Şair Kimdir?

Şiir gibi şairlikte farlı görüşlerle tartışıla gelmiştir. Şair kimdir sorusuna birçok kişi birçok farklı cevap vermiştir. Şiir gibi şairlikte çok geniş alanları kapsayan bir derin olgudur. - siir sair mektup kalem edebiyat

Şiir gibi şairlikte farlı görüşlerle tartışıla gelmiştir. Şair kimdir sorusuna birçok kişi birçok farklı cevap vermiştir. Şiir gibi şairlikte çok geniş alanları kapsayan bir derin olgudur. - siir sair mektup kalem edebiyat

Şiir gibi şairlikte farlı görüşlerle tartışıla gelmiştir. Şair kimdir sorusuna birçok kişi birçok farklı cevap vermiştir. Şiir gibi şairlikte çok geniş alanları kapsayan bir derin olgudur.

Şair öncelikle bir yazın insanıdır. Şiir yazan ve söyleyen kişidir. İlkçağlardan günümüze kadar toplumun ileri gelenlerinden, bilici ve sözcü olduğu için toplumun kutsadığı, toplumun ortak duygu ve duyarlıklarının kaynağı olarak görülen ilerici ve dönüştürücü bir kişidir.

Şair yaşadığı dünyayı, olayları ve insanları herkesten farklı algılayan bir kişidir ya da olmalıdır. İzlenimlerini halka aktarırken diğer sanatçılar kadar rahat değildir çünkü ne günlük konuşma dilini kullanabilir ne de düzyazı tekdüzeliğini. Şairin dili diğer tüm yazın türlerinin dilinden üstün ve zahmet vericidir. Her iyi ve hızlı koşan insandan nasıl iyi atlet olmazsa, Türkçe konuşan ve yazan her kişiden de iyi bir şair olmayacağı muhakkaktır. Atletler nasıl nefeslerini ve enerjilerini iyi kullanmayı teknikleriyle öğreniyorlarsa, şairlerinde, özellikle kullandıkları dilin inceliklerini iyi bilmeleri, milli kültürü tanımaları, geçmişteki şiir örneklerini iyi tahlil etmeleri ve araştırmaya dayalı bir yapı içinde müşahede yeteneklerini geliştirmeleri gereklidir. Şair, şiirin peşinde yılmadan, yorulmadan mütemadiyen koşan adamdır. Yazdığı hem ses hem de mana itibariyle kulağa ve akla hoş gelen insandır; ancak bunları yapabilmek için şairin dalıyla ilgili belli bir bilgi birikimine sahip olması icap eder.

Unutmayınız ki, Türk edebiyatı içinde şair diye tanınmış ve şiirleriyle hafızamızda yer etmiş sanatçılardan hiç birisi kendisini tam olarak “şair” kabul etmemiştir. Sanatın ne olduğunu anlamış, onu özümsemiş ve doğasını öğrenmiş bir sanatkâr için, “ben şairim” diyebilmek cesaret ister. Ama buna rağmen var!

Şair toplumun vicdanıdır. Aynı zamanda çağının tanığı olmak zorundadır. Ruhunda hep başkaldırı vardır. Uysal değildir. Uysallaştığı an şair olmaktan çıkar. Sorgulayan, eleştiren, bir tavrı olmalıdır şairin. Ama bunu yaparken didaktik bir söylemi benimsemez. Ucuz, kuru, sığ ve kör bir bakış onun üslûbu değildir. Bir şairimiz şöyle demişti:”Ayna sandım şiiri.” Buradan hareketle şair ayna tutandır: Ruhumuza, benliğimize, yüzümüze. (“Aynayım Ben” şiirim)

Okumaya devam et  SADRAZAM HAMAMDA

Bu sözler de bize gösteriyor ki, şairlik basite indirgenecek bir olay değildir. Gerçek şair tüm insanlığın yükünü omuzlarında hisseden kişidir

Sözün özü şairlik, samanlıktaki iğneyi bulup karanlıkta ipliği delikten geçirmektir. Herkes şair olamaz. Herkes şiir yazamaz. Sanatla bilgiyi aynı kefede yani şiirde toplamak ancak şairlerin işidir. (İnt’den alıntı)

Ve şair bir san’at dalının işçisi ise ki öyledir bence, o zaman bir san’atcıdır da. Atatürk’ün san’atcı için şu sözü gerçek san’atcıyı işaret etmektedir. “Sanatkar, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır.(M.K.A)”

Yani topluma önden ışık tutarak yol gösteren, toplumu ardından doğru ve iyiye sürükleyen kişidir.

Doğru mu? DOĞRU!

Pekiii biz şiirle uğraşanlar ya da yazanlar ya da okumayı seçenler ya da en azından dinlemeyi sevenler, bir  yılın her haftası kesintisiz toplanıyor, şiir de dahil hemen her konudan konuşurken acaba ülkemizden, ülkenin sorunlarından hiç söz ediyor muyuz! Sadece kendi aramızda olsa bile, bırakın dışarı çıkıp 3.şahıslara ulaşmayı. Üstürkörü, yasak savar anlamında söz etmelerimizi elbette saymıyorum.

Bir Şiir gecesinde Sokağın Kalbi toplantısında konuk Şair Opr. Dr bir muhterem idi ve şiiri hakkında konuşma yapan içimizden bir (Hülya Deniz Ünal) hanım şair, şairin bir şiirinden olsa gerek hareketle, şöyle bir cümle kurduydu. “Şair mesleği ile de ilgili şiir yazmalı.” Şair mesleği ile de hayâlleri ile de hayatı ile de çağı ile de ilgili şiir yazmalı elbette ama toplumunun önünü açacak, bu konularda söyleyecek, yol gösterecek fikri de olmalı. Alnındaki ışığı ile çevresini aydınlatmalı, ışımalı. Asli görevi bu olmalı, şiirden öte.

Hani tartışma değil ortak düşünme deniyor ya… yok! Ne konu açılıyor ne konu ediyoruz. Peki neden? Şunlardan olabilir; ya atacak barutumuz yok ya ilgimiz yok ya aydın falan değiliz Şair HİÇ!

Okumaya devam et  Uzaklardan Bir Ses – Yenildik

Atakan KARTALTEPE


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir