AN(N)AN’IN PLÂNI

<p>AN(N)AN’IN PLÂNI
Hüseyin MÜMTAZ</p>
<p>Eski BM Genel Sekreteri geçenlerde öldü, toprağı hayli bol olsun…
Ölümüyle, Kıbrıs konusunda sağlığından fazla iş yaptı. Gece zifiri karanlıkta “tarafların” gözüne far yaktı, tavşanlar o dakka öylece kalakaldı.
Saflar bu vesileyle, eğer unutuldularsa; iyice açığa çıktılar, hatırlandılar.
CTP, referandum zamanında karşı çıkan CHP, Akıncı, Talât, Anastasiadis, Putin birbiri ardına taziye mesajları yayınladılar.
Çok üzülmüşler!
“Afrikalı, Ganalı” Annan, Kıbrıs meselesini o kadar iyi biliyordu ki kısa sürede ana metni ve yaklaşık 200 sayfayı bulan ekleri ile birlikte dokuz bin sayfaya ulaşan bir plan hazırlayarak 11 Kasım 2002’de taraflara sundu.
İki yıllık bir sürede her iki taraf da müzakereler ışığında plana itirazlarını ve taleplerini iletti, plan bu talepler ışığında gözden geçirildi.
Ancak iki taraf yine de uzlaşamayınca, “2004 Şubat'ında alınan bir karar uyarınca plâna son şeklini Kofi Annan verdi”, boşlukları doldurdu ve 24 Nisan 2004 günü plan kuzey ve güneyde referanduma sunuldu.
Allah Rahmet Eylesin; Saffet Anibal’ın döner tezgâhının başında hazırladığı her tabaktan sonra keyifle söylediği ”Yes be annem” sloganını “aşıran”lar sayesinde Türk kesimi yüzde 65 "evet", Rum Kesimi ise yüzde 76 "hayır" dedi.
Rumlar; a) AB’ye alınacakları zaten önceden açıklandığı için ve b) Verilenleri az bulup daha fazlasını istediklerinden… “HAYIR” dediler.
Dolayısı ile referandum, Rumlar sayesinde, onlar hayır dediği için “kabul edilmemiş” oldu.
Denktaş Rumların “Hayır”ından sonra “Dualarım Rumların üzerine olsun” dedi.
Türk tarafında sadece DENKTAŞ ve UBP “HAYIR”cı idi. Serdar, partisini “serbest” bırakmıştı.
Tam beş BM Genel Sekreteri eskiten DENKTAŞ Annan’a neden “hayır” demişti?
“DEVLET KURAN SON TÜRK” DENKTAŞ; plan eğer kabul edilseydi Kıbrıs’ta Türk kalmayacağı için uluslararası bu Helenistik komploya karşı çıkmıştı.
Bakın ne diyor;</p>
<p>“Soru: Sizin dışınızda pek ses çıkmayınca, bir ulusal duruş olmayınca galiba sıkıntı da biraz oradan kaynaklanıyor.
Denktaş: Sıkıntının birazı değil, tamamı buradan kaynaklanıyor. Çünkü bize bu planı kabul ettirmek isteyen ABD, Desoto, AB bunlardan istifade ediyor. Ve halkı öyle bir kandırıyorlar ki sormayınız gitsin. İnsanlara zengin olacağız, bize AB kapıları açılacak, iş bulacaksınız bilmem ne diye, yalanlar ile insanları götürüyorlar. Bir şey vardı. Adam flüt çalarak, bütün çocukları toplar götürür… Aynı hal. Birisi bir kaval çalıyor ‘Annan Kavalı’, peşinden gençleri alıp götürecek. Biz ve insanlar uyandıkça da hem AB, hem de ABD öfkeleniyor. Boy hedefi haline getirildik. ‘Bu adamdan kurtulun, Kıbrıs meselesi halledilecek.’ Papadopulos diyor ki: Denktaş ile konuşmam! Seçimden sonra benimle konuşmak mecburiyetinde değil misin?
Soru: Muhalefet partilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Denktaş: Halkımıza verdikleri mesaj, ‘milli davamızda direnmeyin, egemenliğimiz için uğraşmayın, egemenlik de ne’ şeklinde. Mehmet Ali Talat, ‘Denktaş saçma sapan bir şey attı ortaya. Egemenlik de neymiş? Böyle şey istemeyeceğiz. Azınlığı kabul edin diyor’ halkımıza. ‘Hükümet gayri meşru, Cumhurbaşkanı gayri meşru, Meclis gayri meşru’ diyor. Televizyonda oluyor bu…
Soru: Adı ‘Annan’ olan Plan’ı, Koffi Annan’ın okuduğundan emin misiniz?
Denktaş: Hayır hiç okumadı!
Soru: Nasıl emin olabiliyorsunuz?
Denktaş: Annan’a da leke sürdürmem. Ben Utandt’tan bu yana her BM Genel Sekreteri ile çalıştım. En vicdanlı, hakikaten insan, hakikaten büyük yürekli ve soğukkanlı mükemmel bir adamdır; Annan’a büyük saygım var. Buraya geldiğinde kendisine Desoto’nun önünde bunu söyledim. ‘Bu plan sizin planınız değil. Adınızı verdiniz. Ama ben size bir şey söyleyeyim. Sizin planınız olsaydı. Benim halkımın yarısını göçmen yapan bir planı siz imzalamazdınız, kabul etmezdiniz’ dedim. Derhal döndü Desoto’ya ‘böyle mi yaptık’ kabilinden. Desoto, lafı geveledi. Annan, Desoto’ya ‘peki ne kadar göçmen olacak?’ diye sordu. Desoto, ’75 – 80 bin insan’ dedi. Orada anladım ki, Annan, kendi adını taşıyan planı ne okumuştur, ne de bilir içeriğini. Bilse, gerçekten yapmazdı. Bu seçimde tarafsız kalamazdım.
Soru: Bir seçmen olarak 14 Aralık’ta (KKTC Genel seçimi) oy atarken; neye göre, hangi fikre oy atacaksınız?
Denktaş: Muhalefet bunu, ‘Annan Planı ve Avrupa’ya Türkiye’siz AB’ye giriş için bir referandum’ haline getirmiştir. Ve beni de sahaya çekmişlerdir. Meclisi kazandıklarında, görüşmecilikten beni de alacaklar Annan Planı’nı imzalayacaklar. Kayıtsız şartsız imzalanabilecek bir şeydir diye. Dolayısıyla beni de seçime sokmuş oldular. Yoksa normal bir seçim olsaydı. Benim hiç taraf tutmamam lazımdı. Ama normal bir seçim değil. Devlet var burada. Ya var, ya yok devlet. Dolayısıyla ben devleti korumak yemini etmiş bir insanım Meclis’te. Devleti koruyacağım diye. Devleti alıp götüren bir anlaşmayı halkıma kabul ettirmek için bir savaş veriliyor. Bir hareket var. Onun için de ben tarafsız kalamam, kalamadım. Muhalefet Helenizm diyor. Dünya vatandaşlığı var. Ondan önce de bir megalomanlık var. ‘Biz Kıbrıslıyız’ falan… Sen nesin, Türksün. Biz niçin 1960’da hem biz hem Yunanlılar milli bayraklarımızla olacak diye ısrar ettik. Çünkü o bayraklar için savaştık. Sen, göğsünü gere gere ‘Ne Mutlu Türküm’ demiyorsan, sen nesin be kardeşim. ‘Kıbrıslı’ diye bir millet yok. ‘Kıbrıslı Türküm’ diyorsun, ‘Erzurumlu Türküm’ dediğin gibi. Türkiye’den ayrı bir Türk yok. 1571’de gelenler var. Onun devamı var. 1974’te gelenler olmuştur. Yani bir kan devamıdır bu”.
İşte DENKTAŞ budur arkadaşlar!
“Sen, göğsünü gere gere ‘Ne Mutlu Türküm’ demiyorsan, sen nesin be kardeşim. ‘Kıbrıslı’ diye bir millet yok” diyor göğsünü gere gere.
Peki, Talât ne diyor?
“Kıbrıs müzakereleri sürecinde Kofi Annan ile birçok kez masaya oturan dönemin Kıbrıslı Türk lideri Mehmet Ali Talât, ‘Annan döneminde Kuzey Kıbrıs’ta, Kıbrıs Türk toplumunda Denktaş’ın ekarte edilmesi sayesinde Kıbrıs Türk toplumunun evet sonucu çıkması, dünyanın Kıbrıslı Türklere yönelik olumsuz bakış açısını değiştirmiş oldu. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum”.</p>
<p>“Denktaş’ın ekarte edilmesi sayesinde Kıbrıs Türk toplumunun evet sonucu çıkması” diyor Talât.
“KKTC ilân edildiği gece evde üzüntümden ağladım” diyen Talât’tan da ancak bu beklenirdi.
Etrafınıza bakın… Annan’ın ölümü ile gözlerine far tutulup öylece kala kalan tavşanları hemen göreceksiniz. 27 Ağustos 2018</p>
<p>NOT: “74 sonrası ganimetin toplumu bozduğunu” söyleyip, “Çifte şilin borcu ödeyemeyip 74’den sonra zengin oldular” diye devam eden 80’lik Tahsin Usta’nın (Tahsin Özler) Lefkoşa Suriçi’ndeki dükkânına her gün halâ bisikletle gidip dülgerlik yaptığını da bir kenara çok dikkatle not edin lütfen.
www.yeniduzen.com/80lik-cinardan-ders-gibi-sozler-ganimet-bizi-bozdu-105973h.htm</p> - RR

 

<p>AN(N)AN’IN PLÂNI
Hüseyin MÜMTAZ</p>
<p>Eski BM Genel Sekreteri geçenlerde öldü, toprağı hayli bol olsun…
Ölümüyle, Kıbrıs konusunda sağlığından fazla iş yaptı. Gece zifiri karanlıkta “tarafların” gözüne far yaktı, tavşanlar o dakka öylece kalakaldı.
Saflar bu vesileyle, eğer unutuldularsa; iyice açığa çıktılar, hatırlandılar.
CTP, referandum zamanında karşı çıkan CHP, Akıncı, Talât, Anastasiadis, Putin birbiri ardına taziye mesajları yayınladılar.
Çok üzülmüşler!
“Afrikalı, Ganalı” Annan, Kıbrıs meselesini o kadar iyi biliyordu ki kısa sürede ana metni ve yaklaşık 200 sayfayı bulan ekleri ile birlikte dokuz bin sayfaya ulaşan bir plan hazırlayarak 11 Kasım 2002’de taraflara sundu.
İki yıllık bir sürede her iki taraf da müzakereler ışığında plana itirazlarını ve taleplerini iletti, plan bu talepler ışığında gözden geçirildi.
Ancak iki taraf yine de uzlaşamayınca, “2004 Şubat'ında alınan bir karar uyarınca plâna son şeklini Kofi Annan verdi”, boşlukları doldurdu ve 24 Nisan 2004 günü plan kuzey ve güneyde referanduma sunuldu.
Allah Rahmet Eylesin; Saffet Anibal’ın döner tezgâhının başında hazırladığı her tabaktan sonra keyifle söylediği ”Yes be annem” sloganını “aşıran”lar sayesinde Türk kesimi yüzde 65 "evet", Rum Kesimi ise yüzde 76 "hayır" dedi.
Rumlar; a) AB’ye alınacakları zaten önceden açıklandığı için ve b) Verilenleri az bulup daha fazlasını istediklerinden… “HAYIR” dediler.
Dolayısı ile referandum, Rumlar sayesinde, onlar hayır dediği için “kabul edilmemiş” oldu.
Denktaş Rumların “Hayır”ından sonra “Dualarım Rumların üzerine olsun” dedi.
Türk tarafında sadece DENKTAŞ ve UBP “HAYIR”cı idi. Serdar, partisini “serbest” bırakmıştı.
Tam beş BM Genel Sekreteri eskiten DENKTAŞ Annan’a neden “hayır” demişti?
“DEVLET KURAN SON TÜRK” DENKTAŞ; plan eğer kabul edilseydi Kıbrıs’ta Türk kalmayacağı için uluslararası bu Helenistik komploya karşı çıkmıştı.
Bakın ne diyor;</p>
<p>“Soru: Sizin dışınızda pek ses çıkmayınca, bir ulusal duruş olmayınca galiba sıkıntı da biraz oradan kaynaklanıyor.
Denktaş: Sıkıntının birazı değil, tamamı buradan kaynaklanıyor. Çünkü bize bu planı kabul ettirmek isteyen ABD, Desoto, AB bunlardan istifade ediyor. Ve halkı öyle bir kandırıyorlar ki sormayınız gitsin. İnsanlara zengin olacağız, bize AB kapıları açılacak, iş bulacaksınız bilmem ne diye, yalanlar ile insanları götürüyorlar. Bir şey vardı. Adam flüt çalarak, bütün çocukları toplar götürür… Aynı hal. Birisi bir kaval çalıyor ‘Annan Kavalı’, peşinden gençleri alıp götürecek. Biz ve insanlar uyandıkça da hem AB, hem de ABD öfkeleniyor. Boy hedefi haline getirildik. ‘Bu adamdan kurtulun, Kıbrıs meselesi halledilecek.’ Papadopulos diyor ki: Denktaş ile konuşmam! Seçimden sonra benimle konuşmak mecburiyetinde değil misin?
Soru: Muhalefet partilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Denktaş: Halkımıza verdikleri mesaj, ‘milli davamızda direnmeyin, egemenliğimiz için uğraşmayın, egemenlik de ne’ şeklinde. Mehmet Ali Talat, ‘Denktaş saçma sapan bir şey attı ortaya. Egemenlik de neymiş? Böyle şey istemeyeceğiz. Azınlığı kabul edin diyor’ halkımıza. ‘Hükümet gayri meşru, Cumhurbaşkanı gayri meşru, Meclis gayri meşru’ diyor. Televizyonda oluyor bu…
Soru: Adı ‘Annan’ olan Plan’ı, Koffi Annan’ın okuduğundan emin misiniz?
Denktaş: Hayır hiç okumadı!
Soru: Nasıl emin olabiliyorsunuz?
Denktaş: Annan’a da leke sürdürmem. Ben Utandt’tan bu yana her BM Genel Sekreteri ile çalıştım. En vicdanlı, hakikaten insan, hakikaten büyük yürekli ve soğukkanlı mükemmel bir adamdır; Annan’a büyük saygım var. Buraya geldiğinde kendisine Desoto’nun önünde bunu söyledim. ‘Bu plan sizin planınız değil. Adınızı verdiniz. Ama ben size bir şey söyleyeyim. Sizin planınız olsaydı. Benim halkımın yarısını göçmen yapan bir planı siz imzalamazdınız, kabul etmezdiniz’ dedim. Derhal döndü Desoto’ya ‘böyle mi yaptık’ kabilinden. Desoto, lafı geveledi. Annan, Desoto’ya ‘peki ne kadar göçmen olacak?’ diye sordu. Desoto, ’75 – 80 bin insan’ dedi. Orada anladım ki, Annan, kendi adını taşıyan planı ne okumuştur, ne de bilir içeriğini. Bilse, gerçekten yapmazdı. Bu seçimde tarafsız kalamazdım.
Soru: Bir seçmen olarak 14 Aralık’ta (KKTC Genel seçimi) oy atarken; neye göre, hangi fikre oy atacaksınız?
Denktaş: Muhalefet bunu, ‘Annan Planı ve Avrupa’ya Türkiye’siz AB’ye giriş için bir referandum’ haline getirmiştir. Ve beni de sahaya çekmişlerdir. Meclisi kazandıklarında, görüşmecilikten beni de alacaklar Annan Planı’nı imzalayacaklar. Kayıtsız şartsız imzalanabilecek bir şeydir diye. Dolayısıyla beni de seçime sokmuş oldular. Yoksa normal bir seçim olsaydı. Benim hiç taraf tutmamam lazımdı. Ama normal bir seçim değil. Devlet var burada. Ya var, ya yok devlet. Dolayısıyla ben devleti korumak yemini etmiş bir insanım Meclis’te. Devleti koruyacağım diye. Devleti alıp götüren bir anlaşmayı halkıma kabul ettirmek için bir savaş veriliyor. Bir hareket var. Onun için de ben tarafsız kalamam, kalamadım. Muhalefet Helenizm diyor. Dünya vatandaşlığı var. Ondan önce de bir megalomanlık var. ‘Biz Kıbrıslıyız’ falan… Sen nesin, Türksün. Biz niçin 1960’da hem biz hem Yunanlılar milli bayraklarımızla olacak diye ısrar ettik. Çünkü o bayraklar için savaştık. Sen, göğsünü gere gere ‘Ne Mutlu Türküm’ demiyorsan, sen nesin be kardeşim. ‘Kıbrıslı’ diye bir millet yok. ‘Kıbrıslı Türküm’ diyorsun, ‘Erzurumlu Türküm’ dediğin gibi. Türkiye’den ayrı bir Türk yok. 1571’de gelenler var. Onun devamı var. 1974’te gelenler olmuştur. Yani bir kan devamıdır bu”.
İşte DENKTAŞ budur arkadaşlar!
“Sen, göğsünü gere gere ‘Ne Mutlu Türküm’ demiyorsan, sen nesin be kardeşim. ‘Kıbrıslı’ diye bir millet yok” diyor göğsünü gere gere.
Peki, Talât ne diyor?
“Kıbrıs müzakereleri sürecinde Kofi Annan ile birçok kez masaya oturan dönemin Kıbrıslı Türk lideri Mehmet Ali Talât, ‘Annan döneminde Kuzey Kıbrıs’ta, Kıbrıs Türk toplumunda Denktaş’ın ekarte edilmesi sayesinde Kıbrıs Türk toplumunun evet sonucu çıkması, dünyanın Kıbrıslı Türklere yönelik olumsuz bakış açısını değiştirmiş oldu. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum”.</p>
<p>“Denktaş’ın ekarte edilmesi sayesinde Kıbrıs Türk toplumunun evet sonucu çıkması” diyor Talât.
“KKTC ilân edildiği gece evde üzüntümden ağladım” diyen Talât’tan da ancak bu beklenirdi.
Etrafınıza bakın… Annan’ın ölümü ile gözlerine far tutulup öylece kala kalan tavşanları hemen göreceksiniz. 27 Ağustos 2018</p>
<p>NOT: “74 sonrası ganimetin toplumu bozduğunu” söyleyip, “Çifte şilin borcu ödeyemeyip 74’den sonra zengin oldular” diye devam eden 80’lik Tahsin Usta’nın (Tahsin Özler) Lefkoşa Suriçi’ndeki dükkânına her gün halâ bisikletle gidip dülgerlik yaptığını da bir kenara çok dikkatle not edin lütfen.
www.yeniduzen.com/80lik-cinardan-ders-gibi-sozler-ganimet-bizi-bozdu-105973h.htm</p> - RR

AN(N)AN’IN PLÂNI
Hüseyin MÜMTAZ

Eski BM Genel Sekreteri geçenlerde öldü, toprağı hayli bol olsun…
Ölümüyle, Kıbrıs konusunda sağlığından fazla iş yaptı. Gece zifiri karanlıkta “tarafların” gözüne far yaktı, tavşanlar o dakka öylece kalakaldı.
Saflar bu vesileyle, eğer unutuldularsa; iyice açığa çıktılar, hatırlandılar.
CTP, referandum zamanında karşı çıkan CHP, Akıncı, Talât, Anastasiadis, Putin birbiri ardına taziye mesajları yayınladılar.
Çok üzülmüşler!
“Afrikalı, Ganalı” Annan, Kıbrıs meselesini o kadar iyi biliyordu ki kısa sürede ana metni ve yaklaşık 200 sayfayı bulan ekleri ile birlikte dokuz bin sayfaya ulaşan bir plan hazırlayarak 11 Kasım 2002’de taraflara sundu.
İki yıllık bir sürede her iki taraf da müzakereler ışığında plana itirazlarını ve taleplerini iletti, plan bu talepler ışığında gözden geçirildi.
Ancak iki taraf yine de uzlaşamayınca, “2004 Şubat’ında alınan bir karar uyarınca plâna son şeklini Kofi Annan verdi”, boşlukları doldurdu ve 24 Nisan 2004 günü plan kuzey ve güneyde referanduma sunuldu.
Allah Rahmet Eylesin; Saffet Anibal’ın döner tezgâhının başında hazırladığı her tabaktan sonra keyifle söylediği ”Yes be annem” sloganını “aşıran”lar sayesinde Türk kesimi yüzde 65 “evet”, Rum Kesimi ise yüzde 76 “hayır” dedi.
Rumlar; a) AB’ye alınacakları zaten önceden açıklandığı için ve b) Verilenleri az bulup daha fazlasını istediklerinden… “HAYIR” dediler.
Dolayısı ile referandum, Rumlar sayesinde, onlar hayır dediği için “kabul edilmemiş” oldu.
Denktaş Rumların “Hayır”ından sonra “Dualarım Rumların üzerine olsun” dedi.
Türk tarafında sadece DENKTAŞ ve UBP “HAYIR”cı idi. Serdar, partisini “serbest” bırakmıştı.
Tam beş BM Genel Sekreteri eskiten DENKTAŞ Annan’a neden “hayır” demişti?
“DEVLET KURAN SON TÜRK” DENKTAŞ; plan eğer kabul edilseydi Kıbrıs’ta Türk kalmayacağı için uluslararası bu Helenistik komploya karşı çıkmıştı.
Bakın ne diyor;

“Soru: Sizin dışınızda pek ses çıkmayınca, bir ulusal duruş olmayınca galiba sıkıntı da biraz oradan kaynaklanıyor.
Denktaş: Sıkıntının birazı değil, tamamı buradan kaynaklanıyor. Çünkü bize bu planı kabul ettirmek isteyen ABD, Desoto, AB bunlardan istifade ediyor. Ve halkı öyle bir kandırıyorlar ki sormayınız gitsin. İnsanlara zengin olacağız, bize AB kapıları açılacak, iş bulacaksınız bilmem ne diye, yalanlar ile insanları götürüyorlar. Bir şey vardı. Adam flüt çalarak, bütün çocukları toplar götürür… Aynı hal. Birisi bir kaval çalıyor ‘Annan Kavalı’, peşinden gençleri alıp götürecek. Biz ve insanlar uyandıkça da hem AB, hem de ABD öfkeleniyor. Boy hedefi haline getirildik. ‘Bu adamdan kurtulun, Kıbrıs meselesi halledilecek.’ Papadopulos diyor ki: Denktaş ile konuşmam! Seçimden sonra benimle konuşmak mecburiyetinde değil misin?
Soru: Muhalefet partilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Denktaş: Halkımıza verdikleri mesaj, ‘milli davamızda direnmeyin, egemenliğimiz için uğraşmayın, egemenlik de ne’ şeklinde. Mehmet Ali Talat, ‘Denktaş saçma sapan bir şey attı ortaya. Egemenlik de neymiş? Böyle şey istemeyeceğiz. Azınlığı kabul edin diyor’ halkımıza. ‘Hükümet gayri meşru, Cumhurbaşkanı gayri meşru, Meclis gayri meşru’ diyor. Televizyonda oluyor bu…
Soru: Adı ‘Annan’ olan Plan’ı, Koffi Annan’ın okuduğundan emin misiniz?
Denktaş: Hayır hiç okumadı!
Soru: Nasıl emin olabiliyorsunuz?
Denktaş: Annan’a da leke sürdürmem. Ben Utandt’tan bu yana her BM Genel Sekreteri ile çalıştım. En vicdanlı, hakikaten insan, hakikaten büyük yürekli ve soğukkanlı mükemmel bir adamdır; Annan’a büyük saygım var. Buraya geldiğinde kendisine Desoto’nun önünde bunu söyledim. ‘Bu plan sizin planınız değil. Adınızı verdiniz. Ama ben size bir şey söyleyeyim. Sizin planınız olsaydı. Benim halkımın yarısını göçmen yapan bir planı siz imzalamazdınız, kabul etmezdiniz’ dedim. Derhal döndü Desoto’ya ‘böyle mi yaptık’ kabilinden. Desoto, lafı geveledi. Annan, Desoto’ya ‘peki ne kadar göçmen olacak?’ diye sordu. Desoto, ’75 – 80 bin insan’ dedi. Orada anladım ki, Annan, kendi adını taşıyan planı ne okumuştur, ne de bilir içeriğini. Bilse, gerçekten yapmazdı. Bu seçimde tarafsız kalamazdım.
Soru: Bir seçmen olarak 14 Aralık’ta (KKTC Genel seçimi) oy atarken; neye göre, hangi fikre oy atacaksınız?
Denktaş: Muhalefet bunu, ‘Annan Planı ve Avrupa’ya Türkiye’siz AB’ye giriş için bir referandum’ haline getirmiştir. Ve beni de sahaya çekmişlerdir. Meclisi kazandıklarında, görüşmecilikten beni de alacaklar Annan Planı’nı imzalayacaklar. Kayıtsız şartsız imzalanabilecek bir şeydir diye. Dolayısıyla beni de seçime sokmuş oldular. Yoksa normal bir seçim olsaydı. Benim hiç taraf tutmamam lazımdı. Ama normal bir seçim değil. Devlet var burada. Ya var, ya yok devlet. Dolayısıyla ben devleti korumak yemini etmiş bir insanım Meclis’te. Devleti koruyacağım diye. Devleti alıp götüren bir anlaşmayı halkıma kabul ettirmek için bir savaş veriliyor. Bir hareket var. Onun için de ben tarafsız kalamam, kalamadım. Muhalefet Helenizm diyor. Dünya vatandaşlığı var. Ondan önce de bir megalomanlık var. ‘Biz Kıbrıslıyız’ falan… Sen nesin, Türksün. Biz niçin 1960’da hem biz hem Yunanlılar milli bayraklarımızla olacak diye ısrar ettik. Çünkü o bayraklar için savaştık. Sen, göğsünü gere gere ‘Ne Mutlu Türküm’ demiyorsan, sen nesin be kardeşim. ‘Kıbrıslı’ diye bir millet yok. ‘Kıbrıslı Türküm’ diyorsun, ‘Erzurumlu Türküm’ dediğin gibi. Türkiye’den ayrı bir Türk yok. 1571’de gelenler var. Onun devamı var. 1974’te gelenler olmuştur. Yani bir kan devamıdır bu”.
İşte DENKTAŞ budur arkadaşlar!
“Sen, göğsünü gere gere ‘Ne Mutlu Türküm’ demiyorsan, sen nesin be kardeşim. ‘Kıbrıslı’ diye bir millet yok” diyor göğsünü gere gere.
Peki, Talât ne diyor?
“Kıbrıs müzakereleri sürecinde Kofi Annan ile birçok kez masaya oturan dönemin Kıbrıslı Türk lideri Mehmet Ali Talât, ‘Annan döneminde Kuzey Kıbrıs’ta, Kıbrıs Türk toplumunda Denktaş’ın ekarte edilmesi sayesinde Kıbrıs Türk toplumunun evet sonucu çıkması, dünyanın Kıbrıslı Türklere yönelik olumsuz bakış açısını değiştirmiş oldu. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum”.

“Denktaş’ın ekarte edilmesi sayesinde Kıbrıs Türk toplumunun evet sonucu çıkması” diyor Talât.
“KKTC ilân edildiği gece evde üzüntümden ağladım” diyen Talât’tan da ancak bu beklenirdi.
Etrafınıza bakın… Annan’ın ölümü ile gözlerine far tutulup öylece kala kalan tavşanları hemen göreceksiniz. 27 Ağustos 2018

NOT: “74 sonrası ganimetin toplumu bozduğunu” söyleyip, “Çifte şilin borcu ödeyemeyip 74’den sonra zengin oldular” diye devam eden 80’lik Tahsin Usta’nın (Tahsin Özler) Lefkoşa Suriçi’ndeki dükkânına her gün halâ bisikletle gidip dülgerlik yaptığını da bir kenara çok dikkatle not edin lütfen.
www.yeniduzen.com/80lik-cinardan-ders-gibi-sozler-ganimet-bizi-bozdu-105973h.htm


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir