YENİ EMPERYALİZM İÇİN  DÜNYA TİCARET SAVAŞI    

ABD Dünya Ticaret Örgütü kurallarını ihlal etti ve ekonomi tarihinin en büyük ticaret savaşını başlattı.
Başkan D. Trump'ın 34 milyar dolarlık ithal Çin malına yüzde 25 vergi getirdi.
Pekin aynen karşılık verdi ve derhal 34 milyar dolarlık ithal Amerikan malına yüzde 25 vergi uygulamaya başladı.
Ancak Trump, Pekin'in misillemede bulunması halinde bu kez 500 milyar dolarlık Çin ürününe daha vergi getirme tehdidinde bulunmuştu!...
 
*
D.Trump​, serbest rekabet yoluyla  "Amerikan ​D​üşü" ne geri dönme​yi​ taahhü​t​​ ederek ABD Başkanı oldu.
​"Amerikan Düşü" bir yanda gelişmiş ve istikrarlı ülkeler​, diğer yanda emperyal küreselleşmeyle henüz bütünleşmemiş istikrarsız​ devletlerin ​ABD ekonomisine yeniden yatırım yapmasını sağlamak,​ bu sırada Pentagon ve CIA' yı bugünkü işlevlerinden Ulusal Savunmaya geri getirmek anlamındadır.
Bunun için ABD'nin uluslararası ticaret anlaşmalarından geri çekilmesi, eski düzeni belirleyen hükümetlerarası yapıları tasfiye etmesi ve "Ticaret Savaşları"nı başlatması gerekiyordu... 
 
*
Çin'in yükselişte ABD'nin düşüşte olduğu bir süreçten geçiliyordu. 
​Çin ekonomik büyümesi ve eşzamanlı askeri gelişimi sayesinde uluslararası politikada güçlü bir oyuncu olmaya hazır​dı.
​Ve ​ABD'yle çatışan stratejik zorunluluklara sahipt​i​​.​
 
​*​
ABD​'nin​ donanma hakimiyetinin ​olduğu bu sırada Çin'in zorunluluğu​;​  
​E​n çok Malakka Boğazı'ndan erişilebilen petrol ve doğal gaz tedarikini güvence altına alması gerek​tiriyor,​​
​E​konomisinin bağım​sızlığını  tedarik yollarının yanı sıra  başka yerlerde de yeniden yönlendirmek​ten geçiyordu.​
"Kemer ve Yol" mega-projesi Çin'in küresel ekonomik hegemonyası için temel bir unsurdu.
 
*
Ancak Pekin'in emellerinin sürdürülebilir olup olmadığı  hep sorgulandı.
Çin'deki eşitsizlik, yükselen içsel hoşnutsuzluk, ciddi çevresel sorunlar ekonomik genişlemede inanılmaz sınırlar oluşturmaktaydı...
Çin'in iktisadi üstünlüğe doğru yükselişine yönelik en büyük tehdit ise belki de, 2008'de ABD ekonomisine düşen aynı olguydu.
Nitekim Çin finansal sektörü üretim sektöründen bağımsız hale gelmiştir;
İkisi arasındaki bağlantı her geçen zayıflamakta ve sonuç olarak finansal sermayenin sanayi sermayesi üzerinde hakim olduğu "Finansallaşma " süreci yaşanmaktaydı...
 
*
Çin'de finansallaşmayı gösteren üç sorun vardır.
1- Emlak sektöründe aşırı ısınma,
2- İnişli çıkışlı (roller couster) borsa,
3- Geleneksel bankacılık sistemi ile ilişkili olmasına karşın yasal açıdan denetlenmeyen ve hızla büyüyen gölge bankacılık (shadow banking) sistemi...
 
*
Öncelikle Çin'in bir emlak balonunun ortasında olduğuna şüphe yoktur.
Tıpkı ABD'de 2007–09 küresel mali krizi ile sonuçlanan, geri ödeme gücü zayıf kredi geçmişi olumsuz olan kimselere verilen kredi balonu (subprime-mortgage) oluşmasında 
yaşananlar gibi;
Çin emlak piyasası da çok sayıda varlıklı ve orta sınıf spekülatörleri çekmiş, emlak sektöründe bir çılgınlık yaşanırken fiyatlarda keskin bir tırmanış olmuştu.
Elbette hükümet  bir dizi önlemler almış; kredi ödeme gerekliliklerini arttırılmış, ipotek kısıtlamaları getirilmiş, mülk satışları birkaç yıllığına yasaklanmış ya da insanların alabileceği ev sayısını sınırlandırılmıştır.
 
*
Ne ki, şimdilerde hükümet bir ikilem ile karşı karşıyadır.
Bir yandan işçiler emlak piyasasındaki balon yüzünden erişimlerinin ötesinde sahip oldukları ya da kiraladıkları dairelerin sosyal  istikrarsızlığı körüklemesinden şikayet ediyor, 
Öte yandan, emlak fiyatlarındaki keskin düşüş  Çin ekonomisinin geri kalanını ve Çin'in uluslararası ölçekte giderek artan rolünü kısıtlamayla tehdit ediyor...
Ticaret Savaşının çelik, çimento ve diğer inşaat malzemeleri dahil olmak üzere tüm tedarik zinciri boyunca inşaatla ilgili endüstrilerin olumsuz yönde etkilemesinden endişeleniliyor. 
 
*
Finansal​laşma​, Çin'in güçlü ihracat endüstrileri ve kıyı bölgelerindeki hükümetleri sübvanse etmek üzere düşük faizli mevduat faiz oranlarını korumak,
​Y​atırımcıları gayrimenkul spekülasyonlarına itmekte önemli bir unsur​ olmuştur.
​Ancak sektördeki artan belirsizlikler birçok orta sınıf yatırımcının ülkenin kötü düzenlenmiş borsalarında daha yüksek getiri elde etmesine neden ol​muş,
Ama yolsuzluğun kucağında Şangay ve Shenzhen borsalarında hisse senedi fiyatları çılgınca dalgalandıkça pek çok Çinli servetini kaybe​tmiştir.
​Nitekim ​Şangay endeksi bu yıl yüzde 40 düştüğünde, Çinli yatırımcılar büyük kayıplara uğradı, pek çoğu tüm tasarruflarını kaybetti.​..​
Çin çok zayıf bir  sosyal güvenlik sistemine sahip olduğu için kişisel trajediler büyük bir ulusal krize neden oldu.​..​
 
*
Diğer bir finansal istikrarsızlık kaynağı da ihracata yönelik endüstrileri, kamu iktisadi teşebbüsleri ve kıyı bölgelerinin yerel yönetimlerinin kredi erişimi üzerinde oluşan tekeldir.
Resmi bankacılık sektörü tarafından karşılanmayan kredi talepleri gölge bankaları tarafından hızla karşılanıyor.
Gölge bankacılık sektörü "faaliyetleri ve ürünleri devlet tarafından düzenlenmiş bankacılık sisteminin dışında olan bir mali aracılar ağı olarak tanımlanıyor.
Sistemin işlemlerinin çoğu ülke finans kurumlarının düzenli bilançolarına yansıtılmıyor.
 
*
Öyle ki, gayrimenkul yatırımlarına büyük yatırımlar yapan Çin'in gölge bankacılık sektöründe gerçekleştirilen işlemlerin tutarı 18 trilyon dolardan fazladır.
​Gölge bankacıl​ı​​ğın​ risk varlıklarının ölçeği​ ise Çin GSYİH'sının yüzde 53'üne ulaş​mış bulunuyor.​
Bir kriz oluşması halinde,​ ​sektörün uygun olmayan kredilerinin yarısı kadarının resmi bankacılık sektörün​ü etkileyeceği, dolayısıyla​ dehşet​ zarar​lara neden olacağı​ öngörülüyor.
 
*
Finanslaşma Çin ekonomisinin aşil topuğudur. 
Gayrimenkul sektöründe aşırı ısınma, değişken hisse senedi piyasası ve kontrol edilemeyen gölge bankacılık sistemi arasındaki negatif sinerji,
Bir sonraki büyük krizin küresel ekonomiyi vurması ve 1997'deki Asya mali krizinin şiddetine ya da 98 ve 2008–09'un küresel mali çöküşüne rakip olmasının nedeni olabilir.
*
 
Buna rağmen Başkan Trump liderliğinde  ABD Emperyalizmi;
Tekellerin ve mali sermayenin egemenliğinin kurulması için sermaye ihracının bolca yapıldığı,
Dünyanın uluslararası tröstler arasında paylaşıldığı,
Yerkürenin tüm topraklarının en büyük kapitalist güçler arasında bölüşümünün tamamlandığı bir durumdan;
Şimdi yeni bir emperyalist çağa geçmenin kararlılığını gösteriyor.
 
*.
ABD halkının çıkarlarına hizmet etmeyen ama çıkarlarını azami düzeyde tutmak için  ABD devletinin imkanlarını araçsallaştıran,
Başta Çin'e; Güney Çin Denizi'nde bir askeri saldırıya geçmek yerine bir Ticaret Savaşı açmış bulunuyor.
Tüm dünyaya yeni bir ayar veriyor.
 
 
8.7. 2018 - ahmet kilicaslan aytar
ABD Dünya Ticaret Örgütü kurallarını ihlal etti ve ekonomi tarihinin en büyük ticaret savaşını başlattı.
Başkan D. Trump’ın 34 milyar dolarlık ithal Çin malına yüzde 25 vergi getirdi.
Pekin aynen karşılık verdi ve derhal 34 milyar dolarlık ithal Amerikan malına yüzde 25 vergi uygulamaya başladı.
Ancak Trump, Pekin’in misillemede bulunması halinde bu kez 500 milyar dolarlık Çin ürününe daha vergi getirme tehdidinde bulunmuştu!…
 
*
D.Trump​, serbest rekabet yoluyla  “Amerikan ​D​üşü” ne geri dönme​yi​ taahhü​t​​ ederek ABD Başkanı oldu.
​”Amerikan Düşü” bir yanda gelişmiş ve istikrarlı ülkeler​, diğer yanda emperyal küreselleşmeyle henüz bütünleşmemiş istikrarsız​ devletlerin ​ABD ekonomisine yeniden yatırım yapmasını sağlamak,​ bu sırada Pentagon ve CIA’ yı bugünkü işlevlerinden Ulusal Savunmaya geri getirmek anlamındadır.
Bunun için ABD’nin uluslararası ticaret anlaşmalarından geri çekilmesi, eski düzeni belirleyen hükümetlerarası yapıları tasfiye etmesi ve “Ticaret Savaşları”nı başlatması gerekiyordu… 
 
*
Çin’in yükselişte ABD’nin düşüşte olduğu bir süreçten geçiliyordu. 
​Çin ekonomik büyümesi ve eşzamanlı askeri gelişimi sayesinde uluslararası politikada güçlü bir oyuncu olmaya hazır​dı.
​Ve ​ABD’yle çatışan stratejik zorunluluklara sahipt​i​​.​
 
​*​
ABD​’nin​ donanma hakimiyetinin ​olduğu bu sırada Çin’in zorunluluğu​;​  
​E​n çok Malakka Boğazı’ndan erişilebilen petrol ve doğal gaz tedarikini güvence altına alması gerek​tiriyor,​​
​E​konomisinin bağım​sızlığını  tedarik yollarının yanı sıra  başka yerlerde de yeniden yönlendirmek​ten geçiyordu.​
“Kemer ve Yol” mega-projesi Çin’in küresel ekonomik hegemonyası için temel bir unsurdu.
 
*
Ancak Pekin’in emellerinin sürdürülebilir olup olmadığı  hep sorgulandı.
Çin’deki eşitsizlik, yükselen içsel hoşnutsuzluk, ciddi çevresel sorunlar ekonomik genişlemede inanılmaz sınırlar oluşturmaktaydı…
Çin’in iktisadi üstünlüğe doğru yükselişine yönelik en büyük tehdit ise belki de, 2008’de ABD ekonomisine düşen aynı olguydu.
Nitekim Çin finansal sektörü üretim sektöründen bağımsız hale gelmiştir;
İkisi arasındaki bağlantı her geçen zayıflamakta ve sonuç olarak finansal sermayenin sanayi sermayesi üzerinde hakim olduğu “Finansallaşma ” süreci yaşanmaktaydı…
 
*
Çin’de finansallaşmayı gösteren üç sorun vardır.
1- Emlak sektöründe aşırı ısınma,
2- İnişli çıkışlı (roller couster) borsa,
3- Geleneksel bankacılık sistemi ile ilişkili olmasına karşın yasal açıdan denetlenmeyen ve hızla büyüyen gölge bankacılık (shadow banking) sistemi…
 
*
Öncelikle Çin’in bir emlak balonunun ortasında olduğuna şüphe yoktur.
Tıpkı ABD’de 2007–09 küresel mali krizi ile sonuçlanan, geri ödeme gücü zayıf kredi geçmişi olumsuz olan kimselere verilen kredi balonu (subprime-mortgage) oluşmasında 
yaşananlar gibi;
Çin emlak piyasası da çok sayıda varlıklı ve orta sınıf spekülatörleri çekmiş, emlak sektöründe bir çılgınlık yaşanırken fiyatlarda keskin bir tırmanış olmuştu.
Elbette hükümet  bir dizi önlemler almış; kredi ödeme gerekliliklerini arttırılmış, ipotek kısıtlamaları getirilmiş, mülk satışları birkaç yıllığına yasaklanmış ya da insanların alabileceği ev sayısını sınırlandırılmıştır.
 
*
Ne ki, şimdilerde hükümet bir ikilem ile karşı karşıyadır.
Bir yandan işçiler emlak piyasasındaki balon yüzünden erişimlerinin ötesinde sahip oldukları ya da kiraladıkları dairelerin sosyal  istikrarsızlığı körüklemesinden şikayet ediyor, 
Öte yandan, emlak fiyatlarındaki keskin düşüş  Çin ekonomisinin geri kalanını ve Çin’in uluslararası ölçekte giderek artan rolünü kısıtlamayla tehdit ediyor…
Ticaret Savaşının çelik, çimento ve diğer inşaat malzemeleri dahil olmak üzere tüm tedarik zinciri boyunca inşaatla ilgili endüstrilerin olumsuz yönde etkilemesinden endişeleniliyor. 
 
*
Finansal​laşma​, Çin’in güçlü ihracat endüstrileri ve kıyı bölgelerindeki hükümetleri sübvanse etmek üzere düşük faizli mevduat faiz oranlarını korumak,
​Y​atırımcıları gayrimenkul spekülasyonlarına itmekte önemli bir unsur​ olmuştur.
​Ancak sektördeki artan belirsizlikler birçok orta sınıf yatırımcının ülkenin kötü düzenlenmiş borsalarında daha yüksek getiri elde etmesine neden ol​muş,
Ama yolsuzluğun kucağında Şangay ve Shenzhen borsalarında hisse senedi fiyatları çılgınca dalgalandıkça pek çok Çinli servetini kaybe​tmiştir.
​Nitekim ​Şangay endeksi bu yıl yüzde 40 düştüğünde, Çinli yatırımcılar büyük kayıplara uğradı, pek çoğu tüm tasarruflarını kaybetti.​..​
Çin çok zayıf bir  sosyal güvenlik sistemine sahip olduğu için kişisel trajediler büyük bir ulusal krize neden oldu.​..​
 
*
Diğer bir finansal istikrarsızlık kaynağı da ihracata yönelik endüstrileri, kamu iktisadi teşebbüsleri ve kıyı bölgelerinin yerel yönetimlerinin kredi erişimi üzerinde oluşan tekeldir.
Resmi bankacılık sektörü tarafından karşılanmayan kredi talepleri gölge bankaları tarafından hızla karşılanıyor.
Gölge bankacılık sektörü “faaliyetleri ve ürünleri devlet tarafından düzenlenmiş bankacılık sisteminin dışında olan bir mali aracılar ağı olarak tanımlanıyor.
Sistemin işlemlerinin çoğu ülke finans kurumlarının düzenli bilançolarına yansıtılmıyor.
 
*
Öyle ki, gayrimenkul yatırımlarına büyük yatırımlar yapan Çin’in gölge bankacılık sektöründe gerçekleştirilen işlemlerin tutarı 18 trilyon dolardan fazladır.
​Gölge bankacıl​ı​​ğın​ risk varlıklarının ölçeği​ ise Çin GSYİH’sının yüzde 53’üne ulaş​mış bulunuyor.​
Bir kriz oluşması halinde,​ ​sektörün uygun olmayan kredilerinin yarısı kadarının resmi bankacılık sektörün​ü etkileyeceği, dolayısıyla​ dehşet​ zarar​lara neden olacağı​ öngörülüyor.
 
*
Finanslaşma Çin ekonomisinin aşil topuğudur. 
Gayrimenkul sektöründe aşırı ısınma, değişken hisse senedi piyasası ve kontrol edilemeyen gölge bankacılık sistemi arasındaki negatif sinerji,
Bir sonraki büyük krizin küresel ekonomiyi vurması ve 1997’deki Asya mali krizinin şiddetine ya da 98 ve 2008–09’un küresel mali çöküşüne rakip olmasının nedeni olabilir.
*
 
Buna rağmen Başkan Trump liderliğinde  ABD Emperyalizmi;
Tekellerin ve mali sermayenin egemenliğinin kurulması için sermaye ihracının bolca yapıldığı,
Dünyanın uluslararası tröstler arasında paylaşıldığı,
Yerkürenin tüm topraklarının en büyük kapitalist güçler arasında bölüşümünün tamamlandığı bir durumdan;
Şimdi yeni bir emperyalist çağa geçmenin kararlılığını gösteriyor.
 
*.
ABD halkının çıkarlarına hizmet etmeyen ama çıkarlarını azami düzeyde tutmak için  ABD devletinin imkanlarını araçsallaştıran,
Başta Çin’e; Güney Çin Denizi’nde bir askeri saldırıya geçmek yerine bir Ticaret Savaşı açmış bulunuyor.
Tüm dünyaya yeni bir ayar veriyor.
 
 
8.7. 2018

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir