KİRLİ SEÇİME 5 KALA MİLLET İTTİFAKI UYUMA

Binlerce ihbar aldım. Önce önemsemedim. Böyle bir şey olabileceğine ihtimal dahi vermedim. Hatta bir adım daha ileri giderek bu tür ihbarlara şüphe ile yaklaştım ve, kasıtlı olarak çıkarılabileceğini savundum. Hiçbir makalemi masa üstün de araştırmadan yazmadım, yazmam da… Bu defada öyle yaptım. *** Her şeyden önce bilinmesini isterim ki seçmen sayısı ile oynasalar dahi bu seçimi kaybetme ihtimalleri çok ama çok yüksektir. Herkesin sandığa giderek oyunu kullanması bu oyunu da bozmaya yeterli olacaktır. Halkın kararlığı ile % kaç önde başladıkları değil, şu andaki moral motivasyon ve tarafsız anketlerin verileri önem ve değer taşımaktadır. Bu yüzden makalenin İktidar ve muhalefete bir uyarı ve farkındalık yazısı olarak değerlendirilmesini istiyorum. *** Türkiye'de son 10 yılda yapılan seçimlerdeki seçmen sayısı ilginç bir seyir izliyor. Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 2002 yılından bugüne kadar açıkladığı seçmen sayılarındaki çelişkiler mide bulandırmaya devam ediyor. Yüksek Seçim Kurulu açıklamalarına göre; Seçmen sayısı 2007'de hiçbir sebebe bağlı olmaksızın aniden düşüyor. 2007 seçimlerinden 2 yıl sonra yerel seçimlerde seçmen sayısı 6 milyon birden artıyor. Bu tarihten sonra Kasım 2015 seçimlerine kadar belirli bir istikrar var gibi gözüküyor ama 2015 yılından sonra akıl ve mantık sınırları adeta yok sayılıyor. ** HER TÜR HİLEYE AÇIK KİRLİ BİR SEÇİM (% 7 oy kime garanti?) Bu ani çıkışımın nedeni sizi şaşırtmış olabilir. Lütfen okumaya devam edelim. Eğer yanılıyorsam bundan büyük bir mutluluk duyacağım aşikardır. Yok, eğer haklı isem herhangi bir istenmeyen sonuçla karşılaşmadan önce hep birlikte muhalefet partilerini uyarmak ve bu konuda tedbir almalarını talep etmek ve sağlamak en doğal hakkımızdır. *** Öncelikle Türkiye’nin yıllık nüfus artış ortalamasını nedir bir bakalım. Son 17 yıla göre Türkiye Cumhuriyetinin nüfusu her yıl ortalama ‰ 13 (Binde 13) artmaktadır. Yani Türkiye’de her yıl doğumlarla ölümler arasındaki fark ve diğer nedenlerle Bin kişi olan nüfus 13 kişi artarak Bin On üç kişi oluyor. Daha basit bir anlatımla ortalama nüfusumuz her yıl 1 Milyon kişi yükseliyor. Bu sayıyı aklımız da tutarak; Şimdi son 17 yılın seçmen sayısında ki artışlarını inceleyelim. Anayasa referandumu hariç seçimler normal süresinde yani 4 yılda bir yapıldı. 2002 – 2007 arası seçmen sayısı yıllık ortalama % 2.45 artış göstermiş. (Her yıl 1 milyon artmış) 2007 - 2011 arası seçmen sayısı yıllık ortalama % 4.90 artış göstermiş. (Her yıl 2 milyon artmış) 2011 - 2015 arası seçmen sayısı yıllık ortalama % 2,15 artış göstermiş (Her yıl 875 bin kişi artmış.) Bundan sonrasını daha da dikkati bir şekilde okuyalım 2015 yılı Haziran ve Kasım seçimleri Her yıl ortalama % 3.30 artan seçmen sayısı Haziran 2015 seçimlerinde 18 yaşını dolduran gençlerin katılımı ile %1.70 oranında artış göstererek normal seyrini korurken sadece 5 ay sonraki Kasım 2015 erken seçimlerinde birdenbire % 6.10 gibi muazzam bir oranda artış göstermiş. Bu kadar mı? Elbette hayır devam edelim Yine 5 ay sonra 16 Nisan anayasa referandumun da seçmen sayısı bir defa daha inanılmaz bir artış göstermiş ve yıllık ortalama % 6.30 gibi bir rakama ulaşmış. Bu oran tüm zamanların istatistik verilerini alt üst etmiş. Her yıl ortalama 1 Milyon nüfusu ve ortalama 970 bin seçmen sayısı artan bir ülkede 5 aylık sürede ortalama 2 Milyon yeni seçmenimize merhaba demeye başlamışız. Bitti mi? Keşke bitmiş olsaydı Çünkü bundan sonrası çok çok daha vahim… 2017 Anayasa referandumun da 55 Milyon 319 Bin olan seçmen sayısı 1 yılda 4 Milyon kişi artış göstererek %7.10 gibi bir oranla aklın, mantığın, fiziğin ve matematiğin hiçbir kuralına uymayan bir sayıya ulaşmış 24 Haziran seçimlerinin seçmen sayısı olarak belirlenmiş. *** Yüksek Seçim Kurulu tarafından Muhtarlara seçmen bilgi kağıtlarını seçmenlerine dağıtmama emri verilmiş. Seçmen bilgi kağıtlarının üzerine Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. Tura kalması halin de kullanılacak olacağının bilgisi karınca yazısı gibi küçük puntolarda okunmayacak şekilde yazılmış. Seçim sonuçlarını gösteren tutanaklarında ki hayati önem taşıyan zorunluluklar kaldırılmış. Bence bu seçim kirli yapılmak isteniyor. İktidar partisi ve Muhalefeti acilen bir açıklama yapmaya, önlem almaya ve şüphelerimizi gidermeye davet ediyorum. Sonuç olarak: Ne yaparsanız yapın. Yazı da gelse, Turada gelse siz bu seçimi kaybettiniz. Sadece inkar ederek kabul etmiyorsunuz. Meşruiyetinizi kaybettiniz. Bundan sonrası Binbir gece masalları Ali Baba ve Kırk haramilerdir. Sevgiyle kalın - kirli

Binlerce ihbar aldım. Önce önemsemedim. Böyle bir şey olabileceğine ihtimal dahi vermedim. Hatta bir adım daha ileri giderek bu tür ihbarlara şüphe ile yaklaştım ve, kasıtlı olarak çıkarılabileceğini savundum. Hiçbir makalemi masa üstün de araştırmadan yazmadım, yazmam da… Bu defada öyle yaptım. *** Her şeyden önce bilinmesini isterim ki seçmen sayısı ile oynasalar dahi bu seçimi kaybetme ihtimalleri çok ama çok yüksektir. Herkesin sandığa giderek oyunu kullanması bu oyunu da bozmaya yeterli olacaktır. Halkın kararlığı ile % kaç önde başladıkları değil, şu andaki moral motivasyon ve tarafsız anketlerin verileri önem ve değer taşımaktadır. Bu yüzden makalenin İktidar ve muhalefete bir uyarı ve farkındalık yazısı olarak değerlendirilmesini istiyorum. *** Türkiye'de son 10 yılda yapılan seçimlerdeki seçmen sayısı ilginç bir seyir izliyor. Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 2002 yılından bugüne kadar açıkladığı seçmen sayılarındaki çelişkiler mide bulandırmaya devam ediyor. Yüksek Seçim Kurulu açıklamalarına göre; Seçmen sayısı 2007'de hiçbir sebebe bağlı olmaksızın aniden düşüyor. 2007 seçimlerinden 2 yıl sonra yerel seçimlerde seçmen sayısı 6 milyon birden artıyor. Bu tarihten sonra Kasım 2015 seçimlerine kadar belirli bir istikrar var gibi gözüküyor ama 2015 yılından sonra akıl ve mantık sınırları adeta yok sayılıyor. ** HER TÜR HİLEYE AÇIK KİRLİ BİR SEÇİM (% 7 oy kime garanti?) Bu ani çıkışımın nedeni sizi şaşırtmış olabilir. Lütfen okumaya devam edelim. Eğer yanılıyorsam bundan büyük bir mutluluk duyacağım aşikardır. Yok, eğer haklı isem herhangi bir istenmeyen sonuçla karşılaşmadan önce hep birlikte muhalefet partilerini uyarmak ve bu konuda tedbir almalarını talep etmek ve sağlamak en doğal hakkımızdır. *** Öncelikle Türkiye’nin yıllık nüfus artış ortalamasını nedir bir bakalım. Son 17 yıla göre Türkiye Cumhuriyetinin nüfusu her yıl ortalama ‰ 13 (Binde 13) artmaktadır. Yani Türkiye’de her yıl doğumlarla ölümler arasındaki fark ve diğer nedenlerle Bin kişi olan nüfus 13 kişi artarak Bin On üç kişi oluyor. Daha basit bir anlatımla ortalama nüfusumuz her yıl 1 Milyon kişi yükseliyor. Bu sayıyı aklımız da tutarak; Şimdi son 17 yılın seçmen sayısında ki artışlarını inceleyelim. Anayasa referandumu hariç seçimler normal süresinde yani 4 yılda bir yapıldı. 2002 – 2007 arası seçmen sayısı yıllık ortalama % 2.45 artış göstermiş. (Her yıl 1 milyon artmış) 2007 - 2011 arası seçmen sayısı yıllık ortalama % 4.90 artış göstermiş. (Her yıl 2 milyon artmış) 2011 - 2015 arası seçmen sayısı yıllık ortalama % 2,15 artış göstermiş (Her yıl 875 bin kişi artmış.) Bundan sonrasını daha da dikkati bir şekilde okuyalım 2015 yılı Haziran ve Kasım seçimleri Her yıl ortalama % 3.30 artan seçmen sayısı Haziran 2015 seçimlerinde 18 yaşını dolduran gençlerin katılımı ile %1.70 oranında artış göstererek normal seyrini korurken sadece 5 ay sonraki Kasım 2015 erken seçimlerinde birdenbire % 6.10 gibi muazzam bir oranda artış göstermiş. Bu kadar mı? Elbette hayır devam edelim Yine 5 ay sonra 16 Nisan anayasa referandumun da seçmen sayısı bir defa daha inanılmaz bir artış göstermiş ve yıllık ortalama % 6.30 gibi bir rakama ulaşmış. Bu oran tüm zamanların istatistik verilerini alt üst etmiş. Her yıl ortalama 1 Milyon nüfusu ve ortalama 970 bin seçmen sayısı artan bir ülkede 5 aylık sürede ortalama 2 Milyon yeni seçmenimize merhaba demeye başlamışız. Bitti mi? Keşke bitmiş olsaydı Çünkü bundan sonrası çok çok daha vahim… 2017 Anayasa referandumun da 55 Milyon 319 Bin olan seçmen sayısı 1 yılda 4 Milyon kişi artış göstererek %7.10 gibi bir oranla aklın, mantığın, fiziğin ve matematiğin hiçbir kuralına uymayan bir sayıya ulaşmış 24 Haziran seçimlerinin seçmen sayısı olarak belirlenmiş. *** Yüksek Seçim Kurulu tarafından Muhtarlara seçmen bilgi kağıtlarını seçmenlerine dağıtmama emri verilmiş. Seçmen bilgi kağıtlarının üzerine Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. Tura kalması halin de kullanılacak olacağının bilgisi karınca yazısı gibi küçük puntolarda okunmayacak şekilde yazılmış. Seçim sonuçlarını gösteren tutanaklarında ki hayati önem taşıyan zorunluluklar kaldırılmış. Bence bu seçim kirli yapılmak isteniyor. İktidar partisi ve Muhalefeti acilen bir açıklama yapmaya, önlem almaya ve şüphelerimizi gidermeye davet ediyorum. Sonuç olarak: Ne yaparsanız yapın. Yazı da gelse, Turada gelse siz bu seçimi kaybettiniz. Sadece inkar ederek kabul etmiyorsunuz. Meşruiyetinizi kaybettiniz. Bundan sonrası Binbir gece masalları Ali Baba ve Kırk haramilerdir. Sevgiyle kalın - kirli

Binlerce ihbar aldım. Önce önemsemedim. Böyle bir şey olabileceğine ihtimal dahi vermedim. Hatta bir adım daha ileri giderek bu tür ihbarlara şüphe ile yaklaştım ve, kasıtlı olarak çıkarılabileceğini savundum.
Hiçbir makalemi masa üstün de araştırmadan yazmadım, yazmam da…
Bu defada öyle yaptım.
***
Her şeyden önce bilinmesini isterim ki seçmen sayısı ile oynasalar dahi bu seçimi kaybetme ihtimalleri çok ama çok yüksektir. Herkesin sandığa giderek oyunu kullanması bu oyunu da bozmaya yeterli olacaktır. Halkın kararlığı ile % kaç önde başladıkları değil, şu andaki moral motivasyon ve tarafsız anketlerin verileri önem ve değer taşımaktadır. Bu yüzden makalenin İktidar ve muhalefete bir uyarı ve farkındalık yazısı olarak değerlendirilmesini istiyorum.
***
Türkiye’de son 10 yılda yapılan seçimlerdeki seçmen sayısı ilginç bir seyir izliyor. Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 2002 yılından bugüne kadar açıkladığı seçmen sayılarındaki çelişkiler mide bulandırmaya devam ediyor. Yüksek Seçim Kurulu açıklamalarına göre;
Seçmen sayısı 2007’de hiçbir sebebe bağlı olmaksızın aniden düşüyor.
2007 seçimlerinden 2 yıl sonra yerel seçimlerde seçmen sayısı 6 milyon birden artıyor. Bu tarihten sonra Kasım 2015 seçimlerine kadar belirli bir istikrar var gibi gözüküyor ama 2015 yılından sonra akıl ve mantık sınırları adeta yok sayılıyor.
**
HER TÜR HİLEYE AÇIK KİRLİ BİR SEÇİM (% 7 oy kime garanti?)
Bu ani çıkışımın nedeni sizi şaşırtmış olabilir.
Lütfen okumaya devam edelim.
Eğer yanılıyorsam bundan büyük bir mutluluk duyacağım aşikardır.
Yok, eğer haklı isem herhangi bir istenmeyen sonuçla karşılaşmadan önce hep birlikte muhalefet partilerini uyarmak ve bu konuda tedbir almalarını talep etmek ve sağlamak en doğal hakkımızdır.
***
Öncelikle Türkiye’nin yıllık nüfus artış ortalamasını nedir bir bakalım.
Son 17 yıla göre Türkiye Cumhuriyetinin nüfusu her yıl ortalama ‰ 13 (Binde 13) artmaktadır.
Yani Türkiye’de her yıl doğumlarla ölümler arasındaki fark ve diğer nedenlerle Bin kişi olan nüfus 13 kişi artarak Bin On üç kişi oluyor. Daha basit bir anlatımla ortalama nüfusumuz her yıl 1 Milyon kişi yükseliyor.
Bu sayıyı aklımız da tutarak;
Şimdi son 17 yılın seçmen sayısında ki artışlarını inceleyelim.
Anayasa referandumu hariç seçimler normal süresinde yani 4 yılda bir yapıldı.
2002 – 2007 arası seçmen sayısı yıllık ortalama % 2.45 artış göstermiş. (Her yıl 1 milyon artmış)
2007 – 2011 arası seçmen sayısı yıllık ortalama % 4.90 artış göstermiş. (Her yıl 2 milyon artmış)
2011 – 2015 arası seçmen sayısı yıllık ortalama % 2,15 artış göstermiş (Her yıl 875 bin kişi artmış.)
Bundan sonrasını daha da dikkati bir şekilde okuyalım
2015 yılı Haziran ve Kasım seçimleri
Her yıl ortalama % 3.30 artan seçmen sayısı Haziran 2015 seçimlerinde 18 yaşını dolduran gençlerin katılımı ile %1.70 oranında artış göstererek normal seyrini korurken sadece 5 ay sonraki Kasım 2015 erken seçimlerinde birdenbire % 6.10 gibi muazzam bir oranda artış göstermiş.
Bu kadar mı?
Elbette hayır devam edelim
Yine 5 ay sonra 16 Nisan anayasa referandumun da seçmen sayısı bir defa daha inanılmaz bir artış göstermiş ve yıllık ortalama % 6.30 gibi bir rakama ulaşmış. Bu oran tüm zamanların istatistik verilerini alt üst etmiş. Her yıl ortalama 1 Milyon nüfusu ve ortalama 970 bin seçmen sayısı artan bir ülkede 5 aylık sürede ortalama 2 Milyon yeni seçmenimize merhaba demeye başlamışız.
Bitti mi? Keşke bitmiş olsaydı
Çünkü bundan sonrası çok çok daha vahim…
2017 Anayasa referandumun da 55 Milyon 319 Bin olan seçmen sayısı 1 yılda 4 Milyon kişi artış göstererek %7.10 gibi bir oranla aklın, mantığın, fiziğin ve matematiğin hiçbir kuralına uymayan bir sayıya ulaşmış 24 Haziran seçimlerinin seçmen sayısı olarak belirlenmiş.
***
Yüksek Seçim Kurulu tarafından Muhtarlara seçmen bilgi kağıtlarını seçmenlerine dağıtmama emri verilmiş.
Seçmen bilgi kağıtlarının üzerine Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. Tura kalması halin de kullanılacak olacağının bilgisi karınca yazısı gibi küçük puntolarda okunmayacak şekilde yazılmış.
Seçim sonuçlarını gösteren tutanaklarında ki hayati önem taşıyan zorunluluklar kaldırılmış.
Bence bu seçim kirli yapılmak isteniyor. İktidar partisi ve Muhalefeti acilen bir açıklama yapmaya, önlem almaya ve şüphelerimizi gidermeye davet ediyorum.
Sonuç olarak:
Ne yaparsanız yapın. Yazı da gelse, Turada gelse siz bu seçimi kaybettiniz. Sadece inkar ederek kabul etmiyorsunuz. Meşruiyetinizi kaybettiniz. Bundan sonrası Binbir gece masalları Ali Baba ve Kırk haramilerdir.
Sevgiyle kalın
Okumaya devam et  HAYAT KARAR VE EYLEMDİR

Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir