“Zor günlere hazır olmalıyız…”

Necdet Buluz - buluz

Necdet Buluz

Son günlerde ekonomin duayenleri ard arda açıklamalar yapıyor. Ekonomide sıkıntıların devam edeceğini söyleyenler “Zor günler kapıda. Bunlara hazırlıklı olmalıyız” uyarısı yapıyor. Çizilen kara tabloların kısa zamanda dağılmasını ve ekonomik olarak hedeflediğimiz düzlüğe çıkmanın hesaplarının iyi yapılmasını bekliyoruz.
Alınan önleme rağmen ekonomide belirlenen noktalara gelinemedi. Fiyat artışları enflasyonu yükseltmeye devam ediyor. Çarşı-Pazar el yakıyor. Ekonominin patronu Albayrak bile marketlerdeki fiyatlardan yakınıyor ve bunlara yeniden bir çeki-düzen verileceğinin altını çiziyor.
Daha önce patronlar Kulübü TÜSİAD Başkanı Birecikli yaptığı açıklamada ekonomideki sıkıntılara değinmiş, çözüm yollarının neler olabileceğini açıklamıştı. Şimdi de Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, Ağustos ayında finansal piyasalarda yaşanan çalkantı ve sonrasında ortaya çıkan nakit sıkışıklığının şirketler kesiminin bilançosunda önemli bir tahribat yarattığını belirtti.
Koç; şirketler, bankalar ve kamunun gelecek 12 ayda yaklaşık 175 milyar dolarlık dış borç ödemesiyle karşı karşıya olduğunu aktararak, gelişmekte olan ülkelere yönelik yatırım iştahının zayıflığı, Türkiye’nin ve şirketlerin kredi notlarının düşürülmesi ve bazı uluslararası siyasi belirsizlikler nedeniyle ihtiyaç duyulan yabancı para cinsinden kaynaklara erişimin oldukça zor olacağını ifade etti.
Bizi ekonomide en çok sıkıntıya sokan konuların başında küresel sorunlar da geliyor. Koç bu konuya da enine boyuna değinmiş. Kendisini dinleyelim:
“Ülkemizin çok ihtiyaç duyduğu yatırımların yeniden başlayabilmesi için yatırım ortamının hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için iyileştirilmesi gerekiyor. Tüm yatırımcılar hükümetin açıklayacağı yapısal dönüşüm ve ekonomik istikrar programını merakla bekliyor. Programda hedeflerin ve sorumluların belli olması, programın bir takvime bağlanması ve sonuçların şeffaf bir şekilde izlenmesine imkân verilmesi, güvenin artmasını sağlayacaktır. Gelecek dönemde yurt içi talep ve büyümenin alışıldık ve arzu edilen seviyelerin altında kalacağını tahmin ediyoruz. İş dünyasını zorlu koşulların beklediği aşikar. Her zaman kısa vadeli dalgalanmalar yerine, uzun dönemli hedeflere odaklanmaya özen gösteriyoruz. Değişen koşulları takip edip, doğru yorumlayarak, kendimizi yenileyerek ve çıtayı daima yükselterek büyümeye devam ediyoruz. Bugünkü koşullar altında tedbiri elden bırakmadan, yarınlar için çalışmamız, yatırım yapmamız ve şirketlerimizi geleceğe hazırlamamız gerekiyor.”
Küresel ekonomik görünümü de değerlendiren Koç, 2008 finansal krizinin üzerinden 10 yıl geçtiğini, sıkıntıların aşılmasında çok mesafe kat edilmiş olsa da krizin yaşandığı ülkelerin çoğunda milli gelirin 2008 öncesindeki seviyeleri yakalayamadığını belirtti.
Koç, ticaret savaşlarının olumsuz etkilerinin henüz ekonomik verilere tam olarak yansımadığına dikkati çekerek, Uluslararası Para Fonu’nun yayımladığı çalışmaya göre büyümenin Çin ve ABD’de gerileyeceğini, ABD Merkez Bankası’nın faiz artışlarına devam etmesi yönündeki tahminlerin gerçekleşmesinin Türkiye gibi yurt dışı kaynak ihtiyacı olan ülkeler için ek mali külfet anlamına geleceğini kaydetti.
Şimdi gelelim bizim söyleyeceklerimize:
Üretimi zorunlu görüyoruz. Üretimin olduğu yerde istihdam olur, istihdamın olduğu yerde işsizlik azalır, bolluk olur. İhracat hız kazanır, para geliri artar, cari açık azalır.
Dikkat edilecek olursa Koç da açıklamalarında özetle bu yazdıklarımıza değiniyor. Üretimi artırabilmenin yollarının mutlaka bulunması gerektiğinin altını çiziyor. “Ülkemizin çok ihtiyaç duyduğu yatırımların yeniden başlayabilmesi için yatırım ortamının hem yerli hem de yabancı yatırımcılar için iyileştirilmesi gerekiyor” diyerek üretimin önemini gözler önüne sermeye çalışıyor. Bunun dikkate alınması gerektiği görüşündeyiz.
Neredeyse üretemeyen ve her şeyi dışarıdan almaya başlayan bir ülke konumuna geldik. Özellikle tarım alanında sıkıntılar yaşıyoruz. Neredeyse her kalem ürünü ithal etmeye başladık.
Üretemeyen ülkelerin ayakta kalma şansı yoktur.
Yatırımcı çağırmakla iş bitmiyor. “Güvenilir ülke” konumunda olmamız gerekiyor. Bunun kuralları bellidir ve bu konuda da ülkemizi bu sınıfa sokmak durumundayız.
Türkiye coğrafi koşullar nedeni ile üretmeye, içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan çıkabilecek bir konumdadır. Hastalıklar bellidir ve neşter atmakla iyileşme sağlanabilir. Bu konuda millet olarak, kurumlarımızın da desteği ve görüşleri doğrultusunda alınacak önlemlerle bulunduğumuz sıkıntıları kısa sürede atlatabiliriz.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir