ORTADOĞU’YA YENİ SAHNE

Amerika'nın gelecek başkanlık seçimine iki yıldan fazla zaman var.
Ancak Başkan D.Trump  2020 seçim yarışı için şimdiden kolları sıvamış,
Hatta seçim sloganını "Amerika'yı Harika Tutun"  olarak  belirlemiş bulunuyor...
 
*
Trump, göreve geldiği günden beri Küresel Liberal Sistemi;
Tekellerin ve mali sermayenin egemenliğinin kurulması için sermaye ihracının bolca yapıldığı,
Dünyanın uluslararası tröstler arasında paylaşıldığı,
Toprakların en büyük kapitalist güçler arasında bölüşümünün tamamlandığı bir durumdan çıkarmayı vazife edinmiştir.
 
*
Bunun yerine her türlü güvenliği sağlanmış,             
Amerikalıların çıkarlarına hizmet etmeyen ama çıkarlarını azami düzeyde tutmak için ABD'nin imkanlarını araçsallaştıran,
Gelişmiş ve istikrarlı ülkeler ile emperyal küreselleşmeyle henüz bütünleşmemiş istikrarsız devletlerin, 
ABD ekonomisine yeniden yatırım yapmasını sağlamak,
Böylece yeni bir emperyalist çağa geçmenin kararlılığını gösteriyor.
 
*
Bu hedefi peşinde Trump, 2018'in büyük bir bölümünü Rusya, Çin, Kuzey Kore ve İran'a karşı sert bir şekilde konuşarak geçirmesine,
İsrail- Filistin arasında "Yüzyılın Barışı " olarak adlandırdığı anlaşmayı yere göğe sığdıramamasına rağmen;
Şu an itibariyle Rusya ile en iyi ilişkiye sahip olma,
Amerika'nın Çin ile olan büyük ticaret açığını silme, 
Kuzey Kore'nin nükleer ve uzun menzilli balistik füzelerinden kurtulma,
İran'ın genişlemeci ve tehlikeli tasarımlarının mutlaka engellenmesi sözlerinin oldukça uzağındadır. 
İsrail- Filistin arasında "Yüzyılın Barışı" anlaşması ise  şartların olgunlaşmasını bekliyor... 
 
*
Trump, ABD'nin   Rusya'nın Devlet Başkanı V.Putin ve Rus elitini  kabul etmesi konusunda çok istekliydi.
Temmuz'da Putin ile Helsinki Zirvesi'ndeydi.
Amerikanın düşmanı olarak kabul edilen bir ülkenin liderine ciddi bir hayranlık gösterdi ve "olağanüstü bir ilişki" sergiledi.
 
*
Ama Trump geçen hafta sonu düzenlenen G20 Zirvesi'nde,
Rusya'nın Ukrayna gemilerini ve mürettebatını ele geçirmesinin ardından  Putin ile planlı ikili görüşmeyi iptal etti.
Rusya'nın bu eylemini "Ukrayna gemilerinin ortak sularda bulunma hakkına sahip olduğu için bir saldırganlık eylemi" olarak gördüğünü açıkladı.
 
*
Halbuki Ukrayna donanması, 25 Kasım 2018'de Kırım'da Rus kıta sahanlığını kasten ihlal etmişti.
Hem de Kerç olayından bir kaç gün önce Doğu Akdeniz'de bekleyen USS Harry Truman uçak gemisinden kalkan,
ABD ve İsrail keşif uçaklarının bölge üzerinde uçtukları tesbit edilmişti.
Her şeyi Washington ve Tel Aviv'in ortak olarak hazırladığı ama tedbir alınması gerekli bir provokasyon olduğu açıktı.
Rusya olaya karışan üç küçük Ukrayna gemisini alıkoydu...
 
*
Trump, Şubat' ta ilan ettiği nükleer caydırıcılık ve savunmaya yönelik ABD'nin ana politikası olan "Nükleer Duruş İncelemesi"nde, 
2010' dan itibaren dünyada artan nükleer silah tehditlerine karşı nükleer silahların yayılmasını önleme ve nükleer silah sayısını azaltma taahhüdünde bulundu.
Ekim'de Rusya'nın anlaşma şartlarını yerine getirmemesini esas aldı.
Washington'u 1987'de Sovyetler Birliği ile imzaladığı Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'ndan (INF) çekeceği ültimatomunu verdi.
 
*
Aslında ABD düşük verimli, daha kullanışlı nükleer başlıkların konuşlandırılması konusunda gelişiyordu.
Uzay Kuvvet Komutanlığını da kurmuştu.        
Rusya ile bir çatışma halinde, ABD hem caydırıcı gücünü daha düşük verimli silahlar kullanarak yükseltebilecek,
Hem uluslararası arenada işlediği her türlü eylemin sorumluluğunu reddetme fırsatı bulacak, 
Hem de küçük ekonomisiyle Rusya, ABD ile yüksek teknolojili bir silahlanma yarışında rekabet  etmenin çırpınmasında olacaktı.
 
*
Nitekim 4 Aralık'ta Dışişleri Bakanı M.Pompeo, ABD'nin Rusya'nın ihlallere devam etmesi halinde anlaşmadan 60 gün içerisinde çekileceğini açıkladı.
Putin, ABD'nin bu adımı atması halinde dünyanın daha tehlikeli bir yer olacağını,
Askeri güç dengesini sağlamak için harekete geçmek zorunda kalacağını bildirdi! 
Böylece Trump, Rusya ekonomisine darbe vurdu, Rusya'nın savunma harcamalarını yöneltmeye ve ilerlemesini engellemeye başladı...
 
*
Öte yanda Başkan Trump'ın Çin ile olan ticaret savaşının temeli sağlam olsa da,
Yöntemleri büyük ölçüde eleştiriliyor, bu nedenle kimi ABD işletmesi de  zarar görüyordu.
G20 Zirvesi'nde Trump'ın Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile yaptığı görüşmede,
ABD ve Çin mali piyasaları sarsan, dünya ekonomik büyümesini tehdit eden  ticaret anlaşmazlıklarında 90 günlük bir ateşkese ulaşıldı.
 
*
İki taraf,  mevcut tarifeleri daha da yükseltmeden ve diğer ürünlere yeni tarifeler getirmeden  ticaret kısıtlayıcı önlemlerin artmasını engellemeye karar verdi.
Karşılıklı saygı, eşitlik ve yarar temelinde  meseleleri ele almak için derhal çaba göstermeyi kabul ettiler...
Şimdi  iki ülkenin Pekin'in politikaları üzerindeki farklılıklarını çözmek için 90 günü bulunuyor.
Böylece Jinping'in "Kapsayıcı küresel gelişmenin teşvik edilmesi için kazan-kazan işbirliği yapılması ilkelerine bağlılık" talebi kabul gördü.
Beyaz Saray, Xi'nin nükleer silahsız bir Kuzey Kore için bastırmaya devam edeceğini de açıkladı...
Böylesi büyük ve zor meseleler nadiren sert bir manevraya yol açar,
Ancak politikacıların  gerçek bir güzellik yapmalarına da neden olurdu, umudlar yükseldi...
   
*
4 Aralık'ta, ABD  Ulusal Güvenlik Danışmanı J.Bolton, Kuzey Kore'nin üstlendiği vecibeleri yerine getirmediğini itiraf etti.
Başkan Trump'ın  K.Kore lideri Kim ile Ocak ya da Şubat'ta başka bir zirve yapacağını açıkladı.
 
*
D.Trump, ABD başkanlık seçimleri yaklaştıkça daha çok baskı altında kalacaktır.
Bu noktada ABD Kongresi muhtemelen 11 Eylül saldırılarının ardından başkana verdiği askeri güçleri kullanma yetkisini yeniden canlandırmak için harekete geçmeyeceği öngörüldü.
Bu durumda İran'ın genişlemeci ve tehlikeli tasarımlarının mutlaka engellenmesinin,
Giderek İsrail-Filistin Barış Anlaşmasının hayata geçirilmesinin;
Gerekliliği ve bunun Başkan Trump için bir zafer olacağı çok açıktı. 
 
*
Nitekim Trump, İran alanında rakiplerinin manevra gücünü kırarken,
Yemen'de savaşan taraflar İsveç'te felaketle dolu 3 yıllık savaşlarını durdurma amaçlı bir görüşmededir.
İsrail, Lübnan'ın güneyinden topraklarına sızan Hizbullah'ın tünellerini yok etmek için operasyon başlatmıştır.
Türkiye, Kuzey Suriye Menbiç'te ABD tuzağında çırpınıyor.
Türkiye'ye karşı oyalama taktikleri uygulayan ABD her geçen gün Kuzey Suriye'deki mevzilerini güçlendiriyor.
ABD Suriye'deki barış koşullarını kolaylaştırmak için  Kuzey Suriye'de  uçuşa yasak bölgeyi oluşturmaya çalışıyor. 
Suriye  Özel Temsilcisi " ABD  Türkiye, Rusya ve İran' ın oluşturduğu Astana görüşmeleri ilerlemesinden memnun değil" diyor.
 
*
ABD başkanlık seçimlerine iki yıl kalmışken, ABD Ortadoğu'da  İran alanını temizliyor.
İran'ı yaptırımlarda yalnız bırakıyor.
Yeni bir sahne kuruluyor...
 
7. 12. 2018 - ahmet kilicaslan aytar
Amerika’nın gelecek başkanlık seçimine iki yıldan fazla zaman var.
Ancak Başkan D.Trump  2020 seçim yarışı için şimdiden kolları sıvamış,
Hatta seçim sloganını “Amerika’yı Harika Tutun”  olarak  belirlemiş bulunuyor…
 
*
Trump, göreve geldiği günden beri Küresel Liberal Sistemi;
Tekellerin ve mali sermayenin egemenliğinin kurulması için sermaye ihracının bolca yapıldığı,
Dünyanın uluslararası tröstler arasında paylaşıldığı,
Toprakların en büyük kapitalist güçler arasında bölüşümünün tamamlandığı bir durumdan çıkarmayı vazife edinmiştir.
 
*
Bunun yerine her türlü güvenliği sağlanmış,             
Amerikalıların çıkarlarına hizmet etmeyen ama çıkarlarını azami düzeyde tutmak için ABD’nin imkanlarını araçsallaştıran,
Gelişmiş ve istikrarlı ülkeler ile emperyal küreselleşmeyle henüz bütünleşmemiş istikrarsız devletlerin, 
ABD ekonomisine yeniden yatırım yapmasını sağlamak,
Böylece yeni bir emperyalist çağa geçmenin kararlılığını gösteriyor.
 
*
Bu hedefi peşinde Trump, 2018’in büyük bir bölümünü Rusya, Çin, Kuzey Kore ve İran’a karşı sert bir şekilde konuşarak geçirmesine,
İsrail- Filistin arasında “Yüzyılın Barışı ” olarak adlandırdığı anlaşmayı yere göğe sığdıramamasına rağmen;
Şu an itibariyle Rusya ile en iyi ilişkiye sahip olma,
Amerika’nın Çin ile olan büyük ticaret açığını silme, 
Kuzey Kore’nin nükleer ve uzun menzilli balistik füzelerinden kurtulma,
İran’ın genişlemeci ve tehlikeli tasarımlarının mutlaka engellenmesi sözlerinin oldukça uzağındadır. 
İsrail- Filistin arasında “Yüzyılın Barışı” anlaşması ise  şartların olgunlaşmasını bekliyor… 
 
*
Trump, ABD’nin   Rusya’nın Devlet Başkanı V.Putin ve Rus elitini  kabul etmesi konusunda çok istekliydi.
Temmuz’da Putin ile Helsinki Zirvesi’ndeydi.
Amerikanın düşmanı olarak kabul edilen bir ülkenin liderine ciddi bir hayranlık gösterdi ve “olağanüstü bir ilişki” sergiledi.
 
*
Ama Trump geçen hafta sonu düzenlenen G20 Zirvesi’nde,
Rusya’nın Ukrayna gemilerini ve mürettebatını ele geçirmesinin ardından  Putin ile planlı ikili görüşmeyi iptal etti.
Rusya’nın bu eylemini “Ukrayna gemilerinin ortak sularda bulunma hakkına sahip olduğu için bir saldırganlık eylemi” olarak gördüğünü açıkladı.
 
*
Halbuki Ukrayna donanması, 25 Kasım 2018’de Kırım’da Rus kıta sahanlığını kasten ihlal etmişti.
Hem de Kerç olayından bir kaç gün önce Doğu Akdeniz’de bekleyen USS Harry Truman uçak gemisinden kalkan,
ABD ve İsrail keşif uçaklarının bölge üzerinde uçtukları tesbit edilmişti.
Her şeyi Washington ve Tel Aviv’in ortak olarak hazırladığı ama tedbir alınması gerekli bir provokasyon olduğu açıktı.
Rusya olaya karışan üç küçük Ukrayna gemisini alıkoydu…
 
*
Trump, Şubat’ ta ilan ettiği nükleer caydırıcılık ve savunmaya yönelik ABD’nin ana politikası olan “Nükleer Duruş İncelemesi”nde, 
2010′ dan itibaren dünyada artan nükleer silah tehditlerine karşı nükleer silahların yayılmasını önleme ve nükleer silah sayısını azaltma taahhüdünde bulundu.
Ekim’de Rusya’nın anlaşma şartlarını yerine getirmemesini esas aldı.
Washington’u 1987’de Sovyetler Birliği ile imzaladığı Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması’ndan (INF) çekeceği ültimatomunu verdi.
 
*
Aslında ABD düşük verimli, daha kullanışlı nükleer başlıkların konuşlandırılması konusunda gelişiyordu.
Uzay Kuvvet Komutanlığını da kurmuştu.        
Rusya ile bir çatışma halinde, ABD hem caydırıcı gücünü daha düşük verimli silahlar kullanarak yükseltebilecek,
Hem uluslararası arenada işlediği her türlü eylemin sorumluluğunu reddetme fırsatı bulacak, 
Hem de küçük ekonomisiyle Rusya, ABD ile yüksek teknolojili bir silahlanma yarışında rekabet  etmenin çırpınmasında olacaktı.
 
*
Nitekim 4 Aralık’ta Dışişleri Bakanı M.Pompeo, ABD’nin Rusya’nın ihlallere devam etmesi halinde anlaşmadan 60 gün içerisinde çekileceğini açıkladı.
Putin, ABD’nin bu adımı atması halinde dünyanın daha tehlikeli bir yer olacağını,
Askeri güç dengesini sağlamak için harekete geçmek zorunda kalacağını bildirdi! 
Böylece Trump, Rusya ekonomisine darbe vurdu, Rusya’nın savunma harcamalarını yöneltmeye ve ilerlemesini engellemeye başladı…
 
*
Öte yanda Başkan Trump’ın Çin ile olan ticaret savaşının temeli sağlam olsa da,
Yöntemleri büyük ölçüde eleştiriliyor, bu nedenle kimi ABD işletmesi de  zarar görüyordu.
G20 Zirvesi’nde Trump’ın Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile yaptığı görüşmede,
ABD ve Çin mali piyasaları sarsan, dünya ekonomik büyümesini tehdit eden  ticaret anlaşmazlıklarında 90 günlük bir ateşkese ulaşıldı.
 
*
İki taraf,  mevcut tarifeleri daha da yükseltmeden ve diğer ürünlere yeni tarifeler getirmeden  ticaret kısıtlayıcı önlemlerin artmasını engellemeye karar verdi.
Karşılıklı saygı, eşitlik ve yarar temelinde  meseleleri ele almak için derhal çaba göstermeyi kabul ettiler…
Şimdi  iki ülkenin Pekin’in politikaları üzerindeki farklılıklarını çözmek için 90 günü bulunuyor.
Böylece Jinping’in “Kapsayıcı küresel gelişmenin teşvik edilmesi için kazan-kazan işbirliği yapılması ilkelerine bağlılık” talebi kabul gördü.
Beyaz Saray, Xi’nin nükleer silahsız bir Kuzey Kore için bastırmaya devam edeceğini de açıkladı…
Böylesi büyük ve zor meseleler nadiren sert bir manevraya yol açar,
Ancak politikacıların  gerçek bir güzellik yapmalarına da neden olurdu, umudlar yükseldi…
   
*
4 Aralık’ta, ABD  Ulusal Güvenlik Danışmanı J.Bolton, Kuzey Kore’nin üstlendiği vecibeleri yerine getirmediğini itiraf etti.
Başkan Trump’ın  K.Kore lideri Kim ile Ocak ya da Şubat’ta başka bir zirve yapacağını açıkladı.
 
*
D.Trump, ABD başkanlık seçimleri yaklaştıkça daha çok baskı altında kalacaktır.
Bu noktada ABD Kongresi muhtemelen 11 Eylül saldırılarının ardından başkana verdiği askeri güçleri kullanma yetkisini yeniden canlandırmak için harekete geçmeyeceği öngörüldü.
Bu durumda İran’ın genişlemeci ve tehlikeli tasarımlarının mutlaka engellenmesinin,
Giderek İsrail-Filistin Barış Anlaşmasının hayata geçirilmesinin;
Gerekliliği ve bunun Başkan Trump için bir zafer olacağı çok açıktı. 
 
*
Nitekim Trump, İran alanında rakiplerinin manevra gücünü kırarken,
Yemen’de savaşan taraflar İsveç’te felaketle dolu 3 yıllık savaşlarını durdurma amaçlı bir görüşmededir.
İsrail, Lübnan’ın güneyinden topraklarına sızan Hizbullah’ın tünellerini yok etmek için operasyon başlatmıştır.
Türkiye, Kuzey Suriye Menbiç’te ABD tuzağında çırpınıyor.
Türkiye’ye karşı oyalama taktikleri uygulayan ABD her geçen gün Kuzey Suriye’deki mevzilerini güçlendiriyor.
ABD Suriye’deki barış koşullarını kolaylaştırmak için  Kuzey Suriye’de  uçuşa yasak bölgeyi oluşturmaya çalışıyor. 
Suriye  Özel Temsilcisi ” ABD  Türkiye, Rusya ve İran’ ın oluşturduğu Astana görüşmeleri ilerlemesinden memnun değil” diyor.
 
*
ABD başkanlık seçimlerine iki yıl kalmışken, ABD Ortadoğu’da  İran alanını temizliyor.
İran’ı yaptırımlarda yalnız bırakıyor.
Yeni bir sahne kuruluyor…
 
7. 12. 2018

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir