“11 AYLIK ŞEHİT” – HÜSEYİN MÜMTAZ

<p>“11 AYLIK ŞEHİT”
Hüseyin MÜMTAZ</p>
<p>Başlıktaki ifade; içinde bulunulan durumun, perişanlığın, felâketin, rezaletin, fecaatin fotoğrafıdır.
Gerisi hikâyedir.
Papaz ev hapsindeymiş, F-35’ler verilmiyormuş, dolar almış başını gidiyormuş, şunu yaparlarmış/bunu yaparlarmış hepsi falandır, filandır, lâfı güzaftır…
Ama “iki bakana yaptırım”, terbiyesizliğin dik âlâsıdır.
Gerçi şimdi nota filan verilmiyor, yeni diplomatik usuller gereği “sosyal medya” üzerinden her saniye lâf sokuşturuluyor ama yine de dedesi altın arayıcılarına tek gecelik apart otel işletmeciliği yapan Trump’ın ve Pence’in twitter seviyesine inmek devlet geleneğine yakışmaz.
Değil USA, daha Amerika’nın kıtası bile haritalarda yokken… biz vardık.
Her söylediklerine, sarf ettikleri her kelimeye hak ettikleri cevap anlayacakları dilden ve anlayacakları kanallardan mutlaka verilmelidir.
Evet memleket dahilinde dirlik, düzen ve bütünlük önemlidir.
Ama MEVZUUBAHİS OLAN “11 AYLIK ŞEHİT” İSE, GERİSİ TEFERRUATTIR.
…
Çoğu kişi “Sarı Öküz”ün, 4 Temmuz 2003 günü/gecesi gerçekleşen Chuwall olayı olduğunu düşünür. “Dost” ve NATO Müttefiki Amerikan askerleri Süleymaniye’de Türk askerlerinin başına çuval geçirmişti.
Ama bir de 2 Ekim 1992’de Ege’de yine “dost” ve NATO Müttefiki Amerikan donanmasının “yanlışlıkla” vurduğu MUAVENET olayı vardır. 5 Türk denizcisi “dost” kurşunuyla şehit olmuştur.
https://www.turkishnews.com/tr/content/2016/07/04/muavenet/
İyi de bu kaçıncı “Sarı Öküz”dür?
İlk ikisine gerekli tepkiyi göstermiş olsaydık, aynı “dost ve müttefik” acaba bu sefer atacağı adımları daha mı hesaplamış olurdu?
Biz Doğu ve Güneydoğu’da bölücülerle, teröristlerle ilk defa karşılaşmıyoruz.
Her devirde, bölgede hesabı olan sömürgen bir devlet mutlaka meseleye müdahil oluyor.
Cumhuriyet kurulur kurulmaz 1924-38 arası Nasturî, Şeyh Sait, Raçkotan/Raman, Sason, 1,2 ve 3’üncü Ağrı, Koçuşağı, Mutki, Bicar, Asi Resul, Tendürük, Savur, Zeylan, Oramar, Pülümür, Menemen, Tunceli ayaklanmalarını biz yaşayıp halletmedik mi?
O zaman çoğunun arkasında İngiliz vardı. 1924’deki başlangıç/kilit noktası Musul idi.
Şimdi ise Baba Bush’dan beri Amerika vardır ve yine Irak (Musul/Kerkük) ile Suriye gündemdedir.
Geçmişte İngiliz’den silah-malzeme desteği alarak “kullanılanlar”ın torunları şimdi aynı desteği değişik isim ve kılıklarla Amerika’dan alıyor.
Pompeo/Çavuşoğlu arasındaki son Singapur görüşmesinden sonra tarafların söyledikleri dikkat çekicidir:
Çavuşoğlu, “Tehdit diliyle bir sonuca ulaşılamaz. Son derece yapıcı bir görüşme olduğunu söyleyebilirim” derken Pompeo; “Yaptırımlar, Pastör Brunson'ın ülkeye dönüşü konusunda ne kadar ciddi olduğumuzun bir göstergesi. Brunson'un eve dönmesi gerekiyor, tıpkı Türk hükümeti tarafından tutulan diğer Amerikalılar gibi. Apaçık. Bu kişiler uzun süredir tutuluyorlar. Bunlar masum insanlar" şeklinde konuştu.
“Alman” Deniz Yücel için hazır bekletilen uçak örneğinden mi etkilendiler acaba?
“Diğer Amerikalılar” kim?
Her neyse…
Papaz, dolar, F-35…
Suriye, Suriyeliler…
Ve güncel bir ölçü olarak güneydoğudaki 6 ilin kaçak elektrik kullanım oranı 4 Atatürk Barajı ediyorken; kaçak elektrik kullanım oranı peygamberler şehri Urfa'da %70,sahabeler şehri D.Bakır'da %67, gâvur İzmir'de %6 iken; Silopi’de kaçak elektrik kullanımı tespiti yapmak için giden ekiplere saldırılırken ve yine güneydoğuda artık kaçak elektrik tüketimini önlemek amacıyla drone ile keşif dönemi başlatılırken İstanbul Avrupa yakasında her ay 90 bin hanenin elektriğinin, borcunu ödeyemediği için kesiliyor olması haberleri elbette önemlidir ama…
Aynı Güneydoğu’da…
“11 aylık bebek”ler şehit ediliyorsa artık her şey teferruattır.
“11 aylık şehit Mustafa Bedirhan Karakaya”ya Allah rahmet eylesin… 4 Ağustos 2018</p> - 201808011239311035 oo12ecilb9j21e2lsemri66t361

 

<p>“11 AYLIK ŞEHİT”
Hüseyin MÜMTAZ</p>
<p>Başlıktaki ifade; içinde bulunulan durumun, perişanlığın, felâketin, rezaletin, fecaatin fotoğrafıdır.
Gerisi hikâyedir.
Papaz ev hapsindeymiş, F-35’ler verilmiyormuş, dolar almış başını gidiyormuş, şunu yaparlarmış/bunu yaparlarmış hepsi falandır, filandır, lâfı güzaftır…
Ama “iki bakana yaptırım”, terbiyesizliğin dik âlâsıdır.
Gerçi şimdi nota filan verilmiyor, yeni diplomatik usuller gereği “sosyal medya” üzerinden her saniye lâf sokuşturuluyor ama yine de dedesi altın arayıcılarına tek gecelik apart otel işletmeciliği yapan Trump’ın ve Pence’in twitter seviyesine inmek devlet geleneğine yakışmaz.
Değil USA, daha Amerika’nın kıtası bile haritalarda yokken… biz vardık.
Her söylediklerine, sarf ettikleri her kelimeye hak ettikleri cevap anlayacakları dilden ve anlayacakları kanallardan mutlaka verilmelidir.
Evet memleket dahilinde dirlik, düzen ve bütünlük önemlidir.
Ama MEVZUUBAHİS OLAN “11 AYLIK ŞEHİT” İSE, GERİSİ TEFERRUATTIR.
…
Çoğu kişi “Sarı Öküz”ün, 4 Temmuz 2003 günü/gecesi gerçekleşen Chuwall olayı olduğunu düşünür. “Dost” ve NATO Müttefiki Amerikan askerleri Süleymaniye’de Türk askerlerinin başına çuval geçirmişti.
Ama bir de 2 Ekim 1992’de Ege’de yine “dost” ve NATO Müttefiki Amerikan donanmasının “yanlışlıkla” vurduğu MUAVENET olayı vardır. 5 Türk denizcisi “dost” kurşunuyla şehit olmuştur.
https://www.turkishnews.com/tr/content/2016/07/04/muavenet/
İyi de bu kaçıncı “Sarı Öküz”dür?
İlk ikisine gerekli tepkiyi göstermiş olsaydık, aynı “dost ve müttefik” acaba bu sefer atacağı adımları daha mı hesaplamış olurdu?
Biz Doğu ve Güneydoğu’da bölücülerle, teröristlerle ilk defa karşılaşmıyoruz.
Her devirde, bölgede hesabı olan sömürgen bir devlet mutlaka meseleye müdahil oluyor.
Cumhuriyet kurulur kurulmaz 1924-38 arası Nasturî, Şeyh Sait, Raçkotan/Raman, Sason, 1,2 ve 3’üncü Ağrı, Koçuşağı, Mutki, Bicar, Asi Resul, Tendürük, Savur, Zeylan, Oramar, Pülümür, Menemen, Tunceli ayaklanmalarını biz yaşayıp halletmedik mi?
O zaman çoğunun arkasında İngiliz vardı. 1924’deki başlangıç/kilit noktası Musul idi.
Şimdi ise Baba Bush’dan beri Amerika vardır ve yine Irak (Musul/Kerkük) ile Suriye gündemdedir.
Geçmişte İngiliz’den silah-malzeme desteği alarak “kullanılanlar”ın torunları şimdi aynı desteği değişik isim ve kılıklarla Amerika’dan alıyor.
Pompeo/Çavuşoğlu arasındaki son Singapur görüşmesinden sonra tarafların söyledikleri dikkat çekicidir:
Çavuşoğlu, “Tehdit diliyle bir sonuca ulaşılamaz. Son derece yapıcı bir görüşme olduğunu söyleyebilirim” derken Pompeo; “Yaptırımlar, Pastör Brunson'ın ülkeye dönüşü konusunda ne kadar ciddi olduğumuzun bir göstergesi. Brunson'un eve dönmesi gerekiyor, tıpkı Türk hükümeti tarafından tutulan diğer Amerikalılar gibi. Apaçık. Bu kişiler uzun süredir tutuluyorlar. Bunlar masum insanlar" şeklinde konuştu.
“Alman” Deniz Yücel için hazır bekletilen uçak örneğinden mi etkilendiler acaba?
“Diğer Amerikalılar” kim?
Her neyse…
Papaz, dolar, F-35…
Suriye, Suriyeliler…
Ve güncel bir ölçü olarak güneydoğudaki 6 ilin kaçak elektrik kullanım oranı 4 Atatürk Barajı ediyorken; kaçak elektrik kullanım oranı peygamberler şehri Urfa'da %70,sahabeler şehri D.Bakır'da %67, gâvur İzmir'de %6 iken; Silopi’de kaçak elektrik kullanımı tespiti yapmak için giden ekiplere saldırılırken ve yine güneydoğuda artık kaçak elektrik tüketimini önlemek amacıyla drone ile keşif dönemi başlatılırken İstanbul Avrupa yakasında her ay 90 bin hanenin elektriğinin, borcunu ödeyemediği için kesiliyor olması haberleri elbette önemlidir ama…
Aynı Güneydoğu’da…
“11 aylık bebek”ler şehit ediliyorsa artık her şey teferruattır.
“11 aylık şehit Mustafa Bedirhan Karakaya”ya Allah rahmet eylesin… 4 Ağustos 2018</p> - 201808011239311035 oo12ecilb9j21e2lsemri66t361

 

 

“11 AYLIK ŞEHİT”
Hüseyin MÜMTAZ

Başlıktaki ifade; içinde bulunulan durumun, perişanlığın, felâketin, rezaletin, fecaatin fotoğrafıdır.
Gerisi hikâyedir.
Papaz ev hapsindeymiş, F-35’ler verilmiyormuş, dolar almış başını gidiyormuş, şunu yaparlarmış/bunu yaparlarmış hepsi falandır, filandır, lâfı güzaftır…
Ama “iki bakana yaptırım”, terbiyesizliğin dik âlâsıdır.
Gerçi şimdi nota filan verilmiyor, yeni diplomatik usuller gereği “sosyal medya” üzerinden her saniye lâf sokuşturuluyor ama yine de dedesi altın arayıcılarına tek gecelik apart otel işletmeciliği yapan Trump’ın ve Pence’in twitter seviyesine inmek devlet geleneğine yakışmaz.
Değil USA, daha Amerika’nın kıtası bile haritalarda yokken… biz vardık.
Her söylediklerine, sarf ettikleri her kelimeye hak ettikleri cevap anlayacakları dilden ve anlayacakları kanallardan mutlaka verilmelidir.
Evet memleket dahilinde dirlik, düzen ve bütünlük önemlidir.
Ama MEVZUUBAHİS OLAN “11 AYLIK ŞEHİT” İSE, GERİSİ TEFERRUATTIR.

Çoğu kişi “Sarı Öküz”ün, 4 Temmuz 2003 günü/gecesi gerçekleşen Chuwall olayı olduğunu düşünür. “Dost” ve NATO Müttefiki Amerikan askerleri Süleymaniye’de Türk askerlerinin başına çuval geçirmişti.
Ama bir de 2 Ekim 1992’de Ege’de yine “dost” ve NATO Müttefiki Amerikan donanmasının “yanlışlıkla” vurduğu MUAVENET olayı vardır. 5 Türk denizcisi “dost” kurşunuyla şehit olmuştur.

MUAVENET


İyi de bu kaçıncı “Sarı Öküz”dür?
İlk ikisine gerekli tepkiyi göstermiş olsaydık, aynı “dost ve müttefik” acaba bu sefer atacağı adımları daha mı hesaplamış olurdu?
Biz Doğu ve Güneydoğu’da bölücülerle, teröristlerle ilk defa karşılaşmıyoruz.
Her devirde, bölgede hesabı olan sömürgen bir devlet mutlaka meseleye müdahil oluyor.
Cumhuriyet kurulur kurulmaz 1924-38 arası Nasturî, Şeyh Sait, Raçkotan/Raman, Sason, 1,2 ve 3’üncü Ağrı, Koçuşağı, Mutki, Bicar, Asi Resul, Tendürük, Savur, Zeylan, Oramar, Pülümür, Menemen, Tunceli ayaklanmalarını biz yaşayıp halletmedik mi?
O zaman çoğunun arkasında İngiliz vardı. 1924’deki başlangıç/kilit noktası Musul idi.
Şimdi ise Baba Bush’dan beri Amerika vardır ve yine Irak (Musul/Kerkük) ile Suriye gündemdedir.
Geçmişte İngiliz’den silah-malzeme desteği alarak “kullanılanlar”ın torunları şimdi aynı desteği değişik isim ve kılıklarla Amerika’dan alıyor.
Pompeo/Çavuşoğlu arasındaki son Singapur görüşmesinden sonra tarafların söyledikleri dikkat çekicidir:
Çavuşoğlu, “Tehdit diliyle bir sonuca ulaşılamaz. Son derece yapıcı bir görüşme olduğunu söyleyebilirim” derken Pompeo; “Yaptırımlar, Pastör Brunson’ın ülkeye dönüşü konusunda ne kadar ciddi olduğumuzun bir göstergesi. Brunson’un eve dönmesi gerekiyor, tıpkı Türk hükümeti tarafından tutulan diğer Amerikalılar gibi. Apaçık. Bu kişiler uzun süredir tutuluyorlar. Bunlar masum insanlar” şeklinde konuştu.
“Alman” Deniz Yücel için hazır bekletilen uçak örneğinden mi etkilendiler acaba?
“Diğer Amerikalılar” kim?
Her neyse…
Papaz, dolar, F-35…
Suriye, Suriyeliler…
Ve güncel bir ölçü olarak güneydoğudaki 6 ilin kaçak elektrik kullanım oranı 4 Atatürk Barajı ediyorken; kaçak elektrik kullanım oranı peygamberler şehri Urfa’da %70,sahabeler şehri D.Bakır’da %67, gâvur İzmir’de %6 iken; Silopi’de kaçak elektrik kullanımı tespiti yapmak için giden ekiplere saldırılırken ve yine güneydoğuda artık kaçak elektrik tüketimini önlemek amacıyla drone ile keşif dönemi başlatılırken İstanbul Avrupa yakasında her ay 90 bin hanenin elektriğinin, borcunu ödeyemediği için kesiliyor olması haberleri elbette önemlidir ama…
Aynı Güneydoğu’da…
“11 aylık bebek”ler şehit ediliyorsa artık her şey teferruattır.
“11 aylık şehit Mustafa Bedirhan Karakaya”ya Allah rahmet eylesin… 4 Ağustos 2018


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir