İŞİD YENİDEN

ABD küresel liderdir ama G.W.Bush ve B.Obama’nın dünya sorunlarına eğreti yaklaşımlarından sonra, 
Bugün bu rolünü sürdürebilmesi için idealleri ve çıkarlarını somut duruma göre ilişiklemesi, 
Stratejilerini ” politik ahlâkın”, niyetlerin ahlâkı değil sonuçların ahlâkı olduğu gerçeğiyle oluşturması gerekiyor…
ABD, bu prensiple tüm ittifaklarını yeniden kalibre etmelidir… 
Nitekim şimdilerde Dünya, Başkan D.Trump daha iyisini yapabilir mi sorusuyla dönüyor…
 
*
Türkiye, kağıt üzerinde NATO’da  büyük bir müttefiktir ancak pratikte bir rakip görüntüsü veriyor.
Erdoğan yönetiminde Türkiye, Şii İslamcı İran’ın  Sünni İslamcı kalıbında totaliter bir demokrasidir.
Erdoğan “İslami Cihad” ideolojisinin sahibi Müslüman Kardeşler örgütünün hamisidir.
Türkiye’de iç politika anlatımında ABD temel düşmandır.
Türkiye ekonomisi, Erdoğan’ın kötü yönetiminden oldukça savunmasız durumdadır..
Türkiye, ABD ve Batı ile ilişkilerini kendi seçimleriyle yok etmektedir.
Erdoğan inisiyatifinde Türkiye her geçen gün ABD  müttefikliğinden uzaklaşıyor.  
Erdoğan kaldığı sürece, ABD’nin eğilimi tersine çevirecek bir politikasının olmayacağı öngörülüyor…
  
 *
Türkiye Suriye’de; Rusya, İran  ile ABD, Birleşik Krallık, Fransa ile birlikte nüfuz alanları oluşturdu…
Bugün her biri barış  sürecini Suriye’de egemen oldukları topraklarda yönetiyor…
 
*
Bu noktada Erdoğan, durmaksızın “Hedefimiz, Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki bölgeleri, Kandil ve Sincar’ı bölücü terörden temizlemektir” diye konuşuyor.  
Bu bir bahanedir, aslında Erdoğan, Suriye’de ikinci bir Kuzey Kıbrıs kurma niyetindedir.
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarından sonra Fırat’ın doğusuna akmayı ve Suriye’nin kuzeyini ilhak etmeyi,
O sırada Kuzey Irak Kürtleriyle kurduğu ekonomik kontakları kullanarak, hidrokarbon kaynakları üzerinde söz sahibi olmayı, 
Böylece Osmanlı Devleti son meclisinin “Misak-ı Milli’sini” gerçekleştirmeyi istiyor.
Türkiye’nin de ” politik ahlâkı” sorgulanıyor…  
 
*
Nitekim, 27 Ekim’de İstanbul Zirvesi’nde, Erdoğan’ın “Çok yakında komandolarımızla Fırat’ın doğusundaki terör yuvalarını darmadağın edeceğiz” demesinin ardından,
28 Ekim’de TSK, Fırat’ın doğu kıyısında Türkiye sınırına hakim yükseltilere sahip Zor Mağar bölgesindeki YPG mevzilerini bombaladı.
Halbuki 10  Ekim’de başlayan ve bugüne ulaşan süreçte İslam Devleti (İŞİD), Suriye Hawa’da, Fırat bölgesi yakınında Hajin’de,
Suriye Demokratik Güçlerine (SDF) karşı bir saldırı yürütmekteydi.
SDF’nin daha önce temizlediği bir çok köy İŞİD  tarafından talan edilmiş, o saatte İŞİD Irak  sınırına yakın Susah ve Baghuz kasabası yolu üzerinden Irak sınırına ilerliyordu.
IŞİD’in hâlâ zorlu bir güç olduğu görülüyordu…
 
*
Ama SDF’ nin 2016’da İŞİD’ten kurtardığı Kuzey Suriye’deki Menbiç’de, Türkiye ABD ile birlikte devriye geziyordu…  
SDF Hajin’de İŞİD ile savaşırken, diğer tarafta Türkiye ile doğacak bir gerilimden endişeliydi ve ortağı ABD’den medet umuyordu.
ABD ise ortağı SDF’nin hem İŞİD hem de NATO üyesi Türkiye’nin YPG’ nin terörist olduğu iddiasıyla garip bir karmaşadaydı…
 
*
Belli ki, Erdoğan YPG’yi Gire Spi’den çıkarmayı ve o bölgeyi milis vekilleriyle tutmayı hedefliyordu.
Böylece Cezire ve Kobani arasındaki  kara bağlantısını  kesecek ve tüm bölge Türkiye’ye karşı savunmasız hale gelecekti. 
Çünkü Erdoğan, Suriyeliler için yeni güvenli bölgeler kurma bahanesiyle, kuzey Suriye’nin üçte ikisini kontrol etmeye çalışıyor, 
Suriye Demokratik Konseyi ise ABD önderliğinde İŞİD’le mücadele koalisyonunun bir partneri olarak,
Türkiye’nin Kobani’deki iki köye saldırmasını kınamak ve Şam yönetiminin sorumluluğu üstlenmesini istemekten öteye gidemiyordu…
 
*
Suriye Demokratik Konseyi; Türkiye’nin Kuzey Suriye’deki Kürt güçlerini defalarca bombalamasının ardından,
İŞİD’e yönelik saldırılarını geçici olarak durdurduğunu açıkladı.
Kuzeydeki TSK ile güneydeki IŞİD saldırıları arasında bir koordinasyon olduğunu, 
Türkiye’nin İŞİD’ e “doğrudan destek” verdiği iddia etti. 
 
*
O sırada Erdoğan, ısrarla “Bir gece ansızın” Fırat’ın doğusunda daha kapsamlı operasyon yapılacağını açıklıyordu.
Çünkü yeni bir operasyonun Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası konumlandırılması açısından  çok önemli olduğuna inanıyor,
Bu yüzden Suriye’deki Kürt gruplarını destekleyen ABD’ye bir kez daha meydan okuyordu.
 
*
Ama Kuzey Irak’ta  İŞİD saldırılarında ciddi bir artış görülüyordu.
Kerkük’ te, Musul, Hawija ve Mahmour gibi  Kürt topraklarının kenar bölgelerinde,
Ağustos’ta 70’den, Eylül’de 80’den fazla ve Ekim’de 90’a kadar  İŞİD saldırısı olayı gözlendi.
Kürdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi (KRSC) İŞİD kalıntılarının yeniden ortaya çıktığını açıkladı.
 
*
2014’te Musul ve diğer Irak şehirlerinin dramatik bir şekilde ele geçirmesinden önce yerel direnişi ve hükümet kontrolünü aşan aynı direniş taktiklerine geri döndüğü, 
İŞİD’in Irak’ta  böylesi aktif kalmasına bir kaç faktörün yol açtığı düşünülüyor.
 
*
Aralık’ta  Başbakan H.el Abadi, İŞİD’e karşı nihai zafer ilan ettiğinde, Irak’ta mezhepsel ve politik gerginlikler hüküm sürüyordu. 
Güvenlik güçlerinin eksikleri ve savaşta yıkılmış  yerleşimlerin yeniden inşasında başarısızlık hakimdi. 
Irak güçlerinin stratejisi hiçbir zaman İŞİD’in yeniden dirilmesine yol açan koşulları düzeltmek için tasarlanmamıştı.
Ayrıca uzlaşmaya yönelik bir planı da kapsamıyordu.
 
*
Bugün Irak’ta birçok yerde IŞİD gece operasyonları yürütme özgürlüğündedir.
Bu Irak güçlerinin eski IŞİD kalelerini tam olarak kontrol edemediklerini kanıtlıyor…  
Kürdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi, Irak’ta İŞİD güçlerinin yeniden inşa olmak üzere öleceği ve hızla ilerleyeceği kanaatindedir.
“Çünkü ABD, Suriye ve Irak’ta  olup bitenlere dikkat etmiyor “deniliyor.  
 
*
İŞİD; Suriye ve Irak’ta önemli bir tehdit olarak kalıyor.
Savaşı sürekli düşük seviyeli bir isyana dönüştürerek kendini yeniden inşa etmeyi hedefliyor. 
Bunun bir parçası olarak bu topraklarda ayağa kalkmış olanları terörize etmek için kaçırma ve hedefli suikastler gibi taktiklere yöneliyor.
İŞİD yüzünü Fırat’ın doğusundaki bölgede Hawija, Mahmour , Sincar ve Kandil’ deki Kürtlere çevirmiştir.   
 
*
ABD’nin İŞİD ya da El Kaide ile mücadelesinde gerçek bir hikayeye ihtiyacı vardır.
Çünkü insanların El Kaide ve İŞİD gibi gruplara katılmalarının nedenleri geniş ölçüde farlılıklar arz ediyor.
Singapur’daki güvenlik yetkilileri, bu ülkedeki aşırılıkçı web sitelerinin, kullanıcısı olan Müslümanları “korunmak” için silahlanma fikrine çektiğini tespit etti.
Bazı Afrika ülkelerinde, ekonomik nedenlerin ya da  etnik ve ailesel motiflerin etken olduğuna dair kanıtlar vardır.
Diğer yerlerde, sekterlik, etnik şovenizm veya aşiret rekabetleri olabilir.
Teröristler bunu yıllardır anladılar ve mesajlarını buna göre ayarladılar.

*
Halbuki bir ideolojiyle mücadele uzun bir süreçtir.
Doğru politikaları yerine koymak cesaret, sabır ve liderlik  gerektirir.
İŞİD tehditi hiçbir zaman yok olmadı.
Böylesi bir ihmal sürerse er ya da geç İŞİD ve El Kaide yeniden canlanacak ve küresel terörizme geri dönecektir.
Bu yüzden herkesin kendini radikal terörizmin herbir dalının temelini oluşturan kaynakları kurutmaya adamasına ihtiyaç vardır.

 
 
3. 11. 2018
Haberi paylaşın
ABD küresel liderdir ama G.W.Bush ve B.Obama'nın dünya sorunlarına eğreti yaklaşımlarından sonra, 
Bugün bu rolünü sürdürebilmesi için idealleri ve çıkarlarını somut duruma göre ilişiklemesi, 
Stratejilerini " politik ahlâkın", niyetlerin ahlâkı değil sonuçların ahlâkı olduğu gerçeğiyle oluşturması gerekiyor...
ABD, bu prensiple tüm ittifaklarını yeniden kalibre etmelidir... 
Nitekim şimdilerde Dünya, Başkan D.Trump daha iyisini yapabilir mi sorusuyla dönüyor...
 
*
Türkiye, kağıt üzerinde NATO'da  büyük bir müttefiktir ancak pratikte bir rakip görüntüsü veriyor.
Erdoğan yönetiminde Türkiye, Şii İslamcı İran'ın  Sünni İslamcı kalıbında totaliter bir demokrasidir.
Erdoğan "İslami Cihad" ideolojisinin sahibi Müslüman Kardeşler örgütünün hamisidir.
Türkiye'de iç politika anlatımında ABD temel düşmandır.
Türkiye ekonomisi, Erdoğan'ın kötü yönetiminden oldukça savunmasız durumdadır..
Türkiye, ABD ve Batı ile ilişkilerini kendi seçimleriyle yok etmektedir.
Erdoğan inisiyatifinde Türkiye her geçen gün ABD  müttefikliğinden uzaklaşıyor.  
Erdoğan kaldığı sürece, ABD'nin eğilimi tersine çevirecek bir politikasının olmayacağı öngörülüyor...
  
 *
Türkiye Suriye'de; Rusya, İran  ile ABD, Birleşik Krallık, Fransa ile birlikte nüfuz alanları oluşturdu...
Bugün her biri barış  sürecini Suriye'de egemen oldukları topraklarda yönetiyor...
 
*
Bu noktada Erdoğan, durmaksızın "Hedefimiz, Münbiç ve Fırat'ın doğusundaki bölgeleri, Kandil ve Sincar'ı bölücü terörden temizlemektir" diye konuşuyor.  
Bu bir bahanedir, aslında Erdoğan, Suriye'de ikinci bir Kuzey Kıbrıs kurma niyetindedir.
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarından sonra Fırat'ın doğusuna akmayı ve Suriye'nin kuzeyini ilhak etmeyi,
O sırada Kuzey Irak Kürtleriyle kurduğu ekonomik kontakları kullanarak, hidrokarbon kaynakları üzerinde söz sahibi olmayı, 
Böylece Osmanlı Devleti son meclisinin "Misak-ı Milli'sini" gerçekleştirmeyi istiyor.
Türkiye'nin de " politik ahlâkı" sorgulanıyor...  
 
*
Nitekim, 27 Ekim'de İstanbul Zirvesi'nde, Erdoğan'ın "Çok yakında komandolarımızla Fırat'ın doğusundaki terör yuvalarını darmadağın edeceğiz" demesinin ardından,
28 Ekim'de TSK, Fırat'ın doğu kıyısında Türkiye sınırına hakim yükseltilere sahip Zor Mağar bölgesindeki YPG mevzilerini bombaladı.
Halbuki 10  Ekim'de başlayan ve bugüne ulaşan süreçte İslam Devleti (İŞİD), Suriye Hawa'da, Fırat bölgesi yakınında Hajin'de,
Suriye Demokratik Güçlerine (SDF) karşı bir saldırı yürütmekteydi.
SDF'nin daha önce temizlediği bir çok köy İŞİD  tarafından talan edilmiş, o saatte İŞİD Irak  sınırına yakın Susah ve Baghuz kasabası yolu üzerinden Irak sınırına ilerliyordu.
IŞİD'in hâlâ zorlu bir güç olduğu görülüyordu...
 
*
Ama SDF' nin 2016'da İŞİD'ten kurtardığı Kuzey Suriye'deki Menbiç'de, Türkiye ABD ile birlikte devriye geziyordu...  
SDF Hajin'de İŞİD ile savaşırken, diğer tarafta Türkiye ile doğacak bir gerilimden endişeliydi ve ortağı ABD'den medet umuyordu.
ABD ise ortağı SDF'nin hem İŞİD hem de NATO üyesi Türkiye'nin YPG' nin terörist olduğu iddiasıyla garip bir karmaşadaydı...
 
*
Belli ki, Erdoğan YPG'yi Gire Spi'den çıkarmayı ve o bölgeyi milis vekilleriyle tutmayı hedefliyordu.
Böylece Cezire ve Kobani arasındaki  kara bağlantısını  kesecek ve tüm bölge Türkiye'ye karşı savunmasız hale gelecekti. 
Çünkü Erdoğan, Suriyeliler için yeni güvenli bölgeler kurma bahanesiyle, kuzey Suriye'nin üçte ikisini kontrol etmeye çalışıyor, 
Suriye Demokratik Konseyi ise ABD önderliğinde İŞİD'le mücadele koalisyonunun bir partneri olarak,
Türkiye'nin Kobani'deki iki köye saldırmasını kınamak ve Şam yönetiminin sorumluluğu üstlenmesini istemekten öteye gidemiyordu...
 
*
Suriye Demokratik Konseyi; Türkiye'nin Kuzey Suriye'deki Kürt güçlerini defalarca bombalamasının ardından,
İŞİD'e yönelik saldırılarını geçici olarak durdurduğunu açıkladı.
Kuzeydeki TSK ile güneydeki IŞİD saldırıları arasında bir koordinasyon olduğunu, 
Türkiye'nin İŞİD' e "doğrudan destek" verdiği iddia etti. 
 
*
O sırada Erdoğan, ısrarla "Bir gece ansızın" Fırat'ın doğusunda daha kapsamlı operasyon yapılacağını açıklıyordu.
Çünkü yeni bir operasyonun Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası konumlandırılması açısından  çok önemli olduğuna inanıyor,
Bu yüzden Suriye'deki Kürt gruplarını destekleyen ABD'ye bir kez daha meydan okuyordu.
 
*
Ama Kuzey Irak'ta  İŞİD saldırılarında ciddi bir artış görülüyordu.
Kerkük' te, Musul, Hawija ve Mahmour gibi  Kürt topraklarının kenar bölgelerinde,
Ağustos'ta 70'den, Eylül'de 80'den fazla ve Ekim'de 90'a kadar  İŞİD saldırısı olayı gözlendi.
Kürdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi (KRSC) İŞİD kalıntılarının yeniden ortaya çıktığını açıkladı.
 
*
2014'te Musul ve diğer Irak şehirlerinin dramatik bir şekilde ele geçirmesinden önce yerel direnişi ve hükümet kontrolünü aşan aynı direniş taktiklerine geri döndüğü, 
İŞİD'in Irak'ta  böylesi aktif kalmasına bir kaç faktörün yol açtığı düşünülüyor.
 
*
Aralık'ta  Başbakan H.el Abadi, İŞİD'e karşı nihai zafer ilan ettiğinde, Irak'ta mezhepsel ve politik gerginlikler hüküm sürüyordu. 
Güvenlik güçlerinin eksikleri ve savaşta yıkılmış  yerleşimlerin yeniden inşasında başarısızlık hakimdi. 
Irak güçlerinin stratejisi hiçbir zaman İŞİD'in yeniden dirilmesine yol açan koşulları düzeltmek için tasarlanmamıştı.
Ayrıca uzlaşmaya yönelik bir planı da kapsamıyordu.
 
*
Bugün Irak'ta birçok yerde IŞİD gece operasyonları yürütme özgürlüğündedir.
Bu Irak güçlerinin eski IŞİD kalelerini tam olarak kontrol edemediklerini kanıtlıyor...  
Kürdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi, Irak'ta İŞİD güçlerinin yeniden inşa olmak üzere öleceği ve hızla ilerleyeceği kanaatindedir.
"Çünkü ABD, Suriye ve Irak'ta  olup bitenlere dikkat etmiyor "deniliyor.  
 
*
İŞİD; Suriye ve Irak'ta önemli bir tehdit olarak kalıyor.
Savaşı sürekli düşük seviyeli bir isyana dönüştürerek kendini yeniden inşa etmeyi hedefliyor. 
Bunun bir parçası olarak bu topraklarda ayağa kalkmış olanları terörize etmek için kaçırma ve hedefli suikastler gibi taktiklere yöneliyor.
İŞİD yüzünü Fırat'ın doğusundaki bölgede Hawija, Mahmour , Sincar ve Kandil' deki Kürtlere çevirmiştir.   
 
*
ABD'nin İŞİD ya da El Kaide ile mücadelesinde gerçek bir hikayeye ihtiyacı vardır.
Çünkü insanların El Kaide ve İŞİD gibi gruplara katılmalarının nedenleri geniş ölçüde farlılıklar arz ediyor.
Singapur'daki güvenlik yetkilileri, bu ülkedeki aşırılıkçı web sitelerinin, kullanıcısı olan Müslümanları "korunmak" için silahlanma fikrine çektiğini tespit etti.
Bazı Afrika ülkelerinde, ekonomik nedenlerin ya da  etnik ve ailesel motiflerin etken olduğuna dair kanıtlar vardır.
Diğer yerlerde, sekterlik, etnik şovenizm veya aşiret rekabetleri olabilir.
Teröristler bunu yıllardır anladılar ve mesajlarını buna göre ayarladılar.</p>
<p>*
Halbuki bir ideolojiyle mücadele uzun bir süreçtir.
Doğru politikaları yerine koymak cesaret, sabır ve liderlik  gerektirir.
İŞİD tehditi hiçbir zaman yok olmadı.
Böylesi bir ihmal sürerse er ya da geç İŞİD ve El Kaide yeniden canlanacak ve küresel terörizme geri dönecektir.
Bu yüzden herkesin kendini radikal terörizmin herbir dalının temelini oluşturan kaynakları kurutmaya adamasına ihtiyaç vardır.
 
 
3. 11. 2018 - ahmet kilicaslan aytar

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem

  1. Biyyolojik terör saldrısı altındayız/ . İtalyada ortaya çıkan xylella fastadiosa hastalığı bütün şehirleri ka-plamıştır. Bu virüs kalp krizi ve kanser…

  2. Seçimi bile beceremez, hile hurdadan kurtaramaz, seçmen ile seçileni bile ayırt edemez hale geldi ülkemiz! Gerçekten AKP hükümetine yazıklar olsun.…

  3. Özür dileyerek söylüyorum. Anlamını çarpıtma yok. Siz Kuran’ı okumasını bilmiyorsunuz. Bir de şuan içinde bulunduğunuz, yönetime göre şartlı kabullerinizin esiri…

  4. Bir dönem millete en büyük zararı vermiş şahsiyetlet şimdi tövbe etmiş. Allahın laneti üzerinize olsun

  • “Türkiye’ye ilgi artıyor…”

    “Türkiye’ye ilgi artıyor…”

    Turizmde 60 milyon turist hedefini tutturabilmek için yoğun bir çaba ve tanıtım atağı yapılıyor. Sektör temsilcileri yaptıkları açıklamada “Türkiye’ye ilgi her geçen gün daha da […]


  • SOL NAPMALI?

    SOL NAPMALI?

    Tamam ilk tur seçimlerde hayal ettiğimiz gibi olmadı. Hayal kırıklığı, hüsran, isyan karışık depresyona girdik. İlk ve en önemlisi ilk turda alınan sonuçlar kesinlikle yenilgi […]


  • Doğal gaz

    Doğal gaz

    Sayin ve Sevgili Dostlar Ben ihtisasım dahilinde olmayan konularda konuşmaktan hoşlanmam. Benim ihtisasım derin deniz petrol ve gaz projelerinin idaresidir ve son 40 senedir bu […]


  • IRKÇI SİYASET YAPMAYI BIRAKALIM

    IRKÇI SİYASET YAPMAYI BIRAKALIM

    BİRİLERİ MÜLTECİLER ÜZERİNDEN IRKÇI SİYASET YAPMAYI BIRAKALIM DEMİŞ. Mültecilere yalnızca bedenlerini getirmiyorlar. Onlar yanlarında değer yargılarını, örf ve adetlerini, dinlerini, kültürlerini de getiriyorlar. Ve onlarla […]


  • GENÇLERE! 27 MAYIS: UNUTTURULAN YAKIN TARİHİMİZE BİR PENCERE…

    GENÇLERE! 27 MAYIS: UNUTTURULAN YAKIN TARİHİMİZE BİR PENCERE…

    27 Mayıs… 68 kuşağının “Anayasa ve Özgürlük Bayramı”… Sosyal bilimlerde bir altın kural var: Her olguyu kendi “zaman”, “zemin”, “mekan” boyutları içinde el almak…Aksi takdirde, […]


  • Türk Yerine Türkiyelim Denirse Ne Olur?

    Türk Yerine Türkiyelim Denirse Ne Olur?

    Pazar günü yapılacak seçimler öncesinde bazı kesimler tarafından kullanılan “TÜRKİYELİ” kavramının doğru olmadığı bir gerçektir. SBF yurdundan oda arkadaşım olan Prof. Dr. İlber  Ortaylı, “Türkiyeli […]


  • ANLAMI ÇARPITILAN NİSA:59

    ANLAMI ÇARPITILAN NİSA:59

    Çeşitli mealleri okurken, aklıma uygun olmayan, Kur’an’ın felsefesi ile uyuşmayan açıklamalar, beynimi yakmakta. Bunlardan birisi ve en önemlisi de: Nisa 59 ayetine verilen anlamdır. Nisa […]


  • “Turizme sevinmek için daha erken…”

    “Turizme sevinmek için daha erken…”

    Turizmde sıkıntı şu: Aşırı maliyet artışları sorunlar devam ediyor. Sektör temsilciler maliyet artışlarında orta vadede sonun olacağının altını çiziyor. Bu da turizmde sevinmek için zamana […]


  • Türk Üniversiteleri Uluslararası Değerlendirmelerde Neden  Alt  Sıralarda?

    Türk Üniversiteleri Uluslararası Değerlendirmelerde Neden  Alt  Sıralarda?

    Dünya Üniversite Sıralamaları Merkezi (CWUR: The Center for World University Rankings)  2022-2023 sıralamasını  14 Mayıs 2023 tarihinde  açıklamıştır.  Sıralama 2012 yılından bu yana dünya çapında  […]


  • Burada Türkçe mi konuşuyorum?

    Burada Türkçe mi konuşuyorum?

    “Anladıysam Arap olayım”, “Fransızca mı konuşuyorum”, “Çince gibi” benzeri deyimlerin Türkçemizde de günlük yaşamda kullanıldığı düşünüldüğünde, İtalya’da “Ben burada Türkçe mi konuşuyorum?” deyimini duyarsanız çok […]


  • KUR’AN’da ‘Şeriat’?!

    KUR’AN’da ‘Şeriat’?!

    Gerici, ‘dinci yobazların’ anlam erozyonuna uğrattığı, ‘inkârcı yobazların’ da tepe tepe yalan-yanlış fütursuzca kullandıkları pek çok KUR’AN kavramlarından biri de ‘şeriat’!(Dinci-inkârcı yobaz ayrımı bana ait […]


  • TÜRK’ÜM, DOĞRUYUM, ÇALIŞKANIM!-HÜSEYİN MÜMTAZ

    TÜRK’ÜM, DOĞRUYUM, ÇALIŞKANIM!-HÜSEYİN MÜMTAZ

    TÜRK’ÜM, DOĞRUYUM, ÇALIŞKANIM… HÜSEYİN MÜMTAZ Burası Girne.     Geçen gün elime şöyle bir duyuru geçti. “Mezuniyet Andı. Bizler 23 Nisan İlkokulu Öğrencileri olarak, Eğitim ve öğretimin […]


  • İŞTE TERÖRE ÇAĞRI VE İŞTE BİR POTANSİYEL TERÖRİST

    İŞTE TERÖRE ÇAĞRI VE İŞTE BİR POTANSİYEL TERÖRİST

    İŞTE TERÖRE ÇAĞRI VE İŞTE BİR POTANSİYEL TERÖRİST Tarih: 19 Mayıs 2023/CumaYer: İstanbul Sultangazi’deki Cebeci CamisiDevletin İmamı :Murat GündoğduCuma hutbesi konuşması: “Kardeşim, silahlarınızı hazırlayın. 28 […]


  • Kadın haklarına ve 6284 Sayılı Kanun’a sahip çıkalım!

    Kadın haklarına ve 6284 Sayılı Kanun’a sahip çıkalım!

    Cumhur İttifakı’na katılmak için, 6284 sayılı kanunun kaldırılmasını şart koşan Yeniden Refah Partisi artık Meclis’te. Kadına yönelik şiddetin önlenmesini amaçlayan 6284 sayılı kanunun siyasi pazarlık malzemesi […]


  • Demiryollarının devletleştirilmesi

    Demiryollarının devletleştirilmesi

    24 Mayıs 1924’te Demiryollarının devletleştirilmesinin yıldönümünde anımsatmalar ” Çıktık açık alınla on yılda her savaştan, /On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan; /Başta […]


  • TC ADI TEMELLİ KALKARSA NE OLUR ?…….

    TC ADI TEMELLİ KALKARSA NE OLUR ?…….

    TC ADI TEMELLİ KALKARSA NE OLUR ?……. YENİ BİR ANAYASA İLE, “T.C. ” KALKARSA NE OLUR ?.. NE OLACAĞINA BİR BAKALIM… ESKİ JUGOSLAVYA FESHEDİLDİ, BİZDEKİ […]


  • YSK’ya seçim iptali çağrısı.!

    YSK’ya seçim iptali çağrısı.!

    TÜRKİYE İTTİFAKI’NDAN YSK’YA SEÇİM İPTALİ VE SIĞINMACI ÇAĞRISI Türkiye İttifakı’nı oluşturan partiler ortak açıklama yaparak Yüksek Seçim Kurulu’na 14 Mayıs seçiminin iptali ve seçimde oy […]


  • BARIŞ VE HUZUR OLAMAZ

    BARIŞ VE HUZUR OLAMAZ

    BU KAFAYI NORMAL, DOĞAL SAYANLARIN YETERİ KADAR ÇOK OLDUĞU BİR ÜLKEDE BARIŞ VE HUZUR OLAMAZ Şevki Yılmaz: AK Parti kasanın ağzını açmalı, 700 ton altını […]


  • Sandık güvenliği tam ve eksiksiz sağlansın

    Sandık güvenliği tam ve eksiksiz sağlansın

    #OylarımızGüvendeOlsun 14 Mayıs seçimlerinin ardından sandık güvenliği konusu çokça tartışıldı, özellikle muhalefet partileri pek çok yerde sandık sonuçlarına itiraz etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem […]



Posted

in

by

Tags: