Şimdi de Almanya’nın ayranı kabardı…

NECDET BULUZ - Touchdown at Ataturk

NECDET BULUZ

Amerika ile yaşanan vize krizinin, AB ülkeleri ile olan ilişkilerimize yansıyabileceğinden söz etmiştik. Çünkü dikkat edilecek olursa hemen her konuda Amerika ile AB ülkeleri birlikte hareket ediyor. Özellikle coğrafyamız üzerinde oynanan oyunlarda Amerika ile AB ülkelerini birbirinden ayırt etmek mümkün görünmüyor.
ABD’nin Türkiye’de vize başvurularını durdurmasının ardından Almanya’da da bu yönde haberler yapılmaya başlandı. Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Die Welt, Türkiye’ye karşı ABD’nin attığı adıma benzer bir adım atmak gerektiğini yazdı. DW Türkçe’nin aktardığı haberde şu ifadelere yer verildi,önce bu habere bir göz atalım:
“Berlin’in başka bir dil de konuşabileceğini Türkiye’ye gösterme vakti geldi. Almanya, Avrupa Birliği olmaksızın Türkiye’ye baskı uygulayabilecek ve Türkiye’nin canını yakabilecek silahlarını ortaya koyabilecek durumda. Türk hükümetinin dört hafta içinde gözaltına alınan 11 kişiyi serbest bırakmaması halinde, Alman topraklarındaki Türkiye’den gelen bütün Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) memurlarının bir ay içinde ülkeyi terk etmesi istenebilir. Ayrıca Almanya’ya gelmek isteyen Türklerin vize işlemleri askıya alınabilir. Bunun yanı sıra Berlin, Almanya’daki 14 Türk Başkonsolosluğu’nun yarısını kapatabilir.”
Turizm yaptırımları da başlayabilir Bir diğer Alman gazetesi Darmstädter Echo ise Türkiye’ye karşı turizmi de kapsayan yaptırımlar uygulanmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hesaplarının dondurulması gerektiğini savunan gazetede yer alan haberlerde de şu görüşlere yer veriliyor.
“Türkiye bazı küçük ekonomik başarılarına rağmen dünya sahnesinde Erdoğan’ın görmek istediği gibi hâlâ belirleyici bir rol oynamıyor. Bunun üzerine de siyasi şiddetin daha keskin yöntemlerine başvuruyor. Daha fazlasına sahip olamadığı için, elindeki her şeyi bozan küçük bir çocuk gibi. Meşale Tolu, Deniz Yücel ve diğerleri bizim dayanışmamızı sonuna kadar hak eden şanssız rehineler. Avrupa Birliği müzakerelerine ve yapılan ödemelere son verilsin, Gümrük Birliği genişletilmesin, Erdoğan ve çevresindekilerin uluslararası hesapları dondurulsun, turizm konusunda Avrupa çapında aynı şekilde hareket edilsin.”
Zaten turizmde AB ülkelerinden gelmekte olan turist sayısında büyük düşüşler yaşanıyor. Almanya, İngiltere başta olmak üzere birçok Batı ülkesi Türkiye’yi “riskli ülkeler “listesine aldı. Türkiye’ye gidecek vatandaşlarına bu nedenle sağlık sigortası yapılmıyor. Bu da, gelmek isteyen turistlerin önünü kapatmaya neden oluyor.
Vize konusu baştan bu yana sıkıntılara neden olmuştu. Türk vatandaşlarına vizesiz seyahat etme özgürlüğünden söz eden Batılı ülkeler bugüne kadar bu sözlerini yerine getirmedikleri gibi, Türkiye’ye de vatandaşlarını göndermemek için bahaneler üretiyor.
Daha önce Batı’daki medya kuruluşları ağız birliği etmişçesine Türkiye aleyhtarlığı yapmaya başlamıştı. Amerika ile yaşanan vize krizinden sonra Türkiye’yi kötüleme çalışmalarına hız verilecektir. Biz, vize krizi konusunda da Batı’nın Amerika’nın yanında yer alacağı görüşündeyiz.
Almanya’nın yeri ve konumu çok daha önemlidir.
Genel seçimler öncesi Türkiye-Almanya arasında yaşanan gerilim, şimdi üst noktalara taşınabilir. Almanya Başbakanı Merkel, Türkiye’ye karşı açtığı mücadeleyi sürdüreceği mesajları veriyor.
Almanya’da yayın yapan bazı medya kuruluşlarının şimdi ard arda Türkiye’yi kötülemeye çalışması ve yönetime yol gösterici yorumlar yapması ilişkilerimiz onarılamayacak durumlara da getirebilir.
Dikkat edilecek olursa tüm Avrupa ülkelerine “Türkiye’ye karşı turizmde ambargo uygulansın” çağrısı yapılıyor. Bunu hem tehlikeli, hem de çok sıkıntılara neden olabilecek gelişmeler olarak değerlendiriyoruz.
Özetleyecek olursak, gerek Amerika, gerekse AB ülkeleri ile gerilimi yükseltmemek gerekiyor. Kapılar da kapanmamalıdır. Her sorunun iletişim ve sağduyu ile çözülebileceği görüşümüzü yineleyelim.
Her ne kadar Amerika’nın ve AB ülkelerinin Türkiye’ye karşı hasmane ve katı tutumlarını yakından takip ediyor ve biliyorsak da, sorunların daha da büyümemesi ve iletişim yollarının kapanmaması için diplomatik yollardan ayrılmamamız gerektiğini de unutmamalıyız. Bunun için gerilimi artırıcı açıklamalardan ve sözlerden kaçınmamız gerektiğini de bir kez daha anımsatmak istiyoruz.

[email protected]
www.facebook.con/necdet.buluz


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir