daki çıkarlarını tehdit eden pan-Türk ve İslamcılık aktivizminin merkezi olarak Türkiye’ye karşı dikkatli davranıyor.
Türkiye ayrıca ABD taşeronu olarak Kemer ve Yol Girişiminin önünü Ortadoğu ve Ukrayna’dan kesmek yerine daha kolay olan Myanmar’da kesmenin çabasında olmuştur!

*
Bu noktada  Çin, Batı ile gergin ilişkilerin ortasında Doğu’ya bakmaya devam ederken,
Türkiye’den İslamcı  liderlik amaçlarını kötüye kullanmamasını,
Sincan ve Myanmar sorunlarıyla ilgili gerçekçi bir anlayış kazanmaya çalışmasını,
Çin ile stratejik ortaklığına odaklanarak Kemer ve Yol  girişiminin Türkiye’ye sunduğu gelişme fırsatlarını değerlendirmesini istiyor.

*
Tam bu noktada CHP Genel Başkanı K.Kılıçdaroğlu sahneye çıkıyor.
Sepetinde Türkiye’nin ancak küresel boyutlu bir hamle ile sıçrama yapabileceği ve ülkeyi içinde bulunduğu orta gelir tuzağından kurtaracağını iddia ettiği,
“Yüzyılın Ekonomi Projesi: Merkez Türkiye” projesi bulunuyor.

*
Projeye göre lojistik, finans, hafif imalat, otomotiv markaları bu merkezde yer alacaktır.
Proje Orta Doğu, Kafkaslar, Orta Asya ve Afrika’ya erişimi kolaylaştıracak,
İpek Yolu ile Çin’den gelen bir ürün, Mersin veya İskenderun limanlarına ulaştıktan sonra tren yoluyla “Mega Kent”e gelecektir.
Mega Kent çevresinden itibaren Kalkınma Ajanslarını, Serbest Ticaret bölgelerini, organize sanayi bölgesini ve teknopark yerleşkesini kapsayacaktır…

*
Yaşasın “İpek Yolu- Kıtalararası Mega Proje!”

9. 12. 2019


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir