Aklımızla, Sabrımızla Alay Ediyorlar…

Adam çıkmış, kendisinden ve partisinden başka herkesi, her partiyi FETÖ’cülükle, PKK’lı olmakla suçluyor. Oysa bu partilerin ne FETÖ ile ne PKK ile bir bağı olmadığını çocuklar bile söyler size. - A.Eralp 1

Adam çıkmış, kendisinden ve partisinden başka herkesi, her partiyi FETÖ’cülükle, PKK’lı olmakla suçluyor. Oysa bu partilerin ne FETÖ ile ne PKK ile bir bağı olmadığını çocuklar bile söyler size. - A.Eralp 1 3

Adam çıkmış, kendisinden ve partisinden başka herkesi, her partiyi FETÖ’cülükle, PKK’lı olmakla suçluyor. Oysa bu partilerin ne FETÖ ile ne PKK ile bir bağı olmadığını çocuklar bile söyler size.

Aslında FETÖ ve PKK ile kimlerin, hangi partilerin bağlantısı olduğunu onlar bizlerden daha iyi bilirler.

Ama anlatılacak, övünülecek bişey kalmayınca onlar, bu tür yöntemlere kurtarıcı olarak sarılıyorlar.

Çünkü ekonomi ortada… Pahalılık, işsizlik başını almış gitmiş. Bu gerçekleri görmek için istatistiklere, araştırmalara gerek yok. Her şey gözümüzün önünde olup bitiyor. Her şey ortada…

Üç kuruş daha ucuza mal alabilmek için pazar pazar gezenlere “Ekonomik seviyenizi yükselttik, pahalılığı kaldırdık, rahat yaşamanızı sağladık, işsizliği önledik…” diyebilirler mi?

Diyemezler.

O zaman ne kalıyor geriye? Din sömürüsü yapmak… İnsanları  “Allah’la, cennetle aldatmak…”

Ne diyor AKP’li İsmet Yılmaz?

“Hilmi Bilgin’e desteğinizi bekliyorum. Hilmi Bilgin’e vereceğiniz destek, yarın ruz-i mahşerde (kıyamet günü) beraat belgelerinizden (kurtuluş) biri olacak diye düşünüyorum.”

Peki, ya o adam hırsızlık yapmışsa, yalan söylemişse, başkalarını taciz etmişse ne olacak? AKP’ye oy verince yine mahşerde kurtuluşunu gerçekleştirecek mi?

Birisi daha var ki o, vaatleriyle parti arkadaşını fersah fersah geride bıraktı… Aynı zamanda Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı da olan AKP Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar ise daha ileri gidiyor; sanki Allah’ın elçisiymiş, onunla konuşmuş gibi, seçim bürosu açılışında bakın neler söylüyor?

“Allah sizden emaneti ehline vermenizi emrediyor, bu emir hepimiz için geçerli, sadece yöneticiler için değil, herkes için halk için de geçerlidir.

Allah size bir emanet veriyorsa, bunun hesabını soracak demektir. Vicdan rahatlığıyla size diyorum ki, yarın inşallah mahşerde Allah’ın karşısına çıktığınız zaman, o emaneti bize verdiğinizden dolayı, size inşallah hiçbir hesap sormayacak.”

BU ADAMLAR RESMEN AKLIMIZLA, SABRIMIZLA ALAY EDİYORLAR…

Ama bazı zamanlarda din sömürüsü de yetmiyor onlara…  O zaman başka bir yöntem deniyorlar: Başkalarını suçlamak, muhaliflerinin üstüne iftiralar saçmak… Onları terörist ilan etmek… PKK ile FETÖ ile işbirliği yaptıklarını söylemek… Hani derler ya: “Çamur at izi kalsın…”

Aslında çamur onların paçalarından akıyor…

“Ne istediler de vermedik” diyenleri henüz unutmadık…

Geçmişte teröristlerle kapı arkalarında, Oslo’larda yaptıkları pazarlıkları henüz unutmadık.

Habur sınır kapısında kurulan çadır mahkemelerini, gerilla giysili PKK’lıların Öcalan posterleri ve bayrakları ile parti otobüsünün üstünde ya da yürüyerek yaptıkları gövde gösterilerini unutmadık…

Ne diyordu o zaman en yetkili ağızlar?

“Sayın Öcalan demeyi ve PKK bayrağı açmayı suç olmaktan biz çıkardık.” (Bülent Arınç, eski başbakan yardımcısı)

“Abdullah Öcalan Kürtlerin lideridir. Onun mesajları bizim de düşüncemizdir.” (Beşir Atalay, eski devlet bakanı)

“PKK, terör örgütü değildir. APO Türkiye için fırsattır. Yeniden devreye girmelidir.” (Orhan Miroğlu, AKP milletvekili)

“Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var. O bölgenin yeni aktörüdür.” (Yalçın Akdoğan, başbakan yardımcısı)

“Öcalan’ın durduğu yer Türkiye’ye katkı sağlıyor. Çok değerli şeyler söylüyor.” (Mehmet Metiner, AKP milletvekili)

“Abdullah Öcalan, dünyanın geleceğini iyi okuyor. Onun talepleri normaldir meşrudur.” (Yasin Aktay, AKP milletvekili)

“PKK ile görüşen arkadaşı ben gönderdim. Sıkıntısı olan varsa bana söylesin.” (Recep Tayyip Erdoğan)

Yukarıya aldığımız bu sözlerin onda birini geçmişte muhalif partilerin yöneticileri söylemiş olsaydı, ömürlerini mahkeme kapılarında bitirirlerdi…

Geçmişte bir de Fethullah Gülen hakkında yazılanlar, söylenenler var…

Ama şimdi biz, Fethullah Gülen methiyelerini, hayranlıklarını teşhir etmeyi bi yana bırakıp konumuza dönelim. Yoksa makale bu FETÖ övgüleri ile sonlanacak…

Ne söylemiştik yukarıda? Üç kuruş daha ucuza mal alabilmek için pazar pazar gezenlere “Ekonomik seviyenizi yükselttik, pahalılığı kaldırdık, rahat yaşamanızı sağladık, işsizliği önledik…” diyemezler.

Ama diyenler de var. “İstisnalar kaideyi bozmaz…”

Örneğin, bir ara Damat çıkıp, “2019 yılında 2,5 milyon yeni istihdamı hayata geçireceğiz.” vaadinde bulunmuştu… Yani bu söz “2,5 milyon insana iş vereceğiz” anlamına geliyor…

Bu, doğrudan insan aklı ve mantığı ile alay etmekten başka bişey değildir. Çünkü Türkiye’nin küçük, büyük tüm holdinglerinde çalışan işçileri bir araya getirsek, bu ancak 250 bin sayısına ulaşıyor…

Varın gerisini siz hesap edin…

Hâlâ bu AKP iktidarını “Anti-emperyalist” olarak halka tanıtan solcular (!!!) da var aramızda… Nasıl değerlendiriyorlar şimdi bu adamları acaba?

Bu AKP’nin her tarafı anti-emperyalist olsa ne yazar?

([email protected])


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir