SARI ÖKÜZ, AY MARİNA MI?

https://www.turkishnews.com/tr/content/yazarlar/huseyin-mumtaz/ - untitled

https://www.turkishnews.com/tr/content/yazarlar/huseyin-mumtaz/ - untitled

 

“SARI ÖKÜZ”, AY MARİNA MI?
Hüseyin MÜMTAZ

Yok estağfurullah, asıl “Sarı Öküz”; hem de, tam da 23 Nisan 2003 günü Kıbrıs Türk tarafının sınırları tek taraflı olarak karşılıklı geçişlere açmasıdır.
Bilgisayar/internet çağında yok Rum tarafı aslında ayni Paris’miş de bizimkiler çok merak ediyormuş; yok Türk tarafı çok kötüymüş de insanlar çadırlarda yaşayıp askerler tarafından idare ediliyormuş safsatalarının yalanlığını açığa çıkarmak için bir sene çalışılıp, bir gece ansızın açılmış olması geçişlerin, “Sarı Öküz”ün “gendileridir”.
Açıldı da ne oldu?
Rum tarafının güveni mi arttı, Türk tarafında ekonomi mi patladı?
15 senenin ortalamalarına bakın; 5’te 1 nüfus oranına karşılık Türkler güneye 5 misli fazla gidip, 5 misli fazla para harcamışlardır.
Kuzeyde vasıfsız işçilik yapmaya “utanan” vasıfsız “masterlik”ler güneyde ucuz işçi olmaktan hiç gocunmaz ama sonra da kalkıp garson, çöpçü, benzin pompacısı neden hep Mezopotamyalı, Hataylı yahut Nijeryalı oluyor diye lâf sokar.
Kreşe, ilkokula çocuğunu güneye götürüp getiren bürokratlar, siyasiler vardır. Güneyin bankalarını, güneyin telefon operatörlerini, hava alanlarını kullanan; ekmeğini bile gidip güneyden alan sonradan görmeler türemiştir.
Londra’da okuttuğu çocuğunu Larnaka’dan yollatıp, aylık harçlığını Barclays Bank’ın Nicosia şubesinden gönderen müdürler vardır.
Ve 15 sene sonra gazetelerde bir haber, “104 yaşındaki Vasilou Nine köyüne dönüyor!”
Niye gitmişti?
Kormacit’in 3 köyünde Lübnan asıllı Hristiyan Maronitler 43 yıldır paşa paşa yaşarken bu Hristiyan Maronit Vasilou Nine neden güneye gitmişti?
Ay Marina/Gürpınar’ı asker boşaltacakmış, evi, suyu, elektriği, kanalizasyonu Türkiye “ongaracakmış” da Vasilou Nine evine öyle dönecekmiş.
Neyin başlangıcıdır askerin köy boşaltması?
Rum’un güveni mi artmış olacak?
Neden hep Rum’un güveninin artmaya ihtiyacı var da Türk’ün yok?
Daha başka ne(re)ler verildi İsviçre’de, asker nereleri boşaltacak? Bu arada askerin boşalttığı nereler el çabukluğu ile Rum, Maronit’in yanında/bahanesiyle Esadullah Turansız’lara peşkeş çekilecek?
Bizim haberimizin olmadığı neleri cebine attı da masadan kalktı Rum?
Türk’ün güveninin artması için Ayşe, Fatma, Huriye nineler neden Larnaka, Limasol, Baf köylerindeki evlerine dön(e)miyorlar?
(Artık Tatlısu’dan, Karşıyaka’ya uzanmış hâle gelen GİRNE sahilindeki kâşâne, villa, rezidence’larını bırakıp oralardaki eski köy evlerine gitmek isteyip istemeyecekleri ayrı konu…)
Asker Derinya plajından da çekildi ve kullanıma açtı; “Vay niye kimlik soruyor?”
Özel plajlara elini kolunu sallaya sallaya mı giriyorsun? Kimlik yerine banknot uzatmıyor musun?
Türkiye’nin Ayşe’sini, askerini, memurunu, parasını, havasını, suyunu istemeyen herşeye muhalif gazeteci diyor ki; “Derinya’ya gittik, Belediye Başkanı Andros Karaiyannis ve Kıbrıslılarla görüştük”…
Görüştüğü isimlere bakıyorum, hiç “Kıbrıslı” yok.
Görüştüklerine hakaret mi etmek istedi anlamadım, çünkü eşekler Derinya’da değil, Karpaz’da.
Sırada Maraş varmış.
Olur…
Maraş, 1974’den beri “bütünlüklü çözüm”le Rum’a iade edilmek üzere boş tutulmuyor muydu?
Türkiye gelsin TOKİ’yle harabeleri ongarsın, Rum’a iade etsin, Rum’un güveni artsın…
Daha daha neler sürüldü poker masasına İsviçre’de?
Çavuşoğlu, sarhoş/siestacı Anastasiadis’e neden hiç “Elini aç göreyim” demedi?
Neden meselâ Ercan, Magosa uluslararası uçuşlara/giriş-çıkışlara açılmıyor da Türklerin de birazcık güveni artmıyor?
Roaming neden olmadı?
2004’de Maraş’ı verdiğimiz, yelkenleri indirip hepsine “yes be annem” dediğimiz Analarının planını kabul ettik de “tanıdılar mı?”
Gazimağusa Kaymakamı Gazimağusa’da “Kıbrıs’ta Barış için İki Toplumlu Koro”da solistlik yapıyor da, Baf Kaymakamı Baf Kalesi’nde Musa Eroğlu’na neden izin verip koristlik yapmıyor?
Rum kilisesi “nihayet” güneyde de Casino açılmasına izin vermiş. Yılda 500 milyon dolar gelir bekleniyormuş.
Hayret bizde ise yıllardır bu “gelir” nedense 300 milyon dolara sabitlenmişmiş. Neden o kadar azmış, kimlerin cebine gidiyormuş, hanedan eliyle vergi kaçırılmasına, kara para aklanılmasına göz mü yumuluyormuş?
Ve bütün yaptığımız bu güven arttırma çabalarına rağmen Rumlar “daha” diyorlarmış, güvenleri bir türlü artmamış.
Güney Kıbrıs’ta yapılan bir anket Rumların yüzde 82’sinin doğalgazdan elde edilecek gelirden Kıbrıslı Türklere pay verilmesine karşı olduğunu ortaya koymuş. Anket aynı zamanda Rumların büyük çoğunluğunun, tek yanlı yürütülen doğalgaz çalışmalarında elde edilecek rezervlerde Kıbrıslı Türklerin de hakkı bulunduğu yönündeki tezleri reddediyormuş.
Akritas’ı ben mi yazmıştım da “güven” için ben çaba göstereceğim?
Askerimin adının bile “Güvenlik Kuvvetleri” olması yetmiyor mu?
Kıbrıs’ın yarısı, üçte biri değil “tümü fethedileli” 446;
Türk Mukavemet Teşkilatı kurulalı 59;
Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı kurulalı da 41 yıl olmuş.
Hepsi de “1 AĞUSTOS” günü olmuş.
TMT 59 yıl önce neden kurulmuş?
Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı 41 yıl önce kurulduğundan beri tek Türk’ün burnu kanamış mı?
Rum mu bana güven duyacakmış, ben mi ona?
Neden ve nasıl kime “güven duyacak”mışım?
Rum’un güveninin artması için daha kaç öküz vermem gerekecek?
Bu sefer hangi renk isteyecekler? 1 Ağustos 2017

 

https://www.turkishnews.com/tr/content/yazarlar/huseyin-mumtaz/

 

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir