“İnsan’da cinnet geçirme geni mi var ”

“İnsan’da cinnet geçirme geni mi var ” - personal insan

“İnsan’da cinnet geçirme geni mi var ”

ABD nin iyi yüzünü gösterdiğini var sayabileceğimiz 1950-60 lı yıllarda, Hollywood yapımı adam öldürme sahneleri ile dolu az mı “cowboy” filmleri izledik. Çocukluk arkadaşları ile mahallede birbirimizi tahta tabanca ile vurarak sanal öldürme sahneleri içeren ”komencilik” denilen bir oyun oynardık. Sanal da olsa bu öldürme oyununu çocuklukta beynimize işleyerek zevk alarak oynamımızın baş sebebinin bu Holywood Cowboy filmleri olduğu kesin. Evde olsun internet kafe de olsun çocuklar uzay savaşları gibi uzun menzilli modern silahlarla dolu vurdulu, kırdılı ve gürültülü “play station” video oyunlarını oynamaya devam etmektedirler. Bu vurdulu kırdılı “play station” oyunlar, bizim oynadığımız “komencilik” oyununun gelecekteki elektronik bir sunumu idi. Çocuk yaşta birbirini sanal vurma oyunları gerçeklerle yüz yüze kalmaya bir şekilde alıştırma olduğu zamanla netleşti.
1971 yılı YEŞİLÇAM öldürmeli Türk film başlıkları:
-Adım kan soyadım silah (Bk.ek afiş)
-Ölümünü kendin seç
-Mezarını kaz beni bekle
-İpini boynunda bil(Bk.ek afiş)
Bu tür öldürme filmleri toplumca dikkate alınıyordu ki, buna dur diyen böyle film ismi konur mu toplumu şiddete yöneltme” diyen bir idare bugün olduğu gibi geçmişte de mevcut değildi.
Sonraları baktık arkasından 36 kısım tekmili birden “sex film” leri yaygınlaştı.
-Beni kalçamdan vur Rıfkı(1975)
-Ayıkla beni Hüsnü (1975)
-Ye beni Mahmut (1975)
-Zımbala Bilal (1975)
-Öttür kuşu Ömer (1979)
-Kokla beni Melahat (1975)
-İsmet bu ne kısmet (1978)
– Hasan değil basan alır (1978)
E böyle vurdulu kırdılı tecavüzlü filmlere geçit ver sonra da kadına şiddeti ve tecavüzü işleyen tv de açık oturum programları yap. Adamın yaptığı tv programının adı bile “açık oturum” olsun.
Şarkı ve şiirlerimiz de masum değil:
Attila İlhan şiirinden bir bölüm.
“…karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felaketim olurdu ağlardım…”
Zeki Müren söylüyor.
“..gitme sana muhtacım
öldür de öyle git…”

Okumaya devam et  Hangi İslam 2: Kadın!

İnsanlar birbirini “rengi farklı” diye öldürdü. İnsanlar birbirini “dini farklı” diye öldürdü. İnsanlar birbirini “milliyeti farklı” diye öldürdü. İnsanlar birbirini “mezhebi farklı” diye öldürdü. İnsanlar birbirini “cinsi farklı” diye öldürdü. İnsanlar birbirini “tuttuğu takım farklı” diye öldürdü!

Erkek kadını, eşit hak talep ettiği, yüksek sesle güldüğü, hamile olarak sokakta dolaştığı için öldürdü..” gibi olaylar tek kelimeyle zamanımızın manşet haberleri.
Tarihte, Roma’da Arena’da gladyatörlerin birbirini öldürme, arslanlara köle parçalatma, İspanya’da boğaları katletme vahşeti, insanlara kötülük aşılayan zevk için öldürme güdüsünün genininin bir nevi tetiklenmesi. Böyle bir gen var mı bilmiyorum. Var ki, insan insanı öldürmekten vaz geçemiyor.
Belediyeler kurban bayramında kurbanları uluorta kesimini önlemek bakımından kesim yerleri belirledi. Ama uygulayanı az oldu.Adam Almanya’da banyo kuvetinde kurban kesiyor bütün apartımanı kan kokusu kaplıyor.

Adam boşanmak isteyen eşini tam Adliye binası önünde bıçaklayarak öldürür. Hakim sorar, “sen nasıl olurda hem de Adliye önünde eşini bıçaklayarak öldürürsün.”
“Hakim bey o zaman yer gösterin.” Espri neredeyse gerçeğe dönüştü.
Filmlere şarkılara bakınca kadına şiddeti, tecavüzü milletçe benimsemiş halimiz zaten varmış. E hacı hoca kadına şiddete cevaz veriyor. Fırsat verilince ve üstüne koyan oluyor öldürme artıyor. İnsanlığın tarihte olduğu gibi birbirini öldürmeye yönelik“bir cinnet geçirme devresi yaşadığını gözlemek mümkün.
Erdil Ünsal

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir