DİP DALGASI VAR MI

Dip dalga:deniz dibinden, yüzeye yayılan depremle oluşan dalga.
Kamuoyu araştırma Şirketlerinin yaptığı anketlerde seçmenlerde suskunluk,belirsizlik ve karasızlık gözlenmiştir.
Özellikle iktidarın baskıcı yönetimi sonuncunda insanlar fikirlerini söylemeye korkar oldular.
Özgürlüklerin azalması,demokrasi alanının daralması,yönetimin demokrasiden otoriter bir rejime doğru kayması toplumda bir içe kapanma yarattı.
İnsanlar fikirlerini söylemezlerse,kendilerini bir şekilde ifade edemezlerse bunu içinde büyütürler de büyütürler.Bir süre sonra bu onlara rahatsızlık verir ve beklenmedik bir anda,beklenmedik bir şekilde aniden ortaya çıkıverir ki benim anladığım anlamdaki bu ifade şeklidir dip dalga.
Biz 68 kuşağı gözü karaydık,tüm baskılara rağmen bugünkü kadar içimize kapanık değildik.Okuyorduk,araştırıyorduk ve kendimizi ifade etmenin yollarını arıyorduk.
Biz başımızı dik tuttukça ezselerde yine eğilmiyorduk.
Üst üste gelen darbeler sayesinde Apolitik,ülke sorunlarına ve dünya sorunlarına duyarsız bir gençlik yetişmeye başladı.
Daha sonra gençler ve bilhassa kadınlar uyandı.Toplumun farklı kesimlerinden insanlar birbirinden habersiz,farkında olmadan aynı düşünceye sahip olduklarını fark ettiler.
Bu küçük eylemler ve protestolar,bir süre sonra toplumsal talepler bütününe dönüşmedi mi!
Çevreci bir kaç gencin bir ağacı korumasıyla başlayan ama özgürlük ve demokrasi kavramına dönüşen gezi olayları da sizce bir dip dalgası değil miydi.
Gelelim günümüze;Eğitim sistemi darmadağın edilerek gençler eğitimsiz bırakıldı.Hiç kimsenin bir şey bilmediği ama herkesin her şeyi bildiğini sandığı,sorumluluk almayan,düşünmeyen,araştırmayan
sorgulamayan,ezberci,itaatkar bir nesil çıktı ortaya.
Bu dönemde kadınlar tamamen eve kapatıldı,özgürlükleri kısıtlandı.Erken yaşta evlilik özendirildi.Kadına duygu ve düşüncesi olmayan sadece pişiren,kurtaran,çocuk doğuran,kocaya hizmet eden bir insan olarak bakıldı.
Bunun üstüne kadınlara ve çocuklara yapılan işkence,dayak ve tecavüzü de koyarsak varın siz düşünün kadının içinde birikenleri…
Teknoloji çağında kendi toplumundan başka,dünyadan da kopuk olan özellikle kadın ve gençler bir yanardağ misali içten içe kendilerini ve toplumu sorgulamaya başladı.
Kolay değil tam 16 sene bir nesil yetişti bu iktidar döneminde.
Bunlardan bir tane örnek vermek istiyorum sizlere;
Trende karşılaştığım sapasağlam bir genç”abla ben trende,uçakta bedava yolculuk yapıyorum,hatunu da boşadım,işim yok diye nafaka da vermiyorum,allah razı olsun Tayyip bana ve benim gibi kadın erkek pek çok gence sakatlık maaşı bağladı,geçinip gidiyoruz işte.Çalışmaya ne gerek var,çantam hep hazır,her hafta başka bir eşi dostu ziyaret ediyorum,bedavadan Türkiye yi gezdim,sen nereleri gezdin?”dilim tutulmuştu,kalakaldım öylece.”Ben nereyi gezeceğim,tek başıma üç çocuğuma nasıl ekmek götüreceğim diye günde üç ayrı işte çalışıyordum” diyebildim ne diyeceğimi bilmez bir halde,yutkunarak…
Dilim döndüğünce bunun böyle gitmeyeceğini,hayattan beklentisinin bu olmaması gerektiğini anlatmaya çalıştım ama”geç bunları ablam geç,sen yaşamayı bilmemişsin yazık sana”deyince sustum.
Şimdi bu adam Tayyip e oy vermeyecek de ben mi vereceğim.
İşte bu dönemde yetişen gençlerin bir kısmı böyle sorumsuzluğu yeğlerken bir kısım gençler  ve kadınlar da bir yandan ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar ama itaatkar olarak yetiştirildikleri için neyi nasıl sorgulayacaklarını,ne yapacaklarını bilmez bir halde,karmakarışık duygularla bir şeyler yapmaları gerektiğini bilerek içlerinde biriktirdikleri fırtınayı tufan haline gelmeden nasıl ifade edeceklerinin beklentisindeler.
size göre bu da dip dalgası değil mi!
Yapılan araştırmalara göre ilk kez oy kullanan,böyle düşünen gençlerin ve kadınların büyük bir kısmı referandumda hayır oyu kullandılar.En çok HDP ye en az da AKP ye oy çıktı bu gruptan.
Bu seçimde yine 4 milyon genç ilk kez oy kullanacak ve ben tahmin ediyorum ki referandumdaki gibi yine oylar o yönde olacaktır.
Toplumu ayrıştırdılar.Toplum çok acılar çekti,kırgın,küskün,yılgın,bezgin,yorgun,karamsar…Umuda ve güçlü bir muhalefete ihtiyacı vardı ve Millet ittifakı en çok da Muharrem İnce umut oldu halka.
Yapılan anketlere göre oy kullanma oranı %90 lara dayandı ve üçte bir iktidar üçte iki muhalefete görünüyor tercihler.
Görünen o ki daha önce oy kullanmayanlar da oy kullanmaya karar verdi.
Cumhuriyet dönemine bir göz atarsak bu gelen dip dalgalar “1950 Menderes’i, 1965 Demirel’i, 1977 Ecevit’i, 1983 Özal’ı, 2002 ise Erdoğan’ı” doğurdu…
Eminim bu gelen dip dalga da yeni oluşumlara gebe…Amacına ulaşacaktır…
İktidar dini yanlış kullandı,insanlara din sömürüsü yaparak mükemmel bir din olan islam dinini de yozlaştırarak insanları dinden soğuttu.Din bize rehberlik eder biz de kişisel özgürlükler,insan hakları,kadın hakları gibi kavramları kabullenmeli ve cinsiyet ayrımından vazgeçmeliyiz.
Bu da bir dip dalgası değil midir.
Araştırma şirketlerine göre”eskiden 3 kişiye sorduğumuzda 2 kişi cevap verirdi,şimdi 100 kişiye soruyoruz ancak 10 kişi cevap veriyor”Peki insanlardaki bu suskunluk
,güvensizlik,korku bir dip dalgası değil midir!
2011 den sonra bir icraat olmadı.2002 den 2011 e kadar olan AKP yerini
hırçın,kavgacı,statükocu,bir AKP ye bıraktı.
Büyüme durdu.İç ve dış siyasette,
ekonomide,pek çok konuda ülkede huzur ve istikrar kalmadı.
Ben son sözleri AKP nin kurucularından olan ve eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’e bırakmak istiyorum.
“Önümüzde az bir süre var. Ve bu süre çok zor geçeceğe benziyor. Mesela dolar 4 TL ike 4,50 TL oldu. Neresinden bakarsanız bakın korkunç bir artış var. İthalat yapan tüccar dışarıdan yüksek dövizle getirdiği malı içerde kaça satacak? Bütün sektörler can çekişecektir. Fabrikalar pahalı maliyetler yüzünden ürün satamayacaktır, bu fabrikalar iflas edecektir, kapanacaktır. Artık insanlar ticaret yapmayacaktır. Esnaf dükkanının kirasını ödeyemeyecektir. Bütün gelir grupları sıkışacaktır. Bu sıkışıklık elbette iktidarda olanların algısını vatandaş gözünde sürekli bozacaktır. Bu durum da oya yansıyacaktır. Öyle zannediyorum ki neticede Sayın Erdoğan seçimi kaybedecektir.”
Görelim bakalım 24 Haziran seçim sonuçları nasıl bir sürpriz yapacak…Ülkemiz için hayırlısı olsun…
Dip dalga:deniz dibinden, yüzeye yayılan depremle oluşan dalga.
Kamuoyu araştırma Şirketlerinin yaptığı anketlerde seçmenlerde suskunluk,belirsizlik ve karasızlık gözlenmiştir.
Özellikle iktidarın baskıcı yönetimi sonuncunda insanlar fikirlerini söylemeye korkar oldular.
Özgürlüklerin azalması,demokrasi alanının daralması,yönetimin demokrasiden otoriter bir rejime doğru kayması toplumda bir içe kapanma yarattı.
İnsanlar fikirlerini söylemezlerse,kendilerini bir şekilde ifade edemezlerse bunu içinde büyütürler de büyütürler.Bir süre sonra bu onlara rahatsızlık verir ve beklenmedik bir anda,beklenmedik bir şekilde aniden ortaya çıkıverir ki benim anladığım anlamdaki bu ifade şeklidir dip dalga.
Biz 68 kuşağı gözü karaydık,tüm baskılara rağmen bugünkü kadar içimize kapanık değildik.Okuyorduk,araştırıyorduk ve kendimizi ifade etmenin yollarını arıyorduk.
Biz başımızı dik tuttukça ezselerde yine eğilmiyorduk.
Üst üste gelen darbeler sayesinde Apolitik,ülke sorunlarına ve dünya sorunlarına duyarsız bir gençlik yetişmeye başladı.
Daha sonra gençler ve bilhassa kadınlar uyandı.Toplumun farklı kesimlerinden insanlar birbirinden habersiz,farkında olmadan aynı düşünceye sahip olduklarını fark ettiler.
Bu küçük eylemler ve protestolar,bir süre sonra toplumsal talepler bütününe dönüşmedi mi!
Çevreci bir kaç gencin bir ağacı korumasıyla başlayan ama özgürlük ve demokrasi kavramına dönüşen gezi olayları da sizce bir dip dalgası değil miydi.
Gelelim günümüze;Eğitim sistemi darmadağın edilerek gençler eğitimsiz bırakıldı.Hiç kimsenin bir şey bilmediği ama herkesin her şeyi bildiğini sandığı,sorumluluk almayan,düşünmeyen,araştırmayan
sorgulamayan,ezberci,itaatkar bir nesil çıktı ortaya.
Bu dönemde kadınlar tamamen eve kapatıldı,özgürlükleri kısıtlandı.Erken yaşta evlilik özendirildi.Kadına duygu ve düşüncesi olmayan sadece pişiren,kurtaran,çocuk doğuran,kocaya hizmet eden bir insan olarak bakıldı.
Bunun üstüne kadınlara ve çocuklara yapılan işkence,dayak ve tecavüzü de koyarsak varın siz düşünün kadının içinde birikenleri...
Teknoloji çağında kendi toplumundan başka,dünyadan da kopuk olan özellikle kadın ve gençler bir yanardağ misali içten içe kendilerini ve toplumu sorgulamaya başladı.
Kolay değil tam 16 sene bir nesil yetişti bu iktidar döneminde.
Bunlardan bir tane örnek vermek istiyorum sizlere;
Trende karşılaştığım sapasağlam bir genç"abla ben trende,uçakta bedava yolculuk yapıyorum,hatunu da boşadım,işim yok diye nafaka da vermiyorum,allah razı olsun Tayyip bana ve benim gibi kadın erkek pek çok gence sakatlık maaşı bağladı,geçinip gidiyoruz işte.Çalışmaya ne gerek var,çantam hep hazır,her hafta başka bir eşi dostu ziyaret ediyorum,bedavadan Türkiye yi gezdim,sen nereleri gezdin?"dilim tutulmuştu,kalakaldım öylece."Ben nereyi gezeceğim,tek başıma üç çocuğuma nasıl ekmek götüreceğim diye günde üç ayrı işte çalışıyordum" diyebildim ne diyeceğimi bilmez bir halde,yutkunarak...
Dilim döndüğünce bunun böyle gitmeyeceğini,hayattan beklentisinin bu olmaması gerektiğini anlatmaya çalıştım ama"geç bunları ablam geç,sen yaşamayı bilmemişsin yazık sana"deyince sustum.
Şimdi bu adam Tayyip e oy vermeyecek de ben mi vereceğim.
İşte bu dönemde yetişen gençlerin bir kısmı böyle sorumsuzluğu yeğlerken bir kısım gençler  ve kadınlar da bir yandan ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar ama itaatkar olarak yetiştirildikleri için neyi nasıl sorgulayacaklarını,ne yapacaklarını bilmez bir halde,karmakarışık duygularla bir şeyler yapmaları gerektiğini bilerek içlerinde biriktirdikleri fırtınayı tufan haline gelmeden nasıl ifade edeceklerinin beklentisindeler.
size göre bu da dip dalgası değil mi!
Yapılan araştırmalara göre ilk kez oy kullanan,böyle düşünen gençlerin ve kadınların büyük bir kısmı referandumda hayır oyu kullandılar.En çok HDP ye en az da AKP ye oy çıktı bu gruptan.
Bu seçimde yine 4 milyon genç ilk kez oy kullanacak ve ben tahmin ediyorum ki referandumdaki gibi yine oylar o yönde olacaktır.
Toplumu ayrıştırdılar.Toplum çok acılar çekti,kırgın,küskün,yılgın,bezgin,yorgun,karamsar...Umuda ve güçlü bir muhalefete ihtiyacı vardı ve Millet ittifakı en çok da Muharrem İnce umut oldu halka.
Yapılan anketlere göre oy kullanma oranı %90 lara dayandı ve üçte bir iktidar üçte iki muhalefete görünüyor tercihler.
Görünen o ki daha önce oy kullanmayanlar da oy kullanmaya karar verdi.
Cumhuriyet dönemine bir göz atarsak bu gelen dip dalgalar “1950 Menderes’i, 1965 Demirel’i, 1977 Ecevit’i, 1983 Özal’ı, 2002 ise Erdoğan’ı" doğurdu...
Eminim bu gelen dip dalga da yeni oluşumlara gebe...Amacına ulaşacaktır...
İktidar dini yanlış kullandı,insanlara din sömürüsü yaparak mükemmel bir din olan islam dinini de yozlaştırarak insanları dinden soğuttu.Din bize rehberlik eder biz de kişisel özgürlükler,insan hakları,kadın hakları gibi kavramları kabullenmeli ve cinsiyet ayrımından vazgeçmeliyiz.
Bu da bir dip dalgası değil midir.
Araştırma şirketlerine göre"eskiden 3 kişiye sorduğumuzda 2 kişi cevap verirdi,şimdi 100 kişiye soruyoruz ancak 10 kişi cevap veriyor"Peki insanlardaki bu suskunluk
,güvensizlik,korku bir dip dalgası değil midir!
2011 den sonra bir icraat olmadı.2002 den 2011 e kadar olan AKP yerini
hırçın,kavgacı,statükocu,bir AKP ye bıraktı.
Büyüme durdu.İç ve dış siyasette,
ekonomide,pek çok konuda ülkede huzur ve istikrar kalmadı.
Ben son sözleri AKP nin kurucularından olan ve eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'e bırakmak istiyorum.
"Önümüzde az bir süre var. Ve bu süre çok zor geçeceğe benziyor. Mesela dolar 4 TL ike 4,50 TL oldu. Neresinden bakarsanız bakın korkunç bir artış var. İthalat yapan tüccar dışarıdan yüksek dövizle getirdiği malı içerde kaça satacak? Bütün sektörler can çekişecektir. Fabrikalar pahalı maliyetler yüzünden ürün satamayacaktır, bu fabrikalar iflas edecektir, kapanacaktır. Artık insanlar ticaret yapmayacaktır. Esnaf dükkanının kirasını ödeyemeyecektir. Bütün gelir grupları sıkışacaktır. Bu sıkışıklık elbette iktidarda olanların algısını vatandaş gözünde sürekli bozacaktır. Bu durum da oya yansıyacaktır. Öyle zannediyorum ki neticede Sayın Erdoğan seçimi kaybedecektir."
Görelim bakalım 24 Haziran seçim sonuçları nasıl bir sürpriz yapacak...Ülkemiz için hayırlısı olsun... - umran unlu

KONU HAKKINDA DAHA FAZLA:

GİRİŞ TARİHİ:

GÜNCELLEME:

Bu gibi içeriklerin devam etmesini istiyor, Akademik yayınları veya vatandaş gazeteciliği destekliyorsanız, maddi katkıda bulunabilirsiniz.

İçerik desteği, sponsorluk veya işbirliği teklifleri için bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Gazeteci, yazar, oyuncu, korist, matematikçi, aktivist...
Felsefesi; Hayatı, insanları, hayvanları... Özet olarak herşeyi sevme yeteneği... Mutfak ve bahçem terapi alanım... Hayat bu kadar güzel ve yaşanasıyken, insanların iki yüzlülüğünü ve hayatı kendilerine de, çevresindekilere de zehir etmelerini anlayamıyorum.

Elizabeth Ümran Ünlü

She was born on january 10 th, 1951 in Afyon’s village of Üclerkayasi. After she had finished primary school in the village she got on the road of finishing middle school and becoming a teacher in Kütahya with the words of her teacher, “You are going to open the doors of this village to the World, you must learn.”

She became a math teacher after finishing the Eskisehir Anatolia University. She also taught classes in Yalova and Istanbul. Then, she began working in Turkish Art Music. Later on, she became a project teacher and a vice-principal in a private school in Suadiye, Istanbul. After the age of 45, she decided to learn theater work that she could not give up on. She got acting training for two years at the Kadıköy Halk Eğitim Deneme Sahnesi. She was in plays like Savaş Oyunu (War Game) and Kına Gecesi (Henna Night). She also had roles in the theaters of AKM - Haldun Taner - Kadıköy - Mecidiyeköy - Sarıyer.

She educated her children in the best schools and taught them to be children that she will be proud of. (Pilot, engineer, researcher) After being a principal in classes in Şişli, in 1999 she came to America where she had sent her son for school. She continued her Turkish Art Music and theater work in has been participating a chorus, and they are going to have a concert on November 2, 2019 at Carnegie Hall. They give concert every year. She went to University in America for language courses. For a remainder of the time, she wrote plenty of children’s stories in many websites and magazines. She is writing the book “Bir Yerlerden Başlamalıyım” and writing the play “Ah Amerika.” While spending a pleasurable life with her children and grandchildren, she is planning to begin her theater life in America with the play musical “Keşanlı Ali Destanı”, "Çalıkuşu", "Nasrettin Hoca", "7 kocalı hürmüz", "Keloğlan",

She also continues to live peacefully with herself and everyone and continues to give this love to humankind because of her daughter’s words, “The endless love and care in my mother’s heart would be enough for the Earth.”

Hayat bu kadar güzel ve yaşanasıyken, insanların iki yüzlülüğünü ve hayatı kendilerine de ,çevresindekilere de zehir etmelerini anlayamıyorum.

Yorumlar

“DİP DALGASI VAR MI” için 2 cevap

  1. Siyaset yorumcusu... avatarı
    Siyaset yorumcusu…

    Dip dalgası olarak kendini ifade etmek isteyen zaten şimdiye kadar olan seçimlerde akp ye oy ver miyen kesim yani gezi olaylarının militanları.. ankarada işzmir gündoğdudaki görüntüler son bir çırpınışın heyazanlarıdır.. getirisi olmaz . akp den oy kaymadıkça sonuç değişmez…

  2. Ümran Ünlü avatarı
    Ümran Ünlü

    o sizin fikriniz bunlar da benim fikrim.her ne kadar ülkemde fikrini söylemek suç sayılsa da kendimi ifade hakkımı kullanıyorum.Siz gezi olaylarına militan sözcüğünü kullanabiliyorsanız ve AKP nin eridiğini hala göremiyorsanız size söyleyecek bir sözüm yok,sevgiyle kalın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bugün Gündem
  1. Sadece (Bakara,136)ayeti ekleyerek ve içeriği olduğu gibi aynı bırakarak; (Peygamber(ler)in ALLAH’a Ortaklığı-Hadisler-KUR’AN) yazısı, yeni başlıkla kabul görür mü? Tüm ilgi-alâka,…

  2. Dünya Hayatı; Çoğaltma Yarışı? Ölüm?-KUR’AN?! (Mülk,2)”O, davranış ve eylem bakımından hanginizin daha güzel amel edeceğini-en güzel eseri kimin yapacağını belirlemek-sınamak…

  • 2070 yılına kadar seyahatlerde neler değişecek?..

    2070 yılına kadar seyahatlerde neler değişecek?..

    Şu bir gerçek: İnsanların her geçen yıl seyahat ve tatil tercihleri değişiyor. Bu gerçekler ışığı altında sektör yenileme çalışmalarına hız vermeli. İngiltere merkezli hava yolu ve […]


  • MİLLİYETÇİLİK ve ULUSALCILIK (3)

    MİLLİYETÇİLİK ve ULUSALCILIK (3)

                Ulusalcılık kavramının oluşumundaki ‘tarihsel kalıt’a  eski dilde ‘Ecdadın ruhu’ da denilebilir, ki geçen yazıda buna kısaca değinmiştik. İşte Fransızların ‘kadim ruh’ (l’âme antique) dedikleri […]


  • YSK, RTE’NİN NOTERİ OLMUŞTUR

    YSK, RTE’NİN NOTERİ OLMUŞTUR

    RTE’NİN ANAYASAL OLMAYAN ADAYLIĞINI ONAYLAYAN BU YSK, ALDIĞI KARARLA RTE’NİN NOTERİ OLMUŞTUR YSK’nın son aldığı kararı, RTE’nin CB seçimine aday olarak katılmasını oy birliğiyle almış […]


  • Dünya Hayatı; Çoğaltma Yarışı? Ölüm?

    Dünya Hayatı; Çoğaltma Yarışı? Ölüm?

    Dünya Hayatı; Çoğaltma Yarışı?Ölüm?-KUR’AN?! (Mülk,2)”O, davranış ve eylem bakımından hanginizin daha güzel amel edeceğini-en güzel eseri kimin yapacağını belirlemek-sınamak için ölümü ve hayatı yarattı.” Yaşamın […]


  • Topraklarımızı yabancılara satmayın

    Topraklarımızı yabancılara satmayın

    BAŞKAN KELEŞ: TOPRAKLARIMIZI YABANCILARA SATMAYIN Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sakarya İl Başkanı Ecevit Keleş, Türkiye’de en çok  yabancılara arsa satılan iller arasında Sakarya’nın da olduğuna […]


  • EKONOMİMİZ GERÇEKTEN DE UÇUYOR MU?

    EKONOMİMİZ GERÇEKTEN DE UÇUYOR MU?

    Sn. Erdoğan ve Maliye Bakanı Nebati, Türk ekonomisinin uçtuğunu, uygulanan sisteme Batılıların bile hayran kaldığını üstüne basa basa söylemekteler. Sn. Erdoğan, “Benim alanın ekonomi, bunların […]


  • Deprem bölgesinde sigortalı hasar 100 milyar…

    Deprem bölgesinde sigortalı hasar 100 milyar…

    Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin yaşattığı acının büyüklüğüne dikkat çekti. Bu tür afetler sonrası rakamlarla […]


  • KARA NİYETLİ PAPAZ

    KARA NİYETLİ PAPAZ

    KARA NİYETLİ PAPAZ HÜSEYİN MÜMTAZ                 Rusya-Ukrayna savaşı ile Lozan’ın, 100 yıl sonra aynı karede yer alabileceğini hiç düşünebilir miydiniz?                 Heybeli’deki kara cübbeli, kara […]


  • Antakya Medeniyetler Korosu

    Antakya Medeniyetler Korosu

    Antakya Medeniyetler Korusu Depremin Yaralarını Sarmak İçin İlk Konserini Duygu Yüklü Mesajlarla Adana’da Başlattı 6 Şubat 2023 sabahı depreminde on binlerce kardeşimiz, annemiz, babamız ve […]


  • Bir Günah Gibi

    Bir Günah Gibi

    Kimin yazdığını bilmiyorum, ancak çok duygusal bir kişinin yazdığına emin olduğum bir şarkı sözü vardır. Aslında şarkı bir Rus halk şarkısından gelmekte, ‘Oçi Çorniye’. Şarkının […]


  • Suudiler, İran ile barıştı…

    Suudiler, İran ile barıştı…

    Suudi Arabistan ile İran’ın 7 yıllık kesintinin ardından Çin’in arabuluculuğuyla diplomatik ilişkileri başlatma kararı, İsrail dışında tüm bölge ülkeleri tarafından memnuniyet verici bir gelişme olarak […]


  • “Rumlarla eşit şartlarda müzakere ederiz…”

    “Rumlarla eşit şartlarda müzakere ederiz…”

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Güney Kıbrıs yönetimi ile resmi müzakere masasına oturmak için çerçevenin belirlenmesi gerektiğini vurgulayarak, egemen eşitlik ve eşit […]


  • MİLLİYETÇİLİK ve ULUSALCILIK (2)

    MİLLİYETÇİLİK ve ULUSALCILIK (2)

                Fransız Devrimi sırasında ve hatta Rönesans döneminde, Avrupa’da bir Eski Yunan kültünden sözedilmekte idi.             Örneğin Rönesans’ın sözcük anlamı ‘yeniden doğuş’ olup, bu yeniden doğuş Eski Yunan’ın yeniden […]



Posted

in

by

Exit mobile version