TERÖRİST ORDU

  </p>
İran Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC), İran Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı kara, hava, deniz ve füze kuvvetleri bulunan büyük bir ordudur.
Şimdi ABD, aylarca süren müzakereler sonucunda,
İran'ın İslam Devrim Muhafızları Birliği'ni  bir terör örgütü olarak tanıdı.
Washington böylece ilk kez resmi olarak başka bir ülkenin ordusunu terör örgütü olarak nitelendirmiş oldu. *
Kırk yıldır ABD-İran ilişkilerinde  düşmanlık yaşanıyor.
ABD, İran ile ilişkilerinin normalleşmesinin küresel güvenliği geliştireceğine inanmıyor.
İran'ın  genişlemeci ve tehlikeli tasarımlarının mutlaka engellenmesini  düşünüyor. *
ABD'nin İran nükleer anlaşmasından çekilmesiyle birlikte iki ülke arasında yüksek gerilim oluştu.
Washington, iki aşamalı yaptırım kararının 1. bölümünü 6 Ağustos 2018'de uygulamaya koydu.
5 Ekim 2018'de ise İran'ı "terörün en önemli devlet sponsoru" olarak niteleyen Terörle Mücadele Strateji Belgesi'ni yayınladı.
Bu belge ile terör tehdidini ortadan kaldırmak üzere İran ve radikal İslamcı  militanlarla savaşmayı vaat etti.
5 Kasım 2018'de yaptırım kararlarının 2. bölümü ile en sert yaptırımları uygulamaya başladı. *
Maksimum baskı kampanyasıyla İran'ın ABD doları ile ticaret yapmasının önüne geçilmesi amaçlandı.
ABD, yaptırım kararına uymayan ve  İran ile ticaretini sürdüren diğer ülkeleri kapsayacak şekilde yaptırım kartını devreye sokacağını ilan etti.
Yaptırımların uzun süredir ekonomik darboğazda olan İran'ı olumsuz yönde etkilemesi,
Böylece İran halkının değişim talebini desteklemek için yöneticiler üzerindeki baskısının artması öngörüldü... *
Trump yönetimi, İran'ın petrol ihracatını sıfıra indirirken,
İranlı yetkililer, petrol ihraç edememeleri  halinde diğer ülkelerin petrol ihracaatlarını,
Basra Körfezi'nde keseceklerini sürekli olarak uyardılar. * Trump ise İran'a koyduğu petrol ambargosuna karşı "tehdit edildiğinde",
Suudi ve Körfez ülkelerinin petrol ihracaatlarını Hürmüz ve Mendeb boğazlarından yapabilmelerini sağlamak,
Gerektiğinde karşılıklı fiziki harekete geçerek karşılık verilmesi konusunda askeri ve siyasi işbirliklerini geliştirdi.
Bu bir kriz noktasına ulaşılması durumunda bölgede çatışmaların tırmanacağı anlamına geliyor.
 
* Nitekim Trump yönetiminin, İran'ı uzun talep listesine zorlamak için sürdürdüğü maksimum baskı politikası;
İran'ın iç politikasını giderek Amerikan çıkarlarını baltalayan biçimlerde şekillendi.
Birincisi, ABD İran'ın kötü yönetilen ekonomisini sıktıkça, İran siyasi kurumu rekabet eden tarafları dış baskıya yöneltti.
İkincisi, ABD stratejisi Batı ve özellikle ABD ile herhangi bir angajmana karşı çıkan İran milislerinin dönüşüne zemin hazırladı. *
IRGC  genel İran ordusunun bir parçasıdır.
İran'daki 1979 devriminden sonra devleti Şah'a hizmet eden düzenli İran ordusunun darbesinden korumak için kuruldu.
Barış döneminde 125 bin kişilik kara kuvvetiyle İran ordusunun yalnızca üçte biridir.
Bir kara kuvvetleri, bir donanma ve bir hava kuvvetlerine sahiptir.
IRCG'nin dış politikaya ilgi duyan iki ek küçük kolu; biri İran'ın balistik füze programlarını yürütüyor.
Diğeri ise, yurtdışındaki özel operasyonlar için eğitilmiş 4 bin kişilik tugay büyüklüğünde bir birim olan Kudüs Gücü'dür. *
Savaş sırasındaki IRGC büyüklüğü, barış zamanı büyüklüğünün yaklaşık üç katıdır.
IRGC'ye bağlı gönüllü Paramiliter Teşkilatı Besic Güçleri ise iç güvenlik sorunları için çağrılabilecek paramiliterlerden oluşuyor.
Bu gönüllüler işçi, öğretmen, din adamı, öğrenci ve kamu çalışanı gibi çok çeşitli meslekteki insanlardan, kadın ve erkeklerden oluşmaktadır.
IRGC'nin denetlediği şirketler, enerji gibi önemli sektörler de dahil olmak üzere ülke ekonomisinin yüzde 20'sini kontrol ediyor. *
İran'ın İslam Devrim Muhafızları Birliği'ni  bir terör örgütü olarak tanımlanması;
1- ABD'nin IRGC'nin kontrol ettiği herhangi bir yerdeki işletmeleri çökertmesine yardım etmeyi amaçlıyor.
2- IRGC mensuplarını dost yargı alanlarında veya ABD'ye iade edilmeleri yoluyla kovuşturma hedefi haline getiriyor.
3- Yabancı temsilcilerin veya kontrol ettiği şirketlerin ABD'ye girmesini veya ABD'de kalmasını engelliyor...
4- ABD kuvvetlerinin bundan böyle bölgesel operasyonlarında IRGC kuvvetlerine saldırmanın kapısını aralıyor.
5- IRGC'nin ABD’nin İran’a karşı yaptırımlarını körelten Çin’in Rusya’ya, Türkiye’ye, Irak’a ve bazı Batı Avrupalılara yönelik yabancı hükümetlerle kurulan mekanizmaları yönetmesi engelleniyor.
6- İsrail hava saldırılarını, Suriye'deki İran kuvvetlerine  ve IRGC komutasında İran yanlısı Iraklı Şii militanların bulunduğu  batı Irak'a kadar genişletme yetkisine sahip olmuştur. *
İran'da ekonomik baskı en üst düzeye çıkmıştır.
Başkan D.Trump’ın IRGC’ye karşı bir sonraki eyleminin,
8 Mayıs’ta yapılması beklenen petrol yaptırımlarının  daha da sıkılaştırmasıdır.
Bu yaptırımlar, bazı miktarlarda İran petrolü satın almalarına izin veren Hindistan, Çin, Türkiye ve Irak gibi bazı ülkelere verilen feragatleri  kaldırmak,
Ve ekonomik baskıyı daha acı verici hale getirmektir... * Sonuçta Başkan D. Trump, her türlü güvenliği sağlanmış,
Amerikalıların çıkarlarına hizmet etmeyen ama çıkarlarını azami düzeyde tutmak için ABD'nin imkanlarını araçsallaştıran,
Gelişmiş ve istikrarlı ülkeler ile emperyal küreselleşmeyle henüz bütünleşmemiş istikrarsız devletlerin,
ABD ekonomisine yeniden yatırım yapmasını sağlamak,
Böylece yeni bir emperyalist çağa geçmenin kararlılığını gösteriyor... - ahmet kilicaslan aytar
 

İran Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC), İran Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı kara, hava, deniz ve füze kuvvetleri bulunan büyük bir ordudur.
Şimdi ABD, aylarca süren müzakereler sonucunda,
İran’ın İslam Devrim Muhafızları Birliği’ni  bir terör örgütü olarak tanıdı.
Washington böylece ilk kez resmi olarak başka bir ülkenin ordusunu terör örgütü olarak nitelendirmiş oldu.
*
Kırk yıldır ABD-İran ilişkilerinde  düşmanlık yaşanıyor.
ABD, İran ile ilişkilerinin normalleşmesinin küresel güvenliği geliştireceğine inanmıyor.
İran’ın  genişlemeci ve tehlikeli tasarımlarının mutlaka engellenmesini  düşünüyor.
*
ABD’nin İran nükleer anlaşmasından çekilmesiyle birlikte iki ülke arasında yüksek gerilim oluştu.
Washington, iki aşamalı yaptırım kararının 1. bölümünü 6 Ağustos 2018’de uygulamaya koydu.
5 Ekim 2018’de ise İran’ı “terörün en önemli devlet sponsoru” olarak niteleyen Terörle Mücadele Strateji Belgesi’ni yayınladı.
Bu belge ile terör tehdidini ortadan kaldırmak üzere İran ve radikal İslamcı  militanlarla savaşmayı vaat etti.
5 Kasım 2018’de yaptırım kararlarının 2. bölümü ile en sert yaptırımları uygulamaya başladı.
*
Maksimum baskı kampanyasıyla İran’ın ABD doları ile ticaret yapmasının önüne geçilmesi amaçlandı.
ABD, yaptırım kararına uymayan ve  İran ile ticaretini sürdüren diğer ülkeleri kapsayacak şekilde yaptırım kartını devreye sokacağını ilan etti.
Yaptırımların uzun süredir ekonomik darboğazda olan İran’ı olumsuz yönde etkilemesi,
Böylece İran halkının değişim talebini desteklemek için yöneticiler üzerindeki baskısının artması öngörüldü…
*
Trump yönetimi, İran’ın petrol ihracatını sıfıra indirirken,
İranlı yetkililer, petrol ihraç edememeleri  halinde diğer ülkelerin petrol ihracaatlarını,
Basra Körfezi’nde keseceklerini sürekli olarak uyardılar.
*
Trump ise İran’a koyduğu petrol ambargosuna karşı “tehdit edildiğinde”,
Suudi ve Körfez ülkelerinin petrol ihracaatlarını Hürmüz ve Mendeb boğazlarından yapabilmelerini sağlamak,
Gerektiğinde karşılıklı fiziki harekete geçerek karşılık verilmesi konusunda askeri ve siyasi işbirliklerini geliştirdi.
Bu bir kriz noktasına ulaşılması durumunda bölgede çatışmaların tırmanacağı anlamına geliyor.
 
*
Nitekim Trump yönetiminin, İran’ı uzun talep listesine zorlamak için sürdürdüğü maksimum baskı politikası;
İran’ın iç politikasını giderek Amerikan çıkarlarını baltalayan biçimlerde şekillendi.
Birincisi, ABD İran’ın kötü yönetilen ekonomisini sıktıkça, İran siyasi kurumu rekabet eden tarafları dış baskıya yöneltti.
İkincisi, ABD stratejisi Batı ve özellikle ABD ile herhangi bir angajmana karşı çıkan İran milislerinin dönüşüne zemin hazırladı.
*
IRGC  genel İran ordusunun bir parçasıdır.
İran’daki 1979 devriminden sonra devleti Şah’a hizmet eden düzenli İran ordusunun darbesinden korumak için kuruldu.
Barış döneminde 125 bin kişilik kara kuvvetiyle İran ordusunun yalnızca üçte biridir.
Bir kara kuvvetleri, bir donanma ve bir hava kuvvetlerine sahiptir.
IRCG’nin dış politikaya ilgi duyan iki ek küçük kolu; biri İran’ın balistik füze programlarını yürütüyor.
Diğeri ise, yurtdışındaki özel operasyonlar için eğitilmiş 4 bin kişilik tugay büyüklüğünde bir birim olan Kudüs Gücü’dür.
*
Savaş sırasındaki IRGC büyüklüğü, barış zamanı büyüklüğünün yaklaşık üç katıdır.
IRGC’ye bağlı gönüllü Paramiliter Teşkilatı Besic Güçleri ise iç güvenlik sorunları için çağrılabilecek paramiliterlerden oluşuyor.
Bu gönüllüler işçi, öğretmen, din adamı, öğrenci ve kamu çalışanı gibi çok çeşitli meslekteki insanlardan, kadın ve erkeklerden oluşmaktadır.
IRGC’nin denetlediği şirketler, enerji gibi önemli sektörler de dahil olmak üzere ülke ekonomisinin yüzde 20’sini kontrol ediyor.
*
İran’ın İslam Devrim Muhafızları Birliği’ni  bir terör örgütü olarak tanımlanması;
1- ABD’nin IRGC’nin kontrol ettiği herhangi bir yerdeki işletmeleri çökertmesine yardım etmeyi amaçlıyor.
2- IRGC mensuplarını dost yargı alanlarında veya ABD’ye iade edilmeleri yoluyla kovuşturma hedefi haline getiriyor.
3- Yabancı temsilcilerin veya kontrol ettiği şirketlerin ABD’ye girmesini veya ABD’de kalmasını engelliyor…
4- ABD kuvvetlerinin bundan böyle bölgesel operasyonlarında IRGC kuvvetlerine saldırmanın kapısını aralıyor.
5- IRGC’nin ABD’nin İran’a karşı yaptırımlarını körelten Çin’in Rusya’ya, Türkiye’ye, Irak’a ve bazı Batı Avrupalılara yönelik yabancı hükümetlerle kurulan mekanizmaları yönetmesi engelleniyor.
6- İsrail hava saldırılarını, Suriye’deki İran kuvvetlerine  ve IRGC komutasında İran yanlısı Iraklı Şii militanların bulunduğu  batı Irak’a kadar genişletme yetkisine sahip olmuştur.
*
İran’da ekonomik baskı en üst düzeye çıkmıştır.
Başkan D.Trump’ın IRGC’ye karşı bir sonraki eyleminin,
8 Mayıs’ta yapılması beklenen petrol yaptırımlarının  daha da sıkılaştırmasıdır.
Bu yaptırımlar, bazı miktarlarda İran petrolü satın almalarına izin veren Hindistan, Çin, Türkiye ve Irak gibi bazı ülkelere verilen feragatleri  kaldırmak,
Ve ekonomik baskıyı daha acı verici hale getirmektir…
*
Sonuçta Başkan D. Trump, her türlü güvenliği sağlanmış,
Amerikalıların çıkarlarına hizmet etmeyen ama çıkarlarını azami düzeyde tutmak için ABD’nin imkanlarını araçsallaştıran,
Gelişmiş ve istikrarlı ülkeler ile emperyal küreselleşmeyle henüz bütünleşmemiş istikrarsız devletlerin,
ABD ekonomisine yeniden yatırım yapmasını sağlamak,
Böylece yeni bir emperyalist çağa geçmenin kararlılığını gösteriyor…

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir