Türkiye’de Suriye vatandaşlarına plakasız araçla gezmek serbest..

Bu plakalar ile donatılmış jeepler Güneydoğu da cirit atıyor. Bunlarla kazaya karışan Türk sürücüler karşı taraf hatalı bile olsa bile trafik polisi çağırmıyorlar artık. Bu vasıtalarda ne sigorta, ne adres, ne sahibi kim, adresi nedir belli bile değil. - Unbenannt

Bu plakalar ile donatılmış jeepler Güneydoğu da cirit atıyor. Bunlarla kazaya karışan Türk sürücüler karşı taraf hatalı bile olsa bile trafik polisi çağırmıyorlar artık. Bu vasıtalarda ne sigorta, ne adres, ne sahibi kim, adresi nedir belli bile değil. - UnbenanntSuriye vatandaşlarına plakasız gezmek serbest..

Tarih 30 Kasım 2019, Şehir Gaziantep.. önümüzde artistlik yapan, aniden şerit değiştiren, kırmızı ışık filan dinlemeyen devasa bir jeep. Plaka Arapça, okumak hafızada tutmak imkansız. Trafik polisi de okuyamaz.

Bu plakalar ile donatılmış jeepler Güneydoğu da cirit atıyor. Bunlarla kazaya karışan Türk sürücüler karşı taraf hatalı bile olsa bile trafik polisi çağırmıyorlar artık. Bu vasıtalarda ne sigorta, ne adres, ne sahibi kim, adresi nedir belli bile değil.

Gaziantepliler alışmış, trafikte Arap plakalı araç görünce fellik fellik kaçıyorlar, belaya bulaşmayalım diye.

En ufak bir ihlalde ceza yağdıran, eve icra yollayan Trafik polisi ise bunlara müdahale edemiyor, zira yüksek yerden “dokunulmazlıkları” var.

Kendi memleketimizde “yabancı” olduk. Hayatları kurtulsun, öldürülmesinler diye sınırlarımızı açtık, 4-5 milyona yakın düzensiz göçmen ile ekmeğimizi paylaştık. Tüm dünya ülkeleri, petrol zengini Araplar, aval aval bakarken halkı fakirlikten kırılan Türkiye geçici savaş kaçkınları için 152 milyar TL para harcadı, ne Suriyeliler’e nede dünya milletlerinde hayra geçmedi, hepsi Türkiye-Türk düşmanı.

Sadece araba plakası değil, giyim kuşamları ile de korku saçıyor bu hazretler. Geçen Gaziantep Üniversitesi hastahanesinde idim, Siyah İŞİD savaş kıyafetli, kafasında Afgan mücahit şapkası, ayağında savaş potinleri, üstünde savaşçıların giydiği bir parka, kirli sakallı, karanlık suratlı bir şahıs, (bir tek kılıç ve Kalaşinkof yok) elindeki cep telefonu ile çok yüksek bir sesle Arapça bağırıp çağırıp telefonlaşıyordu. Sıra bekleyen hastalar rahatsız oldu, ben uyarayım dedim..
Bir katil bakışı attı ve Arapça bir şeyler söyledi ki, kendimi bunların TV-life kafa kesme töreninde hissettim.

“Misafir de, misafirliğini bilmeli, ev sahibinin tepesine çıkmamalı” diye bir söyleyiş vardır. Düzensiz geçici savaş kaçakları da Türkiye halkının sabrını taşırmamalı.
Koskoca Türk Devleti’de halkının bu konularda rahatsız olmaması için gerekli tedbirleri almalı. İnternasyol plakası sigortası olmayan hiç bir araç Türkiye’ye ye sokulmamalı.

Okumaya devam et  RUSYA MISIR YAKINLAŞMASI VE HİBRİT POLİTİKALAR

Dr. Ahmet Güler / 01.12.2019 Gaziantep


Comments

“Türkiye’de Suriye vatandaşlarına plakasız araçla gezmek serbest..” için 3 yanıt

  1. Hüseyin avatarı

    Önce bu arabanın hangi ülkeden geldiğini öğren ondan sonra suriyelilere iftira at. Arapça yazılan plakaların hepsi iSuriye’den mi geldi? 2015 yılından beri Suriye’den Türkiye’ye arabaların girmeleri yasaklandı ayrıca bu tarihten önce Suriye’den giren tüm arabalara türkçe yazılan plaka verildi. Bu arada resmini koymuş olduğun araba plakası Irak Erbil plakasıdır.
    İftira atmaktan fitne yapmaktan utanmıyor musunuz.

  2. Antepli Keltoş avatarı
    Antepli Keltoş

    Nasıl artistlik yaptın öyle hocam gram beynin olsaydı dil bilen birisine plakayı gösterip kendini bu rezil duruma düşürmezdin be artist

  3. Doktor ünvanını nasıl aldığını merak ettim doğrusu. Doktor dediğin ön yargılı olmaz, araştırır, bilgi edinir, doğruyu tespit eder sonuca ulaşır. Bu yazdıkların sadece masal.

    Araç Irak Erbil plakalı. Yurtdışından gelen bu araçların sahibi de belli sigortaları da zorunlu.

    Türk vatandaşıyım Irak’ta yaşıyorum. Aracım Irak plaka. Bir defa kazaya bulaştım bulaşmaz olaydım. Kamera kaydım olmasına rağmen, %100 ben haklı iken, %75 hatalı ben oldum. Üstelik kazayı yapar yapmaz sigorta şirketi cezayı size yazacak diye uyarmasına rağmen inanmamıştım.

    Kısacası anlattığınının tamamı yalan, tamamı hikaye…

    Gerçi anlattığına kendin de inanmıyorsun ya.. Maksat ortalığı karıştırmak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir