KAYNAYAN KAZAN TAŞMAZ MI?

Son not: “Anlaşılırsa” adada 650 Türk askeri, 750 de “Fustanella”lı evzon kalacakmış. Neden? Azınlığı 63 Kanlı Noel örneğinde görüldüğü gibi, çoğunluğun şerrinden korumak için; sayıca az olana daha çok asker gerekmiyor mu? - 9cbd78d0432dd63c7808923f18a5d414

Son not: “Anlaşılırsa” adada 650 Türk askeri, 750 de “Fustanella”lı evzon kalacakmış. Neden? Azınlığı 63 Kanlı Noel örneğinde görüldüğü gibi, çoğunluğun şerrinden korumak için; sayıca az olana daha çok asker gerekmiyor mu? - 9cbd78d0432dd63c7808923f18a5d414

 

 

KAYNAYAN KAZAN TAŞMAZ MI?
Hüseyin MÜMTAZ

Bu sefer yazının başlığı için çok düşündüğümü itiraf etmeliyim. Çünkü yıllardır daktilonun, bilgisayarın başına oturmadan evet konu aklımdadır ama önce başlığı düşünürüm. Başlık hallolunca yazı kendini yazar.
Yine türkülere sığındım, sonunda Bilecik/Gölpazarı türküsü cuk oturdu.
Türkiye bir kazanın içinde. Kazanın etrafı, altı alev alev yanıyor; içi kavruluyor, kaynıyor.
Taşar mı?
Önce etrafı…
Barzani; “Yüzyıl önce dörde böldünüz, 25 Eylül’de bağımsızlık referandumu yapacağım” diyor. Kuzey Irak’tan sonra Suriye’de de “dört parçanın ikinci parçası” kuruluyor. Amerika PKK/PYD/YPG’nin dost ve mütttefiki, Rusya Esad’ın hâmisi. PKK/PYD/YPG’liler kollarına ABD bayrağı takıyor. Kremlin kontrolündeki petrol şirketi Rosneft ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasında petrol sahalarının geliştirilmesine yönelik işbirliği görüşmeleri yapılıyor… 30 milyar dolar harcanan 4 milyon Suriyeli, çevre Arap ülkelerinde değil ama Türkiye’de. İsrail Suriye’yi vurup duruyor. Suudi Kralı ve Mısır darbecisi Trump’la dünyaya el basıyor, Arap dünyasını bölüyor. 7 Arap ülkesi, Arap Katar’a ültimatom verip ambargo uyguluyor. Hem de Ramazan ayında ve problem arife gününe kadar çözülemiyor. Türkiye Katar’a asker gönderiyor. Ama üssün adı üzerinde bir türlü anlaşılamıyor. Biz nedense “Tarık Bin Ziyad” diyoruz, Araplar “El Rayyan”ı tercih ediyor. (Yoksa Tarık Bin Ziyad’ın Türk/Türkçe olduğunu mu zannediyoruz?) O 7 Arap ülkesi, Arap Katar’a kurulan Türk Üssü’nün kapatılmasını istiyor. Ege’de anlaşmalarla Yunanlılara verilmemiş ada ve kayalıklarda Yunan bakan ve askerleri, burnumuzun dibinde, gözümüzün içine baka baka mangal yakıp kebap yapıyor. Hem oralarda kebap yapıyor, hem Ayasofya Camii’nde ezan okunmasına karşı çıkıyor.
Kazanın içi…
Fokur fokur…
PKK Hakkâri’de, PKK Şırnak’ta, PKK Siirt’te; PKK Van’da, Ağrı’da, Erzurum’da, Kars’ta… PKK Karadeniz’de…
PKK her yerde.
Yunanlı Ege’de Türk adacıklarında…
Ama Türk askeri Katar’da.
Ama Türk askeri, farklı garnizonlardaki kışlalarda yediği yemeklerden zehirleniyor.
“Türkiyeli” milletvekilleri Barzani’nin referandumunu destekliyor.
“Türkiyeli” milletvekilleri Barzani’nin referandumunda Türkiyelilerin bile oy kullanabileceğini söylüyor.
“Türkiyeli” milletvekilleri, Türkiye’deki seçimlerde oy kullanan Alman vatandaşı Türklerle; “Türkiye’li” Barzani’cileri mi karıştırıyor?
Türkiye, orta müfredattan Darwin’in evrim teorisini kaldırmakla uğraşıyor.
Türkiye Abdülhamid’in, Avrupa bankalarında olduğu söylenilen 250 milyon dolarını konuşuyor.
Ve geliyoruz Kıbrıs’a…
Elbette Kıbrıs’a geliyoruz.
Telefonda, Girne’de bilgisayarın başına oturulduğunda saçlardan süzülen terlerin klavyeye damladığı söyleniyor. Akşamları da o sıcakta ancak ahtapot pilâki yenilebiliyormuş. (74 Girne’sindeki Halil’in –Bozuk- şeftalisine ayıp olmuyor mu?)
Kıbrıs’ta sıcaklık artı 50’lerde dolaştığına göre elbette Crans Montana’nın serin havası “Kıbrıs’lılara” iyi gelecek… Fırsat bu fırsat deyip uzattıkça uzatacaklar konuşmayı.
Ama Türkiye kaynayan kazanda haşlanırken, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu on gündür neden İsviçre’dedir? Başbakan Yıldırım, BM yetkililerine neden “4 saatte ordayım” mesajı vermektedir?

Türkiye’nin içi ve dışı yanarken; Diyarbakır’dan-Trabzon’a her gün şehitler verilirken ne vardır İsviçre’de?
Irak/Suriye ve Yemen/Kuveyt/Katar, kısaca Arap dünyası bu haldeyken, pimi çekilmiş patladı patlayacak bombayken BM Genel Sekreteri’nin; 74’den beri neredeyse yarım asırdır tek kurşun atılmayan Kıbrıs’la ne işi vardır?
El birliği ile bölünen Irak ve Suriye’ye ses çıkarmazken BM Genel Sekreteri neden ille de Kıbrıs’ı birleştirmek istemektedir?
AB neden “gözlemci”? Rum tarafının ve Yunanistan’ın üye olduğu AB nasıl gözlemci?
O zaman KEİ, NATO, Şanghay Beşlisi; Türk Devlet ve Toplulukları neden yok?
Ortada fol yok yumurta yokken nedir bu Kıbrıs telaşı herkesin? Kıbrıs 74’den beri, Türk askeri çıktığından beri “barış adası” değil midir?
Kıbrıs’ın altında derinlerde bir yerlerde dünyaya bin yıl yetecek petrol ve doğal gaz mı bulundu?
Taşı toprağı altın mı Kıbrıs’ın? Yoksa Karpaz’dan Baf’a kadar elmas mı?
Paylaşılamayan ne?
Payımıza ne düşecek?
Bilmediğimiz ne var?
Bu kazan sizce daha ne kadar su kaldırır?
Taşmaz mı? 2 Temmuz 2017

Son not: “Anlaşılırsa” adada 650 Türk askeri, 750 de “Fustanella”lı evzon kalacakmış. Neden? Azınlığı 63 Kanlı Noel örneğinde görüldüğü gibi, çoğunluğun şerrinden korumak için; sayıca az olana daha çok asker gerekmiyor mu?

https://www.turkishnews.com/tr/content/yazarlar/huseyin-mumtaz/

 


Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir