Site icon Turkish Forum

İtalya ve Fransa’nın Sözde Ermeni Soykırımını Tanımasının Ardından ABD de Tanırsa Ne Olur?

Avrupa Birliği’nin iki önemli ülkesi olan İtalya ve Fransa’nın 11 Nisan’da sözde Ermeni soykırımını tanıması, 24 Nisan’da ABD’de sözde Ermeni soykırımı yapıldığına ilişkin bir kitabın yayınlanacağının açıklanması ve bu kapsamda  Kongre’ye sunulan tasarılar, bir tesadüf olamaz. Türkiye bu planı bozmazsa, 24 Nisan 2019 tarihinde bir sürpriz ile karşılaşabilir. Nitekim bu duruma  Öztürk Yılmaz da  dikkati çekmiştir. (https://www.turkiyesiyaseti.com/ozturk-yilmaz-dan-uyarilar-bu-defa-is-ciddi/)  Sözde soykırım İtalyan Parlamentosu’nda 11 Nisan 2019,  Fransa’da   11 Nisan 2019 tarihli 2019-291 sayılı Karar ile tanınmıştır. ) - sadik ridvan karluk

Avrupa Birliği’nin iki önemli ülkesi olan İtalya ve Fransa’nın 11 Nisan’da sözde Ermeni soykırımını tanıması, 24 Nisan’da ABD’de sözde Ermeni soykırımı yapıldığına ilişkin bir kitabın yayınlanacağının açıklanması ve bu kapsamda  Kongre’ye sunulan tasarılar, bir tesadüf olamaz. Türkiye bu planı bozmazsa, 24 Nisan 2019 tarihinde bir sürpriz ile karşılaşabilir. Nitekim bu duruma  Öztürk Yılmaz da  dikkati çekmiştir. (https://www.turkiyesiyaseti.com/ozturk-yilmaz-dan-uyarilar-bu-defa-is-ciddi/)  Sözde soykırım İtalyan Parlamentosu’nda 11 Nisan 2019,  Fransa’da   11 Nisan 2019 tarihli 2019-291 sayılı Karar ile tanınmıştır. )

İtalya’da Meclise sunulan önergede, “1973’te Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Alt Komitesi, 1915-1917 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nda 1,5 milyondan fazla Ermeni’nin yok edilmesinin 20’nci yüzyılın ilk soykırımı olarak değerlendirilmesi gerektiğini kabul etmiştir” denilmiş, Avrupa Parlamentosu’nun 1987  yılında almış olduğu karara atıf yapılarak “1915-1917 yıllarındaki trajik olayları soykırım olarak tanıdığı,” 2015 yılında da üye ülkelere soykırımın tanınması çağrısı yaptığı hatırlatılmıştır. Önerge metninde, hükümete  uluslararası tepkiler  sağlaması çağrısı  da yapılmıştır. , https://www.ermenihaber.am/tr/news/2019/04/09/İtalya-Parlamento-Ermeni-Soykırımı/152314) 630 sandalyeli Temsilciler Meclisi’ndeki oylamada 425 milletvekilinden 382’si önergeye destek vermiş,  ret oyu çıkmazken  sadece  merkez-sağdaki eski Başbakan Silvio Berlusconi‘nin Haydi İtalya Partisi’nden 43 milletvekili çekimser kalmıştır. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İtalya Parlamentosu’nun hükümetten 1915 olaylarını sözde Ermeni soykırımı olarak tanımasını isteyen kararını “yok hükmünde” olduğunu açıklamıştır ama bizim “yok” dememizle alınan kararlar maalesef yok olmamaktadır. Keşke öyle bir gücümüz olsa da yok oluverseler.

Fransa’da ise Ermeni Soykırımı Anlaşması’na ilişkin 10 Nisan 2019 tarihli Karar,  11 Nisan 2019 tarihinde kabul edilmiştir. Fransa, 29 Ocak 2001 tarihinde sözde Ermeni soykırımını yasa ile tanıyan (yasa metni aşağıdadır)  dört  ülkeden biridir.  2001 yılından   bu yana Fransa sözde Ermeni soykırımını  her 24 Nisan’da anmaktadır. Ama her anma sonrasında kimse Fransa’ya Birinci Dünya Savaşı’nda Güney Doğu Anadolu’da  geçekleştirdiği  katliamı  sormamaktadır.

Türkiye’nin tüm itirazlarına rağmen Fransız Parlamentosu  soykırım iddialarını inkar etmeyi suç sayan bir  yasa teklifini de  22 Aralık 2011 tarihinde kabul etmiştir. Oylamaya 577 milletvekilinin sadece onda biri katılmış, teklif oy çokluğuyla kabul edilmiştir. Teklifi kaleme alan iktidar partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) milletvekili Valerie Boyer, “Burada amacımız ilişkileri bozmak değil, Fransa vatandaşlarının korunması. Sizi bu tasarıyı destek vermeye çağırıyorum, sevgili meslektaşlarım. Bazı ülkeler 1915 olaylarını inkar ederek suç işlediler. Cezasız kaldılar. 1914 yılındaki Ermenilerin üçte ikisi ya tehcir edildi ya da katledildi. Sizden destek bekliyorum” demiş, “Resmi olarak tanınan soykırım suçlarının inkarına 1 yıl hapis ve 45 bin Euro para cezası’’ öngören  tasarısının  kabul edilmesinin yolunu açmıştır. Yasada inkarın  ifade özgürlüğü  kapsamında  değil, insanlığa karşı bir suç olarak algılamasını istediğini şöyle dile getirmiştir: “Bunun iki avantajı vardır.  Birincisi ifade özgürlüğüne ilişkin Anayasa mahkemesinin oluşturduğu görüşün yasal çıkmazdan kurtulmasıdır, ikincisi ise bütün soykırımlara dair hafızanın korunmasıdır.”

Fransa’nın İngilizce yayın yapan  kanalı France 24,  6 Şubat 2019  akşam haberlerinde Macron’un sözde Ermeni soykırım konusundaki açıklamasına  Türkiye’nin cevap verdiğini Cumhurbaşkanı  Erdoğan’ın fotoğrafını ekrana yansıtarak haberleştirmiştir. Alt yazıda da  hiçbir mahkeme kararı olmamasına rağmen “Ermeni soykırımı”  ifadesini kullanmıştır: “France: Turkey condemns Macron’s plan for national day marking ARMENIAN GENOCIDE.”  Tarafımdan  kayıt altına alınan  France 24’ün  haberi aşağıdadır.

İtalya ve Fransa’da bu gelişmeler olurken 12 Nisan 2019 tarihinde Antalya’da yapılan NATO Parlamenter Asamblesi 99’ncu Rose-Roth Semineri ve Akdeniz Ortadoğu Özel Grubu Ortak Toplantısı’nda  Fransız parlamenter Sonia Krimi, sözde Ermeni soykırımından söz edince, TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Dışişleri Bakanı  Mevlut Çavuşoğlu’nun açıklamalarına  tepki göstermiş,  “Tarih, kazananlar tarafından yazılmaz mı? Birçok ülke için PKK terörist değildir ama sizin için böyledir. Bunu dikkate almamız gerekiyor. Tarihi kendiniz istediğiniz gibi yazamazsınız. 24 Nisan’da Ermeni soykırımını anma gününde görüşmek üzere diyerek salonu terk etmiştir.

Dışişleri Bakanı   Mevlut  Çavuşoğlu, “Fransa önce kendi karanlık tarihine baksın” cevabını verince  Krimi ve salondaki diğer Fransız parlamenter toplantıyı terk etmiştir. Facebook’tan canlı yayın yaparak görüşlerini  açıklayan   Krimi, salonu terk ettiği anların üzerine müzik yerleştirilerek hazırlanan videolarla ilgili olarak “Neden Türkler bu gibi videolar yapıyor? Türklerin, Arap dünyasındaki projeleri neler? Bu çılgınca videolar neden?”  açıklamasında bulunmuştur. )

Krimi’nin  sözlerine tepki gösteren  Çavuşoğlu, “…Macron’un aldığı karar Fransa Anayasa Mahkemesi aldığı kararlarla çelişmiyor mu? Çelişiyor. Fransa’nın aldığı karar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’yle çelişiyor mu? çelişiyor…Soykırım ve tarih konusunda Türkiye’ye ders verebilecek en son ülke Fransa’dır. Çünkü Ruanda, Cezayir’de olanları unutmadık. Fransa önce kendi karanlık tarihine baksın, Türkiye’ye ders vermeye kalkmasın”  demiştir.

Krimi ve Soyer’den önce  iki Fransız vatandaşı  Avrupa Parlamentosu’nun  20 Temmuz 1987 tarih ve   C-190 esas No.lu “Türkiye Ermeni soykırımını tanımadığı müddetçe AB’ye üye olamaz” kararından cesaret alarak Ermeni diasporasının Fransa’daki sözcüsü ve avukatı olan  Suzanne ve Gregoire Krikorian, 1999 yılında  Helsinki Zirvesi’nde  Türkiye’nin AB üyeliğine aday ülke olması üzerine Avrupa Parlamentosu’na, Avrupa Birliği Konseyi’ne ve  Komisyon’a karşı Birliğin akit dışı sorumluluğu ve davanın esassızlık (gerekçesizlik) konumu  ile ilgili olarak  maddi ve manevi tazminat davası açmışlardır. Gerekçe ise Parlamento’nun 20 Temmuz 1987 tarihli kararıdır.

Davanın içeriğini oluşturan Birliğin Akit (Anlaşma) dışı sorumluluğundan kastedilen uluslararası insan hakları ve 1915 olaylarında yaşanan trajik tarihi olaylardır. Krikorian kardeşler, Ermenilere soykırım uygulandığını iddia etmişler, fakat davayı kaybetmişlerdir.  Çünkü, iddialarını ispatlayamamışlardır. Ermeni diasporası için bir ön soykırım davası olarak değerlendirilen  dava, Avrupa Birliği Adalet Divanı tarafından 17 Aralık 2003 tarihinde Esas No: T-346/03 kararı ile reddedilmiş ve kendileri 30 bin Euro’luk mahkeme masraflarını ödemeye mahkum edilmişlerdir. AAD’nın reddettiği T-346/03 esas sayılı davanın 25 No.lu gerekçesi şöyledir:

 “Davacıların gerçekten  ve somut zarar  görmüş olduklarını gösteren deliller  konusuna  gelince; davacılar, dava dilekçesinde genel ifadelerle Ermeni birliğinin uğradığı manevi zararın talebi ile sınırlı kalmış olup,  ne bu konuda,  ne de şahsen kendilerinin uğradığı zararın kapsamı hakkında delil gösterememişler,  kendilerinin somut olarak zarar görüp görmedikleri  hakkında mahkemenin hüküm verebilmesi için yeterli bilgi  verememişlerdir.” (AAD’nın 2 Temmuz 2003 tarihli T-99/98,  Hameico Stutgart /Konsey ve Komisyon emsal davası kararı ve Komisyon’un  No.68 ve 69, Slg.2003, II-0000 Kararı)

Kararın iptali için   kardeşler  temyize gitmişlerdir.  Divan’ın Dördüncü Dairesi’nde görülen temyiz davası  17 Nisan 2004 tarihinde, C-18/04 P Esas No.lu nihai karar ile reddedilmiştir. Yahudi soykırımının (Holocaust) Almanlar tarafından yapıldığı Nürnberg Mahkemesi tarafından hukuken karara bağlandığı için,  bunu inkar etmek Almanya’da suçtur. Hukuken kesinleşmemiş bir konu hakkında siyasetin ceza kesmesi  mümkün değildir. İspata dayandırılmadan çıkarılan bu yasanın Avrupa Adalet Divanı karşısında  hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır.

Fransa, Türkiye ile ilişkileri  koparmamak için  sömürgeci bir zihniyetle zaman zaman  tanınmış   Türk vatandaşlarına  nişan vererek kamuoyu oluşturmakta, Fransa’ya yönelik tepkileri azaltma politikası izlemektedir. Nişanla ödüllendirilen Türk vatandaşlarının sonuncusu  Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı’dır. Napolyon döneminden bu yana verilmekte olan nişan, Fransa’da ciddi bir seçkinler ağına dahil olmanın yanı sıra, pek çok kazanım  sunmaktadır.  Bu sebeple nişanı alanlar  bunu iadeye pek yanaşmazlar.

Ali Sabancı’nın 15 Şubat 2018 tarihindeki nişan töreninde konuşan Fransız Büyükelçi Charles Fries, “Bu akşam Fransa Cumhuriyeti, Napoleon Bonaparte tarafından ihdas edilen ve Fransa’nın en eski ve saygın nişanı olan Legion d’Honneur nişanı ile size taltif ederek, liyakatlarınızı onurlandırmak istemiştir. Sayın Ali Sabancı, Cumhurbaşkanı adına, sizi Legion d’Honneur şövalyelik nişanıyla taltif ediyoruz” demiştir. Fakat  Cumhurbaşkanı Macron,  15 gün önce 31 Ocak 2018’de Ermeni diasporasının çatı  kuruluşu olan Ermeni  Örgütleri  Koordinasyon Konseyi’nin (Conseil de Coordination des organisations Arméniennes de France: CCAF) yıllık yemeğine katılarak Türkiye’yi  sözde Ermeni soykırımı konusunda eleştirmiştir.

Macron etkinlikte  yaptığı konuşmada, Fransa’da Ermeni soykırımını anma günü ilan edileceğini, Cumhurbaşkanı seçilmeden önce bu konuda   söz verdiğini açıklamıştır: “Ermeni soykırımının tanınması ve adalet için mücadele hepimizin mücadelesidir. Bu mücadeleyi, soykırımı anma gününü destekleyerek yürütüyoruz.”  Yemekte Ermeni kökenli HDP İstanbul milletvekili Garo Paylan’a özel ilgi göstermiş, Paris Büyükşehir Belediyesi tarafından  Paylan’a  Vermeil Madalyası  (la médaille Grand Vermeil)  verilmiştir. Garo Paylan  Artsakhpress.am’ de yer alan demecinde Afrin operasyonuna  karşı olduğunu açıklamıştı: “Supporters of war are also accomplices to war. Say “no” to Afrin war, do not be part of that crime,” the MP urged, addressing the public.”

Fransızların ünlü karikatüristi Jacques Tardi, 4 Ocak 2013 tarihinde  Legion d’Honneur reddetmiş, nişan için “o şey” ifadesini kullanmış, “Kimseden bir şey istemedim. Ben özgür kalmak istiyorum, hiçbir iktidarla anılmak istemiyorum. Bunu bana verenler benim eserlerimden hiçbir şey anlamamışlar demek” demiştir.  Ünlü karikatürist, kendisine ödül verildiğini medya aracılığı ile büyük bir şaşkınlıkla öğrendiğini açıklamıştır.  Bir yıl önce de iş yaşamında kanser araştırmalarıyla ünlü bilim kadını Annie Thebaud-Mony  ödülü reddetmişti. Ehess / Paris ve Inserm araştırma merkezi profesörlerinden sosyolog Annie Thébaud-Mony, 7 Ağustos  2012 tarihinde kendisine verilen Légion d’Honneur nişanını kabul etmemiştir. Reddetme gerekçesi şöyledir: “Çalışma koşullarındaki kötüleşmeyi, iş kazası ve meslek hastalıklarının yarattığı dramları, asbest, tarım ilaçları, nükleer ve kimyasal atıkların doğal çevremizi nasıl tahrip ettiğini görünür kılmaya çalıştığımız zaman, kamusal otoriteler tarafından ciddiye alınmak istiyoruz.” NP-2012-08-07-840060)

Türkiye’de Legion d’Honneur  nişanı alan Türk vatandaşlarından bazıları şunlardır:  Ali Sabancı, Leyla Alaton, Zülfü Livaneli, Yaşar Kemal,  Tarık Zafer Tunaya, Sakıp Sabancı, İnan Kıraç, Yaşar Kemal, Sani Şener, Kamran İnan, Erdoğan Teziç, Hikmet Çetin, Ayşe Gülsün Bilgehan, Lucien Arkas, Gökşin Sipahioğlu, Nebahat Akkoç, Mehmet Erbak, Tunay İnce,  Nurdan Bernard Türkmen, Gertrude Durusoy, Nejat Hakkı Sur, Türkan Dündar, Tulu Gürakan. Bunlardan Fransa’da   Ermeni iddialarının inkarını suç sayan yasa tasarısının kabul edilmesinin ardından  değerli dostum rahmetli  eski Devlet Bakanı Kamran İnan ve eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç  dışında nişanı iade eden  olmamıştır. Oysa Fransa’da  dünyaca ünlü besteciler Hector Berlioz ve Maurice Ravel, filozoflar Albert Camus, Jean Paul Sartre, Simon de Beauvoir, şair Louis Aragon, şarkıcılar Georges Brassens ve Leo Ferre  ödülü reddeden ünlüler arasındadır.

Şimdi tam sırasıdır. Ödül alan Türkler bir bildiri yayınlayarak, “Ermeni soykırımının tanınması ve adalet için mücadele hepimizin mücadelesidir. Bu mücadeleyi, soykırımı anma gününü destekleyerek yürütüyoruz”   diyen Macron’a iade etmelidirler.

Fransız muhafazakar eğilimli  Le Figaro gazetesinde “Fransa Dostları Türklerin Düş Kırıklığı” başlıklı bir makale  yayınlanmıştır. Yazıyı yazan Fransız kadın gazeteci Marie Michele Martinet,  Zeynep Göğüş’ün Tempo’da  yayınlanan  “17 Aralık’ta Fransa Türkiye’yi engellerse, Yaşar Kemal Fransızların en yüksek devlet nişanı olan Legion d’Honneur’ü geri versin” sözlerine  yer vermiştir ama Yaşar Kemal  nişanı   geri vermemiştir. Yaşar Kemal  18 Aralık 2011 tarihinde  Legion d’Honneur   nişanı almıştı.

Fransa’dan ödül alanlar  nişanları iade etmezken, Güney Afrika’nın eski Devlet Başkanı Nelson Mandela 1992 yılında kendisine verilecek olan Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’nü reddetmiştir. Fakat    93 yaşındaki Mandela ABD’nin Houston Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Gülen Enstitüsü’nün 2010 Barış Ödülünü 24 Ocak 2011’de almıştır. )

Fransa ve İtalya’daki  sözde Ermeni soykırımının tanınması girişimlerinin ardından  ABD Kongresi’ne  sunulan tasarıyı Temsilciler Meclisi’nden yaklaşık 70 ortak sunucu, (8 Nisan 2019) Senato’da ise  10 senatör imzalamıştır. Bu konuda ABD’deki gelişmelere ilişkin resmi belde ve bilgiler “orijinal belge” olarak (ingilizce)  aşağıda verilmiştir.

WASHINGTON, DC –

On the eve of the Capitol Hill Armenian Genocide Observance, Congressmen Adam Schiff (D-CA) and Gus Bilirakis (R-FL) were joined by over 70 of their U.S. House colleagues in introducing a new Armenian Genocide Resolution aimed at establishing, as a matter of U.S. policy, 1) the rejection of Armenian Genocide denial, 2) ongoing official U.S. government recognition and remembrance of this crime, and 3) the importance of education about the Armenian Genocide in preventing modern day atrocities, reported the Armenian National Committee of America (ANCA).“All who oppose genocide welcome today’s launch of legislation locking-in U.S. recognition of the Armenian Genocide and – once and for all – locking-out Turkish denials of this crime,” said ANCA Executive Director Aram Hamparian. “This bipartisan measure – spearheaded by Representatives Adam Schiff and Gus Bilirakis – also permanently locks down – as official U.S. policy – that future generations should be educated about the facts of this crime, America’s noble relief efforts for its victims, and – most urgently – the relevance of the Armenian Genocide to modern-day crimes against humanity.”

Rep. Schiff highlighted the genocide prevention role of the legislation. “Over 100 years ago, the Ottoman Empire undertook a brutal campaign of murder, rape, and displacement against the Armenian people that took the lives of 1.5 million men, women, and children in the first genocide of the 20th century,” said Rep. Schiff. “Genocide is not a relic of the past, but an ever present threat. Its denial is not only a continuing injury to the survivors, but makes its repetition against another people more likely. It is therefore all the more pressing that the Congress recognize the historical fact of the Armenian Genocide and make clear that we will never be an accomplice to denial.”

Republican lead sponsor Gus Bilirakis (R-FL), explained, “Genocide must not be denied. It must be acknowledged for what it is—a scourge on humanity. Official recognition of the Armenian Genocide would represent a courageous new chapter in American foreign policy. With the bold leadership of the current Administration, it is time for the United States to take a stand against Turkish genocide denial.”

Joining Representatives Schiff and Bilirakis as original cosponsors of the measure are Energy And Commerce Committee Chair Frank Pallone (D-NJ), Appropriations Committee Chair Nita Lowey (D-NY), Judiciary Committee Chair Jerrold Nadler (D-NY), Ethics Committee Chair Ted Deutch (D-FL), Natural Resources Committee Chair Raul Grijalva (D-AZ), Transportation and Infrastructure Committee Chair Peter DeFazio (D-OR), Veterans Affairs Committee Chair Mark Takano (D-CA), Ways and Means Committee Chair Richard Neal (D-MA), Administration Committee Chair Zoe Lofgren (D-CA), House Select Committee on Intelligence Ranking Republican Devin Nunes (R-CA), Tom Lantos Human Rights Commission Co-Chairs Jim McGovern (D-MA) and Chris Smith (R-NJ), and Representatives Don Beyer (D-VA), Salud Carbajal (D-CA), Tony Cardenas (D-CA), Judy Chu (D-CA), David Cicilline (D-RI), Gil Cisneros (D-CA), Katherine Clark (D-MA), Lou Correa (D-CA), Jim Costa (D-CA), Joe Courtney (D-CT), TJ Cox (D-CA), Dan Crenshaw (R-TX), Diana DeGette (D-CO), Rosa DeLauro (D-CT), Anna Eshoo (D-CA), Adriano Espaillat (D-NY), Tulsi Gabbard (D-HI), Ruben Gallego (D-AZ), John Garamendi (D-CA), Jimmy Gomez (D-CA), Josh Gottheimer (D-NJ), Josh Harder (D-CA), Kevin Hern (R-OK), Ro Khanna (D-CA), Peter King (R-NY), Steve King (R-IA), Raja Krishnamoorthi (D-IL), James Langevin (D-RI), Brenda Lawrence (D-MI), Barbara Lee (D-CA), Debbie Lesko (R-AZ), Andy Levin (D-MI), Ted Lieu (D-CA), Daniel Lipinski (D-IL), Alan Lowenthal (D-CA), Carolyn Maloney (D-NY), Sean Patrick Maloney (D-NY), Betty McCollum (D-MN), Grace Meng (D-NY), Joseph Morelle (D-NY), Seth Moulton (D-MA), Grace Napolitano (D-CA), Chris Pappas (D-NH), Edwin Perlmutter (D-CO), Chellie Pingree (D-ME), Jamie Raskin (D-MD), Kathleen Rice (D-NY), Lucille Roybal-Allard (D-cA), Linda Sanchez (D-CA), John Sarbanes (D-MD), Janice Schakowsky (D-IL), Brad Schneider (D-IL), Brad Sherman (D-CA), Albio Sires (D-NJ), Ross Spano (R-FL), Jackie Speier (D-CA), Tom Suozzi (D-NY), Dina Titus (D-NV), Paul Tonko (D-NY), Lori Trahan (D-MA), Juan Vargas (D-CA), and Debbie Wasserman Schultz (D-FL).

More original cosponsors may be added before the end of the day and will be updated on the ANCA website.

In a “Dear Colleague” letter sent to U.S. Representatives by Congressmen Schiff and Bilirakis in early April, Congressmen Schiff and Bilirakis took on Ankara’s anticipated opposition to an honest U.S. remembrance of the Armenian Genocide head on, writing: “Let us be direct. Genocide recognition is opposed by a single entity: The government of Turkey. For decades, Turkey has deployed threats and an intense campaign of lobbying to intimidate the Congress from recognizing the genocide carried out by the Ottoman Empire.” They went on to argue that: “Turkey’s denial of the Armenian Genocide is also a source of continued regional tension, undermining the foundations of a durable peace that would be in the best interests of the United States and our national security. Official recognition of the Armenian Genocide can help open a new chapter in United States foreign policy. It is time for the United States to take a stand for the truth, and against genocide denial.”

The Armenian Genocide Resolution notes that the U.S. has, as early as 1951, officially recognized the Armenian Genocide through a filing with the International Court of Justice, followed by House legislation adopted in 1975, and 1984 and President Ronald Reagan’s Proclamation in 1984.

The resolution resolves that it is the policy of the United States to:

1) Commemorate the Armenian Genocide through official recognition and remembrance;
2) Reject efforts to enlist, engage, or otherwise associate the U.S. Government with denial of the Armenian Genocide or any other genocide; and
3) Encourage education and public understanding of the facts of the Armenian Genocide, including the U.S. role in the humanitarian relief effort, and the relevance of the Armenian Genocide to modern-day crimes against humanity.

The full Text of the Resolution is provided below.

 116TH CONGRESS
1ST SESSION
H.RES. ___

Affirming the United States record on the Armenian Genocide.
IN THE HOUSE OF REPRESENTATIVES

Mr. SCHIFF submitted the following resolution; which was referred to the
Committee on__________

RESOLUTION

Affirming the United States record on the Armenian Genocide.

Whereas the United States has a proud history of recognizing and condemning the Armenian Genocide, the killing of 1.5 million Armenians by the Ottoman Empire from 1915 to 1923, and providing relief to the survivors of the campaign of genocide against Armenians, Greeks, Assyrians, Chaldeans, Syriacs, Arameans, Maronites, and other Christians;

Whereas the Honorable Henry Morgenthau, United States Ambassador to the Ottoman Empire from 1913 to 1916, organized and led protests by officials of many countries against what he described as the empire’s ‘‘campaign of race extermination’’, and was instructed on July 16, 1915, by United States Secretary of State Robert Lansing that the ‘‘Department approves your procedure . . . to stop Armenian persecution’’;

Whereas President Woodrow Wilson encouraged the formation of the Near East Relief, chartered by an Act of Congress, which raised $116,000,000 (over $2,500,000,000 in 2019 dollars) between 1915 and 1930, and the Senate adopted resolutions condemning these massacres;

Whereas Raphael Lemkin, who coined the term ‘‘genocide’’ in 1944, and who was the earliest proponent of the United Nations Convention on the Prevention and Punishment of Genocide, invoked the Armenian case as a definitive example of genocide in the 20th century;

Whereas as displayed in the United States Holocaust Memorial Museum, Adolf Hitler, on ordering his military commanders to attack Poland without provocation in 1939, dismissed objections by saying ‘‘[w]ho, after all, speaks today of the annihilation of the Armenians?’’, setting the stage for the Holocaust;

Whereas the United States has officially recognized the Armenian Genocide, through the United States Government’s May 28, 1951, written statement to the International Court of Justice regarding the Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide, through President Ronald Reagan’s Proclamation No. 4838 on April 22, 1981, and by House Joint Resolution 148, adopted on April 8, 1975, and House Joint Resolution 247, adopted on September 10, 1984; and

Whereas the Elie Wiesel Genocide and Atrocities Prevention Act of 2018 (Public Law 115–441) establishes that atrocities prevention represents a United States national interest, and affirms that it is the policy of the United States to pursue a United States Government-wide strategy to identify, prevent, and respond to the risk of atrocities by ‘‘strengthening diplomatic response and the effective use of foreign assistance to support appropriate transitional justice measures, including criminal accountability, for past atrocities’’: Now, therefore, be it

Resolved, That it is the sense of the House of Representatives that it is the policy of the United States to—

(1) commemorate the Armenian Genocide through official recognition and remembrance;

(2) reject efforts to enlist, engage, or otherwise associate the United States Government with denial of the Armenian Genocide or any other genocide; and

(3) encourage education and public understanding of the facts of the Armenian Genocide, including the United States role in the humanitarian relief effort, and the relevance of the Armenian Genocide to modern-day crimes against humanity.

Menendez, Cruz Introduce Bipartisan Senate Resolution Affirming U.S. Recognition of Armenian Genocide

Tuesday, April 9, 2019

WASHINGTON – Senators Bob Menendez (D-N.J.), Ranking Member of the Senate Foreign Relations Committee, and Ted Cruz (R-Texas) today introduced a Senate resolution to ensure the foreign policy of the United States reflects appropriate understanding and sensitivity concerning the Armenian Genocide. Carried out by the Ottoman Empire from 1915 to 1923, the Armenian Genocide resulted in the forced deportation of nearly 2 million Armenians, of whom 1.5 million were killed.

“As we near the anniversary of Armenian Remembrance Day, one of the darkest events in human history, I am proud to lead this effort to formally recognize the Armenian Genocide on behalf of the U.S. Congress.  The Armenian genocide is a historical fact and not up for debate,” said Senator Menendez. “Only by accurately recognizing this genocide of the past can we ever hope to move forward in a legitimate and effective manner to meet the challenge of preventing mass atrocities and genocide in the future. With this resolution, we honor the millions of victims of this genocide, remember how they died and pledge that history accurately remember their deaths.”

“We must never be silent in response to atrocities. Over one hundred years ago, the world was silent as the Armenian people suffered a horrific genocide, and today many are still unaware of it,” said Senator Cruz. “I am proud to join Sen. Menendez and my colleagues today in introducing this resolution. May the terrors of those events awaken in us the courage to always stand for freedom against evil.”

Joining Menendez and Cruz in introducing the Resolution were Senators Chris Van Hollen (D-Md.), Debbie Stabenow (D-Mich.), Ed Markey (D-Mass.), Elizabeth Warren (D-Mass.), Gary Peters (D-Mich.), Dianne Feinstein (D-Calif.), Ron Wyden (D-Ore.), Tammy Duckworth (D-Ill.), Marco Rubio (R-Fla.), Jack Reed (D-R.I.), Chuck Schumer (D-N.Y.), Cory Gardner (R-Colo.), Tom Udall (D-N.M.), and Kamala Harris (D-Calif.).

We want to thank Senators Menendez and Cruz for taking aim directly at U.S. complicity in Turkey’s denial of the Armenian Genocide,” said Aram Hamparian, Executive Director of theArmenian National Committee of America (ANCA). “Their bipartisan resolution would end – once and for all – a foreign gag-order that has, for nearly a century, compromised our nation’s independence and government’s credibility on issues of human rights, religious freedom, and atrocities prevention.”

A Congressional champion for U.S.-Armenian relations, Menendez today met with His Eminence Archbishop Anoushavan Tanielian, Prelate of the Eastern Prelacy of the Armenian Apostolic Church of America, ANCA National Chair Raffi Hamparian, and other U.S.-Armenian community leaders to discuss issues facing the community, the importance of this resolution as well as the situation in Nagorno-Karabakh.

A copy of the resolution can be found here.

At Capitol Hill Remembrance, U.S. legislators press for adoption of Armenian Genocide Resolution

Wednesday, April 10, 2019

Public Radio of Armenia

Lead authors of the Armenian Genocide Resolution in the U.S. House – Reps. Adam Schiff (D-CA) and Gus Bilirakis (R-FL) – pledged to press for passage of their bipartisan legislation during a standing-room-only Capitol Hill Armenian Genocide Observance that gave voice to the growing bipartisan Congressional consensus against Turkey’s Armenian Genocide gag-rule, reported the Armenian National Committee of America (ANCA).

This year’s remembrance, held on the top floor of the U.S. Senate’s iconic Hart building, focused, in large measure, on newly introduced Armenian Genocide legislation in both the House and Senate. These measures aim to establish – as a matter of official policy – that the United States is committed to the ongoing commemoration of the Armenian Genocide, forthrightly rejects any and all forms of its denial, and encourages public education regarding the facts and lessons of this crime. The Senate version was introduced today by Senator Robert Menendez (D-NJ) and Ted Cruz (R-CA), along with 14 of their Senate colleagues. The House version of the measure, H.Res.296, was introduced yesterday with 76 original cosponsors.

At Capitol Hill Remembrance, U.S. legislators press for adoption of Armenian Genocide Resolution

2019-04-10 11:14:40

Lead authors of the Armenian Genocide Resolution in the U.S. House – Reps. Adam Schiff (D-CA) and Gus Bilirakis (R-FL) – pledged to press for passage of their bipartisan legislation during a standing-room-only Capitol Hill Armenian Genocide Observance that gave voice to the growing bipartisan Congressional consensus against Turkey’s Armenian Genocide gag-rule, reported the Armenian National Committee of America (ANCA).

This year’s remembrance, held on the top floor of the U.S. Senate’s iconic Hart building, focused, in large measure, on newly introduced Armenian Genocide legislation in both the House and Senate. These measures aim to establish – as a matter of official policy – that the United States is committed to the ongoing commemoration of the Armenian Genocide, forthrightly rejects any and all forms of its denial, and encourages public education regarding the facts and lessons of this crime. The Senate version was introduced today by Senator Robert Menendez (D-NJ) and Ted Cruz (R-CA), along with 14 of their Senate colleagues. The House version of the measure, H.Res.296, was introduced yesterday with 76 original cosponsors.

“We want to thank the Congressional Armenian Caucus, our community leadership, and coalition partners, for a strong showing of both grassroots and legislative support for ending Turkey’s gag-rule against honest American remembrance of the Armenian Genocide,” said ANCA Executive Director Aram Hamparian. “We look forward to working with all our allies to secure the adoption of the Armenian Genocide Resolution in both the Senate and the House.”

Among the legislators who took part in the remembrance were Congressional Armenian Caucus Co-Chairs Frank Pallone (D-NJ), Gus Bilirakis (R-FL), and Jackie Speier (D-CA), Vice-Chair Adam Schiff and Representatives Judy Chu (D-CA), Katherine Clark (D-MA), Jim Costa (D-CA), TJ Cox (D-CA), Josh Gottheimer (D-NJ), Raja Krishnamoorthi (D-IL), Brad Schneider (D-IL), Brad Sherman (D-CA), and Peter Visclosky (D-IN).

The Mistress of Ceremonies for the Capitol Hill Armenian Genocide commemoration was veteran Capitol Hill staffer Elise Kenderian Aronson. Joining Congressional leaders in offering remarks were His Excellency Varuzhan Nersesyan, Ambassador of Armenia to the U.S., His Excellency Robert Avetisyan, Republic of Artsakh Representative to the U.S., former U.S. Ambassador to Armenia John Evans, and Maria Martirosyan, the Co-Chair of the Congressional Armenian Staffers Association. Joining in the solemn commemoration was Maryland General Assembly delegate Lorig Charkoudian. His Eminence Archbishop Anoushavan Tanielian, Prelate of the Armenian Apostolic Church of Eastern U.S., offered a moving invocation for the evening, while His Eminence Archbishop Vicken Aykazian, Legate of the Diocese of the Armenian Apostolic Church of the Eastern U.S., offered the closing prayer. Homenetmen Armenian Scout Troup #1918 was among the broad cross-section of Armenian American community organizations in attendance at the annual commemoration program, which also included the participation of Fr. Sarkis Aktavoukian, pastor of the Soorp Khatch Armenian Apostolic Church of Bethesda, Maryland and parishioners from area churches, including St. Mary’s Armenian Apostolic Church.”

US lawmakers introduce Armenian Genocide legislation

12:26, 10.04.2019

Region:World News, Armenia, Turkey
Theme: Politics

“WASHINGTON—Senate Foreign Relations Committee Ranking Democrat Bob Menendez (D-NJ) and former presidential candidate Senator Ted Cruz (R-TX) introduced Armenian Genocide legislation Tuesday reaffirming proper U.S. recognition and remembrance of this crime and rejecting U.S. complicity in its denial, reported the Armenian National Committee of America.Senators Menendez and Cruz were joined as sponsors by 14 Senate colleagues, including Senate Democratic Leader Charles Schumer (D-NY) and Senators Tammy Duckworth (D-IL), Dianne Feinstein (D-CA), Cory Gardner (R-CO), Kamala Harris (D-CA), Edward Markey (D-MA), Gary Peters (D-MI), Jack Reed (D-RI), Marco Rubio (R-FL), Debbie Stabenow (D-MI), Tom Udall (D-NM), Chris Van Hollen (D-MD), Elizabeth Warren (D-MA), and Ron Wyden (D-OR).

“We want to thank Senators Menendez and Cruz for taking aim directly at U.S. complicity in Turkey’s denial of the Armenian Genocide,” said Aram Hamparian, Executive Director of the ANCA. “Their bipartisan resolution would end – once and for all – a foreign gag-order that has, for nearly a century, compromised our nation’s independence and government’s credibility on issues of human rights, religious freedom, and atrocities prevention.”

“As we near the anniversary of Armenian Remembrance Day, one of the darkest events in human history, I am proud to lead this effort to formally recognize the Armenian Genocide on behalf of the U.S. Congress. The Armenian genocide is a historical fact and not up for debate,” said Senator Menendez. “Only by accurately recognizing this genocide of the past can we ever hope to move forward in a legitimate and effective manner to meet the challenge of preventing mass atrocities and genocide in the future. With this resolution, we honor the millions of victims of this genocide, remember how they died and pledge that history accurately remember their deaths.”

“We must never be silent in response to atrocities. Over one hundred years ago, the world was silent as the Armenian people suffered a horrific genocide, and today many are still unaware of it,” said Senator Cruz. “I am proud to join Sen. Menendez and my colleagues today in introducing this resolution. May the terrors of those events awaken in us the courage to always stand for freedom against evil.”

Earlier in the day, His Eminence Archbishop Anoushavan Tanielian, Prelate of the Armenian Apostolic Church of Eastern U.S. joined ANCA leaders, including Raffi Hamparian, Ani Tchaghlasian, and George Aghjayan, met with Senators Menendez and Cruz during a full day of Capitol Hill meetings and thanked them for their leadership in securing a principled U.S. policy on the Armenian Genocide.

The measure, introduced as Congress prepared for the annual Capitol Hill Armenian Genocide Observance, is the companion to the Armenian Genocide Resolution introduced yesterday by House Select Committee on Intelligence Chair Adam Schiff (D-CA) and Rep. Gus Bilirakis (R-FL), which had over 75 original cosponsors.

The Armenian Genocide Resolution notes that the U.S. has, as early as 1951, officially recognized the Armenian Genocide through a filing with the International Court of Justice, followed by House legislation adopted in 1975, and 1984 and President Ronald Reagan’s Proclamation in 1984.

The resolution resolves that it is the policy of the United States to commemorate the Armenian Genocide through official recognition and remembrance; to reject efforts to enlist, engage, or otherwise associate the U.S. Government with denial of the Armenian Genocide or any other genocide; and to encourage education and public understanding of the facts of the Armenian Genocide, including the U.S. role in the humanitarian relief effort, and the relevance of the Armenian Genocide to modern-day crimes against humanity.

Armenia News – NEWS.am”

Geçmiş yıllarda ABD Kongresi’nden bu tasarılarının geçmemesi  için etkin  girişimler  yapılmıştır. Fakat bu defa  yeterince girişim yapıldı mı sorusu akla gelmektedir. ABD Başkanı Donald Trump;  Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımış, 1967 yılında İsrail tarafından işgal edilen  Golan tepeleri üzerinde İsrail’in  egemen olduğunu açıklamış, Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in eylemlerini geçersiz kılan 338 ve 242 sayılı kararlarını yok saymış,  Rusya’dan alınması planlanan S-400 hava savunma sistemi  sebebiyle  Türkiye’ye teslimatı geciktirilen ve projesinin de iptal edilmesi gündemde olan F-35 savaş uçakları ile ilgili yeni bir adım atmış,  eğitim teçhizatının ve diğer malzemelerin Türkiye’ye gönderimi durdurulmuştur.

Pentagon sözcüsü, kararın “Türkiye, S-400 alımından vazgeçtiğine dair, hiç yanlış anlaşılmaya yer vermeyecek nitelikte bir karar alana kadar” geçerli olacağını  açıklamıştır.  Üstelik  Kongre’de Türkiye aleyhine  bir hava vardır.  Özellikle  S-400 konusunu  krize  dönüştüren ABD yönetimindeki bazı çevreler, 24 Nisan’da kendilerince bir gol atmak arayışındalar.  Bu sebeple  hükümetin diplomatik çabalarını artırması gerekmektedir. IMF-Dünya Bankası ve G-20 toplantıları için ABD’de bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak  ABD Başkanı Trump ile Beyaz Saray’daki görüşmesinde   S-400 dahil tüm konularda olumlu geçtiğini söylemiştir ama 24 Nisan konusuna değinmemiştir. Eğer değinseydi, mutlaka bundan söz ederdi. Aşağıda bu konudaki orijinal belgeler yer almaktadır.

Fransa’da ve ABD’de tehciri soykırıma dönüştürme çabalarının altında Sevr (Sevres) Anlaşması’ndaki büyük Ermenistan hayali yatar. Tıpkı 25 Eylül’de Barzani’nin referandum yaparak kurmak istediği büyük Kürdistan gibi. Paris Barış Konferansı sürecinde Ermenistan’ın sınırları konusu ABD Başkanı Woodrow Wilson’un hakemliğine bırakılmıştır. Wilson, General James G. Harbord başkanlığındaki bir Amerikan heyetini incelemelerde bulunmak üzere 1919 sonbaharında Türkiye’ye göndermiştir. 1919 Eylül ve Ekim aylarında Türkiye’de incelemeler yapan Harbord, vardığı sonuçları bir raporla ABD Kongresi’ne sunmuştur. Rapor’da; Türkler ile Ermenilerin barış içinde yüzyıllarca yan yana yaşadıkları, tehcir sırasında Türklerin de Ermeniler kadar acı çektikleri, Ermenilerin Türkiye’de hiçbir zaman çoğunlukta olmadıkları ve olaylara ilişkin acıklı ve korkunç iddiaların yanlış olduğu tespit edilmiştir.

Kaynak: The 1920 Treaty Of Sévres And The Struggle For A Kurdish Homeland In Iraq and Turkey Between World Wars By Whitney Dylan Durham Bachelor Of Science In Geoscience The University Of Tennessee Martin, Tennessee 2000 Master Of Science in Geosciences Murray State University Murray, Kentucky 2003, s.108.

ABD Kongresi rapor üzerine 1920 Nisan ayında Ermenistan’a mandater olunmasını reddetmiştir. Fakat Başkan Wilson  22 Kasım 1920’de Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan’a vermiştir. Batı Ermenistan da, tıpkı Kürdistan gibi   Lozan Anlaşması ile tarih olmuştur. Sevr Anlaşması, Atatürk’ün ifadesiyle Türk Milleti’ne kurulan büyük suikasttır. Lozan Anlaşması ile Kürdistan ve Büyük Ermenistan hayali bitmiştir. Anlaşma, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur. Tapu delme hareketine Ermeni diasporasına çok yakın olan bazı Türk akademisyenlerin katkıda bulunması üzücüdür. Tüm bu çabalara rağmen Türkiye Cumhuriyeti, Lozan Anlaşması ile garanti altına alınan tapuyu deldirmeyecek güçtedir ama Türkiye’ye yönelik sistematik saldırılara mutlaka organize bir şekilde cevap verilmelidir. Lozan Anlaşması 100 yıl sonra 2023’de  sona erecek diyenlerin amacı, bilmeden  Sevr Anlaşması’nı geri getirmek isteyen Ermeni diasporasına hizmet etmektir.

 Türkiye;  zaman geçirmeden diplomatik adımlar atarken, konunun hukuki, psikolojik ve finansal  bütün bağlantılarını ele alıp “somut ve uygulanabilir” bir programı acilen devreye sokmalı, ABD Kongresi’ne özel  bir heyet gönderilmeli, tasarılara imza atan senatör ve milletvekillerinin adreslerine konuyu  aydınlatıcı bilgiler taşıyan mektuplar gönderilmelidir. ABD Kongresi’nde Ermeniler  bu defa başarılı olurlarsa, bu, Türkiye Cumhuriyeti açısından çok büyük bir  sıkıntı doğurabilir. Bu konu her 24 Nisan’da Türkiye’nin gündemine oturtulmamalıdır. Bunun için yumurta kapıya gelmeden önlem alınmalıdır. Yukarı da ABD’de yapılan girişimleri Türkçeye çevirmeden orijinal olarak verdim ki, yetkililer ABD ne oluyor diye arayıp zaman kaybetmesinler. Yeni neslin  konuya sahip çıkması için YÖK’ün devreye girmesi sağlamalıdır. Bu konuda YÖK’e sunduğum  teklif konusunda YÖK’ten  olumlu cevap alamadığımı belirtmek isterim.

Sözde Ermeni soykırımı iddialarına ciddi ve  Türkiye lehine verilmiş kararlar ile karşı çıkılmaz ve sözde Ermeni soykırım muhiplerine  somut deliller ile cevap verilmezse, sonuç alınamaz.

Bunun için polemik nitelikli  yaklaşımları bırakarak  hukuk, yargı ve tarih” arasındaki   bağlantıları  irdeleyerek çalışma yapmak gerekir. Bunu bir kişi yapamaz.  Bu, bir ekibin işbölümü ile yapması gereken bir  çalışmadır. Çalışmada  felsefeciler  dahil, çeşitli uzmanlara ihtiyaç vardır. Bunun için YÖK tüm üniversitelerde Ermeni Araştırmaları Enstitüleri kurmalıdır. Ortaya çıkacak sonuçlar   dış politikayı  yöneten  makamlara  ulaştırılmalıdır.  Resmi söylemlerde  “bu konuyu  tarihçilere bırakalım  görüşü ile sonuç alınamaz.

Tarihçiler  belge  ve bilgilere  dayanarak  “fiilin varlığını” (actus reus)  belirleyebilirler.  Bu durumda   fiil belirlenir. Fakat  tarihçinin   bir   eylemin, bir haksız  fiilin    hukuki tanımlama  yapma yetkisi yoktur.    Eylemin  fiilen kendisini oluşturan    “actus  reus”   ile   o eyleme   soykırımıdır  denmesini  sağlayan   “dolus specialis”   (özel kasıt) arasındaki   hukuki bağlantıyı siyasal söyleme geçirerek   yerleştirmenin   yöntemini   bulmak gerekir. Bu fark, Uluslararası Adalet Divanının kararlarında da vardır. Başbakan Erdoğan 1915  dönemindeki tehciri ve trajik olayları  (actus reus)  kabul etmiştir.

1915 olaylarından   toplumun çeşitli etnik  ve dinsel kesimleri faklı derecede etkilenmiştir. Karşılıklı “mukatele” (öldürme)  gerçektir.  Fakat Türkiye bunu yeterince anlatamamaktadır. Ölenler sadece Ermeniler değildir. Ölen Türkleri kimse hesaba katmamaktadır. Osmanlı ordularının Doğu Anadolu’da Rusya karşısında yenilmesinden sonra Çanakkale Savaşlarının başlaması ve İstanbul’un tehlike altına girdiği bir dönemde Ermeniler düşman saldırılarına paralel olarak eylemlerini genişletmişlerdir. Bu dönemde Zeytun, Bitlis, Muş ve Erzurum’un ardından Van isyanı patlak vermiş, Müslümanlara yönelik katliamlar artmıştır.

Bir diğer konu, nedensellik ilişkisinin  yeterince  anlatılamamış olmasıdır. Türkiye  “actus  reus” u  kabul etmektedir. Hukuken  bu kabul,   Fransa’nın Cezayir ve Ruanda’da yaptığı gibi bir soykırım değildir.  AİHM   Perincek-İsvicre   ve Uluslararası Adalet Divanı’nın  Sırbistan-Bosna  Sırbistan – Hırvatistan   kararlarını  ciddi  şekilde incelemek gerekir. Karşı görüş, bu kararlara göre oluşturulmalı ve   hukuksal   temele dayanmalıdır.  Görüş, polemik  ağırlıklı  bir formda değil, bilimsel yanı ağır basan  bir  şekilde oluşturulmalıdır.

Buna rağmen Ermeniler sözde soykırımı savunmaktan vazgeçmezler.  Çünkü 1915 olayları özellikle diasporada yaşayan Ermenileri birbirine bağlayan bir araç haline gelmiştir ve bundan maddi ve siyasi kazanımlar da  sağlamaktadırlar.  İsviçre mahkemesinin  de  altını çizdiği gibi kamu oyunda oluşmuş bulunan   kanı,  Ermenilerin arkalarından  güçlü bir rüzgar olarak esmektedir.  Türkiye bilimsel verilere dayanan karşı görüş oluşturabilirse,  tarafsız üçüncü kişilerde soru işaretleri  yaratabilir.

Perinçek  Kararı’ndan sonra (Case Of Perincek V. Switzerland (Application No. 27510/08)  Judgment  Strasbourg  15 October 2015.  This Judgment is Final But May Be Subject To Editorial Revision) AİHM yeni bir karar daha alarak Türkiye’nin tezlerini haklı çıkarmıştır.  Sözde Ermeni soykırımının tanınması aleyhine verilen AİHM’nin  28 Kasım 2017 tarihli   Mercan ve diğerleri kararı, (Affaire Mercan et Autres C. Suisse, Requête No 18411/11) İsviçre’yi mahkum ederek  Avrupa’da uluslararası hukuka saygılı hakimlerin bulunduğunu göstermiştir. {“itemid”:[“001-178955”]}

Fransa  Anayasa Mahkemesi de  Yahudi soykırımı ile sözde Ermeni soykırımının aynı şey olmadığını, çünkü Ermeni soykırımında bir mahkeme kararının  bulunmadığını belirlemiştir. Böylece, Ermeni soykırımı yasası ile ilgili Fransız  Parlamentosu’ndan  gelebilecek bir  yasanın önünü kapatmış, daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin  verdiği Perinçek Kararı tanınmıştır. Sözde soykırımı yasa ile  tanıyan  ülkeler; Fransa,  Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Uruguay ve Arjantin’dir.

Ermenistan’ın 2 Mart 2018 tarihinde  seçilen  dördüncü Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan, Soykırım Suçuna Karşı  Global Forum’daki  konuşmasında  21’inci yüzyılda dünyada hızla gelişen kötü ya da iyi olayların  arttığını  ve  kök saldığını şöyle    açıklamıştır:  “İnsanlık tarihinin binlerce yıl süren zaman  içinde hem aydınlık zaferler ve hem de var olan kötülüğün kanıtı niteliğinde olaylar yaşandı. Siyah ve Beyaz, Aydınlık ve Karanlık arasındaki mücadele devam ediyor.” Sarkisyan siyah ile Türkiye’yi, beyaz ile Ermenistan’ı kastetmektedir. Bu ortamda  “Birinci Dünya Savaşı’nın sıkıntılı şartlarında hayatını kaybeden milyonlarca Osmanlı vatandaşına Allah’tan rahmet niyaz ediyorum”  demek, Ermeniler tarafından katledilen Türk diplomatlarının  ve de Türklerin ruhunu acaba rahatsız etmez mi?

İtalya ve Fransa’daki gelişmeler  önemlidir ama   ABD’de onlardan çok daha  önemli bir çıkış  muhtemelen 24 Nisan’da yapılacaktır. Türklere yönelik iftiralarla dolu  Benny Morris ile  Dror Ze’evi’nin  kitabının  piyasaya çıkış tarihinin 24 Nisan olması  anlamlıdır. Yayın tarihinin 24 Nisan olarak belirlenmesi, Türkiye’ye yönelik uluslararası  karalama kampanyasının bir  parçasıdır.  Geçen yıl Trump tüm baskılara rağmen “soykırım” dememişti. (Nunes calls it ‘Armenian Genocide,’ but Trump carefully avoids that word in statement, April 24, 2018,

Yalanlarla Türkleri karalayan Ermenilere ve Ermeni muhiplerine  aşağıdaki soruların  yönlendirilmesi ve  cevaplarının alınması, meydanın  Ermenilere boş bırakılmamasını sağlayacaktır.  

 

Milliyet, 25 Ekim 1975

Kaynak:

·

Türkiye’yi sözde Ermeni soykırımı yapmakla devamlı suçlayan Fransa’nın nasıl bir ülke olduğunu biliyor musunuz?

Şimdiye kadar Batılı Hıristiyan ülkelerdeki sözde Ermeni soykırımına destek veren ülkelerden söz ettik. Şimdi Irak’taki Ulusal Dini Konsey Başkanı Şeyh Yusif El Nasri, Ermenistan’ın Irak Büyükelçisi Hrachya Poladyan’la yaptığı toplantıdaki açıklamasında,  sözde Ermeni soykırımından  söz ederek “Türkiye’nin  Ermeniler’den özür dilemesi gerektiğini” söylemiştir.

Sözde  Ermeni  soykırımı konusunu tartışırken, El Nasri, Türk yetkilileri “kendi nesilleri için” özür dilemeye çağırmadan önce “Osmanlı İmparatorluğu’nda işlenen insanlık dışı suçunu”  kınamıştır. El Nasri’ye, ülkedeki çeşitli etnik ve dini topluluklarla ilişkileri ilerletmeye adanmış bir hükümet organı olan Irak’taki Birlikte Olma ve Toplumsal Barış Daimi Komitesi üyeleri eşlik etmiştir. Bu duruma Türkiye’nin  tepki vermemesi dikkat çekicidir. İşin bu tarafını Türkiye maalesef görememiş, ya da ihmal etmiştir.

Kaynak: , Iraq’s religious leader calls on Turkey to apologize for Armenian Genocide) Aynı sitede Garo Paylan’ın aşağıdaki talebi de yer almıştır. 12.04.2019 Paylan calls for putting Armenian Genocide issue on Turkish parliament’s agenda”

Tüm bu sorular uluslararasında gündeme taşınmadığı, cevapları alınmadığı, Türkiye’nin sesini tüm dünyaya  duyuracak  İngilizce yayın yapan siteler oluşturulamadığı ve YÖK, tüm üniversitelerde Ermeni Araştırmaları Enstitüleri kurulmasını sağlamadığı sürece,  Ermenilerin dünya kamuoyunu kandırmaya devam etmelerine engel olunamayacaktır. Aşağıda sayın Sadi Somuncuoğlu’nun basın bildirisi yer almıştır. Bu ve benzer  bildirilerin 24 Nisan öncesi çoğalmasında ve  ABD’deki ilgililere İngilizce olarak gönderilmesinde sonsuz yarar vardır.

 

Türk Milletine Çağrı: Haklıyız, Teslim Olmayacağız

Sadi Somuncuoğlu
Türk Milletine Çağrı: Haklıyız, Teslim Olmayacağız

1992 Azerbaycan Hocalı Katliamı24 Nisan yaklaştı. Batı dünyasında her zamankinden farklı bir hareketlilik var. Bugüne kadar ABD’de de, Ermeni taleplerine karşı çıkan Yahudi lobisi bu sefer tutum değiştirmiş. Bunda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararına rağmen ABD’nin Golan tepelerini İsrail toprağı olarak tanıması da etkili. Bunda Başkan Trump’ın, Ermeni söylemini onaylama ihtimali halinde, İsrail ve Yahudi lobisinin desteğini peşinen alma hesabı seziliyor. Tel-Aviv Üniversitesi’nden iki yazarın Türkler milyonlarca Hristiyan’ı katletti saçmalığını dillendiren kitabının Harvard Üniversitesi Yayınevi tarafından bu ay yayımlanması da aynı yöne işaret ediyor. İtalya ile Fransa’nın Ermeni iddialarını onaylayan kararları Türkiye’nin daha ağır bir baskı altına alınmak istendiğini gösteriyor.

Tarihi çarpıtan, hakikatleri ters yüz eden, Ermeni iddialarını uluslararası istismar konusu yapan kampanyalar, dünya barışını, özellikle de bölgemizin güvenlik ve istikrarını daha da zora sokacaktır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Exit mobile version