GENÇLİĞİMİN HARİTALARI

https://www.turkishnews.com/tr/content/yazarlar/huseyin-mumtaz/ - erenkoy son 5968a0f4

https://www.turkishnews.com/tr/content/yazarlar/huseyin-mumtaz/ - erenkoy son 5968a0f4

 

GENÇLİĞİMİN HARİTALARI
Hüseyin MÜMTAZ

Madem ne konuşulduğu net olarak bir türlü açıklanamayan Ocak-Haziran iki devreli İsviçre toplantılarından sonra, içinde hala başka nelerin olduğunu bilmediğimiz torbada Maraş’ın da olduğunu bir gece ansızın öğreniverdik;
Bari adını da Varosha yapın, olsun bitsin…
Tıpkı 40 yıllık Gürpınar’ın gece rüyasının görülüp sabahına Ay Marina olması gibi.
Aslında Gürpınar zaman zaman ısıtılıp tekrar sofraya sürülen bayat bir çorba… 2010’lu yıllardan beri askerin çekileceği, köylülerin dönüp yerleşeceği söylenir.
Ne var, yoksa Rumlar onun da altında petrol mü buldu da bize söylemiyorlar?
Gündeme pat diye düşüveren bu Ay Marina muhabbeti beni başımda kavak yellerinin estiği 42 yıl öncesine götürdü.
Daha “Gürpınar” yoktu ortalıkta, hiçbir şey yoktu; Türkeli, Yılmazköy, Serhatköy, Zümrütköy, Akçay yoktu.
Bakın birkaç yıl önce ne yazmışız;
“ŞU TEMMUZ AYLARI.
74’den beri Temmuz ayları gönlümün Kıbrıs ayları’dır.
Bakmayın gündüz 45 dereceye varan sıcağa; Temmuz Beşparmaklardan Toroslara bakmak demektir, gece Girne eski limanda Halil’de ‘şeftali’nin ‘aslında’ kebap olduğunu keşfetmektir; Lefkoşa’da Enişte’de, Sancağın karşısındaki Sağır’ın Yeri’nde yahut Yenicami’de Anibal’da sabahlamak, sonra o kafayla GV 910 Toyota’ya atlayıp Ayvasıl-Şillura-Filya-Katokopia-Argaki yoluyla sadece 20 tayka’da Omorfo’yu bulmak demektir.
Çünkü Omorfo’da ‘bir bekleyen’ vardır.
Kapısı/penceresi açık uyunan evler, komşu evin bahçesine lâf atılarak yenilen yemekler, sonra yine gecenin bir vakti Klepini üzerinden Dağyolu’nun en üst noktasına çıkıp; üst akılın bir köşesinde günü gelince oralara da yerleşme ihtimali olduğu için; İskele’nin, Leymosun’un ışıklarına bakmak vardır.
Gönlümün Kıbrıs ayları, Temmuz’un ortasında portakal çiçeği kokusu, yasemin toplamak, incecik dallara ‘ful’ dizmektir.
Şimdi herkes kapısını penceresini sıkı sıkı kilitliyormuş, Suriçi nereden geldiği belirsiz küsurat takımı, eski Genel Hastahane de Suriyeliler ile doluymuş..
‘Gençliğim eyvah’.. Yahut, demek ki eski çamlar bardak olmuş…”
Şimdi aynı güzergâhı çift taraflı asfalt yolda 20 dakikada alabilen babayiğit var mı bilmiyorum!
(Aman denemeye kalkmayın o yıllar trafik yoktu, “karşıdan” araba gelmezdi.)
Birden kafama dank etti.
Farkında değilim ama galiba 20-25 yıldır Yılmazköy-Serhatköy’den kıvrılıp Güzelyurt istikametine dönünce batıdaki tepenin en üst noktasında bayraklar görürsünüz.
“Gürpınar”ın hemen üzerinde.
Her seferinde keyifle gözüm takılır, arabadaki efrâd-ı aile de hemen “fazla bakma, direksiyondasın” derler.
Şimdi soru şu;
42 yıllık Gürpınar bir gecede tekrar Ay Marina oluyorsa acaba o bayraklar da oradan kalkacak mı?
Lapta-Karava, Panagra, Yorgos, Mirtu, Pano Zodya, Kato Zodya devirlerine mi döneceğiz yine?
Razıyım ama bir şartla; yine her şey yukarıya alıntıladığım yazıdaki gibi olursa!
Kıbrıs ne demek, hayallerimize dünya dar gelirdi o zamanlar.
Kuzeydeki isimleri nasıl olsa değiştirecektik de gözümüz İskele, Leymosun, Kasaba’da idi.
“104 yaşındaki Vasilou Nine köyüne dönüyor!” manşeti, psikolojik operasyon çıkışlı tam bir gazetecilik harikasıdır.
Propagandanın dibidir.

SARI ÖKÜZ, AY MARİNA MI?


Niye gitmişti “Vasilou Nine”?
Kormacit’in 3 köyünde Lübnan asıllı Hristiyan Maronitler 43 yıldır paşa paşa yaşarken bu Hristiyan Maronit Vasilou Nine neden güneye gitmişti?
“İleride lüzumu halinde” kullan(ıl)mak üzere mi?
“O” zaman, “bu” zaman mı?
Peki son rezaletten haberiniz var mı?
Biz 40 yıllık Gürpınar’ı Ay Marina yaparken, Amerikan Elçiliği’nin düzenlediği ve Amerika’dan adaya gelen izciler ile “Kıbrıslı Türk” ve “Kıbrıslı Rum” izcilerin buluşarak iletişim kurmasını amaçlayan etkinlik, Kıbrıslı Rum izcilik yetkililerinin tepkisi nedeniyle gerginliğe sahne olmuş.
Güney Kıbrıs’tan gelen izci grubu, Türk izcilerin “Gazimağusa” yazılı tişörtler giymelerinden rahatsız olduklarını söyleyerek Türk izcilerin etkinliğe katılmasını engellemiş. Rum izcilik yetkilileri, Türk izcilerin tişörtlerinde yazan Gazimağusa yazısının Rum çocukların psikolojisini olumsuz yönde etkilediğini ve Rum izcileri ağlattığı gerekçesi ile Türk izcilerin orada bulunmamalarını ve tişörtleri tersten giymelerini istemiş.
Rum çocukların, tişörtlerdeki Gazimağusa yazısı üzerine psikolojileri bozuluyor ama Gürpınar, Ay Marina olunca, Girne Kyrenia olunca, Maraş Varosha olunca hiçbir şey olmuyor, kimsenin psikolojisi bozulmuyor…Hele o meşhur Magosa triumvirasından çıt çıkmıyor.
Alıştıra alıştıra…
Engel olamıyorsan, zevk almaya bakacaksın.
Haşlanmakta olan kurbağa gibi mi hissediyorsunuz kendinizi?
Ah Marina, vah Marina…
Sıra Gürpınar sırtlarındaki, Girne sırtlarındaki, Beşparmaklardaki bayraklarda mı?
Onlar da mı kalkacak “zamanı gelince”?
Derinya plajına ipini koparan, tişörtlerde bile Gazimağusa yazısından rahatsız olanlar girecek mi?
Gazimağusa kaymakamı hâlâ çift taraflı koroda şarkı söyleyecek mi?
ERENKÖY de yine Kokkina mı olacak?
8 Ağustos, şanlı ERENKÖY direnişi günüdür.
Şehitlere Allah’tan Rahmet diliyorum.
Bu yazıyı da bir ERENKÖY yazısı olarak kabul edin lütfen. 4 Ağustos 2017

https://www.turkishnews.com/tr/content/yazarlar/huseyin-mumtaz/

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir