Her şey ideolojik çöküşle başlar

Her şey ideolojik çöküşle başlar - bulent esinoglu 1
,

Her şey ideolojik çöküşle başlar

İdeoloji sözcüğünden nefret eden aydınlarımız vardır. Hem ideolojiden nefret eder. Öte yandan, düşüncelerinde, kendisi de bir başka ideoloji uygulamasının içindedir.

İnsanoğlu bir ideolojiye sahip değilse, bir düşünce sistematiğine sahip olamaz. İdeolojisiz bir birey; ya her şeyden şikâyet eder veya her şeye biat eder.

Roma İmparatorluğunun da bir yönetme biçimi vardı. Bu yönetim biçiminin dayandı bir anlayış bir ideoloji vardı. İnsanın alınıp satıldığı ve köleliğin günlük hayatın bir parçası olduğu ideolojik anlayış.

Köle tarafından bakıldığında, kölelikten kurtulmak için bir mücadele ve bir ideoloji vardı. Kölenin sahibinde ise, içinde bulunduğu düzeni sürdürmeye dayalı bir inanç ve ideoloji vardı.

Kölelik düzeninin ideolojik çöküşüyle birlikte, Roma İmparatorluğu parçalandı ve tarihe karıştı.

1945 İkinci Dünya savaşının sonu ile birlikte İngiliz tipi sömürgeciliğin sonu gelmişti. İngiliz sömürge anlayışı köle/sahip ilişkisinin bir adım ilerisiydi.

Dünya’da egemen güç olarak, dünya sahnesine çıkan Amerika, İngiliz tipi sömürgecilikle dünyaya hâkim olamayacağını bildiğinden, yeni bir strateji, yeni bir ideoloji ile yola çıktı.

Kölenin sahibine karşı verdiği mücadele kölenin kısmen özgürleşmesiyle sonuçlanmıştı. Artık köle, işçi mavi yakalı veya çalışan konumuna yükselmişti.

 

Özgürlük ve demokrasi görüntüsüyle, kendi dünyasında uyguladığı düzeni, kendi dışındaki ülkelere ihraç ederek, hükmetmenin yolundan gitmişti.

İletişim geliştikçe, iletişime dayalı etkileşim güçlendikçe, Amerika’nın uygulamaya koyduğu ideolojinin etkisi gittikçe deşifre olmuş ve etkisi azalmıştır.

Amerika’nın dominant karakteri olan Tüketim ideolojisi, Çin’in yürüttüğü Üretim ideolojisiyle girdiği mücadeleyi kaybetmesine sebep olmuştur.

Dolar/Wall Street Rejimi, ya da ideolojisi geriledikçe Amerika etkinliği zayıflamıştır.

Gerçek çelişkilerin sahte çözümleri artık sona gelmiştir.

Finansallaşma kapitalizmi diyebileceğimiz bu ideolojik anlayışında güç kaybettiğini gözlemliyoruz.

Bu uzun girişi, Trump’ın dün/bugün yaptığı açıklamanın gerçekte neye dayandığını anlatmak için yaptım.

Bana göre, Trump artık yalvarma ve teslim olma dönemine girmek üzeredir.

Diyor ki, “Moskova bizim için bir şeyler yaparsa, ambargoları kaldırmayı düşünürüz”

Bir şeyler yapsın derken, Ukrayna ve Suriye’den bahsediyor. Ukrayna ve Suriye’de denklemin içine Amerika’yı alsın diyor.

Yani Amerika artık bir şeyleri kendisi yapamıyor. Bir başka yerden istiyor. Moskova’dan istiyor.

Amerika’daki bu siyasal gerileme, Güney Osetya’da 2008’de başladı Ukrayna, Kırım ve Suriye’de devam etmişti.

Eğer tarihin bize söyledikleri doğruysa; Amerika ya savaşacak ya da teslim olacak.

İdeolojik çöküşün bize düşündürttüğü bunlardır.

21.8.2018


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir