KORKMA! SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA YÜZEN AL SANCAK….

Yerel tohum çalışmalarımız kapsamında, üretici ziyaretlerimizi yapmak için, Fethiye’nin Nif köyüne gittik. - 30729167 963545730487844 6074997009855545344 n

Yerel tohum çalışmalarımız kapsamında, üretici ziyaretlerimizi yapmak için, Fethiye’nin Nif köyüne gittik.

Nif köyü, dört yanı Torosların devamı olan dağlarla çevrili, engebeli bir araziye sahip yeşilin en güzel tonlarına sahip muhteşem bir köy.

Erkenci kiraz ağaçlarının çiçekleri içimizi coşturuyor. Bütün meyve ağaçlarının dalları çiçeklere doymuş. Her yer doğal papatyalarla dolu.

Daha sonra adı Arpacık olarak değiştirilmiş olsa da halen Nif olarak bilinmektedir.

Köyün farklı mahallelerinde oturan üreticilerimizin yerel tohum

fidelerini görmek, onlarla sohbet etmek ve bu çalışmamızda ki yeni projeleri paylaşmak için yola çıktık..

Beş ayrı üreticimizin binlerce dönüm arazisi, onlarca çeşit yerel tohumları, tonlarca alacakları ürünleri tespit edip, onların sorunlarını dinlerken, sorunlarının ortak olduğunu görüyoruz.

Daha önceki ziyaretlerimizde de dile getirdiğimiz, genç nüfusun olmayışı, evlerinde kalan yaşlıların tek başlarına atadan kalan topraklarına gözü gibi bakmalarıydı.

Kemal amca biraz daha şanslı, oğlu ve gelinleri hala canla başla çalışıp üretiyorlar. Yüzlerce ağaç var, çok çeşitli meyveler, yerel tohum fideleri, keçileri, bostanları ve yapılacak o kadar çok işleri var ki.

Ömer Lütfü amca 83 yaşında, eşi Seferiye nine, ‘’ seferberlik zamanında doğduğum için adımı Seferiye koymuşlar ‘’ diyerek gülümsüyor. Ömer Lütfü amca bizi görünce gidip, tarlada çalıştığı kıyafeti değiştirip, gömleğini, yeleğini giyip elinde lokum ve kolonya ile geliyor yanımıza. Eşi yıllarca emek vermiş hala iki büklüm haliyle ve elinde ki bastonuyla toprağına dokunmaktan vazgeçmiyor. İki çocuğu evlenip şehir dışına gitmiş. Onlarca  dönüm arazi, yüzlerce ağaç ve ekilmeyi bekleyen topraklar onların umuduna kalmış.

Adem bey ve eşi Nazike hanımın evine gidiyoruz. Yaşlı anneleri gülen gözlerle bakıyor bize, sıcacık sarılıyor. Nazike hanım çok becerikli, yıl boyu hepimiz onu yaptığı tarhanaları tüketiyoruz. Karnımız tok olmasına rağmen hemen masayı donatıyor. Karışık otlardan bulgurlu bir yemek yapmış. Yaptığı her şey kendi ürettiği ürünler. Ev yoğurdu, kuru fasulye ve ekşi mayalı ekmek.

Biber, patlıcan, salatalık, kabak fidelerini tek tek gösteriyor bize. Bu sene ne kadar tohum ektiklerini, ne kadar ürün alacaklarını, ağaçlarını meyvelerini anlatıyor. Yerel tohum ürünlerine ve ağaçlarına solucan gübresi kullanmak için bu dönem başladığımız projenin de içinde yer alan Adem bey, solucanlarını büyük bir heyecanla gösteriyor bize. Başladığı için çok memnun…

Dağ köylerini dolaşıp, Üzümlü merkeze geliyoruz ve Benan hanımın evine gidiyoruz. Baş köşede yaşlı bir teyze oturuyor. Mutlu oluyor bizi görünce. Sohbet ediyoruz. Benan hanım börekleri  hazırlamış, anne kurabiyeleri yapmış büyük bir zevkle ikram ediyor bize. Pazarda daha çok kuru ürünler satan Benan hanım tek tek anlatıyor yaptıklarını. Ona da yeni çalışmamızın detaylarını anlatıyoruz.

Son durağımız Seval hanım, çok geniş bir araziye sahip, eşi de kendisi de daha genç ve geçimlerini hem tarım, hem hayvancılık yaparak sağlıyorlar. Evin kızı TIP’da okuyor. Evde ki babaanne gururla torununun doktor olacağını söylüyor bize. Çok sayıda keçileri var, bahçenin geniş bir alanında erik, kayısı, üzüm kurularını sermiş. Yemyeşil arazinin tam ortasında oldukça bakımlı üzüm bağları uzanıyor. ‘’Bakarsan bağ olur’’ sözünü mırıldanıyoruz.

Yerel tohum fideleri muhteşem görünüyor. Hepsinin bilgilerini ve fotoğraflarını alıyoruz. Bizimle birlikte bu çalışmada her zaman yanımızda olan Ziraat Mühendisi Ahmet bey hepsinin sorunlarını dinliyor, karşılıklı sohbet ediyorlar. Zararlılarla nasıl başa çıkacaklarının çözümlerini anlatıyor.

Zararlılar üzerine konuşurken, dönüş yolunda, ‘’erken seçim’’ haberini alıyoruz.

Bakıyoruz sosyal medya da herkes birer aslan kesilmiş, bir telaş bir telaş.

Referandum döneminde yaptığımız imza kampanyalarını, sokak, mahalle, köy çalışmalarını hatırlıyoruz.

İmza atmaya korkanlar, yanımızda görünmekten korkanlar, sokakta elinde HAYIR broşürleriyle görülmekten korkanlar, ‘’çocuğum işe girecek ben gizli destek vereyim’’ diyenler, kalabalık yerlerde imza toplamaktan korkanlar, ”aman senin çocuğun var çok ortalarda görünme” diye akıl verenler.

Üzümlü’den ayrılırken, gözümüzün önünden bir bir geçiyor halleri.

Birbirimizle konuşmasak da, okulun önünden geçerken şanlı bayrağımıza takılıyor gözümüz…

KORKMA!

SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA YÜZEN AL SANCAK….

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir