SURİYE ULUSAL DİYALOG KONGRESİ

* - ruhani putin erdogan soci suriye zirvesi 22kasim2017

2011’den beri Suriye krizi ve iç savaşına siyasi çözüm bulmak için Arap Birliği Planı ile başlayan ve 50’yi aşkın Cenevre, Viyana, Münih, Astana, Riyad, Kahire görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı.
Dün ve bugün 29-30 Ocak’ta, Soçi’de Suriye Ulusal Diyalog Kongresi ile yürütülen diplomasi şimdi barış umudunun yeni durağıdır.

*

Suriye hâlâ Rusya’ya bağlı Esad güçleri ile ABD desteğinde Suriye Demokratik Güçleri, isyancı Özgür Suriye Ordusu çatısı altında çeşitli İslamcı Cihad  terör örgütü grupları arasında bölünmüş durumdadır.
Kasım’da, 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararının tanımladığı üzere Suriye’nin savaş sonrası umutlarını tartışmak için  Astana Üçlüsü;
R.T.Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı V.Putin ve İran Cumhurbaşkanı H.Rouhani’nin katıldığı  Soçi Zirvesi,
Suriye halkının sahipliğinde yürütülecek kapsayıcı, özgür, adil ve şeffaf bir siyasi sürecin hayata geçirilmesine yardımcı olmak konusunda bir miladı oluşturdu.

*
O gün V.Putin, Soçi Zirvesi sonucunu şöyle  açıkladı.
1- Suriye’deki durum başka bir evreye geçti.
2- Tertiplenecek Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne  ülkedeki iç ve dış muhalefetin ve Kürtlerin de katılımını sağlanacaktır.
Bunun için Türkiye ve İran liderleriyle anlaşma sağlanmıştır.
3- Şam’ın meşru izni olmadan uluslararası güçlerin Suriye’de bulunmasının hiçbir nedeni yoktur.
Yabancı askerlerin varlığı yalnızca Suriye hükümeti onları davet ettiyse kabul edilebilir bir durumdur.
4- Suriye krizinin çözümüne yönelik hiçbir siyasi inisiyatif ülkenin egemenliğini, birliğini ve bütünlüğünü hiçbir halükârda bozmaması gerekir.

*

Putin, anlaşmaya göre Suriye Hükümetinin de BM çerçevesini kabul edeceğini ancak BM’nin ya da başka bir ülkenin siyasi diyaloğa müdahale etme ya da taraflara çözümler getirme girişimlerini kabul etmeyeceğini,
Bu temelde Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin toplanacağını,
Garantör ülkeler olarak ateşkes rejiminin pekiştirilmesi, gerilimi azaltma bölgelerinin kararlı şekilde işlev göstermesinin devamının temin edileceğini ve krizin tarafları arasındaki güven seviyesinin yükseltilmesi için yoğun bir çalışma yapılacağını da sözlerine ekledi…

Okumaya devam et  Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye Sınıfta Kaldı

*
Soçi Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin toplandığı 29 Ocak’ta, İsrail Başbakanı Benjamin Netenyahu’da Moskova’da V.Putin ile bir görüşme yaptı.
Görüşmenin ağırlığını İsrail’in güvenliği oluşturduğu söylendi ama herhangi bir detay açıklanmadı.

*
Ama kaynaklara göre Netenyahu görüşmede; İsrail’in Esad’ı devrilmesi ya da aksine iktidarda kalması yönünde hiç bir girişimde bulunmadığını,
Bu perspektifte İsrail’in, destek vermeyi seçtiği tarafa aykırı olmaması ve bir eylemi de heveslendirmemesi için Suriye Savaşı’nı kimin kazandığına ilişkin görüş bildirmeyeceğini yineledi.
Ama İran ya da Suriye’nin Hizbullah’a ya da başka bir terör örgütüne kimyasal ya da oyun değiştirebilecek silahları nakletme çabasının kırmızı çizgileri olduğunun altını çizdi.
Knesset’te “İran’ın Suriye’ye girmesini önlemek için alınan” karar çerçevesinde;
Lübnan’daki füze üretim alanlarının, HAMAS’ın Gazze’de İsrail’e yönelik terör tünellerinin ve  bölgedeki İslamcı Cihad örgütlerinin, kısacası Ortadoğu’daki katil ideolojilere karşı mücadele, bölgedeki güvenlik ve  istikrar için  Rusya’dan destek istedi…

*
Görüşmenin ardından Netenyahu açıkça ” Periyodik olarak yaptığımız görüşmeler, hedeflerimize ulaşmakta katkı verecektir” dedi…

*

V.Putin ise açıkça Netenyahu’ya, Suriye Ulusal Diyalog Konferansı’nın belirlenen ana hatlarından bahsetti.
Öncelikle Kongre’ye BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın, Suriye hükümeti ve muhalefeti kesiminden 1600 kişinin katılacağını ancak isyancı Suriye Müzakere Komisyonu’nuna bağlı çok sayıda grubun ve YPG ile bağlantılı Kürt grupların kongrede yer almayacağını,
Bu grupların katılmamasının kongre önünde önemli bir engel oluşturmayacağını söyledi.

*
Kaynaklara göre daha önemlisi Kongre’nin;
1- Yedi yıllık savaş boyunca değişen demografik değişiklikleri yansıtacak yeni bir Anayasa’nın hazırlamasında,
2- Demokratik olması için nufusun her kesiminin güvence altına alınmasıyla Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinin yapılmasına,
Böylece nufusun büyük kısmını oluşturan Sünnilerin parlamento çoğunluğunu kazanacaklarını, Esad’ın küçük Alevi kesiminin yönetici bir azınlık olarak ayrıcalıklara sahip olamayacağını böylece Esad’ın Suriye siyasetinde hakimiyetini kaybedeceğini,
3- Savaş sırasında tükenen Suriye Ordusu’nun yerini alacak ülkenin demografik yapısına uygun yeni bir Ulusal Suriye Ordusu’nun kurulmasına yol açacağını,
4- Bu planın geniş olarak Arap ülkeleri ve ABD tarafından da desteklendiğini,
5- Ancak Suudi Arabistan ve Mısır’ın tüm yabancı güçlerin askeri varlıklarını Suriye’den çekmesi için ısrarlı olduğunu ifade etti…

Okumaya devam et  Devlet yönetimindeki Kur’an’a aykırılıklar…

*

Soçi’de Suriye’de barış yolunda Ulusal Diyalog Kongresi yapıladursun;
Türkiye Kuzey Suriye’de garip bir şekilde müphem konumdadır.
Türkiye; ABD’nin Suriye’de cihatçılarla savaşan etkili müttefik olarak gördüğü Kürt Halk Koruma Birlikleri (YPG) ile Kadın Koruma Birlikleri’nin ( YPJ) Türkiye’deki vatandaşlarına terörist saldırılarda bulunduğu,
Suriye’nin kuzeyinde Rojava olarak bilinen Kürt özerk bölgesinin ulusal güvenliğine tehdit olduğu gerekçesiyle, başlangıç olarak Afrin’e askeri  bir operasyonda bulunuyor.

*
Türkiye bu görüntüsüyle  İŞİD’e karşı savaşan ABD ile birlikte Kürt Halkının Koruma Birimleri ittifakına karşı bir karışıklık yaşıyor.
Aynı karışıklığı Suriye iç savaşında ittifak oluşturan ve bu ittifakı bugün Soçi’de Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne taşıyan Rusya ve İran’a karşı da gösteriyor.

*
Üstelik Türkiye, bu operasyonu  El Kaide ile birlikte hareket eden birçok örgütü barındıran Özgür Suriye Ordusu ile birlikte düzenliyor.
ÖSO; kuruluş amacını “sistemi yıkmak için halkla birlikte çalışmak ve halkı sistemin silahlı ölüm makinelerine karşı korumak” olarak açıklıyor.
llk kurulduğu dönemden bu yana dağınık örgütlenen ve farklı grupları bünyesinde barındıran ÖSO; son zamanlarda laik muhaliflerin desteğini kaybetmiş,
Giderek İslamcı Cihad örgütlerinin ve Türkiye’nin destek verdiği bir yapıya dönüşmüştür…

*

ÖSO Suriye devletine karşı savaşan El Kaideci prensiplere dayanan altı gruptan;
1- Suriye İslam Cephesi; Haseki- Halep hattında büyük bir bölümünde  Ahrar uş-Şam  hareketinde oluşmuştur.
2- İslami Kurtuluş Cephesi; Tevhid Tugayı (Halep), El Faruk Tugayı (Humus-Halep), İslam Tugayı (Şam), El Hak Tugayı (Humus) ve Sukur’uş Şam Tugayı’ndan (Idlib) oluşuyor.
3- Bir çok Türkiye vatandaşının da içinde yer aldığı Gureba Eş Şam örgütü,
4- İdlib Şehitleri Tugayı,
5- Katar tarafından kurulan ve desteklenen radikal İslamcı çizgiye sahip Afhad-ı Resul Tugayı,
6- Lübnan merkezli Fetih El İslam, Filistinli cihatçıların Cund El Şam örgütlerinden oluşuyor..

Okumaya devam et  SOÇİ’ DE  BİR  ERDOĞAN 

*
Türkiye heyeti, bugün Soçi’de toplanan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne katılmak üzere giden muhalefet heyetinin,
Havaalanı ve kongre merkezine yerleştirilen Suriye bayraklarına tepki göstererek kongreye katılmama kararını alması üzerine;
İşbu grupların  kongrede temsilini de yüklenmiştir.

*

Erdoğan hükümeti, Kürtleri ezmek ve ABD’nin istekleri ne olursa olsun hem yurtiçi hem de uluslararası düzeyde bağımsız bir güzergâh çizmek konusunda kararlıdır.
ABD’nin özellikle muhafazakar ve yeni muhafazakar kesimleri de Washington’a Türkiye ile ilişkilerin yeniden gözden geçirilmesi için baskı yapıyor.
Bu durum Ankara ve Washington arasındaki ilişkinin uzun vadeli prognozunu belirsiz kılıyor…

*
Bu yazı yazıldığında henüz Suriye Ulusal Diyalog Kongresi sonuç bildirgesi açıklanmamıştı.
Ancak;
1- Kongre’nin Batılı ülkeler ve Suriyeli gruplara,  Moskova’nın müttefiki Beşar Esad’ın lehine olacak sonuçlar elde etmeye çalışmadığını,
2- BM’nin çabalarına zarar verme gibi bir çabada olunmadığını,
2- Kongrenin bütünüyle Suriye’deki çatışmalara son vermeyi hedeflediğini göstereceği ve kaygıları gidereceğini belirtmek gerekiyor.

*

Nitekim BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura; kongrenin bu sonucunu ve Kuzey Suriye’deki belirsiz prognozu New York’ta BM merkezine taşıyacaktır.
Pek yakında Türkiye ile ilgili BM Güvenlik Konseyi toplantısı çok muhtemeldir…

31. 1. 2018


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir