Adım Adım İslam Cumhuriyetine Doğru…

Ne dedi AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu eski üyesi Ayhan Oğan? - turkiye cumhuriyeti bayrak

Ne dedi AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu eski üyesi Ayhan Oğan? - orijinal 1 1

Ne dedi AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu eski üyesi Ayhan Oğan?

“Biz yeni bir devlet kuruyoruz. Beğenin beğenmeyin bu devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan’dır. Biz vesayet düzenini yıktık…”

Bir isyandır bu…

1923’te kurulan Cumhuriyete karşı bir kalkışmadır…

Ayaklanmadır…

Cumhuriyet savcıları, yargıçlar, sendikalar, dernekler, TÜSİAD patronları sussalar da Anayasamıza göre bu bir “Tebdil, tağyir ve ilga” suçudur. Yani bugünkü anlamı ile bozma, değiştirme, ortadan kaldırma suçu.

Gerçekleşmemiş bir hayali suçtan dolayı Denizleri, Yusufları, Hüseyinleri bu maddeden astılar… Peki, yukarıya aldığımız lafları göğsünü gere gere, sırıtarak söyleyen AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu eski üyesi Ayhan Oğan’a ne yaptırım uygulandı?

Kocaman bir “Hiç…”

Yetkililer, sadece büyük bir memnuniyet ve hoşnutluk içerisinde onu seyrettiler…

Bu isyanın belirtileri de ortaya çıkmaya başladı zaten. Bir takım meczuplar tahralarla, baltalarla Atatürk heykellerine saldırıyorlar artık… Yakıyorlar, yıkıyorlar…

Cumhuriyeti yıkmaya Atatürk heykellerinden başladılar…

Ama devlet adamlarında “TIK” yok… Ne bir ses, ne bir nefes… Ne bu davranışları ne de bu eylemleri kötüleyen tek söz çıkmıyor ağızlarından… Alan memnun, satan memnun… Baltalayan memnun, baltayı vurduran memnun…

Yapan memnun, yaptıran memnun…

Söylenen sözlerin, yapılanların Anayasaya, yasalara aykırılığı vurgulanıp, çok eleştiri aldıklarında, sıkıştıklarında ise “Bizi bağlamaz, partimizi bağlamaz, o kendi görüşü, kendi eylemi“ deyip işin içinden sıyrılıveriyorlar…

Sonra da tutuklanan bu saldırganları “Akli dengesi bozuk” diye salıveriliyorlar…

Ama akli dengesi bozuk olan bu adamlar, her nedense, Atatürk’ün heykelinden başka bir heykele saldırmıyorlar… Ve her nedense bu “Akli dengesi bozuk” adamlar, AKP iktidarı döneminde ortaya çıktı…

Peki, daha önce ülkemizde Atatürk heykelleri yok muydu? Öteki iktidarlar döneminde niye bir tek saldırı olmuyordu, neden bu adamlar ortalarda görünmüyorlardı? Ne oldu da şimdi ayrık otu gibi çoğalmaya başladılar?

En ufak bir protestoda, basın açıklamasında vatandaşın boğazına sarılıp, tekme tokat eşliğinde onu arabaya götüren emniyet görevlileri, Atatürk saldırganlarına karşı çok hoş görülü, çok sevimli davranışlarla yaklaşıyorlar, sonra da aynı muamele ile onları alıp götürüyorlar…

Şanlıurfa’da Atatürk heykeline yapılan saldırıda yobaz, jandarmanın, polisin gözü önünde nutkunu da rahatlıkla çekti. Hatta bu eylemine resmi arabanın kapısında bile devam etti… İşlevini yerine getirdikten sonra da arabaya bindirdiler onu…

Gerçi bu Cumhuriyeti yıkma işine bugün başlanmadı…

Bu icraat 15 yıldan bu yana devam ediyor…

Resmi tabelalardan TC’nin silinmesini, ulusal bayramların ve Türk bayrağının yasaklanmasını, şehit analarının Türk bayrağı ile Meclise alınmamasını henüz unutmadık…

Yine çocuklarımızın her sabah büyük bir heyecanla ve mutluluk içerisinde seslendirdiği “ANT” artık okullarımızda söylenmiyor…

Atatürk resimlerini ilk kez bu iktidar döneminde çöplerden toplamaya başladık…

Onlar, 30 Ağustoslardan, 19 Mayıslardan, 23 Nisanlardan, 29 Ekimlerden öcüden korkar gibi korkuyorlar…

Neden?

Çünkü bu bayramlar halkımıza milli bilinç vermekte, halkımızın Atatürk’e, Kurtuluş savaşına, Kuvayı Milliyeye,  Atatürk devrimlerine duyduğu hayranlığı bir kat daha artırmaktadır…

Ama AKP milli olan hiçbir şeyi sevmez. Türk adını kullanmaktan hoşlanmaz. Kişiyi “KUL” olmaktan çıkarıp, vatandaş yapan Atatürk devrimlerinden nefret eder…

Sözün özü: Türkiye bugün tehditlerle, baskılarla, korkularla yönetilen bir ülke durumuna gelmiştir. OHAL ülkeye kök salmış, devletin yönetim biçimi olmuştur…

OHAL’den de yararlanan iktidar, Türkiye’yi çok tehlikeli bir hedefe doğru sürüklemektedir… Müftülere “Nikâh kıyma yetkisi veriyor… Ki bu Lozan Antlaşmasının 42. Maddesine aykırıdır.

Ege adalarımızı Yunanlılar işgal ediyor. Barzani Güneydoğu’dan, Doğudan toprak talebinde bulunuyor ve bunun için Eylülde, Kuzey Irak’ta “Bağımsızlık Referandumu” yaptıracak… Bağımsızlık haritasının içine de Erzurum’u, Erzincan’ı, Sivas’ı, Kars’ı koyuyor… AKP iktidarı ise bu adamı her gelişinde davulla, zurnayla karşılıyor…

Lozan Antlaşmasında Türkiye’nin sınırları açıkça belirtilmiştir… Barzani’nin Kürdistan haritası, Lozan antlaşmasına açıkça aykırıdır ve onun bu isteklerini TC Devleti seyretmektedir.

Lozan’ın niçin hedef tahtasına yatırıldığı şimdi daha iyi anlaşılmaktadır…

Bu ortamda Ana muhalefet partisi Kemal Kılıçdaroğlu’na bile tutuklama tehditleri ve şantajları yapmakta,  onu susturmaya çalışmaktadırlar…

Prof. Dr. Korkut Boratav’ın deyişi ile bugün “Türkiye, sessizce bir İslami rejime geçiş süreci yaşamaktadır…” Batı’nın istediği, Türkiye’yi parçalayan Sevr haritaları ortalarda dolaşmaktadır…

Bu koşullarda yurdunu seven insanların susma, kötülükleri ve bu siyasal İslamcı yürüyüşü seyretme lüksü yoktur diyoruz ve tüm Atatürkçülere sesleniyoruz:

Ayağa kalk ey ehli vatan, yurduna sahip çık…

([email protected])


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir