Çipras’ın siyasi öfkesi Yunanları yaktı.

Çipras’ın siyasi öfkesi Yunanları yaktı. - 37789989 1807056439380888 5317842336254787584 n

Çipras’ın siyasi öfkesi Yunanları yaktı. - 37789989 1807056439380888 5317842336254787584 nÇipras’ın siyasi öfkesi Yunanları yaktı.

Yunanistan’da orman yanıyor, günahsız insanlar o ormanda olan bütün canlılar yok ediliyor, Yunan hükümetinin umurumda bile değil. Sadece siyasi çıkarları ve kindar politikaları umurlarında… Yangından hemen sonra Türkiye Cumhuriyeti her zaman olduğu gibi yardım teklifi ile Yunanistan’ı aradı ama karşılığında ise komik bir cevap aldı.

“Yardımınıza ihtiyacımız yoktur! Nasıl olsa bir iki güne yağmur yağacak!”

Hemen hemen bütün Yunanistan alevlere gark oldu. Yunanistan ise sadece okyanusun öte yanındaki Amerika’dan yardım istedi. Yardım teklifi eden Türkiye Cumhuriyeti’ni kabul etmeyen Yunanistan hükümeti kınanan yine Türkiye. Türkiye vatandaşı olan bir sürü Türk düşmanı Türkiye Cumhuriyeti’ne saldırmaya başladı.

Bazıları yazıyor ki neden Türkiye Çipras’ın hayır demesine aldırdı. İlada dinlemeyip yangını söndürmeye gitmeliydi.

 

Bir başkası değir ki Türkiye illa da bayrakları indirip Yunanistan için matem ilan etmeliydi.

Kalkıp yazanda ki  arkadaş; bütün Türk ve İslam dünyası kan ağlıyor, Kerkük, Halep, Musul, Türkmen Dağı, Doğu Türkistan, Güney Türkistan, Güney Azerbaycan, Karabağ da her gün yüzlerce insan öldürülüyor. Neden susuyorsunuz, buna ne dersiniz?

 

Bu sefer de seni hain ilan ederler. Hem de bunu Suriye’de, Filistin’de, Karabağ’da, Irak’ta, Arakan’da milyonlarca insanın katline alkış tutanlar diyorlar. Afrinde bizim ne işimiz var? Bana ne Kerkükden? Deyenler deyir. Daha unuturlar ki onların timsah gözyaşlarına biz inanmıyoruz. Onların bu yaptığı ayrımcılıktır. İc siyasetteki ayrımcılık  kadar dışta da aynı ayrımcılığı yapıyorlar. Eminim ki Yunan Devleti Türkiye’nin yardımını kabul etseydi, Türkiye’yle çok iyi bir ilişkide olsaydı bugün Yunanistan için ağlayanların hiç birinin umurumda olmayacaktı.

 

Bu sahte oyunbaz timsah gözyaşlı Yunan dostlarından çok yazıp, onları şereflendirmek istemem.

Sadece Yunanistan’da baş veren yangının altında mutlaka ve mutlaka Yunan hükümetinin bir siyasi çıkarı olduğunu düşünür. Böyle olmasaydı kulağının dibinde ki Türkiye’nin yardımından imtina edip okyanusun ötesindeki ABD den  yardım istemezdi.

 

Yıl 1988 Aralık ayı, yer Ermenistan. Spitak, Leninakan, Kirovakan illerinde dehşetli bir deprem oldu. 10 binlerce insan enkaz altında kaldı, dünyasını değişti. O zaman da ilk yardım teklifi Türkiye’den geldi ama Ermenistan bunu kabul etmedi. Azerbaycan’dan yardıma giden uçak vuruldu. İçinde yardıma giden 46 kişi şehit oldu. Amerika, Fransa ve Almanya’dan gelen bütün yardımlar kabul edildi. Aradan 5 sene sonra hemen yardımlar ortaya çıktı Karabağ işgal edildi. Akıllı okuyucularım ne demek istediğimi anladılar. Türk’e düşman olanlar ise anlasa da kendini anlamamış gibi gösterecek.

 

Bir daha Yunanistan’da, Suriye’de, Mısır’da, Filistin’de, Arakan’da, Halep’te, Kerkük’te, Karabağ’da, Doğu Türkistan’da, Güney Türkistan’da, Güney Azerbaycan’da ölenlere başsağlığı veririm. Bu olayların sorumlularının tezlikle cezalandırılmasını istiyorum. Aynı zamanda bugün gündemi olan ormanda can veren bütün insanları bütün canlıların sorumlusu Çipras’ın cezalandırılmasını istiyorum. ABD ile çirkin oyunlarını sürdürecek diye o kadar insanın canına mal olmak hakkını ona kimse vermedi. Onun bu kindar politikasını kınıyorum. Yardımınıza ihtiyacı olmayan Çipras’ın bizim dualarımıza da ihtiyacım yok. Odur ki Yunan halkının tezlikle bu Çipras belasından kurtulmasını diliyor, oynadığı iğrenç oyununda kendisinin yanmasını arzuluyorum. Türk’e kefen biçenin ölümü yaman olur. Çok geçmez Çipras ve onu destekleyen bütün Türk düşmanları bunu görür.

 

15 Temmuz’da Yunan sınırlarında yerleştiren ordulardan da haberimiz var. Fetö terör örgütünün hain askerlerine Yunanistan hükümetinin verdiği destekten de haberimiz var. Kıbrıs’ta Türklere yaptıklarından da haberimiz var. İzmir’de yaktıkları Türklerden de haberimiz var. Ama bütün bunlara rağmen Türk milleti kindar değil ona ihtiyacı olanlara yardım eli uzatan bir halkız. Biz denize duşmanı tögmesini de biliriz ayağımız altına atılan düşman bayrağını kaldırıp bu bir milletin haysiyetidir demesini de biliriz.

 

Biz Çanakkale’de savaştığı düşman askerine kısa süreli ateşkes anlarında düşmana su göndermesinde biliriz. Nerede bir mazlum varsa ona yardıma gitmesini de biliriz Zalimin başını ezmesini de biliriz. Gerekirse mazlum Yunan halkını Çipras gibi bir zalimin elinden almasını da biliriz. İçinde Yunanistan’ında olduğu ABD’nin kurduğu bütün oyunları bozmasın da biliriz.

 

İşte bu yüzden her fırsatta “Ne mutlu Türküm diyene” deriz.

Bu arada Azerbaycan’da geçirilecek bir Musiki Festivali’ne katılacak Ermeni yalanlarını sahnelere taşıyan Kondarma soykırım yalanlarını okuduğu şarkılarına taşıyan Jara, halkımızın tepkisi sayesinde festivalden uzaklaştırıldı. En azından şimdilik böyle bir haber yayıldı.

 

Diyorlar ki musikinin dili ırkı olmaz. Evet ben de öyle diyorum ama o müzisyen ki sahnede siyasi şarkılar okuyup birilerinin siyasi meraklarını hizmet edip başka bir ülkeyi soykırımla, katliamla itham ederse artık bu medeniyetten uzaklaşmıştır. Ve o şarkı okuyana da sanatçı değil siyasetçi olarak bakacaksınız. Onun yürüttüğü siyaset, senin ülkenin ve senin kardeş ülkenin aleyhineyse onun senin sahnende işi yok. Bir daha tüm Azerbaycan’ı tebrik ediyor. Birliğimizi, dirliğimizi böyle saklayın.

Nigar Ögeday


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir