Kemer sıkma dönemi…

Necdet Buluz - buluz

Necdet Buluz

Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak tarafından açıklanan Yeni Ekonomik Program özellikle çalışan kesimi memnun etmedi. Özellikle işçilerin kıdem tazminatları konusunda sendikalar adeta ayağa kalktı. Her taraftan da farklı sesler yükseliyor.
Biz, bugünkü yazımızda konu ile ilgili yorum yapmayacağız. Bakan Albayrak’ın açıklamalarını ki ayrı pencereden değerlendiren görüşlere yer vereceğiz. Kendi görüşlerimizi ve yorumlarımızı da bir başka yazıda sizlerle buluşturacağız.
BASK Genel Başkanı Bayram ZENGİN; Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan Yeni Ekonomik Program’ın “Yapısal Dönüşüm Adımları”nın emek ayağının olmadığını söylüyor.
“Açıklanan Ekonomik Reform Paketi, 20 Eylül 2018 tarihinde kamuoyu ile paylaşılan “Yeni Ekonomi Programı”nın bir parçasıdır ve içinde emek kesimi yoktur, memur yoktur, ücretli kesim yoktur. Öncelikle STK’larla birlikte hazırlandığı ifade edilen Programda emek kesiminin temsil edilip edilmediğini ve edilmişse kimleri temsil ettiğini öğrenmek istiyoruz. Önerilen ve öngörülenler ekonominin sadece sermaye ve finans ayağına yöneliktir. Emek ayağı olmayan program topal kalmaya ve aksak yürümeye mahkumdur. Açıklanan program eğer bir yol haritası ise sermaye ve finans kesimi o yolda tek başına yürüyecek, demektir. Aylığından başka geliri olmayanlara ve memurlara bu programda yine kemer sıkma düşmüştür. Kıdem tazminatı fonu ve Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ile ilgili öneriler ve hedefler memurlar ve ücretliler için kemer sıkma ve doğrudan zorunlu tasarruf anlamına gelmektedir. Çalışanlara bireysel emeklilik dayatması, gönüllülüğe ve çok seçenekliliğe dayanmadığı sürece önceki dönemde olduğu gibi rağbet görmeyecektir. Bireysel emeklilikte devlet katkısı, çalışanların kontrolünde olmadığı gibi, getirisi de enflasyon oranının altında kalmaktadır. Memurların talebi vergi kesintisinin % 15’te sabit tutulması, geri kalan kısmının iş dünyasına sunulan teşvikler gibi devlet tarafından sübvanse edilmesidir. Memur emekli aylıkları, çalışırken son alınan aylığın % 62.5’undan % 50’sine doğru düşüş trendindedir. Bunun düzeltilmesi gerekirken tamamlayıcı emeklilik ve BES teklifinin tekrar gündeme gelmesi, memurların ve ücretlilerin cebinden sermaye aktarımı yapılacağı anlamına gelmektedir. Doğrudan ve dolaylı vergilerle boşalan cebimizde aktarılacak sermaye yoktur. Memurlar, işçi kesiminde olduğu gibi, emekli aylıklarının son aldıkları aylıklarına yakın bir oranda tutulmasını talep etmektedir. Enflasyon oranına bağlı ve refah payı içermeyen artışlar memurlar için “Ne olun, ne ölün!” demektir. Buradan memur ve emeklilerinin bir noktaya dikkatini çekmek istiyorum: Hazine ve Maliye Bakanı tarafından yapılan açıklama aynı zamanda 1 Ağustos tarihinde başlayacak 5. dönem toplu sözleşmelerin hüsranla sonuçlanacağının habercisidir. Sendikaları uyanık olmaya çağırıyorum.”
Aydınlık Gazetesi’nden Recep Ercin, Albayrak’ın açıklamalarını köşesine taşımış ve bazı noktalarda görüşlerini yansıtmış. Bu yazıdan kısa bir alıntıyı sizlerle paylaşıyoruz:
“Bakan Albayrak’ın yol haritasında gıda enflasyonunu düşürmeye yönelik seracılık (Sera AŞ. ile önce iki bin sonra ben bin hekar ekim alanı), kooperatifleşme, niyeyse Varlık Fonu tarafından hazırlanacak Lojistik Master Planı gibi tedbirler dikkat çekti. Ekonomist Uğur Civelek’e göre, hem gıdaya hem de finans sektörüne yönelik tedbirlerde yeni bir kur hareketinin yaratacağı tahribatın ve IMF tahminlerine göre ekonomide yüzde ikiyi aşan oranda daralmanın hesaplanmadığı görülüyor. Albayrak ayrıca “Yüksek katma değer ve teknolojik üretimi önceleyen ekonomi tesis edeceğiz” sözü verdi. Ancak 2011’den bu yana iktidarın ele aldığı her programda bu söz verilmesine rağmen italata bağımlı üretim yapısı sürdürüldü. Yeni programda da temenni dışında bir unsur yer almadı. Yine önümüzdeki ay açıklanacağı belirtilen “Tarımda Birlik Projesi”ne ilişkin “sözleşmeli tarımın” yaygınlaştırılacağı vurgusu, yerel ve küresel tekellere çiftçinin teslim edilmesi demek. Bakan Albayrak, “Geri ödemelerinde sorun beklenmeyen birinci gruptaki kredilerin toplam krediler içindeki oranı yüzde 89 seviyesinde” olduğunu açıklayarak, dağıtılan krdilerin çok büyük bir kısmında sorun olmadığını bildirdi. İkinci gruptaki yakın izlemedeki kredilerin payının ise 276 milyar TL olduğunu kaydeden Albayrak, toplam riskli kredi oranının yüzde 11 olduğunu söyledi. Bu tutarın 107 milyarlık kısmını yapılandırıldığını vurgulayan Albayrak, “Üçüncü grup, yani tahsili gecikmiş ya da takip hesabında izlenen alacakların miktarının Mart 2019 itibarıyla 106 milyar TL’dir. 106 milyar TL tutarındaki tahsili gecikmiş alacaklar için 72 milyar TL seviyesinde özel karşılık ayrılmıştır” dedi. Mali bünye analizi sonucunda BDDK da NPL (batıklar) olarak adlandırılan bu kredilerin oranının en yüksek yüzde altı seviyesine ulaşabileceğinin ortaya çıktığını anlatan Albayrak, bu kapsamda bir dizi önlem aldıklarını ve ilk adımın da bankaların sermayelerinin güçlendirilmesi kapsamında Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ihraç edeceği 28 milyar TL’lik İkrazen Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Senetlerinin kamu bankalarına verileceğini açıkladı. Bakan Albayrak, Yeni Ekonomi Programı’nda 76 milyar TL’lik tasarrufu ve gelir artırıcı önlemleri devreye alacakları sözünü verdiklerini hatırlatarak, “Şu ana kadar, 2019 bütçesinde bu rakamın 44 milyar TL’lik kısmını uygulamaya aldık” bilgisini verdi. Ancak yılın ilk üç ayıda Merkez Bankası’ndan aktarılan 33 milyar liralık ek kaynağa karşın Hazine ilk üç ayda 38 milyar lira açık verdi, üç aylık bütçe açığı 20 milyar lirayı aştı ve Hazine aynı dönemde üç aylık dönem bazında tarihi rekor borçlanma ile 54 milyar lira borçlandı.”

[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir