26 AĞUSTOS/SAKARYA’NIN YÜZBAŞILARI

26 AĞUSTOS/SAKARYA’NIN YÜZBAŞILARI - 8

 

26 AĞUSTOS/SAKARYA’NIN YÜZBAŞILARI - 8

26 AĞUSTOS/SAKARYA’NIN YÜZBAŞILARI

Kartaltepe, Duatepe yahut Kocatepe’yi bilir misin ey okur?

Duatepe’de toprağın üzerine elbisenle oturup dürbünle yahut dürbünsüz ufka baktın mı?

Kocatepe’de ayakkabının, çorabının, pantolonunun ıslanıp tozlanacağını hiç düşünmeden taşların, kayaların arasından yürüdün mü?

“Hayır”sa, Türkiye’yi bilmiyorsun!

“20/21 Ağustos 1922 gecesi 1’inci ve 2’nci Ordu Komutanlarını da Cephe Karargâhına çağırdım. Genelkurmay Başkanı ile Cephe Komutanını da yanımda bulundurarak, taarruzun nasıl yapılacağını harita üzerinde kısa bir savaş oyunu şeklinde açıkladıktan sonra, Cephe Komutanı’na o gün vermiş olduğum emri tekrarladım. Komutanlar harekete geçtiler. Taarruzumuz, strateji ve aynı zamanda bir taktik baskın halinde yürütülecekti. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de kuvvetlerin yığınak ve hazırlıklarının gizli kalmasına önem vermek gerekiyordu. Bu sebeple bütün yürüyüşler gece yapılacak, birlikler gündüzleri köylerde ve ağaçlıklar altında dinleneceklerdi. Taarruz bölgesinde, yolların düzeltilmesi v.b. çalışmalarla düşmanın dikkatini çekmemek için diğer bazı bölgelerde de benzeri yanıltıcı hareketlerde bulunulacaktı.24 Ağustos 1922’de karargâhımızı Akşehir’den, taarruz cephesi gerisindeki Şuhut kasabasına getirttik, 25 Ağustos 1922 sabahı da Şuhut’tan savaşı idare ettiğimiz Kocatepe’nin güneybatısındaki çadırlı ordugâha naklettik. 26 Ağustos sabahı Kocatepe’de hazır bulunuyorduk. Sabah saat 5.30’da topçu ateşimizle taarruz başladı”. (NUTUK)

Sonra…

“30 Ağustos zaferi ile sonuçlanan Büyük Taarruzun gecesinde Mustafa Kemal Paşa Ordunun ön saflarını gezmekte, teftiş etmektedir. Türk askeri kararlı, hazır ve heyecanlıdır. Aniden siperlerden birinden bir yüzbaşı fırlayıp çıkar. Mustafa Kemal Paşa’nın önünde heyecanla selamını çakıp ‘Paşam, düşmana karşı bir er gibi savaşacağım’ der. Paşa’dan takdir sözleri beklemektedir. Tam tersi olur. Paşa’nın kaşları çatılır,  ‘Hayır!’ der, ‘Sen bir er gibi değil, bir yüzbaşı gibi savaşacaksın’.”

(“GAFLET, DALALET, HIYANET”. Yılmaz Dikbaş. Toplumsal Dönüşüm Yay.  İST.2003 S.140)

(25 Ağustos 2019)


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir