Atatürk Cumhuriyeti Yeniden Kuruluncaya Dek Adalet Yürüyüşü Devam Edecektir…

Ne demiş Özdemir Asaf: - turkiye cumhuriyeti bayrak

Ne demiş Özdemir Asaf: - orijinal 1

Ne demiş Özdemir Asaf:

İnsansız adalet olmaz  /  Adaletsiz insan olur mu?  /   Olur, olmaz olur mu?  /   Ama, olmaz olsun

Bu ülke ne adaletsizlikler yaşadı…

Ne hukuksuzluklar gördü…

Yargı siyasallaştı, bir mutlu azınlığın emrine girdi ve “Adaletsiz insanlar” sardı dört bir yanımızı… Toplum söz söylemeye, konuşmaya, adım atmaya korkar oldu…

Hapishaneler, gerçeği yazan gazetecilerle doldu…

İktidara yalakalık yapmadığı için, iktidarın yolundan gitmediği için niceleri işinden, gücünden edildi…  Sokaklara atıldı… Evine ekmek götüremedi…

Darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hâl (OHAL) uygulaması kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile ihraç edilen akademisyenler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevine başladılar…

Analarının, babalarının, Türk toplumunun gözü önünde eriyorlar… Tüm dünyanın gözü önünde bitiyorlar…

Bu nasıl adalet, bu nasıl vicdan?

Düzmece senaryolarla, kumpaslarla Ergenekon davalarında yargılanırken niceleri yaşamını yitirdi, onulmaz dertlere düştü…

Ayakkabı kutularından çıkan banknotların, garibanları dolandıran Deniz Fenerlerinin, para sıfırlamalarının hesabı sorulmadı…

İstanbul 6.ncı İdare Mahkemesi ve 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı bulunduğu halde, imar izni olmadan; iktidar, Topçu Kışlası’nı yeniden Gezi Parkına inşa etmeye, ağaçları kesmeye başladı. Bu girişimi engellemek üzere yapılan direnişlerde onlarca gencimiz yaşamını yitirdi.

Ve son olarak hırsızlar, tecavüzcüler, cinsel tacizciler ellerini kollarını sallayarak, ortalarda özgürce dolaşırken, seçilmiş bir milletvekilinin tutuklanıp, hapse atılması bardağı taşıran son damla oldu…

Hiç beklemediğimiz bir zamanda, umutların buharlaşıp uçtuğu bir anda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine duyduğumuz güvensizliği paramparça ederek dizlerinin üzerinde doğruldu ve “Adalet Yürüyüşü”nü başlatıyoruz” dedi…

Bir kıvılcımdı bu… Bir ilk adımdı… Bir başlangıçtı… Bir dönüm noktasıydı…

Yıllardan beri tepesine vurulu vurula pasifleştirilen, dizilerle, izdivaç programları ile dört duvar arasına hapsedilip uyutulan halkın direnişe, eylem alanına davet edilmesiydi…

Partiler üstü bir hareketti. Kürt’e, Türk’e, Alevi’ye, Sünni’ye herkese yer vardı.

Yeter ki herkes Türkiye’de “Adaletin olmadığı” konusunda birleşsin, güç birliği yapsın, sesini duyursun.

Yeter ki herkes bir zümre, bir parti, bir topluluk ya da bir çıkar grubu için değil, HERKES İÇİN ADALET istesin… Haksızlığa, hukuksuzluğa karşı çıksın…

Laikliği çiğneyen, insan haklarını, hukuku ayaklar altına alan, vatanını satan, doğayı yağmalayan bir iktidarla emperyalizm mücadelesi yapılamayacağını öğrensin…

Tek adam rejimi, Saray rejimi ile bu ülkenin kurtulamayacağına inansın ve hak arama mücadelesine girişsin…

İşte bu yürüyüş kararı, bütün bu gelişimlerin öncülüğünü yaptı. Devrimci mücadelede bir çığır açtı…  Ülke yönetimini tekeline alan bir çıkar grubunun elinden karar verme yetkisini, üstünlüğü, önceliği alıp bunu halka verdi…

Biz bu adalet taleplerinin zamanla eşitlik, özgürlük ve bağımsızlık talepleri ile de birleşip, bütünleşeceğine inanıyoruz…

Emperyalizmle, PKK ile mücadele palavrası altında halkı aldatıp, bu yürüyüşü “Gayri milli” ilan edenler, AKP ve Saray çevresinde saf tutmuş olan, “Kraldan çok kralcı” kesimlerdir…

İleri sürdükleri iddiaların hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Aldatmacadır. Kandırmacadır. Kitleleri egemen güçlerin kuyruğuna bağlamaktır…

Özetin özeti ile söylersek, bu yürüyüş, iktidarın hesaplarını alt üst etti… Referandumda büyük darbe yiyen iktidar, milletvekili Enis Berberoğlu ile başlattığı tutuklama girişimlerini belki de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na kadar götürecek,  partiyi bile kapatacaktı…

Hedef “Dikensiz bir gül bahçesi yaratmak” 2019 Başkanlık seçimlerine sindirilmiş, korkutulmuş kitlelerle, sorunsuz girmekti…

Çünkü 16 Nisan Referandum seçimleri YSK’nın 2,5 milyon mühürsüz zarfları ve oy pusularını geçerli sayması ile kazanılmıştı…

15 yıldan beri milleti sopa ile yönetenler bu gerçeği çok iyi biliyorlardı ve baskı ile faşist yöntemlerle halkı saflarına çekmeye çalışıyorlardı.

Oyun bozuldu.

Eğer CHP, daha önce birçok kez yaptığı gibi, hareketi yarıda bırakmaz, kurtuluşa, adaletin kuruluşuna dek çeşitli partilerle ve gruplarla güç birliği yapıp, mücadeleye devam ederse, bu direniş AKP’nin sonunu da getirebilir…

Yıllardan sonra ilk kez siyasal yönlendirme, olaylara yön verme muhalefetin eline geçmiştir… Bu gücü iyi kullanabilirse ve halkı bir hedefte toplayıp, mücadeleye sevk edebilirse, Türkiye’nin kurtuluşu için bir neden kalmaz.

Gerçi bu hareket artık Kılıçdaroğlu’nun da boyunu aşarak topluma mal olmuştur… Bundan böyle direnişe ayak uyduranlar kalır, uyduramayanlar çekip gider… Daha doğrusu gitmek zorunda kalır.

Çünkü Atatürk Cumhuriyeti kuruluncaya dek “ADALET YÜTÜYÜŞÜ” devam edecektir…

([email protected])


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir